Atak: 'Kendini bilen Rabbini bilir düsturu ile sempozyum düzenlemekten mutluyum'
4. Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu İstanbul'da yoğun katılım ile gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Erciyes Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Mustafa Atak 'Kendini bilen Rabbini bilir' düsturundan hareketle 2014 yılından beri Maneviyat Psikolojisi sempozyumlarını düzenlemenin huzur ve mutluluğu içinde olduğunu dile getirdi.
Bu sene 4’üncüsünün düzenlendiği ve toplumdan ilgi gören Maneviyat Sempozyumu Erciyes Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ve Sıcak Yuva Vakfı işbirliği ile Birlik Vakfı Milli Türk Talebe Birliği Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Sempozyumda alanında uzman Yrd. Doç. Dr. Zeynep K.Şerefoğlu, Prof. Dr. Hatice Birgül Cumurcu, Prof. Dr. Erol Göka Minnet-Şükür, Psikiyatrist Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Asım Yapıcı, Halis Kuralay, Serpil Sare Emek, Psikiyatrist Dr. Mustafa Ulusoy, Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Öğr. Gör. Mustafa Atak, Yrd.Doç. Dr. Ali Akben, Prof. Dr. Osman Nuri Küçük, Prof Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Burhanettin Can Fıtrat gibi isimler aile, çocuk, boşanma ve evlilik konuları üzerine katılımcıları bilgilendirdiler.
Modern Batı psikolojisinde Sigmund Freud, Gustave Jung, Abraham Maslow, Erich Fromm gibi düşünürlerden öğrenilen yaklaşımların insanın anlam arayışına tam manasıyla çözüm bulmadığını, psikoloji ve psikoterapi yaklaşımlarının varoluşsal bunalıma ve ruh sızısına ilaç olmadığını gözlemlediklerini ifade eden Atak; “Modern psikoloji ve psikoterapinin insanın metafiziği yaşama arzusuna ve ihtiyacına pozitivist bir bakış açısıyla çözüm üretebilmesinin mümkün olmadığını gördük. Burada insana kutsiyet düzeyinde değer atfeden ve sevgi temeli üzerine bina edilen maneviyat geleneklerimize başvurmak zorunlu hale gelmiştir. Maneviyat psikolojisi, mutluluğu daha çok kazanmada ve tüketmede arayan, kaygı ve depresyon rahatsızlıklarına düçar olan çağımız insanına yol gösterecek yaklaşımların en önemlisidir. Ruhsuz psikolojiden ruh merkezli bir psikolojiye geçmek durumundayız. Önümüzdeki engeller, engelin kendimiz olduğunu öğrenince ortadan kalkar. Kainata ibret nazarıyla bakan insan yaratılmış olan her şeyden kılavuzluk desteği alabilmektedir. Bizim maneviyat geleneklerimizde ve kişinin tekamülünün özünde en büyük engel kendi nefsidir. Nefsi emmareyi aşmadan manevi tekamül gerçekleşmez. Manevi tekamülü gerçekleştiremeyen birey en küçük bir sarsıntıda darbe alır ve içsel buhranlar yaşamaya başlar” görüşlerini aktardı.
Modern Batı psikolojisinin Mevlana, Gazali, Yunus Emre gibi önemli değerlerle tanışması gerektiğini vurgulayan Atak; “Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, Muhiddin Arabi'yi Batı'dan oryantalistlerin çevrelerinden anlamanın gereği yoktur. Psikolojisi, psikiyatri, psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerine enstitü, uygulama ve araştırma merkezlerinde Beyazıt'ı Bestami kürsüsü, Muhiddin Arabi Uygulama ve Araştırma Merkezi gibi birimlerin kurulması gerekmektedir. Bunun yanı sıra Kur'an-ı Kerim'in insan psikolojisine bakışı üzerine çalışmalarda bulunmak gerekmektedir” ifadelerinde bulundu. HABER MERKEZİ