Atak: 'Hac bireyin öfkesini ve şiddeti azaltır'

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Atak, toplumun gerginliğinin arttığını ifade ederek, bu doğrultuda 'Hac ibadeti bireyin öfkesini ve şiddeti azaltır' dedi.

Atak: 'Hac bireyin öfkesini ve şiddeti azaltır'

Paylaştığı bilgilerde çağımız insanının bencilleşirken, sadece kendine değer verirken her türlü üstünlüğü de tek elinde bulundurmak istemekte olduğunu belirten Öğretim Görevlisi Atak, insanların daha çok çalışmakta daha çok şeye sahip olmakta olduğunu ancak sahip olduklarının ise onu teskin etmek yerine ifade yerindeyse azdırmaya sebep olduğunu kaydederek şunları dile getirdi; “Yaratıcı, zenginleşen insana değer verdiği iki varlıkla, canı ve malıyla yapacağı bir ibadeti farz kılmaktadır. O ibadet Hac’dır. Cenab-ı Hak onu, evim diye nitelendirdiği Kâbe’ye diğer misafirleriyle birlikte davet etmiştir. Lebbeyk sesleriyle Kâbe’ye gelen insan önce Hacer-ül Esved’i selamlar. O kara taşa bağlar, kendini dünyevileştiren sarmalın bir ucunu ve gezegenlerin, güneşin ve kendilerinin etrafında döndükleri gibi dönmeye başlar Kâbe’yi yüreğine yakın tutarak. İlk önceleri Kâbe’nin manyetik çekim gücü çok cılızdır hacı için. Her tavaftan sonra biraz daha cezbedici hal alır Kâbe. Her tavafta biraz daha büyümektedir Kâbe. Kara delik misali emdikçe insanın zaaflarını, günahlarını, hacı hafiflemekte, dünya çaputlarından bir bir sıyrılıp özüne dönmektedir. Kâbe, artık dünyaya ait tüm olumsuzluklardan sıyrıldıkça özüne dönen insanı mıknatısın demiri çekmesi gibi çekmekte, insan bir daha eski yanlışlarına dönmekten ateşe atılmaktan korktuğu gibi korkmaktadır. İlk önce dikkat çeken rengi, kokusu, giyimi farklı insanlar aynı imiş gibi gelmeye başlamış, kişi kendini akıntıya bırakmıştır. Tavaf dönmekten öte, sadece insanı değil kâinatı bütün tonlarıyla, renkleriyle duyumsamak; günü saniye saniye yaşamak, güne tanık olmak halini almıştır. Açık hava yürüyüşünün depresyon ve anksiyete bozukluklarında önemli terapötik etki yaptığı bir gerçek. Psikiyatrist ve psikologların bir kısmı danışanlarına yürüyüş terapisini önermektedir. Tavaf sırasındaki yürüyüş, açık hava yürüyüşünün ötesinde manevi bir coşku ile gerçekleşir. Bu hal, kişinin ruhsal ve duygusal rahatlık yaşamasına, yaşadığı yoğun stresin yerine bir huzur iklimine geçmesine sebep olur. 2015 yılında Hac’ca giden bireyler arasından Türkiye’nin değişik bölgelerinden 95 birey örneklem olarak alınmış ve Hac’ca gitmeden önceki öfke düzeyleri anket ve tutum ölçer vasıtasıyla belirlenmiş olup hacdan döndükten 60 gün sonra aynı bireylerin öfke düzeyleri yeniden ölçülmüştür. Hac’dan sonraki öfke düzeyinde ciddi bir düşüş görülmüştür. Bu araştırmada, Hac’cın bireydeki öfke düzeyini azaltmada istatistiksel olarak önemli etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Hac’ca gitmeden önceki öfke değeri 69.7297 iken Hac’dan döndükten sonraki öfke değeri 62.1351’e düşmüştür. Bu değer istatistiksel olarak 0.05 düzeyinde anlamlıdır ve Hac’cın öfkeyi azalttığı söylenebilir. Araştırmada ayrıca psikolojik destek alan bireylerin büyük çoğunluğunda öfke kontrolü sağlamada güçlük görülmektedir. Psikolojik destek alan bireylerin hac sonrası öfke düzeylerindeki ortalamada belirli olarak düşüş, Hac’cın insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkisini belirtmektedir”.

“EKSİKSİZ TAMAMLANAN HAC, ÖFKE VE SABIR KONTROLÜ SAĞLAR”

Bu bilgiler ışığında eksiksiz tamamlanan Hac’cın bireyde öfke ve sabır kontrolü sağlayıcı etkisi olduğunu öne süren Atak, sürdürdüğü konuşmalarında şunları ifade etti; “Eksiksiz tamamlanan Hac’cın birey için bir öfke ve sabır kontrolü sağlayıcı etkisi olduğu söylenebilir. Düzenli namaz kılan insanların öfke düzeylerinde anlamlı düşüş görülmesi; dini yaşantısı tam ya da tama yakın kişilerin hacda psikolojik bağlamda büyük kazanımlar elde ettiğini ve İslam’ın her şartının diğerini destekleyici nitelikte olduğunu göstermektedir. Dinin emirlerinin bir bütünlük arz ettiği görülmektedir. Bu sonuca göre, dini emirlerin eksiksiz olarak yapılmasının kişinin öfkesini azalttığını söyleyebiliriz. Araştırmadan çıkardığımız sonuçlara göre belirlediğimiz öneriler şunlardır: ‘Aile içi şiddeti önlemek üzere, evlenecek çiftler devletin desteğiyle Hac’ca yönlendirilebilir. Balayını gençlerin kutsal topraklarda yapması sağlanarak yeni hayata manevi motivasyonla başlanmış olacaktır. Devletin Hac’ca gitmeye destek verdiği Endonezya ve Malezya’da 2012 yılındaki suç oranlarına baktığımızda oldukça düşük olduğu gözlenmektedir. Endonezya’da suç oranı 0,6 iken Malezya’da 2012 yılı suç oranı 2,3’tür. Bu rakamlara göre her iki ülkede dünyada en az suçun işlendiği ülkeler arasındadır. Temizlenme, yenilenme, günahlardan arınma hissi de stresi yenmede önemli bir yere sahiptir. Kutsal toprakların manevi atmosferi günahlardan arınma duygusuyla birlikte kaygı ve stres yükünü de alır insanın omuzlarından. Bu yüzden bazı İslam ülkeleri, evlenen çiftleri Hac’ca gönderiyor ki aile kurumu ruhen daha sağlıklı bireyler üzerine inşa edilebilsin.  Ailelerin çocuklarıyla birlikte yaptığı Hac yolculuğu çocuklardaki aşırı kaygının azalmasına yardımcı olur. Kişi dünya hayatından, günlük stres ve koşuşturmalarından bir gün bile kopamazken orada günlerce ayrı bir boyutta yaşamakta ve bu hal, insan üzerinde uzun süreli, hatta kalıcı etkiler bırakmaktadır. Hac ile adeta bir zaman tünelinden geçilerek, ruhen ve bedenen yeniden doğmuş gibi bir hal yaşanmaktadır. Tüm bunlar ışığında; okullarda rekabet ortamında üstünlük elde ederek sivrilen gençlerin narsistik eğilimli duygularının azaltılması adına umre ile ödüllendirilmesi sağlanabilir. Lise ve üniversite öğrencileri için yapılacak bu uygulama gençlerde önemli farkındalık (müşahede) meydana getirecektir. Merhamet ve sabır eğitiminin genç yaşta verilmesi için hacı adayları belirlenirken gençlere ayrı, yaşlılara ayrı kontenjan verilerek, daha fazla gencin hacca gitmesi sağlanabilir. Din görevlilerinin sorumlu olduğu hacı adaylarına aylar öncesinden haccın manevi ve psikolojik etkileri konusunda bilinçlendirilme yapılabilir. İnanıyorum ki bunların sonucunda toplumdaki şiddet, geçimsizlik, aldatma, gasp, cinayet ve vahşette kıvılcım rolü bulunan öfkede belirgin ölçüde azalma sağlanacaktır. Kanaatimce; insanın tekâmülünde ve eğitiminde destekleyici bulduğumuz kutsal yolculuklar özendirildikçe ve kolaylaştırıldıkça dünyada yaşamak da kolaylaşacaktır”. ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ