EVLİLİK PROGRAMLARI AİLE YAPISINA ZARAR VERİYOR

Son zamanlarda insanların saatlerce televizyonun başından oturup evlilik programı izledikleri bilinirken söz konusu durum hakkında Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü, Öğr. Gör. Mustafa Atak'tan konu hakkında görüşlerini aldık.

EVLİLİK PROGRAMLARI AİLE YAPISINA ZARAR VERİYOR

Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan Atak; “Sözüm ona evlilik programları, insanları evlendirme amacı taşıyormuş gibi görünse de aslında geleneksel aile yapımıza ciddi ölçüde zarar vermektedir” diye konuştu.

EVLİLİK PROGRAMLARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Son yıllarda birçok televizyon kanalında yer alan sözüm ona evlilik programları, insanları evlendirme amacı taşıyormuş gibi görünse de aslında geleneksel aile yapımıza ciddi ölçüde zarar vermektedir. Evliliğe bakış açısını değiştirme amaçlı olduğu düşünülen bu programlarda topluma model olması beklenen yaşını başını almış insanlar “Evin var mı? Yazlığın var mı? Arabanın markası ne? Bankada ne kadar paran var?” Ve benzeri sorularıyla evliliği adeta maddi temelli bir birliktelik ve sözleşmeye indirgemektedir. Yanısıra yürürse yürür, yürümezse inceldiği yerden kopar mesajı gizliden gizliye verilmektedir. Bunun bir yansıması olarak evlilikler, maddi temelli olmakta ve incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle de sonlanmaktadır. Peygamber Efendimiz nikâhta mal, güzellik, soy ve ahlak olmak üzere dört unsurun göz önüne alınabileceğini belirtmiş ve güzel ahlakın tercih sebebi olmasını vurgulamıştır. Bu tavsiye ile şekillenen geleneksel evlilik anlayışımızın aksine kriterler artık zenginlik, güzellik, kariyer ve benzeri öncelik sırasına göre şekillenmektedir. Özetle evlilik veya evlendirme programları adı altındaki soruların evlilik kurumunun itibarını zedelediği kanaatindeyim.

MEDYANIN TOPLUMU YÖNLENDİRMEDE ETKİSİ NEDİR?

Medya, çocukların sütannesi, yetişkinlerin akıl hocası konumunda maalesef. Medya, toplumu yönlendirme gücüne sahip. Toplumun seviyesini var olan konumdan daha yükseklere çıkarması gerekirken seviyeyi daha da aşağı düşürüyor. Mesela; geçmişte Dallas dizisi toplumda çarpık ilişkileri artırmış ve ahlaki yozlaşmada etkili olmuştur. Şimdilerde diziler ve evlilik programları ile bu yapılıyor. Aslında dizilerde muhteşem hayatlar var. Jipler, hizmetçiler, yalılar var. Toplumun ancak yüzde 1’ni temsil eden yaşam tarzı genelleştirilerek insanların maddi beklentileri artırılıyor. Bu durum, evliliklerde büyük hayal kırıklıklarına neden oluyor.

EVLİLİK PROGRAMLARININ YARARI VAR MI? TOPLUMU NASIL ETKİLİYOR?

Özellikle yaşını başını almış insanlar gençlerin evliliğe bakış açısını değiştiriyor. Kredi kartı, ev, araba, güzellik, görüntü önem kazanıyor. Bunlar ilk bakışta kişiye şaşırtıcı geliyor. Sonra bunu normalleştiriyoruz. Demek ki evlilik böyle olurmuş diyoruz.

Halk talep ettiği için programlar devam ediyor. Bu, kültür seviyesinin düşüklüğünü gösterir. Arz talep meselesi söz konusudur burada. Böyle kalitesiz ve seviyesiz programlarla birlikte halkımızla alay etmiş oluyoruz. Ayrıca bu tür programlar, boşanmaya meyilli kişilerin boşanmalarını hızlandırabilir. “Nasıl olsa bu programlarda birini bulurum” diyerek kişinin boşanma isteğini artırabilir.

Sürekli kavga ve tartışmaların yer alması gençlerde evlilik konusunda olumsuz bakış açısı oluşturup “evlilik istememe sendromu” ortaya çıkartabilir. Programların gerçeği yansıtmayıp kurgu olması sağlıklı bir evlilik modeli sunulmasını engelleyebilir. Saçma-sapan tiplemelerle gençlerin ve çocukların bilinçaltı, evlilik konusunda yanlış şekillendiriliyor ve Jung’a göre evlilik arketipi bozulmuş oluyor. Böylece evlilik ve aile kurumu değersizleştirilmiş hale getiriliyor.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na  (RTÜK) Ocak-Aralık 2016 dönemine ait olmak üzere evlilik programlarına ilişkin toplam 75 bin 190 şikâyet gelmiştir. RTÜK birçok televizyon kanalına ceza kesmiştir. Ancak bu konuda devlet henüz yeterli çözüm geliştirememiştir.

TOPLUMUN BU TARZ İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN ALTERNATİF OLARAK NELER YAPABİLİRİZ

Kitap okuma grupları var üniversitelerde. Bu grupları canlı yayında oluşturarak önemli konuları içeren bir kitap okunup grupla programda tartışılabilir.

Ahlaki yanlışlarımızı düzeltme adına televizyonlarda tartışma programları düzenlenebilir. Beyin fırtınası yapılabilir. Olumsuz modellerden yola çıkarak olumlu model oluşturma çalışmaları yapılabilir.

Evlilik sorunları ile ilgili programlarda bilge, yaşlı, tecrübeli kişiler çözüm önerileri getirilebilir. Tecrübeli uzmanlardan da destek alınabilir.

Gençlere yönelik ilmi, fikri, siyasi, felsefi, tarihsel tartışma programları yapılarak bilinçlendirme sağlanabilir.

Dizilerde de aklı-selim insanları koyarak olumlu modeller oluşturulabilir. Diriliş Ertuğrul’da olduğu gibi toplumun idealize edilen ahlaki yapısı resmedilebilir. Dizilerde yatla gezen, abuk subuk hayat yaşayan karakterler toplumu ne kadar temsil edebilir. Medya, doğru şekilde yönlendirme yaparsa toplumun sosyal, ahlaki, kültürel gelişimine önemli katkılar sağlayabilir. Şiddet, ahlaksızlık, bağımlılık ve benzeri kötü alışkanlıklar medyanın olumlu yönlendirmesiyle minimuma indirilebilir. RÖPORTAJ:STAJYER KADİR YÜZÜGÜLDÜ