Şenay Sarıaslan

Zorunu Seç!

Şenay Sarıaslan

Hayat çok yorucu, yoğun ve zaman eskisi gibi her şeye yetmiyor değil mi? 
Yetmez! Yetmez, çünkü bizler tam bir bağımlı olduk. Tüketim odaklı yaşamlarımızın maalesef artık kölesiyiz.

Bize hizmet etmesi gereken ürünlere hizmet ediyor, hayatı kaçıracağız korkusuyla her şeye yetişmeye çalışıyoruz.

Oysaki hayatlarımızın merkezinde bizler olmalıyız. Yaşam bizim, hani şu sadece bir kere geldiğimiz yaşamlarımız… Farkında mısınız? Siz olayları çok düşünüp, hayat için koşturduğunuzda da dünya aynı hızla dönüyor, siz olayları az düşünüp, hayat içinde kısa kısa molalar verdiğinizde de...

Hepiniz hayatın telaşından, sorumluluklarından ve toplumun biçtiği rollerinizden yorulduğunuzu dile getiriyorsunuz. Peki, değiştirmek için ne yapıyorsunuz?

Mükemmel olmaya çalışmayı bırakmaya ne dersiniz, hatalarınızı sevmeye ve kendinize bebeğinizmiş gibi bakmaya? Absürt geliyor biliyorum, ama düşünün lütfen. İnsan bu hayatta en iyi çocuğuna bakmaz mı? Şeker yersiniz ama ona yedirmezsiniz, telefonla birleşik yaşarsınız ama ona fazla bakıyor diye kızarsınız gibi örnekleri çoğaltabilirim. Umarım ne demek istediğimi verdiğim örneklerle daha iyi anlatabilmişimdir.

Ama bana kalırsa esas mesele hepinizin şikâyet ederek, söylenerek yaşadığınız bu hayatların içinde bulunmaktan keyif almanız. Çünkü bu koşturmanın içinde hem kendinizi önemli bir kişi zannediyor ve egonuzu tatmin ediyorsunuz hem de karmakarışık olan kafanızı toparlamaktan kurtuluyorsunuz. Durup düşünme zahmetinde bile bulunamıyorsunuz. Durup düşünmeyen zihin ne rahat değil mi? Koşturuyorum demek, bu durumdan yakınmak daha kolay tabii.

Oysa durup dinlenmeli, düşünmeli, yolumuza istediğimiz şekli vermeliyiz. ‘Bir kere geliyoruz’ diye her istediğimizi yapmayı kendimizde hak gördüğümüz hayatlarımızın da bize birer emanet olduğu unutulmamalı. 

Değişim her zaman zordur, alışkanlıklar ise kolay ve insan beyni her zaman kolay olanı yapmaya meyillidir. 

Kaliteli bir yaşam için, şartları zorlamalı ve kendinizle her daim mücadele etmelisiniz. Çünkü bu hayatta iki yol var. Ya kolay olanı seçip sürekli söylenecek ve kendinizden gizliden tabiri caizse nefret edeceksiniz ya da zor olanı seçip, alışkanlık zincirini kırana kadar, istediğiniz hayata doğru ilerleyecek ve kendinizle gurur duyacaksınız.  

Bir videoda izlemiştim, mentor "Zorunu Seç" diyordu. Böyle söyleyince belki ilk başta anlamsız geliyor ama düşününce o kadar haklı… Özetle, video da, aynı hayata devam ederseniz de zorluk yaşayacağınızı ( sonuçları ) - değişim için de adım attığınızda ( mücadele) zorluk yasacağınızı anlatıyor.  Ne kadar da haklı, madem her kararın zorluğu var, o zaman kendimiz için daha doğru zorları seçelim mi? 
 

Yazarın Diğer Yazıları