28 Şubat mağduru Mete: '28 Şubat milli manevi değerlere açılmış bir savaştı'

Türkiye'de hafızlara kazınan bir çok vatandaşın adeta sindirilmeye çalışıldığı 28 Şubat post modern darbenin 21'inci yıl dönümünde açıklamalarda bulunan 28 Şubat mağduru eski diş tabip Yarbay Kemal Mete '28 Şubat milletin milli manevi değerlerine Batı ve yandaşları tarafından açılmış bir savaştı' ifadelerinde bulundu.

28 Şubat mağduru Mete: '28 Şubat milli manevi değerlere açılmış bir savaştı'

28 Şubat’ın yıl dönümünde çarpıcı bilgilere yer veren eski TSK görevlisi Mete, ‘bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat’ın bir çok insanı mağdur ettiğini, intihara sürüklediğini ve sivil halktan irticacı, terörist diye suçlanarak hala hapiste olan mağdur vatandaşların bulunduğunu dile getirdi.
 
“KUR’AN SUÇ SAYILDI, ARABADA LOJMANA GİREREKEN EŞİMİN ÜZERİNE ÖRTÜ ÖRTERDİM”
 
Verdiği bilgilerde, söz konusu süreçte Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in yasaklanan kitaplar arasına dahil edildiğini ve Kur’an’ın suç unsuru sayıldığını belirten Mete, “28 Şubat milletin manevi değerlerine ve Müslümanlara karşı açılmış bir savaş projesidir. Bu dönemde ‘ben Müslümanım’ deyip te etkilenmemek mümkün değildir. Bu dönemde Kur’an-ı Kerim yasaklı kitaplar arasına alındı. Kur’an suç unsuru sayıldı. Lojmandaki evlerimize dahi giremezdik; bazen arka koltukta oturttuğum eşimin üzerini örtü ile örterek geçiş yapabilirdim” şeklinde konuştu. 
 
“ÜTÜSÜZ PANTOLON, SERVİSE GECİKME BAHANELERİ DOSYAMIZA GEÇTİ”
 
28 Şubat sürecine ilişkin yaşadıkları mağduriyeti anlatan Mete, kendisinin o dönemde askeri hastanede diş tabibi olarak Yarbay rütbesiyle hizmet verdiğini ifade ederek, yaşanan süreçte kendisinin fişlemelere ve soruşturmalara maruz kaldığını, ancak suç teşkil edecek bir belge bulamayınca ütüsüz pantolon, servis aracına gecikme gibi sudan, basit nedenlerin sicillerine eklendiğini söyledi. Son olarak ise 28 Şubat meydana gelince eşinin başörtülü olması nedeniyle emekli edildiğini aktardı. Mete; “ ’TSK 'da eşi başörtülü kimse kalmayacak’ gizli talimatı ile eşimin başını açtırmam için uyarıldım. Açtırmayınca da sırf eşimin başörtülü olması nedeniyle 2000 yılında re'sen emekli edildim. Bu dönemde FETÖ mensupları eşlerinin başını açarak bu kıyımdan kurtuldular” dedi.
 
“28 ŞUBAT’IN MADDİ BEDELİ 224 AVRASYA TÜNELİ’NE EŞİT”
 
Açıklamalarında 28 Şubat’ın manevi boyutunun yanı sıra mali boyutuna da değinen Mete, maddi zararı 291 milyar doları bulan darbenin kaybı ile toplam maliyeti 1,3 milyar dolar olan Avrasya Tüneli’nden 224 adet inşa edilebildiğine dikkatleri çekti. Türkiye’nin önemli yatırımları olan İstanbul’a 3. havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Sinop Nükleer Santrali, Kanal İstanbul ile yerli tank, denizaltı, helikopter gibi bir çok projenin maliyetinin toplam 119,3 milyar dolar olduğuna değinen Mete, 28 Şubat ile kaybolan paranın, bunları 2’şer defa yapmaya yetecek düzeyde olduğunu vurguladı.
 
“ŞU AN BAŞÖRTÜLÜ VE DİNDARLAR VAR YÖNETİMDE, ÜLKE YIKILDI MI!?”
 
O dönem yaşananları ve 28 Şubat’ı milletin manevi değerlerine karşı Batılıların ve yandaşlarının açmış olduğu bir savaş olarak niteleyen Mete; “Amaç ülkemizin İslami ve manevi değerlerini sıfırlamak idi. İnsanlar ile İslam’ın arasındaki bağı koparmak, yok etmek idi. İslami kesimi yönetimden, devletten uzaklaştırmak ve suya sabuna dokunmamasını sağlamak idi. Şu an ise yönetimde başörtülüler var, dini, manevi değerlere sahip kimseler var. Ülke yıkıldı mı, yıkılıyor mu! Gayet iyi ve başarılı bir şekilde yürüyor. Ülkenin başında ülkenin manevi değerlerini sahiplenenler bulunmalı. Birlik ve beraberlik olmalı” dedi.
 
“BİZLER MİLLET İLE DEVLET ARASINDA KÖPRÜ OLDUK”
 
Paylaştığı görüşlerinde her şeyde bir hayr olduğunu ifade eden Mete; “Biz o zaman işten çıkarıldık, haksızlığa uğradık, mağdur olduk ama bugün devletimiz ile milletimiz arasında köprü olduk. Süreç acıydı, zordu ancak sonuç itibariyle güzel oldu. Dilerim bir daha böyle mağduriyetler yaşanmaz. Milletimiz ve devletimiz birlik ve beraberlik içerisinde olur” diye konuştu.
 
“ASKERLER YARGILANDI, MEDYA VE SERMAYE YARGILANMADI”
 
Darbelerin ülke için çok kötü sonuçlar doğurduğuna işaret eden Mete; “Darbelere sebep olan üç kaynak var. Biri mevzuatta daha yer alan karışıklık durumunda askeriye yönetime el koyar maddesi idi. Bu kaldırıldı. Bir diğeri darbeyi savunan belli bir kısmın kadrolaşması. Darbeyi destekleyen kesim bunlar. Üçüncüsü de siyasi istikrarsızlık. Ülkede siyasi istikrarsızlık olursa 28 Şubat gibi darbeleri tetikler. İşte 15 Temmuz’un başarılı olmamasının nedeni siyasi istikrarsızlığın olmaması idi. Geçmişe baktığımızda 28 Şubat dönemindeki aktörlerden askerler yargılandı. Ancak sermaye ve medya ayağına dokunulmadı. Burası önemli” şeklinde konuşarak Batı dünyasının oyuncağı olan sermaye, medya ile demokrasinin tamamen yerli ve milli olması gerektiğine vurgu yaptı. HABER-FOTO: KAAN AKBAŞ