68 sanıklı FETÖ Davası'nda ikinci gün

Kayseri'de aralarında Boydak kardeşlerin de olduğu ünlü işadamlarının yargılandığı 68 sanıklı büyük FETÖ Davası'nda tanıkların dinlenilmesinin ardından tutuklu sanıklara söz verildi.

68 sanıklı FETÖ Davası'nda ikinci gün

Sanıkların yoğunluğu ve güvenlik gerekçesiyle 250 kişilik Adli Konferans Salonu’nda Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen 17’si tutuklu, 1’i firar 68 sanıklı davanın ilk gününde 13 tanık daha dinlendi. Tutuklu sanıklardan Mustafa Ahi, Mehmet Fındık, Abdurrahman Haskaraman, Memduh Boydak, Ahmet Türkmen, Hacı Osman Büyükata, Mehmet Filiz, Necmi Somtaş, Mehmet Albayrak, Hamdi Kınaş ve Nurullah İlgün duruşma salonunda, Şükrü, Bekir ve Hacı Boydak ile Muzaffer Güner ile Metin Çiftçi tutuklu bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile hazır edildi. Önceki celse tutuklama kararı çıkarılan sanık Eşref Coşar’ın ise firari olduğu öğrenildi.
 
Tanıkların ardından davanın ikinci gününde tutuklu sanıklara tanık ifadelerine cevap vermek ve tutukluluğa ilişkin savunma yapmak üzere söz verildi.
Tutuklu sanık Memduh Boydak, tanık ifadelerine ilişkin verdiği savunmasında şunları anlattı: “ABD’ye sık sık gelip gittiğimi söylüyor, evet itiraf ediyorum. ABD’ye sık sık gider, gelirdim. ABD’ye en çok ihraç eden şirket bizimkidir. Çocuklarım orada okudu, çocuğumdan 3’ü oradan mezun oldu, 2’si halen orada okuyor. Sık sık gidip geldim. Mehmet Fındık ile HTS kayıtlarım çıkmış, ben kabul etmemiştim ama gördük ki benim kızım ile onun kızı görüşmüş. Zemheri gizli tanık, evet zemheri karanlıkmış. Beni babamın adını taşıyan yurda gitmişim, asansörde karşılaşmışız. Babamın adını taşıyan yurda gidemez miyim? İddianameye iftiraname diyeceğim ama utanıyorum. İşletmeciyim ama hukukçu gibi oldum, TCK’yı okudum. Örgüt şemasında üst düzeydeyim. Nereden çıkartılıyor ama Boydak Holding’in örgütü içinde oldum, yönetici oldum, aile örgütünün içinde oldum, TÜSİAD içinde oldum, Melikşah örgütünde oldum. FETÖ/PDY örgütünün içinde olmadım. 48 yaşına kadar mahkeme salonu görmemiştim, 2 yıldır buradan çıkmıyorum. Terör ile iltisaklım bir gecede belli olmuş, o geceyi merak ediyorum. Sıddık Baş denilen alçak Melikşah üyelerinden birisiymiş. Alçak bizim ile ikili oynamış, kandırmış. Kaçak olması onu gösteriyor. Biz onu YÖK’ten onay alarak mütevelliye aldık. FETÖ dahil tüm terör örgütlerinin Allah belasını versin.”
 
Tutuklu sanık Ahmet Türkmen, “Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. 11 gün gözaltında kaldım, yaşadıklarımı çocuklarım duymaması için anlatmak istemiyorum. Baskı altına alındım, iddianamenin tamamını okuyamadım o yüzden yeniden ifade vermek istiyorum. Tanık beyanlarını kabul etmiyorum. 4 aydır hücrede tutukluyum. 4 yıl koğuşta kalanlar benim 4 ayda kaldığım sürede çektiğim çileyi bilemezler. 65 yaşındayım, benden terör örgütü üyesi olmaz. 4 aydır zor şartlar altında hücrede kalıyorum. Tahliyemi istiyorum” dedi. Türkmen’in avukatı ise sanığın vatandaşlıktan çıkarılacaklar listesinden çıkarılmasını ve mal varlıklarındaki tedbirin kaldırılmasını talep etti.
 
Tutuklu sanık Hacı Osman Büyükata ise “Terörizme finans suçundan tutukluyum ama ABD’deki çocuğuma para yatırdığım için 18 aydır tutukluyum. Kimse Yok mu Derneği’nin başkanlığını yaptım, bize hiçbir uyarı gelmedi” dedi.
 
FETÖ SANIĞI CİMER'E TAHLİYE MEKTUBU YAZMIŞ
 
Tutuklu sanık Abdurrahman Haskaraman da “65 yaşıma kadar hiçbir illegal yapıya katılmadım. Suçsuzum, 14 maddeden oluşan hastalıklarımı mahkemeye sundum. Darbe günü umredeydim, kaçmak istesem gelmezdim, kalan ömrümü ailemle geçirmek istiyorum” dedi. Mahkeme başkanı, sanığın cezaevinde kalmasında sakınca olmadığına dair raporun olduğunu söyledi.
 
Sanık Haskaraman, cezaevinde tahliyesi için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’e mektup yazdığını söylemesi üzerine mahkeme başkanı, “Cumhurbaşkanlığı’na değil, tahliye için bize yazacaksın” cevabı verdi.
 
Tanıkların FETÖ’nün kasası olduğu iddialarına tutuklu sanık Necmi Somtaş, “35 yıllık sarrafım. Güvene dayalı bir meslektir. Bütün sarraflar kasamı kullanırdı, benim kasama emanet para bırakırlardı. FETÖ kasası değil, emanet kasa olarak kullanılırdı. Kılıçaslan Vakfı’nın başkanı Yılmaz Akansu serbest, damadı firari ama ben tutukluyum” dedi.
 
Tutuklu sanık Mehmet Fındık ise, “Hakkımda By Lock iddiası var ama ben kullanmadım, indirmedim. Evdeki wifi herkese açık oradan biri indirmiş olabilir. Hakkımda 2 gizli tanık ifade vermiş. Ve ifadeleri kabul etmiyorum. Bank Asya dahil 10 banka da hesabım var, Sigorta ve Bağ-Kur için para akışı vardı. Bunlar dışında hesaplarımda hiçbir şey yapmadım. 2012 de Umre de çekilen fotoğraf için tutukluyum. 126 aydır. Ve dosyamda gizlilik kararı olmasına rağmen basına sızan bilgilerimden ötürü kamuoyuna rezil oldum. Peygamber soyundan geldiğimiz için ind-i ilahide hesaplaşacağız. Benim gibi inanmış mağdur din mazlumları için de adalet tecelli ettirileceğine inanıyorum” diye konuştu. HABER-FOTO: İHA