Ağar: 'PKK algı yönetimi yapıyor'
Erciyes Üniversitesi Türk Eğitim Kulübü tarafından düzenlenen 'Terör ve Türkiye' konulu konferansa katılan Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, Batı dünyasının PKK'yı koruması ve kollamasının, Türkiye ile ilişkilerinde ciddi bir kırılma nedeni olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Irak-Suriye sınır geçiş hattında bulunan Sincar (Şengal) Dağı ile Suriye'nin kuzey doğusunda bulunan Derik ilçesi yakınlarındaki Karaçok Dağı'ndaki PKK-YPG hedeflerine yönelik hava harekatı üzerine değerlendirmelerde bulunan Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, Batı dünyasının 2014 yılından bu yana PKK’ya desteklerinin artarak devam ettiğini ve bu desteğin, özellikle son hava harekatı sürecinde Batı dünyası ile Türkiye ilişkilerinde ciddi kırılmalara neden olduğunu ifade etti.
“Batı dünyası 2014’ten bu yana PKK’yı destekliyor”
Abdullah Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Batı dünyası 2014 Hazirandan sonraki süreçte ortaya çıkan PKK figürünü çok benimsedi. Onu bir şekilde yönetti ve yönlendirdi. IŞİD’in Ezidiler üzerine ortaya koyduğu insanlık suçlarını barındıran o eylemlerden sonraki süreçte devreye giren PKK, bir şekilde gelecekle ilgili çok ciddi bir altyapının gerekçelerini oluşturdu. Aslında bunun bir terör örgütü olduğunu Batı dünyası da çok iyi biliyor. Ama kendi menfaatlerine hizmet ettiği için bir şekilde bölgedeki dizaynda bir aparat olarak kullanmaya başladılar ve devam ediyorlar, bunun için de ciddi anlamda yatırım yaptılar. PKK’nın, Türkiye’nin bekasını, ulusal güvenliğini, üniter yapısını, birlik ve beraberliğini tehdit eden bir figür olduğunu da çok iyi biliyorlar. Ama bütün bunlara rağmen PKK’yı beslemeye ve desteklemeye devam ediyorlar. Bu, Batı dünyası ile Türkiye arasında çok ciddi bir kırılmaya neden oldu.”
“Batının tavrı Türkiye ile ilişkilerinin seyrini belirleyecek”
Batının söz konusu tavrının, Türkiye ile ilişkilerinde belirleyici olduğuna dikkat çeken Abdullah Ağar, “Bununla ilgili mücadelemiz elbette sonuna kadar devam edecek. Ancak bu mücadeleyi yaparken Batı dünyası ile ilişkilerimizde hassasiyet de kendisini göstermiş durumda. Şu anda Sincar’da ve Suriye’de Karaçoban’da orada yapmış olduğumuz bombardımanlardan sonra kendi kurdukları, fonladıkları, yönettikleri bir vekalet gücüne böyle bir etkinin ortaya çıkması onların hoşuna gitmedi. Hatta ciddi anlamda rahatsız etti. Ama bu şartlar geleceğe damgasını vuracak” diye konuştu.
“PKK kara propaganda yapıyor”
PKK’nın bu saldırılar karşısında, Türkiye’nin DEAŞ'ın arkasında olduğu şeklinde algı yönetimi yapmaya başladığını da kaydeden Abdullah Ağar, “Algı mühendisliği yapıyor şu anda PKK. Sınır karakollarımıza saldırıyor, biz misli ile karşılık veriyoruz doğal olarak, bu sefer bana saldırıyor, diyor. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekir. Jeopolitik konumla ilgili uluslararası ilişkilere düşen çok ciddi görevler var. Bir şekilde Batı dünyası ile ilişkilerdeki bu kırılmanın dozajının belirlenmesi; Batı dünyası ile Amerika, Avrupa, Rusya ile karşı karşıya kalınmaması bizim bambaşka çabalarımızın ortaya çıkıyor olması gerekiyor” dedi.
“İlişkilerin bozulması jeopolitik veya jeostratejik kırılma ile sonuçlanabilir”
Bir gazetecinin, Sincar’daki hava harekatının ardından Amerikalı subayların buradaki kampları ziyaret ettiğine dair soruya Trump’ın verdiği ‘Çok saçma’ şeklindeki yanıtı değerlendiren Abdullah Ağar, şunları söyledi: “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın müesses nizamın kurmuş olduğu bir strateji üzerinden gitmekte olduğunu görüyorum. Ama bir diğer tarafı ile de konuyu çok iyi kavrayamadığını düşünüyorum. Sonuçta, Amerika Birleşik Devletlerinin kendi kanunlarına göre de, PKK’ya verilen destek bir suç. NATO’nun kuruluş felsefesine göre de suç PKK’ya destek verilmesi. Bir diğer tarafıyla 2014, Nato’nun müşterek tehdit dökumanında PYD’nin bir terör örgütü olduğu da zaten yazıyor. Bütün bunlara rağmen bir terör örgütüne destek veriyor olmaları, kendi kavramsal değerleri adına da çatışma barındırıyor. Eğer kendi kanunlarına inanıyorlarsa, bu kanunların gereğini de yapması gerekiyor Batı dünyasının. ABD’nin de, AB’nin de, NATO’nun da. Müttefikine karşı tehdit üreten terör örgütü ile işbirliği tutmanın elbette ki kanunen ve jeopolitik anlamda da bir karşılığı var. Bu karşılık zaman içerisinde bambaşka fotoğrafların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bunlardan biri jeopolitik kırılma, biri de jeostratejik kırılma. Batı dünyası belki de bunu göze aldı, bunu bilmiyoruz, zaman içerisinde göreceğiz.” HABER-FOTO: İHA