28 ŞUBAT ZULMÜ SON BULSUN!

Mazlumder Kayseri Şubesi Başkan Yardımcısı Kemal Mete tarafından yapılan açıklamada 28 Şubat'ın son bulması talebinde bulunulurken, mağduriyetlerin de giderilmesi istendi. Yapılan açıklamada şunlara yer verildi; "Teşebbüsün ötesine geçip gerçekleşmiş bir darbe olarak gündemimize oturan 28 Şubat Darbesi halen insan öğütürken, 20-25 yıllık mahpusların aileleri cezaevi yollarında süründürülürken, çocuklar babasız büyümek, anneler çocuklarına hasret bir ömür sürdürmek zorunda kalırken yeni bir yıla girdik. Beraat etmesi gerekirken bir torba dosyaya dahil edilen; en ağır yorumda bile “adli nitelikli süreli hapis” cezası alması gerekirken “siyasi nitelikli müebbet hapis” cezası verilen; oynanmış dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat Mahpuslarına özgürlük talebiyle bir kez daha karşınızdayız. Defalarca vurguladığımız üzere kendilerini tutuklayanlar tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan 28 Şubat mahpuslarının hak taleplerine kulak vermek ve bu talebin gereğini yerine getirmek başta yargı, iktidar ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir. MAZLUMDER olarak, * Brifingli yargılamaların kötü mirasını devralan mevcut mahkemeleri, iş yoğunluğu bahanesini bir tarafa atarak, gerekirse gecelerini gündüzlerine katarak bu sorunu çözmeye davet ediyoruz. * 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat'ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını talep ediyoruz. * 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz." KÜRESEL ADALETSİZLİĞİ ŞİDDETLE KINIYORUZ Yapılan açıklamanın devamında Veneuzle'ya yapılan muameleye ilişkin de açıklamalarda bulunan Başkan Yardımcısı Mete; "Küresel eşkiyaların yüzünden ülkelerin kendi vatanlarındaki servetleri başlarına bela olmaya devam ediyor Venezuela, petrol ve altın gibi zengin yeraltı kaynaklarına sahip bir ülke. Ancak sahip olduğu bu zenginlikler Venezuela için de adeta kabusu haline gelmiş durumda. Halkın seçerek Başkan yaptığı Nicolas Maduro, gücü kendinde bulunduran ve dünyaya insan hakları, demokrasi getirdiklerini iddia edenler tarafından bir darbe ile karşı karşıya kalmıştır. Darbeler artık sadece silahlı müdahale ile yapılmıyor. Ekonomik kıskaca alınan ülkelerde iç karışıklıklar çıkararak seçilmiş yönetimi devirmek de yüzyılımızda yeni bir darbe yöntemi oldu. Şu anda ekonomik baskı nedeniyle fakirliğin pençesi altında bulunan Venezuela halkı, içeride gerçekleşen karışıklıklar ve dışarıdan müdahalelerle ciddi bir demokrasi sınavı vermektedir. Tıpkı ülkemizde yapılmaya çalışılan gezi eylemi ve 15 Temmuz darbe sürecinin bir benzeri şu anda Venezuela'da yaşanmaktadır. Güçlü batılı ülkeler adeta kutsadıkları demokrasi, insan hakları, ulusal bağımsızlık gibi ilkeleri, çıkarları söz konusu olduğunda yine pervasızca çiğnemekteler. Hatırlanacağı gibi Mısır'da da halkın oyları ile seçilmiş Cumhurbaşkanına yapılan darbeyi meşru görebilmekte ve darbecilere sonsuz destek sağlamakta bir beis görmemişlerdi. Bu ikiyüzlülük ve çifte standart, bir dönem diğer Latin Amerika ülkelerinde de gerçekleşmiş, Nikaragua'da, Bolivya'da, Panama'da, Şili'de, Arjantin'de kendini göstermiş, halkın tercih ettiği yönetimler darbelerle alaşağı edilmiştir. Bugün de Dünya milletleri, Venezuela'da da aynı ilkesizliğe ve ikiyüzlülüğe şahitlik etmektedir. Adaletin olmadığı yerde ancak zulüm hâkim olur. Güçlü olmak tek başına haklı olmak manasına gelmez. Ayrım yapmaksızın herkese hakkı teslim edilmelidir. Halkın oyları ile seçilmiş bir Başkan tarafından yönetilen Venezuela'daki darbe teşebbüsü ve buna destek veren tüm ilkesizlikleri ve iki yüzlülükleri Asder olarak şiddet ve nefretle kınıyoruz. Adalet tüm insanlık içindir." dedi. BÜLTEN