'4 BİNİN ALTINDA KURTARMAZ'
Türk-İş Kayseri Şube Başkanı İdris Güven, asgari ücret konusunda net konuştu. Güven, sendika olarak son 45 yılın en iyini rakamını alacaklarına inandığını da sözlerine ekledi.
ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN İŞÇİ KALMAYANA KADAR DEVAM
Sendikacıları en çok yoran nedir?
Bizim en büyük sıkıntımız örgütlenme, üyelik, toplu iş sözleşmeleri. İşçinin sendikalara üye olup, ilgili iş yerleriyle toplu iş sözleşmesi yapması gerekiyor. Böyle olduğu zaman asgari ücret alan işçi kalmadı, toplu iş sözleşmesi yaptığımız kurumlarda. Toplu iş sözleşmesi olmadığı zaman asgari ücret işverenin elini güçlendiriyor. O rakamın üzerinde herhangi bir ücret ödemiyor. Bizim sloganımız kendi iş kolumuzda asgari ücretle çalışan işçi kalmayana kadar devam edeceğiz.
En büyük işçi sendikası Türk-İş, üye sayılarınız istediğiniz rakamlarda mı?
Türk-İş Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonu. Bünyesinde bir milyon 200 bine yakın üyesi var. Bugün ülkede 14 milyona yakın asgari ücretle çalışan işçi var. Tüm işçi sendikalarına üye olanların rakamları ise 2 milyon civarında. Yani 1/7 oranında. Buradan da anlaşılan örgütlenme başarılamamış. Bunun nedeni ise çoğaltılabilir. En büyük sebep ise çeşitli nedenlerle işveren baskılarıdır. Örgütlenmenin önündeki engel aşılamıyor. Aşılamadığı içinde işverenler asgari ücret üzerinde bir ücret ödemiyor.
Asgari ücret pazarlığı bir ay sonra başlayacak, masada sizleri neler bekliyor?
Öncelikle asgari ücret nedir onu anlatmak isterim. Kamu ya da özelde işe başlayanların alabileceği en minimum, en düşük ücrettir. Çalışan o ücreti alacak anlamına gelmez. İşveren isterse asgari ücretin üzerinde ücret verebilir.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, geçen haftalarda bir açıklama yaptı, “Son 45 yılın en yüksek asgari ücretini bu yıl alacağız” dedi. Biz asgari ücret komisyonunun değişmesinden yanayız. 5 hükümet, 5 işveren sendikası ve 5 ‘de Türk-İş olmak üzere 15 kişiden oluşuyor heyet. Türk-İş her dönem oraya asgari ücretli bir işçi getiriyor. Onların nasıl yaşadığını, hayatlarını nasıl idame ettirdiğini oradaki heyete anlatmaya çalışıyor. Ancak burada rakam belirlenirken oylamada işverenin beş, hükümetin beş, Türk İş'in beş oy hakkı var. Hükümet ile işveren bir oluyor beş kişiye 10 kişi. Biz hep eksi birle başlıyoruz. Yani sözün kısası onların dedikleri oluyor. İşçinin dediği ya da konfederasyonumuz Türk-İş'in istediği olmuyor.
Asgari ücretten beklentiniz nedir bu yıl, vergi indirimi gündemde. Sizce asgari ücret üzerinden vergi yükü nasıl kaldırılır?
Bu dönemde beklentimiz özellikle gelir vergisinden muaf olunması. Bununla ilgili de biz defalarca açıklama yaptık. 2022 yılının asgari ücreti 2021yılındabelirleniyor. Bizler 2022 yılında neler olacağını bilmiyoruz. Ekonomik krizler olabilir, Dolar, Euro, faiz artabiliyor. Ve bu bizim asgari ücretimizi çok etkiliyor. Diyelim yılbaşında 300 dolar asgari ücretle çalışan bir işçi, yılsonunda aldığı maaş 200 dolara düşüyor. Büyük bir hak kaybı oluyor. O rakamlara çalışan işçi yıl içerisindeki enflasyon rakamlarının hepsine eziliyor. Ezildiği gibi de yılsonlarına doğru, eylül ayından sonra yüzde 20 gelir vergisi dilimine giriyor. Bir de oradan eziliyor. Bakın hem döviz kurlarına hem faize hem enflasyona hem gelir vergisine ezildi. Ellerinde ne alım gücü kalıyor ne alacak bir şeyleri kalıyor.
Asgari ücret enflasyonun altında eziliyor ki gün günü tutmayan bir hayat pahalılığı da söz konusu…
Bugün TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre enflasyon yüzde 20diyor. Gerçek hayatta enflasyon yüzde 40 üzerinde. Yani hepimiz aile geçindiriyoruz, ev geçindiriyoruz. Beraber markete gidelim. Ayçiçek yağı, yok marketlerde. 80 lira, 90 lira, 100 lira gibi rakamlara tekabül ediyor. Şimdi asgari ücret düzenlenmesinde öncelikle bizim tavsiyemiz şu. Aynı kıdem tazminatı gibi asgari ücret altı aylık dilimler halinde belirlenebilir. 01 Ocak 2022, 30 Haziran 2022. 01 Temmuz 2022, 31 Aralık 2022. Bu aralarda diyelim, yeniden ya masaya oturulsun ya da yılın ikinci 6 aylık dilimi için enflasyon + refah payı zammı yapılacak denilsin. Aksi halde yıl sonuna kadar çalışanın maaşı enflasyonun altında eriyor. 01 Ocak'ta diyelim asgari ücret 3 bin lira. 01 Temmuz'da enflasyon farkları eklenerek 3 bin 500 yüze çıkartılabilir. Bu sefer işçi hak kaybına uğramamış olur.
Bu işin çözümü asgari ücret üzerindeki vergi yükünün kaldırılması diyebilir miyiz?
Eğer ki gelir vergisinden muaf tutulursa asgari ücret bu sefer tam çözüm sağlanmış olur. Yeterli mi? Yeterli değil. Çünkü halkın alım gücü kalmadı. Halkın alım gücü kalmadığı için asgari ücretin artması çok da bir şey ifade etmiyor. Sadece bir iki aylık bir nefes oluyor. TÜRK-İŞ olarak bizim temennimiz her zaman en düşük olan ücretle çalışan işçinin refah payı içerisinde, bu ülkenin kalkınmasında, büyümesinde pay alabilmesi.
Asgari ücrete zam demek ülkede bulunan diğer her şeye de zam demek aslında…
Temennimiz hem Türkiye işverenleri sendikası yani işverenlerin hükümetimizin iyi bir rakamla gelmesi. İşçinin aldığı ücret her zaman ülke ekonomisini etkiler. Siz çalışanınıza daha fazla para verirseniz; bu insan aldığı parayla mahallenin bakkalını, tuhafiyecisini, kırtasiyecisini bütün esnafı… Çalışan giderlerini orada harcayacak ve piyasaya aldığı para sıcak para olarak geri dönecek. Sıcak para girdiği zaman da sanayicinin üretimi artacak. Niye? Bugün asgari ücretli hiçbir şey alamıyor. Ancak ücretleri arttığı zaman daha fazla tüketime başlayacak. Bu da işvereni de etkiliyor. İşveren de daha fazla üretim yapacak. Yani ülke enflasyonu düşürmek için üretim yapmak zorundaysa, üretime katkı verecek. Bu piyasa bu parayı iç piyasaya döneceği için hem üretime hem enflasyona olumlu yönde etkileyecek.
Sizin de TUİK verilerine ek olarak kendi saha çalışmalarınızı yaptığınızı biliyoruz, şu an için sizin elinizdeki veriler ne diyor?
TUİK enflasyonu yüzde 20'lerde çıkardı, ancak gerçek enflasyon yüzde 40'ın üzerinde. Bizim araştırmalarımız bu yöne. Aynı zamanda Türk-İş'in her yıl ve her ay olmak üzere düzenlediği yoksulluk sınırı rakamları var. Bugün açlık sınırı 3 bin liranın üzerine çıktı. Asgari ücret vergiye girmiş haliyle bugün 2 bin 600 lira. Arada 400 lira rakam farkı var. Ya bu insanlar zaten aç. Yokluk sınırı 9 bin lira, 10 bin lirayı buldu. Yoksulluk sınırına hiç yaklaşamıyoruz, o rakamları telaffuz bile edemiyoruz. Hem bizler hem de işçilerimiz ile işverenlerin mutlu olacağı, ülkemizin refah payından herkesin yararlanabileceği, bir asgari ücretin belirlenmesini istiyoruz. Zaten pandemide birçok insan işsiz kaldı. İmkânsızı başardılar geçirmek konusunda. İnşallah bu sıkıntılar ortadan kalkarsa daha iyi bir rakam ortaya çıkar.
İşverenin de her çalıştırdığı işçi üzerinden ödemekle yükümlü olduğu yüzde 30'lara tekabül eden vergi var. Burada bir muafiyet söz konusu olur mu?
Asgari ücretin aldığı net ücretle vergi dilimi sabitlenmeli. Sigorta rakamlarını zaten ödemekle mükellefiz biz. Çünkü sigorta bizim emekliliğimizle alakalı. Sigorta tavanı, tavanın çok üstünde artıyor. Geçmiş yıllara baktığınız zaman sigorta tavanıyla, gelir eksi tavanı aynı rakamlar üzerinden devam ederdi. Son yıllarda sigorta tavanı gelir vergisi tavanının iki üç katına çıktı. Böyle olunca da işçinin almış olduğu maaş, yıl içerisinde gelir vergisiyle en alt seviyeye düşmekte. Bu da imkansız. Elektriğe, petrole, her şeye Dolar, Euro arttığı zaman zam geliyor. Benim işçim dolarla maaş almıyor ki. Bunu karşılayabilsin.
Siz az önce rakam telaffuz etmediniz ama hükümetten beklediğiniz rakam nedir? Sizin önerebileceğiniz rakam nedir?
Ergün Atalay, öncelikle ilk teklifi onlar bize versinler diyor. Ergün Bey'le Sayın Cumhurbaşkanımızın arasındaki sosyal diyalog neticesinde Ergün Bey bir şeyleri aşmaya çalışıyor. Tıpkı geçen ağustosta imzalanan kan protokolünde olduğu gibi. En son cumhurbaşkanına gidiyoruz. Ergün Bey Cumhurbaşkanı'na durumları anlatıyor. Ancak bu da yeterli olmuyor. Bugün asgari ücret vergiyle girmiş haliyle 2 bin 600 lira. Yüzde yirmi beş verse ne olacak ki? 3 bin 500 lira olur en fazla. 3 bin 500 lirayla bu insanlar yine geçinemeyecek ki. Yılın son aylarında bu ücret yine 3 bine düşecek. Onun için verirken almayalım. Bu insanlara daha fazla katkı sağlayalım. Hem vergiye hem enflasyona hem faize hem veya dövize ezdirmeyelim bu insanları. Ergün Atalay da Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşüp iyi bir rakam alırlar diye beklentimiz yüksek.
Bakan Vedat Bilgili, “ İşçinin emeğini ezdirmeyeceğiz, ona göre de bir asgari ücret belirleyeceğiz” demişti…
Şu an ki Bakan çok olumlu bir insan. Mükemmel bir insan. İşçinin hakkını, emekçinin hakkını çok iyi bilen bir insan. Alt tabakadan halkın içinden gelen bir insan. Çok sevecen ve ilgili, alakalı bir kişi. O da bizim yanımızda, bizimle birlikte, işçinin yanında dik duruşunu gösterir. Hakkımız olan asgari ücreti alırız. Bu insanlar yoksulluk sınırının altında, açlık sınırının altında çalıştırmazlar.
Masada Türk-İş'i ne memnun eder?
Bugün 7 milyon insan ülkemizde asgari ücretle çalışıyor. 7 milyon çok büyük bir rakam. Bunların aileleri var, dört beş kişilik olsalar 28 milyon insan eder. Az bir rakam değil yani. Türkiye'nin üçte birine tekabül ediyor, neredeyse. Onun için biz bu insanları açlık ve yoksulluk sınırının altında çalıştırmayalım. İyi bir rakam belirlenirse hem onlar hem de bizler çok mutlu olacağız kanaatindeyim. En azından alınan karara şerh düşmeyiz, imza atarız. Yani biz mecburen rakam düşük olduğu zaman kararı kabul etmiyoruz, şerh düşüyoruz. Ancak oy açısından onlar yüksek olduğu için onların dedikleri oluyor. Bizim dediğimiz olmuyor. Bu yüzden komisyonda değişiklik yapılması kanaatindeyim.
Erken seçim söylentileri var. Erken seçim söylentileri asgari ücrete yapılacak zamları ekstra fayda sağlar mı?
Aslında insanlar onları yönetenlere güvenmek istiyor. Sıkıntı burada. Kişi takım gibi parti tutmuyor artık. Bakın son yerel seçimlere. Artık eskisi gibi değil. Genç bir nüfus var. Gerçekten onlar bizden çok farklı düşünüyorlar. Onları yönetmelerini beğenmiyorlarsa babası, annesi veya ataları kime oy verdiyse versin, gidiyor başka partiye oy veriyor. O yüzden biz ülke ekonomisinin düzelmesi, istikrarın sağlanması, bu ücretler arasındaki gelir farklılıklarının azaltılmasını istiyoruz. Eğer Cumhur İttifakı iyi bir asgari ücret teklifi verirse devam edeceği kanaatindeyim. İnsanlar arasında artık şunları konuşuyor. Onlar yıllardır bizi yönetiyorlar. Bundan sonra oy vereceklerimiz nasıl yönetecek diye kaygılar da var. Enteresan bir şey. Siyaset çok garip bir olgu.
Bir dönem Türk İş parti kuracak gibi bir söylentiler vardı…
Türk-iş için böyle bir şey yok. Türk- İş'in 1 milyon 200 bin işçisi var. Bu 1 milyonu ailelerini de hesapladığımızda kitleler eder, 8- 10 milyon oy alırız. Ama Türk-İş değil, siyasilerin veya siyasi partilerin genel başkanı bunu düşünmesi lazım. Meclise gerçekten sadece asgari ücretle çalişan bir işçi, bir öğretmen, bir sağlıkçı, bir çiftçi girmeli. Ama bunlar gerçekten bu işleri yapıyor olmalılar ki Meclis kürsüsünden sıkıntılarını tam manasıyla dile getirebilsinler. TÜRK-İŞ siyasi parti kursa ne olacak? Kurmasalar ne olacak olacak. Bu değil ki. Önemli olan emekçinin hakkını alabilmek. Emekçinin hakkını alabiliyorsanız hiçbir sıkıntı yok.
Erciyes Üniversitesi'nde çalışanlarla ile ilgili bir sıkıntı var, en son arabulucudaydı. Sonuçlandı mı?
Erciyes Üniversitesi ile büyük ihtimalle mahkemelik olacağız. Arabulucu görüşmelerimiz bitti. Haftaya da avukatlarımız gelip bununla alakalı dava açacak. Biz bunları niye konuşuyoruz ki? Ben anlamıyorum. İşçinin hakkını verin, cebinizden vermiyorsunuz ki. Biz asgari ücreti konuşuyoruz. Erciyes Üniversitesi'nde benim işçim asgari ücretin altında maaş alıyor, yazık değil mi bu insana? O mahkemenin sonucunda Erciyes Üniversitesi bir sürü zarar görecek. Kim ödeyecek o zararı? Bir sürü dava parası, bir sürü geriye dönüp faiziyle alacak işçiler haklarını. Çalışma Bakanlığımız açık açık söyledi. Buna uymayan rektörler hakkında yaptırım uygulayacağız diye. Konuya Baki Ersoy hakim, Ak Parti İl Başkanı Şaban Bey ile görüştüm, MHP il Başkanı Adnan Bey ile de görüşeceğim bu konuyu. Çetin Arık'ta defalarca meclis kürsüsünden bunları anlattı. İyi Parti bununla alakalı girişimlerde bulunuyor. Türk-İş'in çizgisi böyledir. Türk İş hiçbir zaman siyasi bir açıklama yapmaz. Siyasi bir görüşünü de bildirmez
Buradan tekrar asgari ücrete dönersek, asgari ücretin artması kayıt dışılığı da artırıyor. Kayıt dışı çalışan nasıl önlenir?
Devletin mekanizmaları var. Çalışma İŞKUR Müdürlükleri var. SGK müdürlükleri var değil mi? Orada müfettişler var. Bir sürü organizeye baktığımızda işte denetim yapılıyor falan diyeceksiniz de yine usulsüzlük yapanlar var. Maaş bankaya yatıyor, çalışan içinden maaşını alıyor sonra kalanı tekrar patrona veriyor. Bildiğim kadarıyla eskiden çok öyle bir uygulama vardı. Maaşlar bankalardan ödenmeye başlayınca çok fazla kalmadı ama yine de var bunu yapanlar. Onun dışında hala insanlar sigortasız çalıştırılıyor. Organizede çalışanların çoğu Suriyeli. Bunlar hep kayıt dışı. Bunun en büyük çözümü sendikadır. Sendikalı olan işçiler bu haksızlıklara gelmez.
Asgari ücret için rakam ne olmalı?
4 bin liranın altındaki rakam bizi kurtarmaz. Gerçek enflasyon yüzde kırk. 800 liranın yüzde 40'ı 4 bin liraya tekabül eder. İyi bir rakam. Askeri geçim indirimiyle falan 4 bin 300 yüz lirayı bulur. Eğer onlar dahil edilmezse 4 bin 300 lira gibi bir rakam olur. Bir de vergi oranı yüzde 15'e sabitlenirse mükemmel olur. Biz isteriz ki asgari 10 bin lira olsun, o ayrı mesele. Gerçekleri konuşmak lazım. 5 bin lira olsun asgari ücret meydanda davul çaldırırım. Çünkü o insanlar bizim memleketimizin insanları.
>Dilek Bayram