Avukat Balcı: 'Cinsiyet eşitliğinin amacı, aileyi bitirmek'
Kayseri Mazlumder Şubesi tarafından organize edilen farkındalık konferansının konuğu Avukat Muharrem Balcı oldu. Balcı açıklamalarında 'Cinsiyet eşitliğinin amacı, aileyi bitirmek' dedi.
Mazlumder'in kurucularından olan ve 17. Dönem Genel Başkanlık görevini üstlendiği Yeşilay'ın kurumsallaşmasına ve bugünkü hüviyetini kazanmasına katkıları olan Hukuk Vakfı Başkanı Balcı, ‘Dünya ve Türkiye Ölçeğinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ne Getirir, Ne Götürür?' konulu konferansında, toplumun yaradılışa aykırı olarak erkek-kadın cinsi dışında farklı bir 3. tür oluşturma çabasıyla yeniden ve tehlikeli bir biçimde dizayn edildiğini, Türkiye'de de bunun alt yapısı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun ile oluşturularak aile kavramının bitirilmeye çalışıldığını vurguladı.
Büyük bir ilgi ve katılımın olduğu konferansta, İnsan Hakları için yola çıkan kim varsa, bütün insanlığın ona borçlandığını belirten Balcı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi, kadın haklarını aramaktan öte medya marifetiyle ve tepkisel, agresif kararlarla çıkartılan yasalar nedeniyle erkek düşmanlığına dönüştü. Mevcut yasal düzenleme 6284 sayılı Kanunun uygulamalarıyla kadına şiddetin, cinayetlerin arttığını, erkekleri 1 gün evli kalsa dahi bir ömür nafaka ödemek zorunda bıraktığını, yasalar düzenlenirken dünyadaki uygulama sonuçlarına bakılmadığını, sonuçların gerçekçi bir şekilde ortaya konması gerektiğini söyledi.
Şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını vurgulayan, Balcı, "Kadına şiddete de karşıyız, ancak karşı olduğumuz kavram ve olgular erkek düşmanlığına dönüşmemeli. İstanbul Sözleşmesi bu toplum için bir truva atıdır. Cinsiyet eşitliği, eşcinselliğe zemin hazırlamak üzere kullanılıyor. Bu konuda dikkatli olmazsak çocuklarımız ve geleceğimiz tehlike altındadır. Kendileri çocuk yapamayan LGBT Eşcinsel Derneklerinin hazırladıkları çocuk raporlarının neden yapıldığı iyi tahlil edilmelidir. İstanbul Sözleşmesi, aile kavramını bitirmeyi hedefleyen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'nin tehlikelerine kapı aralıyor. Bu projeyi uygulayan başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede intihar vakaları arttı, aile kavramı büyük yara aldı" diye konuştu.
Tehlike kapıda diyen Balcı, “Bir müddet sonra kimliklerde ‘cinsiyeti' ifadesi yerine, ‘Cinsel yönelimi' yer alacak ve her türlü sapık yönelimi normal görmeye başlayacağız. Bu kişiler kendi aralarında evlilik, milletvekilliği ve kendilerine özel cami isteyecek noktaya gelecek. Bu gelişmelerin muhafazakâr bir hükümet döneminde olması, üzücü ve endişe verici bir durum. İstanbul sözleşmesi 2011'de imzalandı. Hassasiyetleri olmayan siyasi yapıların iktidar olduğunda, toplumsal kaosu düşünün. Cinslere bakış, farklı cinsi temayüllerin evliliği, normal evlilik ve ilişkilerin itibarsızlaştırılması vb sorunlar baş gösterecektir. Bir başka önemli nokta, eşcinselliğin yaygınlaştırıldığı toplumda 3 çocuk taleplerinin nasıl karşılığı olacak? Erkekler doğurmayacağına göre 6284 sayılı yasada değişiklikler yapılmalı, İstanbul Sözleşmesi gözden geçirilmelidir”
İnsanların aklına bu tür konuları getirmeyin diyenleri de eleştiren Balcı, “Televizyonlarda, sosyal medya mecralarında, eylemlerde gündeme gelmiyor mu? Bunlar gözümüzün içine sokulmuyor mu? Biz çağını yaşayan insanlar değil miyiz? Çocuklarımızı, gençlerimizi kaybetmeyelim diye uğraşıyoruz. Bir bilinç kayması var, bu da yeniden bilinç oluşturmakla kurtarılabilir” dedi.
Avukat Muharrem Balcı, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği sorununun çözümü için yenilerde dillendirilen ‘Toplumsal Cinsiyet Adalettir' kavramsallaştırılmasının, yasalarda düzenlemeler, iyileştirilmeler yapılmadan mümkün olmadığını, aksine duyarlı insanlara yönelik bir aldatmaca olarak algılanabileceği” tespitinde bulundu. BÜLTEN