Baharı alerjisinin kendiliğinden geçmesini beklemeyin
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emin Maden, neredeyse her 20 kişiden birinde görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bahar alerjisinin önemsenmesi gerektiğini belirterek, 'Alerjinin kendi kendine geçmesi beklenilmemelidir. Tanı süreci deri testi, kandan moleküler alerji testi ile gıda alerjileri tespit edilebilir ve uygun tedavilerle hastalık kontrol altında tutulabilir' dedi.
Özellikle bahar döneminde gündemde olan alerjiler hakkında bilgiler veren 100. Yıl Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emin Maden, “Alerji, vücudumuzun savunma sisteminde yer alan bir çeşit antikorun belli maddelere karşı normalden fazla veya aşırı reaksiyon vermesi ve bunun sonucunda vücudumuzda göz, burun, havayolları, cilt ve barsak sistemi gibi değişik organ sistemlerinde hassasiyet oluşması durumudur. Alerjinin etkilediği organda hassasiyet oluşur. Burun etkilenirse kaşıntı, nezle, tıkanıklık olabilir. Mide-bağırsak sistemi etkilenirse ishal olabilir. Cilt etkilenirse göz yaşarması ve kaşıntı, kızarıklık olabilir ve en önemlisi akciğerler etkilenirse nefes almakta güçlükler ile karakterize olan alerjik astım olabilir. Alerjinin çeşitli türleri vardır ve ailevi yatkınlık izlenir. Yaygın görülen bir türü de bahar alerjisidir. İlkbaharda çiçeklerin açmasıyla bu alerji türünün belirtileri artar. Burun akıntısı, hapşırma, gözlerde kızarıklık, burun tıkanıklığı, öksürük ve astım hastalığı olanlarda hastalık seyrinde kötüleşme görülebilir. Bahar alerjisi ülkemizde her 20 kişiden birinde görülebilen ve önemsenmesi gereken bir hastalıktır' ifadelerini kullandı.
“ALERJİK ASTIMIN ALERJİK RİNİT İLE BİRLİKTE GÖRÜLME ORANI YÜZDE 80'E YAKIN”
Alerjik astımın bahar alerjisi (alerjik rinit) ile birlikte görülme oranının oldukça yüksek olduğunun altını çizen Doç. Dr. Maden, “Alerjik astımın alerjik rinit ile birlikte görülme oranı yüzde 80'e yakındır. Çünkü hastalık burundan başlayan ve akciğere kadar etkili olan bir havayolu hastalığıdır. Bahar alerjisi, uygun tedavi ve takiple kontrol altına alınabilir. Önemli olan geciktirilmeden doğru tanı konulması, tedaviye başlanması ve düzenli takip yapılmasıdır. Alerjinin kendi kendine geçmesi beklenilmemelidir. Tanı süreci deri testi, kandan moleküler alerji testi ile gıda alerjileri tespit edilebilir ve uygun tedavilerle hastalık kontrol altında tutulabilir. Diyet tedavisi, tıbbi tedavi ve kozmetik tedaviden oluşan üçlü bir tedavi uygulanmalıdır” açıklamasında bulundu.
'HALILARI KESİNLİKLE KALDIRIN'
Alerjiler konusunda alınabilecek önlemlere de değinen Doç. Dr. Emin Maden, bunların basit ama etkili sonuç vereceğini belirterek şu önerileri paylaştı: “Ev tozu akarlarına karşı önlem alın. Halıları kesinlikle kaldırın. Yatay şerit perdeler yerine dikey şerit perdeler; yıkanabilir kumaş perdeler tercih edin. Bunlar daha az toz tutacaktır. Nevresimsiz battaniye örtünün. Yatak örtülerini yüksek sıcaklıkta 60 derecede ve sık sık yıkayın. Çiçekleri evin içinden balkona çıkarın. Çok sıcak ve nemli hava iyi değildir. Oda sıcaklığı için 20-22 derece idealdir. Süpürme ve paspas daha sık yapılmalı. Elektrikli süpürgesi, hepa filtreli olan veya su filtresi kullanılan modellerden seçilebilir. Evinizi öğleden sonra havalandırın. Çünkü havada polen sabahları daha yoğun olur. Pandemi döneminde evde daha çok zaman geçiriyoruz. Evin havalandırılması daha sık yapılmalı ve süresi uzun tutulmalı.” İHA