Bakan Özhaseki: Bina bazlı dönüşüm, doğru bir dönüşüm değil

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, 'Bina bazlı dönüşüm, doğru bir dönüşüm değil. Aslında risk taşıyan binalar için doğrudur, yenilemek lazım ama şehircilik ilkeleri açısından ada bazlı bir dönüşüm gerekiyor.' dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla dün genel kurul toplantısı gerçekleştirilen Şehircilik Şurası'ndan çıkacak kararların, şehircilik faaliyetlerine katkısının ne olacağına dair soru üzerine Özhaseki, Erdoğan'ın birkaç konuya işaret ettiğini, bunlardan birinin de betonlaşma olduğunu söyledi. Sokağa çıkılıp sorulsa herkesin eski yaşam tarzını, mahalle konseptini özlediğini söyleyeceğini vurgulayan Özhaseki, "Büyüyen şehirlerde, devasa kalabalıklarda insanlar kayboluyor, orada sadece birer araç gibi gözüküyor." ifadesini kullandı. Bundan sonra ne olacak? "Peki bundan sonra ne olacak?" sorusunu gündeme getiren Bakan Özhaseki, şöyle devam etti: "Bugüne kadar olan binalara yapabileceğiniz bir şey yok. Ancak sahibi dönüştürmek isterse, siz kentsel dönüşüme tabi tutarsanız yenileyebiliyorsunuz. Ama gücünüz neye yetiyor? 1999'dan sonra yapılanları artık o yönetmeliğe göre yaptırıyorsunuz. Denetim de başlıyor ve sert kurallarla bu devam ediyor. Şimdi biz, kuralı koyduğumuz günden itibaren uygulamaya başlayacağız. Ama bir müddet sonra bizim koyduğumuz kuralların çok haklı olduğunu herkes görmüş olacak ve ilerde düşündüğümüz şehirlere doğru gitmiş olacağız. Şehirlerin hayatında 3, 5,10 yıllar çok kısa süreler. Bizim şehirlerimiz binlerce yıllık zaten. O yüzden biz ileriye doğru kendi şehirlerimizi yeniden dizayn etmeye çalışıyoruz." Kentsel dönüşümde yaşanan sorunlar Kentsel dönüşüm başladıktan sonra bazı sorunlarla karşılaşıldığının hatırlatılması ve "Bu beklenmedik durumlar idareden mi vatandaştan mı kaynaklandı?" sorusuna Özhaseki, dört türlü kentsel dönüşüm yapıldığını aktardı. Bunlardan ilkinin bina bazlı olduğuna işaret eden Özhaseki, "Bu bina bazlı dönüşüm doğru bir dönüşüm değil. Risk taşıyan binalar için doğrudur, yenilemek lazım ama şehircilik ilkeleri açısından ada bazlı dönüşüm doğrudur. Çünkü oranın sosyal donatısını yeniden hesaplıyorsunuz." dedi. 'Kimse kendini kenara çekmemeli' Özhaseki, "Şehirlerdeki sorumluluk ortak sorumluluktur. Bütün yöneticilerin sorumluluğu vardır, vatandaşın da sorumluluğu vardır. Kimse kendini kenara çekmemeli. Bunu zorlayan vatandaş, onu da söyleyelim. Gidip de vatandaşı evinden çıkartıp 'Bir kat daha fazla yap' demiyoruz ki. Ortak sorumluluğumuz var. Bunu objektif konuşmak, doğruyu söylemek lazım ama bundan sonra artık bunlara izin verilmemesi gerekiyor. O noktada titiz bir çalışmanın içerisindeyiz." dedi. "Rezerv alan için askeri alanları da kullanılabilir" Şehir içindeki askeri alanlara ilişkin Özhaseki, "Şehir içerisinde kalan askeri alanlar, bundan 50-60 yıl kadar önce bazen daha eski, şehirlerin çeperlerinde yer alan askeriyenin kullanacağı yerlerdi. Şehirler öyle büyümüş ki askeri alanları içine almış ve yutmuş. Buraların dışarıya taşınması çok doğru bir fikir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O konuda kimsede ters bir düşünce yok." ifadesini kullandı. Nereye taşınacağının, taşındığı yerdeki binaların yapılması, eğitim alanlarının yapılmasının biraz zaman aldığını aktaran Özhaseki, "Eğer deprem meselesinde rezerv alan bulamıyorsak, bazı alanları böyle değerlendirmek faydalı olabilir. Çünkü depremin her şeyden önceliği var." dedi. İnsanoğlu için ilk gerekli olan şeyin nefes, sonra su, sonra yemek-içmek, sonra barınma olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yediğiniz, içtiğinizden sonra ilk barınma geliyor, ondan sonra diğer ihtiyaçlar geliyor. Barınma ihtiyacını mutlaka gözetmeniz gerekiyor. Eğer bir deprem geliyorsa, bir binada sevdiklerinizi alıp götürüyorsa, bunun için her şeyi feda edersiniz. Bu yüzden deprem için bazı yerlerde rezerv alan bulamazsak, askeri alanlar da kullanılabilir. Bunları ara ara söylemeye çalışıyorum ki, 'niye yeşil dediniz de buna hazırlık yapıyorsunuz' denmesin diye." Özhaseki, askeri alanlardan bir ticaret merkezi oluşturmak gibi bir dertleri ve düşünceleri olmadığını vurgulayarak, "Geniş askeri alanlar var. Mesela İstanbul'da 12 bin 600 hektarlık askeri alan var. Ankara'da 18 bin 800 hektarlık, İzmir'de daha çok, 26-27 bin hektarlık büyük alanlar var. Bunların içinde cüzi alanları, depreme hazırlık için rezerv alanları olarak kullanılabilir. İstisna olarak bu var. O da yüzde 1-2'ye tekabül eder." dedi. KAYNAK: AA

Bakmadan Geçme