Bayramlaşmaya Gitmek İstemeyen Çocuklara Tutumumuz Nasıl Olmalı?
Forte Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi Kurucularından Psikolog Arzu Ersoy ile yaptığımız röportajda çocuklara bayramı nasıl anlatacağımızı, bayramlaşmaya gitmek istemeyen çocuklara tutumumuz nasıl olması gerektiğini konuştuk. Detaylar Kayseri Anadolu Haberde…
Son yıllarda çağın getirdiği yoğun hayat telaşı içinde aile içi ve akrabalarla etkileşimde azalma yaşanmaya başladı. Bu nedenle bayramlar hasret kalınan ‘beraber olabilme' duygusunu yaşayabilmek için çok değerli. Peki, bayramlaşmaya gitmek istemeyen çocuklara tutumumuz nasıl olmalı? Sizler için psikolog Arzu Ersoy ile yaptığımız röportajda çocuklara bayramı nasıl anlatacağımızı, bayramlaşmaya gitmek istemeyen çocuklara tutumumuzun nasıl olması gerektiğini konuştuk detaylar Kayseri Anadolu Haberde…
Bayramı Çocuklara nasıl anlatabiliriz?
Bayram denildiğinde birçoğumuzun zihinlerinde ‘neşe, mutluluk, birliktelik, paylaşma ve yardımlaşma' gibi kavramları canlandırıyor. İnsan sosyal bir varlıktır. Bir arada oldukça paylaşır, paylaştıkça çoğaltırız. Bu durumda psikolojik sağlamlık dediğimiz psikolojik iyi oluşumuza katkı sağlayacaktır.
Hemen hemen herkes eski bayramları hatırlarken ‘nerede o eski bayramlar' der. Aslında bunun psikolojik nedenleri bulunuyor. Çocukluk döneminde bayramların daha çok etkileyici çağrışımları bulunuyor. Böyle söylerken aslında çocukken geçirilen güzel bayramları özlüyoruz. Çocuklara değer verilen ve özel hissettirilen günler olduğu için çocuklar genelde bayramları seviyor. Bayram gibi özel günlerde çocuklarda aidiyet duygusu oluşuyor. Son yıllarda aile yapımız çekirdek aileye dönüşmüşken bu özel günlerde çekirdek aile, başka ailelerle bağlantılar oluşturma imkânı buluyor. Bu şekilde bayramlar sosyal dokuyu güçlendirme fırsatı sağlıyor.
Aynı zamanda bayram gibi önemli ve özel günler çocukların çeşitli insani değerleri geliştirmesini sağlayabilmektedir. Çocuklar taklitle öğrenir. Örneğin bayramlarda aile büyükleri ile bir araya gelmek ve sevdiklerimiz ile zaman geçirmek çocukların zihinlerinde önemli ve değerli anılar olarak kalmaktadır bu anlarda çocuklar ebeveynlerini gözlemler ve taklit eder. Özellikle 0-6 yaş dediğimiz okul öncesi dönem bu gibi değerleri öğrenmeye ve edinmeye daha açıktır.
6 yaşa kadar soyut düşünce gelişmediği için çocuk anne ve babanın tepkisine bakar. Özellikle bayram kavramıyla ilk kez tanışacak çocuklara anne ve baba çocuğun anlayacağı şekilde bayramı, bayramların önemini anlatır ve bunu yaşatırsa çocuğun kafası karışmayacaktır.
7-11 yaş arasında soyun kavramları algılama yeterliliği oluşmaya başladığı için bahsedilen değerlerin içselleştirilmesi ve bu değerlerin kazanımı devreye giriyor.
Bayramda bayramlaşmaya gitmek istemeyen çocuk ve gençlere nasıl yaklaşılmalı? Çocuk ve gençlere nasıl eski bayramlarda hissettiğimiz duyguları yaşatabiliriz?
Bayramlar bizim kültürümüzde önemli olsa da çağımız teknoloji çağı bu durumda zaman zaman çocuklar ve gençler bayram ziyaretine gitmek istemeyebiliyor. Bayram ziyaretleri yerine ‘internette oyun oynamak istiyorum, görüntülü arar bayramlaşırım ya da arkadaşlarımla görüşmek istiyorum' diyor. Ya da yaşı daha büyük olanlar kendi planını yapıyor.
Bayramlar aile bağlarını pekiştirici etkisi vardır. İlerleyen yaştaki bireyler en az fiziksel ihtiyaçlarının karşılaması kadar sevdikleriyle fiziksel yakınlık kurmak, sevgi dolu bakış, bir tebessüm, şefkatli bir dokunuş onlara en iyi gelen şeydir. Bayramda iletişim hatalarından kaçınılmalıdır. Gençlerin bayramlaşamaya gitmek istemiyorum ya da büyüklerin bu bayramda mı tatile gidiyorsunuz gibi eleştiri yapması ya da yargılaması yerine empati kurmalı, bayram değerlerini ve duygusunu çocuk ve gençlerimize yaşatmak, onların ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak, değerlerimizi hatırlatmak, bu değerleri yaşamak ve yaşatmak yararlı olacaktır. Bu nedenle eğer imkan varsa yüz yüze bayramlaşmak psikolojik sağlamlığımız, bayram duygusunu yaşayabilmemiz ve yaşatabilmemiz için önemlidir. Bayram anılarını güzelleştirmek, ruhunda ve anılarında güzel izler bırakma gayretiyle bayramları yaşamak dileğiyle…