BUNLAR HİÇBİR ESERE İMZA ATMAZLAR, AYM'NİN ÖNÜNDE NÖBET TUTARLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Türkiye Uzay Ajansının kuruluşuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni iptal için Anayasa Mahkemesine gittiğini hatırlatarak, 'Kendileri tuğla üstüne tuğla koymazlar. Hiçbir esere, projeye imza atmazlar. Yapanları engellemek için de eskiden beri Anayasa Mahkemesinin önünde nöbet tutarlar' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Türkiye'nin En Büyük Çiftçi Ailesi Milletin Evinde' programında konuştu. Erdoğan, 2002 yılında Merkez Bankasının döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, "Başbakanlığım döneminde bir ara 136 milyar dolara kadar çıktık döviz rezervi olarak. Malum bazı krizler sebebiyle bir ara 80'e düştük. Şimdi ise yeniden tırmandık ve 100 milyar dolara Merkez Bankamızın döviz rezervi gelmiş durumda. Daha da çıkacağız. Güçleneceğiz, hep beraber bunu yapacağız. Dünyanın hayranlıkla izlediği projeleri birer birer hayata geçireceğiz. Bölgemizde ve dünyada mazlumların gariplerin elinden tutuyorduk, ne oldu? Bir anda sokakların karıştırıldığı Gezi olaylarını karşımızda bulduk. AK Parti gibi Türkiye'nin orman varlığını 20,8 milyon hektardan 22,6 milyon hektara çıkarmış, 4 milyar 300 milyon fidanı toprakla buluşturmuş partiye yapılacak en son suçlamayla 'ağaç kestiğimiz yalanıyla' ortalığı birbirine kattılar. Bu ülke yeşilleniyorsa bizimle yeşillendi, yeşilleniyor. Bu oyunun gerçek yüzü ortaya çıkınca sokakları terörize eden güruh sessizce çekilip gitti. Ardından 17-25 Aralık, emniyet yargı darbe girişimi geldi. Sonra 2014 Mart'ındaki mahalli seçimlerde ve aynı yılın Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çevirmedik dolap bırakmadılar. Milletimizin desteğiyle tüm bu badireleri atlattık" ifadelerini kullandı. Bölücü terör örgütünün faaliyetlerine değinen Erdoğan, "2015 Haziran'daki seçimlerde Mecliste hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemediğinden sergilenen o şımarıklıkları, milleti küçümseyen tavırları hatırlıyorsunuz değil mi? Bunun üzerine hemen bir erken seçime gittik ve milletimiz 'burada bir oyun oynanıyor' dedi ve tekrar bizi tek başımıza iktidara getirdi. Bölücü terör örgütünün hemen harekete geçip, o çukur eylemleriyle onlardaki belediyelerin makineleriyle, iş makineleriyle açılan kanallar, çukurlarla maalesef ülkemizin bilhassa Güneydoğu Anadolusu mahfedildi. Rezil edildi ve biz kayyum olayını hukuk çerçevesinde yargı vasıtasıyla devreye soktuk. Devletin gönderdiği parayı Kandil'e gönderenlerle yola devam edecek halimiz yoktu. Ve şimdi aramızda Diyarbakır'dan gelen çiftçi kardeşlerim vardır, Diyarbakır'da İstanbul gibi, Ankara gibi bakıyorum, belki İstanbul'da, Ankara'da bile yok. 4 gidiş, 4 geliş. Yan yollar, bakıyorsunuz kafeteryalar vesaire. Gençlik oralarda. Aynı şekilde Van, Ağrı, Şırnak, yükselen binalar. Hepsi. Hakkari, yükselen binalar. Bunların hepsi sağ olsun bu kayyumlarımız vasıtasıyla ele alındı, yapıldı, konutlar bir bir bitiyor ve sahiplerine teslim ediliyor. Diyarbakır'da bir Dicle boyuna bakıyorsunuz, orada piknik alanları vesaire, bunlar benim vatandaşımın, orada yaşayan tüm halkımın ve mutluluk içerinde evlatlarıyla bir yaşam sürecini elde etme imkanını onlara sağladık. İşte bu ayrımcılık değil, ayrımcılık ne?" dedi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "O çukuru kazanlar, o ayrımcılığı yapanlardır ve ülkeyi binlerce evladımızı terör örgütü vasıtasıyla öldürmek suretiyle bunlar bu ülkede bölünmeyi getirdiler. Durup dururken herhalde biz güvenlik güçlerimizi devreye sokmadık. Bu adımı atarken, bu ülkenin huzuru için attık. Benim sanayicim, yatırımcım niye Güneydoğu'ya gidip yatırım yapmasın? Güvenliği olmadığı zaman nasıl bu yatırımı yapsın? Fabrikayı yapacak fabrikanın mimarını, mühendisini her şeyini kaçıranlar, fabrikayı yapanı tehdit edenler. Bir yatırımı yapabilmesi için orada güvenliğin, istikrarın olması lazım. Bu olmadığı zaman hiçbir yere gidip de yatırım yapılmaz. İşte bu yatırım olmayınca hangi sıkıntı doğuyor, istihdam sıkıntısı doğuyor. Bu yatırım olmuş olsa, orada binlerce insan iş imkanı bulacak. İşte bunları tersine çeviriyoruz. İnşallah, çok kısa zamanda bu da yoluna oturacak. Baktılar ki tabii bunlar böyle olmuyor, bu defa FETÖ terör örgütü vasıtasıyla ordumuz içinde yuvalanmış ihanet çetesi, kanlı bir darbe yapmaya teşebbüs etti. Milletimiz istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak bu darbe girişimini de akamete uğrattı. 15 Temmuz bu ülkenin ve milletin tarihinde şanlı bir sayfa olarak yerini almıştır. Bu vesileyle terörle mücadele ve 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyorum." "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimiz milletimizin aslında bu saldırılara verdiği en esaslı ve güçlü cevap olmuştur" diyen Erdoğan, "Ülkemize yönelik en önemli tehdit olan Suriye konusunda, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarımızda, İdlib'de geliştirdiğimiz inisiyatifle Münbiç ve Fırat'ın doğusuyla ile ilgili kararımızla olayların gidiş yönünü değiştirdik. Ama bakıyorsunuz ana muhalefetin başı diyor ki, 'YPG, PYD, PKK niçin bize saldırsın' diyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Niçin bize saldırsın sorusunu sorana ben diyorum ki, 'Ya saldırdı, saldırdı, soru sormaya gerek yok.' Füzeleri atanlar onlar ve benim yüze yakın vatandaşımın şehit olmasını sağlayan onlar. Bunları görmeyecek kadar hakikatlerden uzak bir ana muhalefet var. Son olarak geçtiğimiz yılın Ağustos ayında bu defa ekonomi silahını çektiler. Türkiye'nin gerçekleri hiçbir ilgisi olmayan, tamamen bir anafor oluşturarak ekonomimizi batırmaya, yönetimimizi istikrarsız hale getirmeye çalıştılar. Bu oyunun da hemen farkına vardık. Tedbirlerimizi uygulamaya geçirdik. Güçlü ekonomi programı ile kontrolü yeniden ele aldık. Şimdi, son bir umutla 31 Mart'ı bekliyorlar. Şayet bu seçimlerde istedikleri gibi bir istikrarsızlık ortamı oluşturabilirlerse hemen ardından tüm cephelerden ülkemize yeni saldırılar düzenlemeyi planlıyorlar. Buradan çiftçilerimizin, üreticilerimizin huzurunda söz veriyorum, bunlara asla fırsat tanımayacağız. Milletimizle yine kol kola,gönül gönüle vererek, bu oyunu da inşallah hep beraber bozacağız, hep beraber" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi eleştirerek, "Ülkemizin tüm bu sürecinde en büyük talihsizliği ne olmuştur derseniz, yüreğim acıyarak 'CHP'nin durumu' demek mecburiyetindeyim. Bu partinin geçmişi zaten Sivaslı Nuri Demirağdan, Vecihi Hürkuş'a, devrim otomobili denemesine kadar pek çok kötü sicille doludur. 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde takındıkları tavırla demokrasiye ve hukuka verdikleri zararı en iyi sizler biliyorsunuz. CHP, terör örgütlerinin saldırılarında, darbe girişimlerinde yurt dışından ülkemize yönelen tehditlerde hiçbir zaman ülkemizin ve milletimizin yanında yer almamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, Avrupa'ya gidiyor, Almanya'da terör örgütünün temsilcileri ile ellerinde paçavraları yan yana onlarla beraber resim çektiriyor. Hale bak. Ya sen bu ülkenin ana muhalefetinin başındaki adamsın. Alman Parlamentosunda YPG'nin paçavrasıyla poz veren bir teröristle nasıl olur da poz verirsin. Onu nasıl olur da meşrulaştırırsın? Hep böyle. Türkiye'yi dünyaya şikayet etmekten ülkemizin stratejik tüm girişimlerini engelleme çabasına kadar her türlü yanlış tavrı ısrarla sürdürmüşlerdir. Biz, İHA yapıyoruz, silahlı insansız hava aracı yapıyoruz, adam bundan rahatsız ya. Göreve geldiğimizde savunma sanayiimizin yüzde 20'si yerliydi, ama şimdi Elhamdülillah yüzde 65'i yerli. Amerikan kongresi, Amerika'dan istediğimiz silahı polisimize bin 500 adet tabanca alacağız, dediler kongre müsaade etmedi. Bin 500 tabancayı dahi Amerika vermedi. Ne oldu? Şimdi bu komşular, malum komşular anlıyorsunuz. Bizi evsahibi yaptı. Biz, bunları üretiyoruz. İnsansız hava aracını, Başbakanlığımın ilk zamanlarında yine kendilerinden istedim, vermediler. Dediler ki, '48 saatliğine haber verin, gelsinler insansız hava araçları size çalışsın'. En olumlu yaklaştıkları an, o Bush'un olduğu dönemdi, bu kadar. Ama ne oldu, dedik ki bu iş böyle yürümeyecek. En iyisi biz kendimiz üretelim. Sağolsun, özel sektör bunu başardı. Şimdi, bunu üretir hale geldik. Aynı zamanda ihraç eden hale geldik, ama yetmez. Daha ileri gideceğiz. Gitmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu. Son olarak CHP'nin Türkiye Uzay Ajansının kuruluşuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni iptal için Anayasa Mahkemesine gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin uzay yarışında yerini almasından acaba bu CHP niçin rahatsızlık duyuyor? Uydu yapıyoruz, uydu fırlatıyoruz, haberleşmeden istihbarata her alanda uzay çalışmalarını etkin şekilde kullanmanın gayretindeyiz. Tüm bu çalışmaları daha ileri taşıyacak Türkiye Uzay Ajansının faaliyetinin engel olmanın ülkenin ve milletin çıkarlarına nasıl bir faydası olacağını ben tüm çiftçi kardeşlerimin takdirine sunuyorum. Emin olun bunların hepsi böyle. Kendileri tuğla üstüne tuğla koymazlar. Hiçbir esere, projeye imza atmazlar. Yapanları engellemek için de eskiden beri Anayasa Mahkemesinin önünde nöbet tutarlar. Bunlarla aynı kafadaki kimi meslek örgütleri de Danıştay'ı, Yargıtay'ı hiç boş bırakmaz. Biz, Allah'ın izni ve milletimizin desteğiyle terör örgütlerinin de, terörü destekleyen güçlerin de üstesinden geliyoruz ve geleceğiz. Bir sıkıntımız var, hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmazmış. İşte onun gibi. Hançer içeriden vurulduğunda yapacak çok fazla bir şeyimiz kalmıyor. Her zaman olduğu gibi sözümü biz çiftçimizde, milletimizde, milli iradede, demokraside arıyoruz. İnşallah 31 Mart seçimleri hem şehirlerimizde hizmet edecek en iyi belediye başkanlarını seçeceğimiz hem de önümüzdeki dönemi huzur, istikrar ve güven iklimi içinde geçireceğimiz şeklinde neticelenecektir" dedi. Programa Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz da katıldı. Programda, Türkiye Tarım ve Kredi Kooperatifleri faaliyet çalışmalarını anlatan bir video da izlendi. HABER-FOTO-GÖRÜNTÜ: İHA

Bakmadan Geçme