Çandıroğlu: 'Öğrenci ve aile ziyaretleri, çocuğa ciddi anlamda ilerleme sağlıyor'
Bugüne kadar 90 binin üzerinde öğrencinin ailesi ile birlikte ziyaret edilmesini sağlayarak bu konuda büyük bir ilerleme kaydeden İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yaptığımız söyleşide öğrencilerin aileleri ile birlikte ziyaret edilmesine önem verdiklerini ifade eden İl Milli Eğitim Müdürü Çandıroğlu, öğrenci ziyaretlerinin kazanımları konusunda: 'Çocuklarımız, aile ile okulun iletişimi noktasında aralarda bir kopukluk olmadığını görüyor ve çocuklarımızın eğitiminde, komplike bir şekilde çok ciddi anlamda ahlaki ve zihinsel gelişimleri açısından ilerleme kaydettiğimizi görüyoruz' dedi.
ÖRENCİLERİN AİLE ZİYARETLERİNE ÖNEM VERDİĞİNİZİ GÖRÜYORUZ. BUGÜNE KADAR KAÇ AİLEYE KONUK OLDUNUZ?
Benim birebir gittiğim aile ve öğrenci sayısı 50'yi geçti. Ancak öğretmen arkadaşlarımız sürekli ziyaret gerçekleştiriyorlar ve büyük bir özveri ile bunu gerçekleştiriyorlar. Mesela şu an öğretmen arkadaşlarımızın öğrenci ile ailelerine gerçekleştirdiği ziyaret sayısı 89 bin 580. Öğrenci ziyaretlerinde bizim ayrıca 'yalnız değilsiniz' diye engelli öğrenci ve ailelerine yönelik bir ziyaret çalışmamız var. Oradaki sayımız da 2 bin 302 olmuş durumda. Yani toplam olarak yaklaşık 92 bin civarında öğrencimiz, aileleri ile birlikte evlerinde ziyaret edilmiştir. Yalnız değilsiniz adlı engelli öğrencilerimize yapılan ziyaret aslında sadece bir ziyaretten mütevellit bir durum değil. Bizim rehberlik araştırma merkezlerindeki arkadaşlarımız ailenin eğitim haricinde başka problemleri de varsa, bunların da tespitini yapıyor, öğreniyor ve o konuyla ilgili belediye olsun, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğümüzle de görüşerek durumu onlara bildiriyorlar ve böylece ailenin diğer problemlerinin de giderilmesi noktasında yardımcı olunmuş oluyor. Bu projenin böyle de güzel bir tarafı var. Ayrıca ağır engelli olan öğrencilerimiz için de şöyle bir projemiz var. Şimdi bu öğrencilerimiz, her yıl evde eğitimlerini alabilmeleri için raporlarını yenilemek zorundalar. Bu da baktığınızda ağır engelli olan öğrencilerimizi için aslında büyük bir külfet. Aileleri için de keza. 225 civarında bu durumda öğrencimiz var yanılmıyorsam. Bizim projemizde ise uzmanlarımız o çocuklarımıza raporlarını evlerine gidip orada veriyorlar. Böylelikle o çocuklar ve aileleri büyük bir zahmetten ve uğraşıdan kurtulmuş oluyorlar. Bu projemiz de Türkiye'de ilk olan bir projedir. Projemizin ismi de 'eğitim için engel kalmasın'.
BU ZİYARETLER SİZLERE, AİLELER VE ÖĞRENCİLERE NELER KATIYOR, NE GİBİ ŞEYLER KAZANDIRIYOR?
Benim bu konuda her zaman için söyledim bir şey var, okulda arkadaşlarımız eğitimle ilgili bahsetmeye başladıklarında ilk derste şunu söylemişlerdi ve sürekli tekrar ettiler; 'eğitim üç sac ayağı üzerine kuruludur. Eğitimin üç ayağı vardır. Birincisi aile, ikincisi çevre ve üçüncüsü de okuldur. Siz bu üçlemi ne kadar birbiri ile ilişkili hale getirirseniz, birbiri ile bağlarını ne kadar güçlendirirseniz, eğitim de o kadar güçlü ve kaliteli olur.' Bizler zaten bunun böyle olduğunu her kademe tecrübelerle görüyoruz. Son yıllarda genel itibariyle baktığınız zaman köyde bile öğretmen arkadaşlarımız şehirde kalıyor, köye gidiş-geliş yapıyor. Yani oradaki vatandaşla, aile ile iletişim noktasında sıkıntı yaşıyoruz biz. Bu proje sayesinde biz bunları aşmış oluyoruz. Tabi burada ayrıca öğrenciyi öğretmeninin evinde ziyaret etmesi ona verilen değeri de gösteriyor. Öğrenci, öğretmen tarafından değerli olduğunu hissediyor aslında. Çocuklarımız, aile ile okulun iletişimi noktasında aralarda bir kopukluk olmadığını görüyor ve çocuklarımızın eğitiminde, komplike bir şekilde çok ciddi anlamda ahlaki ve zihinsel gelişimleri açısından ilerleme kaydettiğimizi görüyoruz.
TÜRKİYE'DE BU ZİYARETLERİN BAŞKA ÖRNEĞİ VAR MI ÖZELLİKLE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNÜN DE BU ZİYARETLERİ YAPMASI BAZINDA?
Türkiye'de böyle uygulamalar var ancak bu kadar sistemli değil. Bu kadar takip edilen şekliyle projelendirilmiş olarak başka bir yerde yok. Ben de zaman zaman fırsat buldukça öğrencilerimize ve ailelerine ziyarette bulunuyorum. Birinci elden ortamlarını görme fırsatı buluyorum öğrenci ve ailelerimizin. Öğretmen arkadaşlarımız ilk başta bu projeye pek sıcak bakmadılar. Ama gittikçe bu işin faydasını gördükçe, şu an biz yapmayın desek de yaparlar herhalde. Bu zorunlu bir süreç de değildi. Ama biz projeyle bunları yapabilmeleri noktasında bir imkan sağladık. Biraz daha gündem oluştu. Biraz daha birlikte hareket etmekle birlikte herkesin bu işle ilgili alakasını, duyarlılığını artırmış olduk. Bu ziyaretler bizlerin eğitim ve öğretim yapma bakımından öğrencilerin durumları hakkında edindiğimiz bilgiler ile daha verimli bir eğitim-öğretim faaliyeti gerçekleştirmemizi sağlarken, öğrenciler ile ailelerine de bu hizmetin okulla sınırlı kalmadığını gösteriyor. Eğitimin, öğretimin çocuklarına en iyi şekilde verildiğini hissettiriyor ki zaten öğretmen arkadaşlarımız da bu özveriyi gösteriyor. Daha sonra ziyaret edildiğini gören öğrenci ilgilenildiğini, kendisine önem verildiğini görüyor, kendisine olan özgüveni artıyor. Bu haline hareketine yansıyor. Dolayısıyla başarısına da yansıyor. Aile ile öğrenci ziyaretleri, hem öğretmen arkadaşlara, hem eğitim kurumlarımıza hem de çocuklarımıza aslında çok fayda sağlıyor, değer katıyor.
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE TÜRKİYE ÇAPINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ ALDIĞINIZ TAM ÖĞRENME MERKEZLERİ PROJESİ NEDİR, BUNUNLA İLGİLİ BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, geçen yıl 14 ortaokulumuzda, 4 tane de lisemizde pilot olarak uyguladığımız bir projeydi. Bu sene epeyce yaygınlaştı. Ortaokullarımızın neredeyse tamamında, liselerimizde de bir çok okulda uyguladığımız Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, öğrenciyi sürekli öğrenmeye ve tekrara maruz bırakan bir süreçtir. Öğretmen derste konuyu anlattı, o dersin sonunda, o konunun kazanımları ile alakalı küçük bir sınav yapıyor. Hafta sonunda mesela 4 saatlik Fen Bilgisi sonunda bir sınav daha yapıyor o haftaki konularla ilgili bir tarama testi yapıyor. Hafta sonunda da zaten bizim kurslarımız var. Yani öğrencileri sürekli tekrar ve öğrenmeye iten bir süreçtir. Yani projenin özeti kısaca böyledir. Tabi öğretmenlerimiz öğrencilerimizle devamlı ilgileniyor, onları ölçüyor, öğrenme düzeylerini kontrol ediyor, sınav yapıyor, tekrar yapıyor ve konuyu, dersi öğrenciye öğretiyor. Bu en çok İngilizce dersinde kendini gösterdi. Bu projeyi uyguladığımız okullar, daha öncesinde başarı derecesi bakımından il genelinin altında idiler. Bu proje uygulandıktan sonra başarı arttı. Mesela ilk İngilizce sınavında okulun başarı seviyesi yüzde 20, ili genelinin ki ise yüzde 50, sene sonunda yapılan sınavda ise il geneli yüzde 57'ye ulaşmış, bizim bu okulumuz ise yüzde 67'ye ulaşmış. Özellikle dil öğrenim derslerinde bu çok etkili oluyor. Başarının zaten temel felsefesi şu; gerektiği gibi eğitim-öğretim ortamı hazırlanır ve öğrenciye gerektiği gibi, onun farklılıklarını da dikkate alarak eğitim sunarsanız öğrenemeyecek çocuk yoktur. Elhamdülillah bu projemiz Türkiye genelinde 1047 proje içerisinde birincilik aldı. Sayın bakanımız da sağolsun birincilik ödülünü bize takdim etti.
SON OLARAK BİRİNCİLİK ALAN BU PROJENİZ GİBİ BAŞKA PROJELERİNİZ DE VAR MI, BUNDAN SONRA DA OLACAK MI?
Şimdi şöyle, Türkiye'de bugüne kadar hiçbir yerde uygulanmayan işte birincisi bu Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, ikincisi STEM Projesi ki bizim en çok üzerinde durduğumuz projelerden bir tanesi. Türkiye'deki genel eğitim eğilimini değiştirebilecek bir proje aslında STEM Projesi. Avrupa'da gelişmiş ülkelerde, özellikle Almanya, İngiltere'de sonra Amerika ve Çin'de kullanılan bir projedir STEM. Bu proje neyi getiriyor, AR-GE'yi getiriyor, inovasyonu getiriyor, yeni yaklaşımları yenilikçiliği teşvik ediyor, üretme ile alakalı bir proje. Bununla birlikte işte engelli öğrencilerimiz için olan 'Eğitim İçin Engel Kalmasın Projesi'de Türkiye'de ilk olarak hayata geçen bir projedir. İşte Geçmişim, Geleceğim Projesi var ancak bu 3 proje bizim üzerinde özellikle durduğumuz projelerimiz. Bunların başarılı olması için gayret gösteriyoruz. Bir de değerler eğitimi projemiz var, bu proje de öğrencilerimize, çocuklarımıza milli, manevi değerlerimizi öğretmek noktasında ortaya koyduğumuz bir projedir. Biliyorsunuz, siz ne kadar akademik anlamda başarılı olursanız olun, milli ve manevi değerler donatılmamış neslin çok da bir önemi yok. Bununla birlikte Kendimi Gerçekleştiriyorum Projesi de bu bağlamda değerlendirilebilir. Bu şekilde bize emanet edilen yavrularımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Şimdiye kadar da iyi gittiğini görüyoruz, gerek başarı seviyesi ve gerekse de milli-manevi eğitimler noktasında iyi bir seviyedeyiz. Daha da iyi olacağız inşallah. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ
ÖRENCİLERİN AİLE ZİYARETLERİNE ÖNEM VERDİĞİNİZİ GÖRÜYORUZ. BUGÜNE KADAR KAÇ AİLEYE KONUK OLDUNUZ?
Benim birebir gittiğim aile ve öğrenci sayısı 50'yi geçti. Ancak öğretmen arkadaşlarımız sürekli ziyaret gerçekleştiriyorlar ve büyük bir özveri ile bunu gerçekleştiriyorlar. Mesela şu an öğretmen arkadaşlarımızın öğrenci ile ailelerine gerçekleştirdiği ziyaret sayısı 89 bin 580. Öğrenci ziyaretlerinde bizim ayrıca 'yalnız değilsiniz' diye engelli öğrenci ve ailelerine yönelik bir ziyaret çalışmamız var. Oradaki sayımız da 2 bin 302 olmuş durumda. Yani toplam olarak yaklaşık 92 bin civarında öğrencimiz, aileleri ile birlikte evlerinde ziyaret edilmiştir. Yalnız değilsiniz adlı engelli öğrencilerimize yapılan ziyaret aslında sadece bir ziyaretten mütevellit bir durum değil. Bizim rehberlik araştırma merkezlerindeki arkadaşlarımız ailenin eğitim haricinde başka problemleri de varsa, bunların da tespitini yapıyor, öğreniyor ve o konuyla ilgili belediye olsun, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğümüzle de görüşerek durumu onlara bildiriyorlar ve böylece ailenin diğer problemlerinin de giderilmesi noktasında yardımcı olunmuş oluyor. Bu projenin böyle de güzel bir tarafı var. Ayrıca ağır engelli olan öğrencilerimiz için de şöyle bir projemiz var. Şimdi bu öğrencilerimiz, her yıl evde eğitimlerini alabilmeleri için raporlarını yenilemek zorundalar. Bu da baktığınızda ağır engelli olan öğrencilerimizi için aslında büyük bir külfet. Aileleri için de keza. 225 civarında bu durumda öğrencimiz var yanılmıyorsam. Bizim projemizde ise uzmanlarımız o çocuklarımıza raporlarını evlerine gidip orada veriyorlar. Böylelikle o çocuklar ve aileleri büyük bir zahmetten ve uğraşıdan kurtulmuş oluyorlar. Bu projemiz de Türkiye'de ilk olan bir projedir. Projemizin ismi de 'eğitim için engel kalmasın'.
BU ZİYARETLER SİZLERE, AİLELER VE ÖĞRENCİLERE NELER KATIYOR, NE GİBİ ŞEYLER KAZANDIRIYOR?
Benim bu konuda her zaman için söyledim bir şey var, okulda arkadaşlarımız eğitimle ilgili bahsetmeye başladıklarında ilk derste şunu söylemişlerdi ve sürekli tekrar ettiler; 'eğitim üç sac ayağı üzerine kuruludur. Eğitimin üç ayağı vardır. Birincisi aile, ikincisi çevre ve üçüncüsü de okuldur. Siz bu üçlemi ne kadar birbiri ile ilişkili hale getirirseniz, birbiri ile bağlarını ne kadar güçlendirirseniz, eğitim de o kadar güçlü ve kaliteli olur.' Bizler zaten bunun böyle olduğunu her kademe tecrübelerle görüyoruz. Son yıllarda genel itibariyle baktığınız zaman köyde bile öğretmen arkadaşlarımız şehirde kalıyor, köye gidiş-geliş yapıyor. Yani oradaki vatandaşla, aile ile iletişim noktasında sıkıntı yaşıyoruz biz. Bu proje sayesinde biz bunları aşmış oluyoruz. Tabi burada ayrıca öğrenciyi öğretmeninin evinde ziyaret etmesi ona verilen değeri de gösteriyor. Öğrenci, öğretmen tarafından değerli olduğunu hissediyor aslında. Çocuklarımız, aile ile okulun iletişimi noktasında aralarda bir kopukluk olmadığını görüyor ve çocuklarımızın eğitiminde, komplike bir şekilde çok ciddi anlamda ahlaki ve zihinsel gelişimleri açısından ilerleme kaydettiğimizi görüyoruz.
TÜRKİYE'DE BU ZİYARETLERİN BAŞKA ÖRNEĞİ VAR MI ÖZELLİKLE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNÜN DE BU ZİYARETLERİ YAPMASI BAZINDA?
Türkiye'de böyle uygulamalar var ancak bu kadar sistemli değil. Bu kadar takip edilen şekliyle projelendirilmiş olarak başka bir yerde yok. Ben de zaman zaman fırsat buldukça öğrencilerimize ve ailelerine ziyarette bulunuyorum. Birinci elden ortamlarını görme fırsatı buluyorum öğrenci ve ailelerimizin. Öğretmen arkadaşlarımız ilk başta bu projeye pek sıcak bakmadılar. Ama gittikçe bu işin faydasını gördükçe, şu an biz yapmayın desek de yaparlar herhalde. Bu zorunlu bir süreç de değildi. Ama biz projeyle bunları yapabilmeleri noktasında bir imkan sağladık. Biraz daha gündem oluştu. Biraz daha birlikte hareket etmekle birlikte herkesin bu işle ilgili alakasını, duyarlılığını artırmış olduk. Bu ziyaretler bizlerin eğitim ve öğretim yapma bakımından öğrencilerin durumları hakkında edindiğimiz bilgiler ile daha verimli bir eğitim-öğretim faaliyeti gerçekleştirmemizi sağlarken, öğrenciler ile ailelerine de bu hizmetin okulla sınırlı kalmadığını gösteriyor. Eğitimin, öğretimin çocuklarına en iyi şekilde verildiğini hissettiriyor ki zaten öğretmen arkadaşlarımız da bu özveriyi gösteriyor. Daha sonra ziyaret edildiğini gören öğrenci ilgilenildiğini, kendisine önem verildiğini görüyor, kendisine olan özgüveni artıyor. Bu haline hareketine yansıyor. Dolayısıyla başarısına da yansıyor. Aile ile öğrenci ziyaretleri, hem öğretmen arkadaşlara, hem eğitim kurumlarımıza hem de çocuklarımıza aslında çok fayda sağlıyor, değer katıyor.
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE TÜRKİYE ÇAPINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ ALDIĞINIZ TAM ÖĞRENME MERKEZLERİ PROJESİ NEDİR, BUNUNLA İLGİLİ BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, geçen yıl 14 ortaokulumuzda, 4 tane de lisemizde pilot olarak uyguladığımız bir projeydi. Bu sene epeyce yaygınlaştı. Ortaokullarımızın neredeyse tamamında, liselerimizde de bir çok okulda uyguladığımız Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, öğrenciyi sürekli öğrenmeye ve tekrara maruz bırakan bir süreçtir. Öğretmen derste konuyu anlattı, o dersin sonunda, o konunun kazanımları ile alakalı küçük bir sınav yapıyor. Hafta sonunda mesela 4 saatlik Fen Bilgisi sonunda bir sınav daha yapıyor o haftaki konularla ilgili bir tarama testi yapıyor. Hafta sonunda da zaten bizim kurslarımız var. Yani öğrencileri sürekli tekrar ve öğrenmeye iten bir süreçtir. Yani projenin özeti kısaca böyledir. Tabi öğretmenlerimiz öğrencilerimizle devamlı ilgileniyor, onları ölçüyor, öğrenme düzeylerini kontrol ediyor, sınav yapıyor, tekrar yapıyor ve konuyu, dersi öğrenciye öğretiyor. Bu en çok İngilizce dersinde kendini gösterdi. Bu projeyi uyguladığımız okullar, daha öncesinde başarı derecesi bakımından il genelinin altında idiler. Bu proje uygulandıktan sonra başarı arttı. Mesela ilk İngilizce sınavında okulun başarı seviyesi yüzde 20, ili genelinin ki ise yüzde 50, sene sonunda yapılan sınavda ise il geneli yüzde 57'ye ulaşmış, bizim bu okulumuz ise yüzde 67'ye ulaşmış. Özellikle dil öğrenim derslerinde bu çok etkili oluyor. Başarının zaten temel felsefesi şu; gerektiği gibi eğitim-öğretim ortamı hazırlanır ve öğrenciye gerektiği gibi, onun farklılıklarını da dikkate alarak eğitim sunarsanız öğrenemeyecek çocuk yoktur. Elhamdülillah bu projemiz Türkiye genelinde 1047 proje içerisinde birincilik aldı. Sayın bakanımız da sağolsun birincilik ödülünü bize takdim etti.
SON OLARAK BİRİNCİLİK ALAN BU PROJENİZ GİBİ BAŞKA PROJELERİNİZ DE VAR MI, BUNDAN SONRA DA OLACAK MI?
Şimdi şöyle, Türkiye'de bugüne kadar hiçbir yerde uygulanmayan işte birincisi bu Tam Öğrenme Merkezleri Projesi, ikincisi STEM Projesi ki bizim en çok üzerinde durduğumuz projelerden bir tanesi. Türkiye'deki genel eğitim eğilimini değiştirebilecek bir proje aslında STEM Projesi. Avrupa'da gelişmiş ülkelerde, özellikle Almanya, İngiltere'de sonra Amerika ve Çin'de kullanılan bir projedir STEM. Bu proje neyi getiriyor, AR-GE'yi getiriyor, inovasyonu getiriyor, yeni yaklaşımları yenilikçiliği teşvik ediyor, üretme ile alakalı bir proje. Bununla birlikte işte engelli öğrencilerimiz için olan 'Eğitim İçin Engel Kalmasın Projesi'de Türkiye'de ilk olarak hayata geçen bir projedir. İşte Geçmişim, Geleceğim Projesi var ancak bu 3 proje bizim üzerinde özellikle durduğumuz projelerimiz. Bunların başarılı olması için gayret gösteriyoruz. Bir de değerler eğitimi projemiz var, bu proje de öğrencilerimize, çocuklarımıza milli, manevi değerlerimizi öğretmek noktasında ortaya koyduğumuz bir projedir. Biliyorsunuz, siz ne kadar akademik anlamda başarılı olursanız olun, milli ve manevi değerler donatılmamış neslin çok da bir önemi yok. Bununla birlikte Kendimi Gerçekleştiriyorum Projesi de bu bağlamda değerlendirilebilir. Bu şekilde bize emanet edilen yavrularımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Şimdiye kadar da iyi gittiğini görüyoruz, gerek başarı seviyesi ve gerekse de milli-manevi eğitimler noktasında iyi bir seviyedeyiz. Daha da iyi olacağız inşallah. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ