Çok güldüren Kayseri fıkraları bakın nereden geliyor? - Şaşıracaksınız
Mizahi bir halk anlatısı olan fıkralar arasında Kayseri ili kendine sıkça yer buluyor. Ticari zekası, Cimriliği ve uyanıklığıyla bilinen Kayserililere ait fıkralar ise herkesi güldürüyor. Çok güldüren bu fıkralar bakın nereden geliyor? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberlerinde....
Kayserililer hem ticari zekasıyla hem uyanıklığıyla hem de cimriliğiyle bilinirken bu özellikler ile filmlere, programlara ve fıkralara konu oluyor. Kayserililerin bu yönüyle yapılan espirileri de yediden yetmişe herkesi güldürüyor. Kayserili ve Yahudi fıkraları ise rekabet oluşturması nedeniyle en çok güldüren fıkralar arasında yer alıyor. İşte tek tek Kayserili-Yahudi fıkraları...
Her yörede olduğu gibi Kayseri'nin ve Kayserililerin de kendilerine ait özellikleri bulunuyor. Öyle ki bu özellikler diğer yörelere göre ön plana çıkıyor. Kayserililer ile ilgili fıkralarda Kayseri yöresi ağzıyla konuşan, gelenekçi, biraz kaba saba, mütevazı, öz güveni yüksek, ticarette başarılı, iş bitirici, uyanık-aldatılmayan, hazırcevap, zekâsı ile aldatabilen, hesabını iyi bilen, parayı ve zenginliği çok seven, tutumlu-cimri bir tip olarak ifade ediliyor.
Kayserililer, ''Okumam yazmam yok ama Kayseriliyim'' diyecek kadar özgüveni yüksek, dünyanın en kurnaz tüccarı olan Yahudi'ye kanmayacak kadar uyanık, iki ile ikiyi alırken ayrı, satarken ayrı toplayacak kadar da hesabını bilen bir ticaret adamı olarak dikkat çekmektedir.
İşte çok güldüren Kayseri - Yahudi Fıkraları!
Mizahta Üstünlük Kuramı Bağlamında Kayserili-Yahudi Fıkraları isimli makaleden alınan Kayseri Yahudi fıkraları aşağıdaki gibidir.
Anırma
İş yapmak için Kayseri'ye gelen Yahudi'nin rastladığı çocuğun elinde gördüğü kıymetli bir şeyi (taş boncuk, altın para, altın çekecek) almak isteyince, çocuk 'eşek gibi anırmasını' şart koşar. Bunu yapan Yahudi tekrar isteyince de çocuk 'bunun değerini sen eşek olarak biliyorsun da ben insan olarak bilmiyor muyum' diyerek onu paylar.
Borç
Kayserili, Yahudi'ye borçlanır. Anlaşmaya göre borcunu ''Erciyes'in karı eridiği gün'' ödeyecektir. Kar ağustos ayında bile erimediği için alacağını yıllarca alamayıp çaresiz kalan Yahudi, Kayserili çocuğun yardımıyla parasını kurtarır.
Dilek
Ölüp ahirete giden ve orada birbiriyle iyi ilişkileri gözlenen Kayserili ve Yahudi'ye ödül olarak tekrar dünyaya gönderilecekleri ve birer dilek haklarının bulunduğu söylenir. Bol para-altın dileyen Yahudi'den sonra Kayserili onun adresini öğrenmeyi diler.
Fabrika
Kayserilinin alışveriş yaptığı Yahudi bir tüccar, fabrikasını gösterip “bir ucundan demir girip öbür ucundan araba çıkıyor” der. Buna karşılık Kayserili “bizimkinin de bir ucundan koyun-inek girip öbür ucundan pastırma-sucuk çıkıyor. Ama ters çalıştırıp bir ucundan pastırma sucuk koyup öbür ucundan koyun-inek de çıkartabiliyoruz.” der.
İddia
Kayserili ile “kendi gözünü ısırma” konusunda iddiaya giren Yahudi, takma gözünü çıkarıp ısırarak 5000 lira kazanır. “Kendi kulağını ısırma” konusundaki 10000 liralık iddiayı ise takma dişiyle kulağını ısıran Kayserili kazanır. Fıkranın bir varyantı tespit edilmiştir.
İşkembe Yerleşip iş yapmak için Kayseri'ye gelen Yahudi, Kayserili birine (yaşlı, çocuk) yapılacak en cazip işi sorar. Kayserilinin “içini yiyip dışını satma” tavsiyesiyle önerdiği karını görüp durumu anlayan Yahudi, Kayseri'yi terk eder.
Üç İhtiyaç
Kayserililerin şöhretini duyup şehre gelen Yahudi, verdiği paraya üç ihtiyacı (insan ve at yiyeceği ile çerez) görecek bir şey almak ister. Kayserili (çocuk, adam) ise “İçini siz, kabuğunu atınız yer, çekirdeğini çerez yaparsınız!” diyerek bir karpuz/kavun verir.
Kedi
Ticaret için Kayseri'ye gelen Yahudi, gördüğü antika ve çok kıymetli kedi kabı için taktik gereği önemli bir para vererek kediyi satın alır. Kediyle beraber kabı da almak isteyince reddeden Kayserilinin “Ben kedileri bu kap sayesinde satıyorum.” cevabıyla karşılaşır.
Peştemal
Hamamda karşılaşıp “bir köle olsaydım kaç akçe ederdim” diye soran zengin ve kibirli Yahudi'ye Kayserili “otuz akçe” değer biçer. İtiraz ederek üzerimdeki peştamalın bile o kadar edeceğini söyleyen Yahudi bu defa paranın zaten peştamal için olduğunu öğrenir.
Şart
Müslüman olmak isteyip İslam'ın şartının kaç olduğunu soran Yahudi'ye “sekiz” diyen Kayserili, Yahudi'nin “beş diyorlar” itirazına “O, bize gelişi…” diyerek cevap verir.
Takke
Tanesini önce 40, sonra 50, daha sonra da 75 avrodan sattığı çok sayıda sütyeni ne yaptığını soran Yahudi'ye Kayserili, ikiye kesip takke olarak tanesini 100 (150) avrodan Yahudilere sattığını söyler.
Tezgâh
Pazarda yan yana tezgâh açtığı Kayseriliye “eşekle arandaki mesafe ne” diye soran Yahudi ondan “Tam iki metre!” cevabını alır.
Topal Eşek
Hile için tırnağına bir çivi çakıp pazara götürdüğü topal eşeğini Kayseriliye satan Yahudi'nin yaptığını övünerek anlatmaktadır. Kayserili bunu haber verenlere “verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım!” der.
Yumurta
Yahudi bakkala yumurtaların küçüğünü seçip vermesinin sebebini soran Kayserili çocuk “Taşımakta zorlanmazsın diye.” cevabını alır. Parayı eksik verme sebebini ise “Saymakta zorlanmazsın diye!” sözüyle belirtir.
Azık
Birlikte yolculuk yapan ve yanlarında ancak bir kişilik azık bulunan Hıristiyan, Yahudi ve Kayserili, azığı “en güzel rüya”yı görenin yemesi üzerinde anlaşır. Rüyasında Yahudi Hz. Musa'yı, Hristiyan Hz. İsa'yı görüp karnını doyurduğunu, Kayserili ise
Hz. Peygamber'i görüp “Peygamberleri onların karnını doyurdu. Sen de azığı ye.” dediği için azığı yediğini söyler.
Dua
Kudüs'e giden bir Kayserili kutsal mekânın farklı yerlerinde bir Hıristiyan ve bir Yahudi'nin birbirlerinin dindaşları için yaptığı “onları kahret” duasını görüp kendi duasında “O iki kulunun duasını kabul et!” der.