Diyanet bu hafta sahte sihir ve büyücülere dikkat çekti: (21 Şubat Cuma Hutbesi)
Diyanet İşler Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bugün Cuma Namazında irat edilecek hutbenin konusu belli oldu. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Diyanet İşleri Başkanlığı son günlerde kamuoyunda sıkça yer alan büyü ve sihir gibi İslam Dinine aykırı durumlara dikkat çekti. Bunların dinimiz tarafından yasaklandığının vurgulandığı hutbede dijital mecraların bu süreci desteklediği ifade edildi. Sihir ve büyünün büyük şirklerden olduğunun altı çizilirken bu durumların büyük günahlardan olduğunun altı çizildi.
İslam dininin sihir, büyü, fal, cinler ve benzeri batıl inançlara karşı olduğu belirtilirken. Cinlerle iletişim kurmak, geleceği bilmek gibi iddiaların ise yalan ve batıl olduğu; bu tür kişiler, Allah'ın izni olmadan zarar veremeyecekleri. Ayrıca, fal bakmak, burçları okumak gibi uygulamaların haram olduğu belirtildi.
Bu durumlara karşı Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) tavsiyeleri doğrultusunda, Felak ve Nas surelerini okumak ve Allah'a sığınmanın önemli olduğu Kur'an-ı Kerim'in, şifa ve rahmet kaynağı olduğu ancak dini metinleri veya duaları ticari amaçla kullanmak haram olduğu Sihirbazlar, falcılar, muskacılar gibi kişiler asla 'hoca' olarak kabul edilmemesi gerektiği ifade edildi.
Son olarak, sahih dini bilgi edinmek ve doğru dini eğitimi almak çok önemli olduğu ve Allah'a güvenip, tevekkül ederek, dinimizin değerlerine sahip çıkmanın önemli sorumluluk olduğu belirtildi.
İşte Hutbenin tamamı…
Zaman zaman sihir ve büyü yapanlara ve yaptıranlara rastlıyoruz. Dünyevi menfaatler uğruna insanların duygularını ve kazançlarını sömüren cinci, falcı, medyum, muskacı ve üfürükçülere şahit oluyoruz. Bir takım televizyon kanalları ve dijital mecralar bu kötülükleri işleyenlere ortam hazırlıyor. Bugünkü hutbemizde yüce dinimiz İslam'ın bu konulara bakışını hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışalım.
Aziz Müminler!
Dinimize göre sihir ve büyü, büyük bir günahtır. Allah Resûlü (s.a.s), 'Allah'a şirk koşmak ve sihir yapmak gibi insanı helke götüren şeylerden kaçının.' buyurmaktadır. Sihir ve büyü yapmak ve yaptırmak, kul hakkı ihlalidir, zulümdür. Tevhid inancımızla ve tevekkül anlayışımızla bağdaşmayan çirkin bir tutum ve davranıştır. Bu günahı işleyenler, tövbe etmedikçe ve haklarına girdikleri kişilerle helalleşmedikçe Allah'ın gazabından asla kurtulamazlar.
Kıymetli Müslümanlar!
Cinler de insanlar gibi Allah'ın kullarıdır. İman edenleri de etmeyenleri de vardır. Onlar da insanlar gibi gaybı bilemezler. Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Göklerin ve yerin gaybı yalnızca Allah'a aittir.' Bu sebepledir ki, cinlerle irtibat kurup gelecekten bilgi aldıklarını iddia edenler düpedüz yalancıdır. Bu hususta Müslümana düşen; insanların şerrinden Allah'a sığındığı gibi cinlerin şerrinden de Allah'a sığınmak, ibadete ve duaya devam etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in tavsiyesine uyarak Felak ve Ns surelerini bolca okumaktır. Ayrıca kahve, çay, tuz ve bakla gibi nimetlerle bakılan fal çeşitlerinin tamamı ayette buyurulduğu üzere 'Şeytan işi bir pisliktir.' Kartlara, burçlara, el veya yüze bakarak geleceğe ait tahminler yürütmek haramdır, günahtır. Bu kötülükleri; televizyon, gazete ve sosyal medya gibi yerlerde paylaşmak ise hesabı ağır bir vebaldir. Allah Resûlü (s.a.s)'in bu konudaki uyarısı gayet açıktır: 'Kim, Allah'ın indirdiklerini kabul etmeyip bir khine, medyuma gider ve onun sözlerini tasdik ederse Hz. Muhammed'e indirileni inkr etmiş olur.'
Değerli Müminler!
Cenb-ı Hak, 'Biz, Kur'an'ı müminlere şifa ve rahmet olması için indirdik.' buyurmaktadır. Kur'an-ı Kerim; okunmak, anlaşılmak ve yaşanmak için gönderilmiştir. Ferdî ve içtimaî sıkıntılarımızın çaresi ondadır. Bununla birlikte, hastalıklarımızın şifasına yönelik tıbbi tedavi yollarına başvurmakla beraber, Kur'an okumak ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in dualarıyla Allah'a niyazda bulunmak, bedenimize sıhhat, ruhumuza sekinet verir. Ancak Kur'an ayetlerini veya duaları bir kğıda yazarak veya üfleyerek kazanç elde etmenin dinimizde asla yeri yoktur.
Aziz Müslümanlar!
Sihir ve büyü yapanlar sihirbazdır, büyücüdür. Cinlerle uğraşanlar cincidir. Fal bakanlar falcıdır. Menfaat elde etmek için muska yazanlar muskacıdır. Üfleyerek insanları iyileştirdiğini iddia edenler üfürükçüdür. Bunların hiçbirisi 'Hoca' değildir. Bu kişileri Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in varisi olan hocalarımızla bir tutmak, bu haram fiillerin meşrulaşmasına ve yayılmasına sebebiyet vermektedir. Bütün bu batıl inanç ve hurafeler, sağlam bir tevhid inancının ve sağlıklı bir din anlayışının oluşmadığı ortamlarda zemin bulmaktadır. Bu da bizlere; sahih ve doğru dini bilginin ne kadar zaruri, Kur'an ve sünnete dayalı din eğitiminin ne kadar vazgeçilmez, din istismarının ise ne kadar tehlikeli olduğunu açıkça göstermektedir.
Öyleyse Kıymetli Müminler!
Dinimizin değerlerini ve insanımızın duygularını istismar edenlere karşı uyanık olalım. Kendi dertlerine deva, hastalıklarına şifa olamayan hurafecilere asla aldanmayalım. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in saç veya sakalının yıkandığı suyu dağıtacağını ilan ederek sohbetlere çağıran bidatçilere asla itibar etmeyelim. Şifa, başarı, rızık ve kısmet hususunda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirip sonra Rabbimize tevekkül edelim. Unutmayalım ki, Allah'ın izni olmadan hiçbir kimse ve hiçbir yöntem kişiye ne fayda sağlayabilir ne de zarar verebilir. Takdir, sadece ama sadece Allah'a aittir. Sözümüzün sonu Rabbimizin şu ayeti olsun: '…Kim Allah'a dayanıp güvenirse Allah ona yeter…'