Erdoğan: 'Ana Muhalefet Komedi Sahnesi Hâline Geldi'

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Toplu Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin iddiaları hakkında 'Çamur at, tutmazsa da izi kalır anlayışını siyasetinin merkezine yerleştirmiş bu zat, hızla siyaset çöplüğüne doğru yuvarlanıyor. Milletimiz, eski Türkiye'nin siyaset anlayışının bu son temsilcisini de en kısa sürede hak ettiği yere gönderecektir' dedi.

Konuşmasının başında bu gece idrak edilecek Mevlit Kandilini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbime, bu mübarek gece vesilesiyle, İslam dünyasının birliğini, beraberliğini, dayanışmasını güçlendirmesi; Müslümanların yürek acılarını, gözyaşlarını dindirmesi için niyaz ediyorum” temennisinde bulundu. “15 YILDA TÜRKİYE'NİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİK” Açılışı yapılan ve toplam yatırım bedeli 7,7 milyar lira olan 375 eserin hayırlı olması dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserlerin ülkeye kazandırılmasına emeği geçenlere teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğinde, İstanbul'un susuzluktan adeta kırıldığını, İSKİ'nin tam manasıyla iflas ederek sadece yolsuzluklarla anılan bir kurum hâline geldiğini ve belediyeyi bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi'nin yerinde olan partiden 2,5 milyar dolar borçla devraldıklarını hatırlattı. Kısa sürede İSKİ'yi ayağa kaldırarak İstanbul'un su sorununu çözdüklerini, Türkiye yönetimini devraldıktan sonra da geçen 15 yılda 81 ilinin tamamında içme suyu sorununu çözdüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hizmetlerin yanı sıra, yollar, köprüler, tüneller, hızlı tren hatları, barajlar, konut ve işyeri projeleri gibi yatırımlarla Türkiye'nin çehresini değiştirdiklerini söyledi. Eskiden Türkiye'nin bu alanda birikimi olmadığı için büyük altyapı projelerinin yabancı firma ve müteahhitler tarafından yapıldığına; ancak bugün en iddialı projelerin dahi, Türkiye'nin kendi müteahhit ve mühendisleri ile gerçekleştirildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünyada müteahhitlik hizmetlerinde, Çin'in ardından, ikinci sırada olduğunu söyledi. AK Parti iktidarları döneminde hizmete alınan baraj sayısının 508 olduğunu, sulanabilir arazi büyüklüğünü 48 milyon dekardan 65,3 milyon dekara çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin zirai gelir alanında dünyada 7'nci sıraya yükselmesinin gerisinde bu yatırımların olduğunu söyledi. Sadece Türkiye ile sınırlı kalmayarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne de su götürdüklerini, Afrika'da da 2 milyona yakın insanın temiz içme suyuna kavuşmasını temin ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürütülen ağaçlandırma çalışmalarına da değinerek, 2023 yılına kadar, 7 milyar fidanı toprakla buluşturacaklarını ifade etti. “SU VE AĞAÇ İMKÂNLARINI MİLLETİN HİZMETİNE SUNACAK FAALİYETLER KESİNTİSİZ SÜRECEK” Türkiye'nin su ve ağaç imkânlarını milletin hizmetine sunacak faaliyetleri kesintisiz sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tabiatı Allah'ın bizlere bir emaneti, tabiat ürünlerini de Allah'ın bizlere bahşettiği nimetler olarak görüyoruz. Bu emanet-nimet anlayışıyla hareket ettiğimiz sürece, açgözlülükle tabiatın tahribine meydan vermeyeceğimiz gibi, elimizdeki imkânları da en iyi şekilde değerlendiririz” diye konuştu. Geçtiğimiz 15 yılda sadece orman ve su işleri alanında değil, her konuda Türkiye'ye adeta çağ atlattıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 270 bin yeni derslik inşa ettiklerini, öğretmen sayısını 506 binden 906 bine, üniversite sayısını 75'ten 185'e çıkardıklarını söyledi. 3 bin 526 yeni sağlık tesisi yaparak, çalışan sayısını 378 binden 892 bine çıkarttıkları, toplu konutta 805 bin yeni konut inşa ettiklerini, bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden 25 bin 400 kilometreye çıkardıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce olmayan hızlı tren hatlarını hizmete sunduklarını, 83 karayolu tüneline 229 yeni tüneli, 26 havalimanına 29 yeni havalimanı daha ilave ettiklerini dile getirdi. Türkiye'nin IMF'e olan 24 milyar dolar borcunu 2013'te sıfırladıklarına, Merkez Bankası rezervlerini 28 milyar dolardan 136 milyar dolara kadar çıkardıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî geliri 236 milyar dolardan 863 milyar dolar seviyesine, kişi başına geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolar seviyesine, ihracatı da 36 milyar dolardan 155 milyar dolar seviyesine ulaştırdıklarını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, bugün Türkiye'nin güvenlikten ekonomiye kadar her alanda kritik bir dönemden geçtiğine işaret ederek, devlet yetkilileri olarak bu tarihî süreçten Türkiye'yi en güçlü şekilde çıkarmanın mücadelesini verdiklerini belirtti. Türkiye'nin bunca sorunu ve sıkıntısı arasında, ana muhalefet partisi liderinin hezeyanlarına cevap vermek zorunda kaldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben milletimin karşısına bu tarz konularla çıkmaktan inanın utanıyorum, hicap duyuyorum. Ama karşımdaki zatta ve aynı kafadaki kesimlerde utanma, arlanma, hakka-hukuka riayet diye bir anlayış olmadığı için mecburen bu konulara girmek zorunda kalıyorum” diye ekledi. “O KÂĞITLARIN NE OLDUĞUNU, BU ZATIN ELİNE TUTUŞTURANLAR BİLİYOR” Ana muhalefet partisi liderinin geçen hafta, “Cumhurbaşkanı ve ailesi, yurt dışındaki birtakım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi” iddiasını ortaya attığını, kendisinin de ilgili siyasi parti liderini müfteri ilan ederek, iddialarını ispata davet ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Dün partisinin grup toplantısında çıktı, ‘yurt dışındaki bir şirkete şu kişi şu kadar milyon dolar, şu kişi bu kadar milyon dolar para gönderdi' diye yine birtakım sözler söyledi. Elindeki bir tomar kâğıdı sallayarak da, ‘işte dekontları da bunlar' dedi. Tabii dekont dediği kağıtları ne gazetecilere, ne adli makamlara vermedi. Avukatlar hemen anında kendisine ‘bunu ilgili savcılığa lütfen veriniz, medyaya veriniz' dediler. Ve o kâğıtların ne olduğunu şimdilik bir kendisi, bir de onları bu zatın eline tutuşturanlar biliyor. Tabii bu hadise aynı zatın elinde belge-bilgi olmadan ilk yalan söyleyişi, ilk iftira atışı da değil. Bir ara şahsımla alakalı İsviçre'de hesaplarım olduğunu söyleyip durdu. Kendisini ispata davet ettiğimde belge gösteremedi, rezil kepaze oldu.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce de ana muhalefet partisi liderine iddiasını ispat etmesi hâlinde görevi bırakacağını söylediğini hatırlattı ve “Şimdi bu defa aynısını söylüyorum; ispat et, ‘ispat ettiğin anda ben Cumhurbaşkanlığını bırakacağım, siyaseti bırakacağım' dedim. Ama sen de Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına bela olmaktan çekil, bu milletin başına da bela olmaktan çekil” ifadelerini kullandı. “ÜLKE MÜFTERİLERİN SİYASETİNDE BU KADAR YORULMASIN” İlgili siyasi liderin aynı taktiği partisinin daha önceki genel başkanına da uyguladığını; bir televizyon kanalında, “Erdoğan'ın Baykal'ın kasetini izlediğini gördüm” dediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları açıklayacağız, ortaya koyacağız ki, sizler de bunu bilmeyenlere anlatmanız lazım ki bu tür insanlar bu ülkenin siyasetinden çekilsinler, bu ülke müfterilerin siyasetinde bu kadar yorulmasın. Kendisini ispata davet ettiğimizde, ‘böyle bir şey hatırlamıyorum' diyerek çark etti. Onun için de millet buna ne diyor? ‘Çarkçı Kemal' diyor” şeklinde konuştu. Ana muhalefet partisi liderinin daha önce yine, “Güney Asya'daki Tsunami felaketinde toplanan paraların Açe'ye gönderilmediği” iddiasında bulunduğunu hatırlatan ve “Konuyla ilgili belgeleri ortaya koyunca, yine işi pişkinliğe vurup kulağının üzerine yattı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle konuştu: “Bir başka zaman yine grup toplantısında elinde bir kâğıt sallayarak, o dönem bakan olan Genel Başkan Yardımcım Hayati Yazıcı arkadaşımızın ÖSYM Başkanına mail gönderip ‘şu kişiyi üniversiteye yerleştirin' dediğini öne sürdü. Bu mailin de, mesajın da sahte olduğu ortaya çıktı; ama bu zatta zerre kadar utanma hissi olmadığı için çıkıp bir özür dahi dilemedi.” Yine aynı siyasi liderin, Bakırköy'deki bir imar tadilatı karşılığı TÜRGEV'e 20 dönümlük arazi verildiği yönünde iddiada bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen iddiasını ispata davet edildi, tabii yine ortaya bir şey koyamadı ve yine yüzsüzce dönüp arkasını gitti” ifadelerini kullandı. İlk hizmete girdiğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesini karalamak için aynı siyasi parti liderinin, altın klozet iddialarına kadar akla ziyan pek çok yalanı aylarca diline pelesenk ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirinin doğru olmadığı ortaya çıkmış olmasına rağmen özür dilemeyi aklından bile geçirmedi” diye ekledi. “BU ZATIN BAŞINDA OLDUĞU CHP KAYIPTIR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine bir ara grubumuzda bilmem kaç tane FETÖ'cü milletvekilinin ismini açıklayacağını iddia etmiş ve tabii ki bu sözünü de yutmuştu. İşte bak şimdi Amerika'da FETÖ'cü milletvekillerinin hangi partiden olduğu ortaya çıkıyor. CHP'nin FETÖ'cü milletvekilleri, şu anda yargının haklarında yakalama kararı verdiği iki tane milletvekili şu anda Amerika'da kurulan kumpasın içinde bizzat yer almış durumdalar. Bu müfteri zatın daha o kadar çok yalanı, yanlışı, sahtekârlığı var ki hangi birini anlatsak bilemiyoruz. Bunun adı siyaset olamaz, bunun adı muhalefet olamaz, bu insanlık dahi değildir. Daha ileri gitmeyeyim. Ana muhalefet bunun yükünü daha fazla çekemez, çekmemeli. Çünkü bunun adı ana muhalefet değil ana hıyanettir. Ana muhalefet makamını komedi sahnesi yeri hâline getiren bu zatın başında olduğu CHP kayıptır.” Türkiye gibi bir ülkenin ana muhalefet partisini bu hâle düşürmeye kimsenin hakkı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu partinin bazı milletvekillerinin de yurt dışında ülkemiz aleyhindeki davalara kendilerine göre belge-bilgi taşıdığını gayet iyi biliyoruz. FETÖ'nün ve kimi karanlık mahfillerin ellerine tutuşturduğu bilgileri kimi zaman kendileri kullanan, kimi zaman da kendi elleriyle yurt dışına götürüp teslim eden bu kişilerin ülkemize yaptıkları ihanetlerin hesabı mutlaka sorulacaktır” dedi. “MİLLÎ VE YERLİ DURUŞ SAHİBİ CHP'LİLER ADINA ÜZÜLÜYORUM” Aslında ana muhalefetin içinde olduğu bu sefil durumun, iktidar partisi olarak kendi işlerine geldiğini; ancak ülke adına, millî ve yerli duruş sahibi CHP'liler adına üzüldüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan mindere çıktığı zaman karşısında şöyle az-buçuk eline gelecek, dengi sayılabilecek bir rakip görmek istiyor. Siz sıkı bir siyasi mücadele için ortaya çıkıyorsunuz, ama karşınızda bir karikatür tipli birini buluyorsunuz. Tabii işin keyfi kaçıyor. Ne yapalım, artık ‘kader' deyip, ‘nasip' deyip, işimize bakacağız” sözlerine yer verdi. Kendisinin ve iddialarda adı geçen yakınlarının avukatlarının açıklama yaparak ilgili siyasi partiyi ve liderini, belge olduğu öne sürülen kâğıtların derhal savcılığa verilmesi ya da medyayla paylaşılması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yönde bir gelişme olmadığına dikkat çekti. “ELİNDE BELGE VARSA, MİLLETİMİZLE VE İLGİLİ MERCİLERLE PAYLAŞ” İlgili siyasi parti liderine, “Madem tüm belgelerin elinde olduğunu söylüyorsun, onları kürsüden sallamayı bırak, milletimizle ve ilgili mercilerle paylaş, git savcılığa teslim et” çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar o kürsüden salladığın her kâğıt ya yalan, ya yanlış çıktı. Bu defa kendisini kimin, nasıl, hangi sahte belgelerle aldatıp o kürsüye çağırdığını bilmiyoruz, orası bizi çok da ilgilendirmiyor. Bizim için önemli olan şahsımıza ve ailemize yapılan bu saldırının cevapsız kalmamasıdır” diye ekledi. Ana muhalefet partisi liderinin isimlerini zikrettiği kişilerin çoğunun, 30-40 yıldır ticaretle uğraşan, şirketler kurmuş, şirketler alıp satmış iş adamları olduğuna, kendisi cumhurbaşkanı, başbakan ve belediye başkanı değilken bu kişilerin ticaretle uğraşıp milyonlarca liralık işler yaptığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet liderinin; şahsının, çocuklarının, eniştesinin, dünürünün, eski özel kalem müdürünün bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiğini iddia ettiğini; daha sonra da iddiasının delili olarak 2011 yılında yurt dışında kurulmuş bir şirket ismi verip birtakım isimler, tarihler ve rakamlar zikrettiğini hatırlattı. “YURT DIŞINA GİDEN TEK KURUŞ PARA YOK” Özel kalem müdürü olarak zikrettiği Mustafa Gündoğan'ın hiçbir dönem bu vazifede bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İddiası da; bu paraların yurt dışındaki bir şirkete gönderildiği. Aslında ticaretle uğraşan birisi yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da şirket kurar, şirket alır, şirket satar, para havale eder, para havale alır. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, sadece her işe taş koymayı görev edinmiş birisine bunları anlatmanın zorluğunu elbette biliyorum. Kaldı ki, bu beş isim asla o zikrettiği şirkete veya yere para göndermiş de değil, tam aksine mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi, oraya para gitmedi. Az buçuk ticareti, esnaflığı, tüccarlığı, girişimciliği bilinler için, bu yapılan işlerde değerli kardeşlerim, hiçbir sorun yoktur.” İlgili siyasi parti liderinin iddiasında olduğu gibi ortada yurt dışına giden tek kuruş paranın olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolayısıyla bu zatın söylediği yalan mı? Yalan. Bu zat bir kez daha müfteri durumuna düştü mü? Düştü. Peki, bu durum karşısında yüzü kızaracak mı? Hiç sanmıyorum, maşallah kendisinde manda derisi gibi yüz var. Çıkıp özür dileyecek mi? Hele hele gereğini yerine getirecek mi? Bugüne kadar yapmadı, şimdi de yapacağını sanmıyorum” değerlendirmesinde bulundu. “HIZLA SİYASET ÇÖPLÜĞÜNE YUVARLANIYOR” “Çamur at, tutmazsa da izi kalır anlayışını siyasetinin merkezine yerleştirmiş bu zat, hızla siyaset çöplüğüne doğru yuvarlanıyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin; eski Türkiye'nin siyaset anlayışının bu son temsilcisini de, en kısa sürede hak ettiği yere göndereceğini ve bundan endişesinin olmadığını söyledi. Ana muhalefet partisi liderinin, partisinin grup toplantısında, Suriyeli mülteciler için harcanan 30 milyar doları sorduğunu da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zatın Gezi olaylarında ekonomideki dalgalanma sebebiyle yüz milyarca dolar zarara uğrayan Türkiye'nin kayıplarının hesabını sorduğunu duymadık. Bu zatın bölücü örgütün çukur eylemleriyle yol açtığı onlarca milyar dolarlık zararın hesabını sorduğunu duymadık. Bu zatın 15 Temmuz darbe girişiminin ekonomik ayağında ortaya çıkan zararların peşine düştüğünü görmedik” diye konuştu. Türkiye'nin, Suriyeliler için, AFAD eliyle 2,3 milyar dolar, belediye hizmetleri olarak 6 milyar dolar, sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla 1,2 dolar dolar harcama yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tutarların yanı sıra, sınır içinde ve dışında verilen eğitim ve sağlık hizmetlerin maliyetinin, bu hizmetlerde görevlendirilen personelin, kamu düzeni ve güvenliği için yapılan işlerin maliyetlerinin olduğunu belirtti. Asıl büyük yardımı milletin yaptığına ve bu yardımların kayıtlara girmediğine dikkat çekerek, “Tüm bunları topladığımızda karşımıza, uluslararası standartlara göre yapılmış yaklaşık 30 milyar dolarlık bir meblağ çıkıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamların tamamının da AFAD, Maliye Bakanlığı ve TÜİK gibi kurumların hesaplama yöntemleriyle ortaya çıktığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız, OECD raporuna göre Almanya'nın sadece 2015 yılında 900 bin mülteci için harcadığı para 16 milyar avrodur. Türkiye 7 yılda toplamda sayıları 12 milyonu geçen sığınmacı için 30 milyar dolar harcadı. Dünyanın neresine gidersek gidelim, hangi liderle, hangi uluslararası kuruluş başkanıyla görüşürsek görüşelim, herkes Türkiye'nin sığınmacılar konusunda yaptığı işleri konuşuyor ve bu konudaki takdirlerini ifade ediyor. Bir tek bu zat meseleye ‘harcanan para' gözüyle bakıp hesap sormaya kalkıyor. ‘Dervişin fikri neyse zikri de odur' derler. En insani konulara bile böyle yaklaştığına göre, bu zatın diğer hususlarda kafayı parayla bozmuş olmasına şaşmamak lazım. Geçtiğimiz günlerde işsizlikle kadınlara şiddet arasında kurduğu ilişki, bu zatın zihin dünyasının zaten arızalı olduğunu göstermişti. Aynı arızanın sığınmacılar konusunda da ortaya çıktığı anlaşılıyor.” “MİLLETİMİZİN ELİ BU MÜFTERİ ZATIN YAKASINDA OLACAKTIR” İlgili siyasi parti liderinin, SSK'yı yönettiği dönemde, Türkiye'yi nasıl milyarlarca dolar zarara uğrattığının unutulmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu zatın daha 1 yaşına girmemiş torununu, ortaokul çağındaki oğlunu utanmadan, sıkılmadan nasıl SSK'lı yaptığını, dolayısıyla devleti nasıl zarara uğrattığını unutmadık” şeklinde konuştu. Merhum gazeteci Savaş Ay'ın hazırladığı ve ana muhalefet liderinin SSK'yı yönettiği dönemde hastanelerin durumunu ortaya koyan programdan ve bugün şehir hastanelerini anlatan bir filmden görüntüleri törene katılanlarla paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, Halep oradaysa arşın burada” dedi ve şunları ekledi: “Lafla peynir gemisi yürümez, güneş balçıkla sıvanmaz; işte hakikatler gün gibi ortada. Ticaretle uğraşmak, kendisi kazanırken ülkesine de kazandırmak asla utanılacak bir şey değildir. Asıl utanılması gereken, işte böyle bir geçmişe sahip olduğu hâlde ortaya çıkıp yalanla, iftirayla, sahtekârlıkla insanları itham etmektir. Bizim de, milletimizin de eli, her zaman bu müfteri zatın yakasında olacaktır.” Kendisinin ve iddialarda adı geçenlerin en üst düzeyden dava açacağını ve hukuki olarak bu işin mücadelesini vereceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, törene katılanlardan ve milletten, zamanlarını böyle bir konuyla ve böyle bir kişiyle almak zorunda kaldığı için helallik istedi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ

Bakmadan Geçme