Erdoğan: 'Baş vereceğiz, ama asla baş eğmeyeceğiz'
41. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin geleceğine göz diken hiç kimseye acınmayacağını vurgulayarak, 'Özgürlüğünü kaybedip de izzetini, onurunu ve haysiyetini muhafaza etmiş hangi millet var? Hiç kimse Türk milletini böyle bir duruma düşüremeyecek. Milletimize sözümüz var: Gerekirse baş vereceğiz, ama asla baş eğmeyeceğiz. Ülkemizin içinden geçtiği kritik süreçte, herkesin siyaset ve partiler üstü hareket etmesi, millî bir duruş sergilemesi gerekiyor' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ülkemize mahsus bir yönetim birimi olan muhtarlığın demokrasi tarihindeki rolüne değindi. 1830'lu yıllardan beri yapılan muhtarlık seçimleriyle Türkiye'de gerçek anlamda demokrasinin boy vermeye başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlık kavramına 1360 yılında yazılan Danişmend-Name'de dahi rastlamanın mümkün olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE, 2019 YILINDA YENİ BİR YÖNETİM SİSTEMİNE GEÇİYOR”
Türkiye'de muhtarlıkları ve muhtarları görmezden gelerek hiçbir işi hakkıyla başarmanın, hiçbir reformu güçlü bir şekilde hayata geçirmenin mümkün olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'da kabul edilen anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçileceğini belirterek, “Yeni yönetim sisteminde, muhtarlarımızın yine çok önemli bir görev üstleneceklerine inanıyorum. Mahalli idareler ve merkezî yönetim organlarıyla mahalle arasındaki ilişki, hiç şüphesiz yine muhtarlarımız üzerinden yürüyecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahalle kavramının da yeniden tanımlanması gerektiğini belirterek, 20, 50, 100 nüfuslu muhtarlıkların, hayallerindeki hizmet birimleri olmadığını; mahallelerin teşkili için bir alt ve üst nüfus sınırı getirilebileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde muhtarlıkların sadece bir mühürden ibaret yerler olmaktan çıkartılıp, etkin ve işlevsel yönetim birimlerine dönüştürülebileceğini söyledi.
“TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK TEK BİR DAKİKASI YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikası, tek bir günü yoktur. Geçmişte, kimi zaman hantallıktan, kimi zaman çekişmelerden, kimi zaman iş bilmezlikten çok zaman kaybettik. Son 15 yılda ülkemiz her alanda ciddi bir derlenme, toparlanma, büyüme, gelişme kaydetti. Şimdi bunu, çok daha büyük reformlarla taçlandırma zamanıdır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nadide güzellikleri bağrında toplayan bir vatana sahip olduğumuzu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Binlerce yıldır herkesin sahip olmak için can attığı, can verdiği bir coğrafyada kurduğumuz son devletimizin 94. yıl dönümünü geçtiğimiz haftalarda geride bıraktık. Tabii böyle kıymetli bir mücevhere sahip olmanın bir bedeli var. Biz bu bedeli, ecdadımızın ayak bastığı ilk günden beri hep ödedik, ödüyoruz. Türk milletinin bir ferdi olmak demek, umudunu ve gözlerini bize dikmiş yüz milyonca kardeşimizi, dünyanın tüm mağdurlarını ve mazlumlarını aynı yürekte buluşturmak demektir.”
“Ecdadımızdan devraldığımız mirası korumak ve daha ileriye taşımak için verdiğimiz mücadelede, karşımıza kimin çıkacağını bilemez olduk” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeri geldi, darbeci, cuntacı kılığında karşımıza çıktılar. Yeri geldi, vesayet; yeri geldi, uluslararası kuruluş kisvesine büründüler. Yeri geldi, silahlı terörist; yeri geldi, ekonomik tetikçi olarak göründüler. Aslında hepsi de aynı prizmanın, birbirinin eşi olan farklı yüzleriydi. Amaç, bu ülkeye ve bu millete diz çöktürmekti. 15 Temmuz ihaneti, bu sinsi niyetin, artık gizlenemez, saklanamaz, üzeri örtülemez, tevil edilemez hâli olarak karşımıza çıktı. Devletin namuslarına emanet ettiği silahları millete çeviren bu hainler, Türkiye'yi teslim alabileceklerini sandılar. FETÖ ihanet çetesine ve arkasındaki güçlere karşı başlatılan kıyam, milletimizin ayaklarına vurulmak istenen prangalara karşı isyanının adıdır” şeklinde konuştu.
“15 TEMMUZ GECESİ BAŞLATILAN SALDIRI, ÜLKEMİZİ ŞAHA KALDIRAN BİR DİRİLİŞE VESİLE OLDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında 15 Temmuz gecesi yaşanan hadiselere de değindi. Tüm Türkiye'nin, “caddelere, meydanlara dökülün” dediği zaman hiç tereddüt etmeden, genci-yaşlısı hep beraber meydanlara döküldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “F-16 yukarıdan bomba yağdırıyordu, helikopterler bomba yağdırıyordu, tanklar benim halkımın üzerine geliyordu. Ama halkım bunların hiçbirinden yılmadı, kaçmadı.”
Konuşmasının devamında, Türkiye'nin bu ihanet girişimini bastırarak geleceğine çok daha güvenle bakan, eskisinden çok daha güçlü, çok daha azimli bir ülke olarak yoluna devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, FETÖ denilen alçağın arkasından giden kulları, onlar neredeler? İşte bir kısmı şu anda cezaevinde, bir kısmı yurt dışına kaçtı, öyle veya böyle. Ama Pensilvanya'daki oradan ayrılamıyor. O nereye sığındı? O da Amerika'ya sığındı” dedi.
Türkiye'ye diz çöktürmek için başlatılan bu saldırının, ülkeyi şaha kaldıran bir dirilişe vesile olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir milletin evladı olduğu için gurur duyduğunu ifade etti.
ANKARA'DA GAZİLER VE AİLELERİNE YAPILAN SALDIRI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Terörle mücadelede ve 15 Temmuz'da hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum. Bu vesileyle, geçtiğimiz hafta Ankara'da gazilerimize ve ailelerine yapılan saldırıyla ilgili üzüntülerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz, 80 milyon vatandaşımızın tamamının namusuna emanet edilmiş yadigârlardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan; gazisine saldıran, şehit yakınına terbiyesizlik eden bu şehir magandalarının, teröristlerin, böyle bir zihniyetin bu ülkede nasıl barınabildiğini, düşünüp sorgulamamız gerektiğine dikkat çekti.
Ankara'daki olayın failleri hakkında gereken işlemlerin yapılacağını, hak ettikleri cezanın kendilerine verileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz çocuklarımıza, gençlerimize, tüm topluma bu bilinci aşılamazsak, benzer ayıpların önüne geçemeyiz” şeklinde konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTLERİ RAF ÖMÜRLERİNİ TAMAMLAYINCA HEMEN ÇÖPE ATILIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında FETÖ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İnsanların, terör örgütleri için sadece birer sarf malzemesi olduğunu, terör örgütlerinin de, kendilerini kullanan güçler için birer sarf malzemesinden ibaret olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların raf ömrü tamamlanınca çöpe atılacaklarını ifade etti.
FETÖ'nün durumunun da böyle olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “FETÖ'nün durumu da aynıdır, onun da kimin sarf malzemesi olduğunu ben açıklamayacağım, benim milletim zaten aklıselimiyle onların kimin sarf malzemesi olduğunu bilir. Bu örgüt, 40 yıl boyunca eğitim diyerek, hizmet diyerek, himmet diyerek devşirdiği insan kaynağını, kendi amaçları, daha doğrusu kendisine verilen görevler için birer araç, birer malzeme olarak görmüş ve kullanmıştır.”
“FETÖ İHANET ÇETESİYLE BİRLİKTE HAREKET EDENLER HESAP VERECEK”
Meydanlarda FETÖ'nün illegal bir örgüt olduğunu ilan ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse bahane uydurmasın; ‘çocuklarınızı bunların okullarından alın, bunların bankasında-bankalarında paralarınız varsa paralarınızı alın' dedim. Sanki biz bunları dememişiz gibi, arabasını satıp o bankaya yatıran, evini satıp o bankaya yatıran; elinde, yastığının altında ne var ne yok oraya götürüp yatıranlar vardı. Hemen her fırsatta örgütün karanlık ve kalleş yüzünü anlatmış, devlet içinde yuvalanan paralel bir çete olduklarını dile getirmiştim. Çağrımıza uyarak örgütle iltisak ve irtibatını kesenler, bugün hayatlarını sıkıntısız bir şekilde sürdürüyorlar. Ancak, ikazımıza ve yaşanan onca hadiseye rağmen, FETÖ ihanet çetesiyle birlikte hareket edenler, elbette bunun hesabını vermek durumundadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu ülkeyi, bu milleti 1 dolara satan, çukur eylemleriyle bölmeye çalışan şerefsizlerin emir aldıkları yerlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. FETÖ'süyle, PKK'sıyla, diğer terör örgütleriyle bu ülkenin, bu milletin geleceğine göz diken hiç kimseye acıyamayız. Biliyoruz ki, aksi takdirde, kendimiz acınacak duruma düşeriz. Biliyoruz ki o şehadet makamında olanlar bizi affetmez Şöyle kafamızı kaldırıp çevremize bir bakalım. Özgürlüğünü kaybedip de izzetini, onurunu, haysiyetini muhafaza etmiş hangi millet var? Hiç kimse Türk milletini böyle bir duruma Allah'ın izniyle düşüremeyecek. Milletimize sözümüz var: Gerekirse baş vereceğiz, ama asla baş eğmeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında birlik ve beraberliğe olan ihtiyaca vurgu yaptı. Türkiye'nin içinden geçtiği kritik süreçte, herkesin siyaset ve partiler üstü hareket etmesi ve millî bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye, böylesine büyük badirelerle boğuşurken, yanımızda yer alan, desteğini bizden esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
“2019 BÜYÜK BİR İMTİHAN”
MHP'nin, ülke ve millet için hayati önem taşıyan konularda verdiği desteği takdir ve memnuniyetle karşıladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna karşılık ana muhalefet partisinin tutarsız, temelsiz, fırsatçı, her türlü kavramı ve değeri istismar eden; FETÖ'den PKK'ya tüm terör örgütlerinin borazanlığını yapan tavrı karşısında ise üzüntülü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki günlerde kendisiyle ilgili sözleri kamuoyuna yansıyan ana muhalefet partisi vekili ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Şahsımı faşist ve diktatörlükle tavsif eden bu zihniyeti ben halkıma özellikle havale ediyorum. Eğer bu ülkede şahsım veya bir diktatörlük olsaydı, sen kalkıp da ne Tekirdağ'ın meydanında öyle konuşabilirdin, adamı alır götürürlerdi, hiç şakası yok. Diktatörlüğün olduğu bir yerde sen öyle konuşamazsın. Ne senin genel başkanın öyle konuşabilir, ne de sen öyle konuşabilirdin. Gerçek manada bir demokrasinin olduğu Türkiye'de bunları bu kadar rahat konuşabiliyorlar. Ama demek ki bunlara bu gömlek çok geniş geldi. Onun için 2019 büyük bir imtihan. Ben inanıyorum ki, 2019 Mart ve Kasım seçimlerinde halkım bunlara gereken dersi gerektiği şekilde verecektir.”
“15 TEMMUZ'A TİYATRO DİYECEK KADAR ALÇALDILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar FETÖ yapılanması konusunda ağızlarına geleni söyleyenler, bugün başımıza FETÖ'nün en büyük yol arkadaşı kesildi. 15 Temmuz'dan beri de FETÖ'nün uluslararası alanda kendini ibra etmek için ihtiyacı olan hangi argüman, hangi söz, hangi iddia, hangi iftira, hangi senaryo varsa, şimdi onu anlatıyorlar. En son 15 Temmuz'a ‘kontrollü darbe girişimi' diyecek, ‘tiyatro' diyecek, ‘senaryo diyecek kadar alçaldılar” dedi.
Terör örgütlerine yoldaşlık yapanlarla, milletin değerlerine savaş açanlarla, ne söylediğinden, ne yaptığından habersiz bulunanlarla işlerinin olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, onları her zaman olduğu gibi millete havale ettiklerini, en büyük er meydanı olan seçim sandığında, milletin kendilerine hak ettikleri dersi bir kez daha vereceğini ifade etti.
Konuşmasında 2019 seçimlerinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızdaki meselelerin büyüklüğüne değil kendi yüreğimizin büyüklüğüne, karşımızdaki düşmanların gücüne değil kendi gücümüzün büyüklüğüne bakarak, 2023'e doğru kararlılıkla ilerleyeceğiz. 2019 seçimleri bu bakımdan büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
“MİLLETİN GERÇEK EVLATLARIYLA BERABER BURADA TOPLANIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Bunların önüne inanın üç koyun katsanız kaybedip gelirler. Bunlara bu ülke emanet edilir mi? İşte onun için ülkemizde 15 senede bizim neler yaptığımızı biliyorsunuz. Şimdi Taksim'e Atatürk Kültür Merkezini, -eskisi zaten harabeydi, depreme dayanaklığı şusu-busu kalmadı- onu yıkıyoruz, onun yerine modern bir kültür merkezi yapıyoruz. Hemen o bir tane Mimar Mühendisler Odası mı var, öyle bir şey, ona karşı çıkmış. Ya ne yaparsan yap, durdurmazsın. Siz buraya da karşı çıktınız, biz yaptık mı burayı? Yaptık. Ağababalarınız bile buraya geldi mi? Geldi. Bak biz burada şimdi bu milletin gerçek evlatlarıyla beraber bu toplantıları yapıyoruz. Biz bu milletin gerçek sahipleriyle beraber burada toplanıyoruz.”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içindeki kütüphane inşaatının devam ettiğini de belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda “Çok fazla sürmeyecek, yakın bir zamanda inşallah orası da bitiyor. 5 milyon kitap hacminde bir kütüphane, hem dijital, hem klasik ve 24 saat tüm gençliğimize, halkımıza açık bir kütüphane yapıyoruz. Dünyada 150 milyon cilt kitabı olan kütüphaneler var. Biz nerede kalmışız görüyorsunuz değil mi? Ama bunları aşacağız, inşallah arkamızdan gelenler de evvel Allah bizi aşıp geçecekler. Bu duygularla, bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, bu gazi mekânı teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” dedi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ