Erdoğan: 'Bu Operasyon Birkaç Günlük İştir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Birileri ısrarla bize bu operasyon kısa sürsün, sınırlı olsun diye güya telkinde bulunuyor. Ben de o birilerine telefon görüşmelerinde özellikle söyledim eğer biz devlet olarak sahip olduğumuz askerî gücü hoyratça kullanmaya kalksak, tanklarımızla, toplarımızla, uçaklarımızla, helikopterlerimizle önümüze gelen her şeyi dümdüz edip geçsek, bu operasyon birkaç günlük iştir. Ama biz en az kendi askerlerimizin emniyeti kadar karşımızdaki güçlerin kalkan olarak kullanmaktan çekinmediği masum sivillerin can ve mal güvenliğini de hesaba katıyoruz' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını anlamak istemeyenler için Zeytin Dalı Operasyonunun açık bir ikaz, fiili bir örnek olduğunu vurguladı. Güvenlik güçlerinin terör örgütü mensuplarının yıllardır hazırladıkları 90 santimlik betonla kaplı sığınakları, kazılmış tünelleri, kurulmuş tuzakları birer birer imha ederek, kararlı ve aynı zamanda güvenli bir şekilde ilerlediğini kaydetti.
Terör örgütünün ve onlara akıl verenlerin alçaklıklarının sınır tanımadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Ordusunun karşısına çıkmaya yürekleri elvermeyenlerin çocukları ve kadınları öne atarak yerleşim yerlerindeki operasyonları yavaşlatmaya çalıştıklarını belirtti. Bölücü terör örgütünün çocuk, kadın, yaşlı demeden kendisine karşı çıkan herkesi katleden bir cani güruhu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ama hamdolsun bizim milletimizin ve ordumuzun elinde asla çocuk kanı yoktur, kadın kanı, masum kanı yoktur. Hiçbir zaman da olmayacaktır. Bunlar kadim dönemlerden beri Türk askerinin kati kurallarıdır. Ecdadımızdan ve inancımızdan tevarüs ettiğimiz bu ahlakı gelecek nesillere de aynı şekilde aktaracağız” şeklinde konuştu.
'MAZLUMLARIN, MAĞDURLARIN HAKKINI SONUNA KADAR KORUYACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan operasyonun yedinci günü itibariyle 343 teröristin etkisiz hâle getirildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan rahatsız olan sözde Türk Tabipler Birliği gibi bir kesim ‘savaşa hayır' diye kendine göre bir kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin bugüne kadar biz ‘barışa evet' dediklerini de pek duymadık. Zaten bunların barışla filan alakası yok. Bunlar bugüne kadar benim Güneydoğu'da, Doğu'da bu kadar vatandaşım şehit edildi, bunlardan hiç şu anda içeride olan bu terör uygulayıcılarına yönelik en ufak bir açıklama duyduk mu? Duymadık, çünkü bunlar bu işin içindeler, bu senaryonun içindeler.”
Kandil'e kadar gidip orada görüşmeler yapanların bugüne kadar bu teröristlerin karşısına dikildiklerini hiç duymadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda PYD, YPG, DEAŞ, PKK, bütün bu terör örgütlerinin sınırlarımızda yapmış olduğu taciz harekâtına veya hareketlerine karşı bizim uluslararası hukuktan doğan haklarımızı hazmedemeyen bu sözde dernek veya sözde kişiler kusura bakmasınlar. Attığımız adım kararlı bir adımdır, milletin hakkı olan bir adımdır. Mazlumların, mağdurların bu hakkını da sonuna kadar koruyacağız. Tayyip Erdoğan'a ve arkadaşlarına uluslararası terör örgütleri tehditler sallayabilir ve bunlar da onların yanında yer alabilir, hiç önemli değil. Biz hak bildiğimiz yolda sonuna kadar yürüyeceğiz ve bundan taviz vermeyeceğiz” dedi.
Bu kesimin bugüne kadar hiçbir zaman yerli ve millî olmadığını, bu ülkenin dertleriyle dertlenmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu beyefendiler bugüne kadar hiçbir zaman kalkıp da acaba bu ülkede mağdur, mazlum olan insanlar acaba yahu et dağıtan Yasin'i öldürenler niçin öldürüldü, Yasin Börü ne yaptı da öldürüldü? Bunun hesabını sormadılar. 53 kişi bir günde öldürülüyor. Sokağa dökülün diyenler olmuş. Niye dediler, niye bunlar öldürüldü; bunun hesabını sordular mı? Sormadılar. İşte biz bunların hesabını soruyoruz” şeklinde konuştu.
'AFRİN'DEKİ OPERASYON SADECE TERÖR ÖRGÜTLERİNE VE TERÖRİSTLERE YÖNELİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bunlar karşısında çözüm için çok gayret ettiklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama hiçbirinden anlamadılar ve artık bıçak kemiğe dayandı. Onun için de işte ayın 20'sinde adımı attık ve şu anda inandığımız bu yolda Mehmet'imizle, Mehmetlerimizle yürüyoruz. Elhamdülillah milletim şu anda bir bütün oldu, birlik oldu, beraberlik oldu. Analar hepsi dualarıyla yemekleri hazırlıyor, onlar da cepheye gönderiyorlar. Beklenen gündü bu. Ve o beklenen gün hamdolsun geldi çattı. İşte şimdi süreç kararlı bir şekilde devam ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında tüm dünyaya seslenerek Türkiye'nin Afrin'deki operasyonunun sadece ve sadece terör örgütlerine, teröristlere yönelik olduğunu bir kez daha vurguladı. Avrupa Parlamentosu'nda bu hareketi bir istila hareketi olarak göstermek isteyenlere yönelik olarak da istilanın örneklerini geçmişte Libya'da, Ruanda'da, Mali'de aramalarını salık veren Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk milleti ve Türk ordusunun hiçbir zaman müstevli olarak hareket etmediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu bağlamda, Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'ye yönelik eleştirileri cevaplayan Azeri Milletvekili Seyidov'a dik duruşundan dolayı teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan sivillere ve çevreye zarar vermemek için her türlü hassasiyeti gösterdiklerini söyleyerek bölücü örgütün çukur eylemlerini hatırlattı. Çukur eylemleri sırasında da örgütün kadınları, çocukları, sivil halkı kendine kalkan yapmaya çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sözde Tabipler Odası sen neredeydin, sesin çıktı mı? Ya bu çukurlar niye açılıyor diye en ufak bir şey söylediniz mi? Evler arasında tüneller açılırken neredeydiniz, ya bu tüneller niye açılıyor diye bir şey sordunuz mu?” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çukur eylemleri sırasında güvenlik güçlerinin bu operasyonlarda verdikleri şehitlerin önemli bir bölümünün sivil halka zarar vermemek için sergiledikleri titizlikten, yaptıkları fedakârlıktan kaynaklandığını belirterek bundan dolayı da asla bir pişman olmadıklarını ifade etti.
'BİZ AFRİN'İ YAŞANABİLİR BİR YER HÂLİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan Zeytin Dalı operasyonunda da aynı hassasiyetle hareket ettiklerini şu sözlerle ifade etti: “Birileri ısrarla bize bu operasyon kısa sürsün, sınırlı olsun diye güya telkinde bulunuyor. Ben de o birilerine telefon görüşmelerinde özellikle söyledim; eğer biz devlet olarak sahip olduğumuz askerî gücü hoyratça kullanmaya kalksak, tanklarımızla, toplarımızla, uçaklarımızla, helikopterlerimizle önümüze gelen her şeyi dümdüz edip geçsek, bu operasyon birkaç günlük iştir. Ama biz en az kendi askerlerimizin emniyeti kadar karşımızdaki güçlerin kalkan olarak kullanmaktan çekinmediği masum sivillerin can ve mal güvenliğini de hesaba katıyoruz. Çünkü biz Afrin'i işgale gitmiyoruz, tam tersine orayı terör örgütlerinden temizleyerek asli sahipleri için yaşanabilir bir yer hâline getirmeye çalışıyoruz. Nasıl El-Rai, Cerablus, El-Bab, bu bölgedeki 2 bin kilometrekarelik alanı 100 bin insanın tekrar topraklarına, evlerine dönerek yerleşmelerine imkân sağladıysak, işte Afrin'de de aynısını yapacağız. Bizim ülkemizde 3,5 milyon mülteci var. Biz bu mülteci kardeşlerimizin kendi topraklarına dönmesini sağlayacağız. Afrin'deki bu mücadele bunun içindir, İdlib'deki bu mücadele bunun içindir. Bunu bilmeyen Batı, bunu da öğrensin. 3,5 milyon mülteci Suriye'den bize geldi, acaba size ne kadar mülteci geldi? Acaba ülkenizde ne kadar mülteci var? Biz topraklarından, evlerinden ayrılmış olan bu insanlara tekrar topraklarına dönebilmelerinin şu anda yollarını açıyoruz.”
'AMERİKA BAYRAKLARIYLA TERÖR ÖRGÜTLERİ BÖLGEDE CİRİT ATIYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Türkiye olarak Suriye'nin toprak bütünlüğü ve Suriye halkının huzur ve güven içerisinde, refah içerisinde bir geleceğe kavuşması konusundaki samimiyetlerini bugüne kadar attıkları her adımda ispat ettiklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan buna karşılık bölücü terör örgütünün gittiği her yerde kan dökerek, insanların mallarını yağmalayarak, hatta ırzlarına tasallut ederek, ailelerden çocuklarını zorla kopartıp ölüme göndererek gerçek yüzünü ortaya koyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyin böylesine açık bir şekilde gözler önünde bulunduğu bir ortamda, Türkiye'yi örtülü veya aleni tenkitlerle, hatta tehditlerle yolundan döndürmeye çalışanların saflarını terör örgütünün yanı olarak belirlemiş olduklarını belirtti. Harekâtın kısa sürmesini isteyenlere yönelik olarak da “Daha yedi gün oldu ya. Afganistan ne kadar sürdü? Yaklaşık 20 yıl. Irak ne kadar sürdü? Yaklaşık 18 yıl, hâlâ oradasınız. Libya ne kadar sürdü? Mali, Ruanda, buralar ne kadar sürdü? Bize bu aklı verenler biraz da kendileri kullansalar ne olur?” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye'de operasyon yapan diğer ülkelere böyle bir çağrı yapılmadığını, iş Türkiye'ye gelince böyle bir aceleciliğin ortaya çıktığını vurguladı.
Suriye'de herkesin ortak meselesi terörle mücadeleyse, bu konuda Türkiye'nin engellenmeye çalışılması değil desteklenmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'nin, PKK'yı terör örgütü ilan ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda o kadar bir akıl tutulması var ki bunlarda, bir taraftan PYD'yi, YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmeye başladılar sağdan soldan. Kendilerine bütün belgeleri, bilgileri, her şeyi veriyoruz. Fakat bir taraftan da silahlar gene onlara akıtılıyor. Bu ne menem iştir. Bir taraftan PKK terör örgütü diyeceksin, kendi vatandaşlarınız kollarda kokartlar, hatta en büyük üzüntümüz; Amerika bayraklarıyla bu terör örgütleri bu bölgede şu anda cirit atıyorlar, bunu neyle izah edeceğiz? Sayın Başkan bize diyor ki ‘Bizi bu kadar eleştirmeyin' Tamam, ama biz stratejik ortak olduğumuza göre, bir stratejik ortak stratejik ortağına böyle bir şeyi nasıl yapar?”
'SURİYE'DEKİ SON TERÖRİST ORTADAN KALKANA KADAR OPERASYONLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında ‘Türkiye şu anda kendisine yapılan bu taarruzlarda haklı olarak kendi hukukunu korumaktadır' diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e de teşekkür etti. “NATO Genel Sekreteri bunu ifade ederken bunu açıklarken, acaba niçin Amerika bu işlerden bu kadar uzak duruyor?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptıkları telefon görüşmesine değindi. Türkiye'deki Amerika karşıtlığından bahsedildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle olmasını kendilerinin istemediğini, bu işleri Amerika'yla beraber yürütmek istediklerini ifade ederek, “Ama 5 bin tır, 2 bin kargo uçağı bu kadar silahı buraya getirdiğinde benim milletim şunu soruyor: Bu silahlar buraya niçin geliyor? Bu silahlar kim için geliyor? Peki, bu silahlar kime karşı kullanılmak üzere buraya geliyor? Yani bizim vatandaşımızın bu soruları sorma hakkı yok mu?” şeklinde konuştu.
Amerikan halkının da vergilerinin bu şekilde harcanmasını sorguladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başkan da biz bu kadar ekonomimizi güçlendirmeyi, bu silahları buralara göndermek için mi yaptık diye de bunu bizzat bana da kendisi söyledi. Ama şimdi bakıyorum, o zaman bin 250 tırdı, şimdi 5 bin oldu, 2 bin kargo uçağı oldu. Bunlar tabi bizde soru işaretleri ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
“Teröre karşı mücadeleyi beraber vermeyeceksek Türkiye olarak kendi göbeğimizi kendimizin keseceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ama amaçları terörle mücadelede değil de Türkiye'nin sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturmak, sonra da onun üzerinden bölgede bitip tükenmek bilmeyen bir kan ve can pazarı kurmak olanlara cevabımız şudur: Biz Suriye'deki son terörist ortadan kalkana, bu ülke asli sahipleri için emin bir yer hâline gelene kadar operasyonlarımızı sürdüreceğiz” dedi.
'BİZ DÜĞÜNE GİDER GİBİ CEPHEYE KOŞAN BİR MİLLETİZ'
Bir süre önce Fırat Kalkanı bölgesinde bulunulduğunu, şu anda İdlib'de geçici kontrol noktaları oluşturmaya devam edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün itibariyle yedinci gününe giren Zeytin Dalı operasyonunun da hedeflerine ulaşana kadar sürdürüleceğini kaydetti. Ardından Mümbiç'in de, söz verildiği şekilde, teröristlerden arındırılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin bundan rahatsızlık duymaması gerektiğini, çünkü Mümbiç'in gerçek sahiplerinin teröristler değil, oradaki Araplar olduğunu ifade etti. Irak sınırına değin hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelenin devam ettirileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Terör örgütlerini bir maşa gibi kullanarak Türkiye'nin birliğini, beraberliğini, güvenliğini tehdit edenler de kendileri bilirler. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için ölmekten korkmayan, geri dönmeyi asla düşünmeden düğüne gider gibi cepheye koşan bir milletiz. Askerlerimizi dinlediniz değil mi, Mehmet'lerimizi dinlediniz. Ne diyorlardı? ‘Afrin'e düğüne gidiyorum' İşte mesele bu! Ne diyorlardı? ‘Kızıl elmaya' Hedef bu! Hepsinden öte, bütün bizim askerimiz şehadete gidiyor, şehadete! Bizim kutsalımız var. Onların böyle kutsalları var mı yok mu bilmem, ama bizim kutsalımız var, kutsallarımız var.”
“Terörle mücadelede verilen her şehidi bir yandan yüreğimiz yanarak ama aynı zamanda gururla, gıptayla, metanetle ebedi âleme uğurluyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı fedakârlığı göze alan varsa buyursun. Bunu göze alamayan hiç kimse de bizi yalanlarla, tamamen oyalamaya dönük vaatlerle, arkası boş manevralarla yolumuzdan alı koymaya çalışmasın; biz o aşamaları çoktan geride bıraktık” şeklinde konuştu.
'TEK DERDİMİZ ÖZ KARDEŞLERİMİZ OLAN KOMŞULARIMIZIN HUZURUNU SAĞLAMAK'
Bugünkü Türkiye'nin bambaşka imkânları, bambaşka hedefleri, bambaşka vizyon ve hayalleri olan bir Türkiye olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Eğer bu Türkiye'yle birlikte yol yürümek istiyorsanız, o zaman önce güvenliğimiz, huzurumuz, refahımız, geleceğimiz konusundaki hassasiyetlerimize saygı gösterilmesini bekleriz” dedi.
Dünyanın, kimsenin oyuncak gibi oradan oraya savurabileceği, masumların kanı ve feryadı üzerinde kendine güvenlik ve refah imparatorluğu kurabileceği bir yer olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun her gün yeni bir işaretiyle ortaya çıktığını kaydetti. Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü olmadığı gibi, kimsenin onuruna, haysiyetine, şerefine tecavüz etme gibi bir niyetinin de asla olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tek derdimiz, kendi sınır güvenliğimizi, vatandaşlarımızın emniyetini, öz kardeşlerimiz olan komşularımızın huzurunu sağlamaktır” şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE'Yİ SURİYE KONUSUNDA ELEŞTİRENLERİ EMPATİ YAPMAYA ÇAĞIRIYORUM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Kilis'te roketlerle hedef alınan tarihî camiye değindi. Suriye tarafından atılan roketlerin vurduğu camide iki vatandaşın namaz esnasında şehit olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batının bunları görmediğini kaydetti. Daha önce Reyhanlı'ya atılan roketle iki Suriyeli mültecinin şehit olduğunu, Hatay'ın diğer ilçelerine, Şanlıurfa'nın ilçelerine de roketlerin atıldığını, ateş açıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bize operasyonu çabuk tamamlayın diye akıl verenlere sesleniyorum; sizin ülkenizin şehirlerine hemen yanı başındaki yerlerden teröristler tarafından roketler atılsa, bombalar yağdırılsa, ateşler açılsa acaba siz ne yaparsınız? Kiliselerinizin tepesine roketler düşse, içinde dua eden insanlar hayatlarını kaybetse sizin tepkiniz ne olur? Şu hâle bak ya, Avrupa'da oradaki mescitlerimiz yakılıyor, cam, çerçeve indiriliyor. Havalimanında yolculuk yapacak olan vatandaşlarımız oralardaki PKK'lıların saldırılarına uğruyor. Nerede güvenlik güçleri, nerede emniyet güçleri? Onlar size emanet, onların da orada güvenliğini sağlamanız gerekir, sadece seyirci bunlar. Evlerinde, sokaklarında, iş yerlerinde güven içinde yaşaması gereken vatandaşlarınız her gün acaba bugün başıma bir roket düşer mi veya bir kurşuna hedef olur muyum düşüncesiyle güne başlasa ey Batı, siz nasıl bir politika izlerdiniz?” şeklinde konuştu.
Tüm bunların cevabını gayet iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı ülkelerinin değil böylesine büyük saldırılar, en küçük bir terör eylemi karşısında dahi tüm hak ve özgürlükleri askıya alarak ülkelerini âdeta polis devletine çevirdiklerini çok iyi bildiklerini söyledi. Türkiye'yi Suriye konusunda eleştiren herkesi birazcık da olsa vicdanlı olmaya, birazcık da olsa empati yapmaya, kendilerini Türkiye'nin yerine koymaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu başarabilirlerse o zaman Türkiye'yi çok daha iyi anlayacaklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Zeytin Dalı operasyonunda verilen şehitlere ve vatanlarını korurken şehit olan Özgür Suriye Ordusu mensuplarına Allah'tan rahmet temennilerini ifade etti. Özgür Suriye Ordusu'nun terörist olarak tanımlanmasını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özgür Suriye Ordusu'nu terörist olarak vasıflandıranlara yönelik terbiyesizlere de açıkça söylüyorum, benim Mehmet'imin yanında bu mücadelenin içerisinde yer alan Özgür Suriye Ordusu şahsiyetli, onurlu bir mücadelenin askerleridir, kendilerini alkışlıyorum. Özgür Suriye Ordusu mensuplarına terörist diyenler, tam aksine PYD'nin, YPG'nin, DEAŞ'ın, PKK'nın tam benzerleridir, tam kendileridir” dedi.
'BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ HER ŞEYDEN ÖNCE İSLAM DÜŞMANI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan camide ibadetle meşgul olan insanları, pazarda alışveriş yapan sivilleri hedef alan saldırıların bölücü terör örgütünün ahlak tanımaz, ilke, değer, hukuk tanımaz karakterini bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Türkiye'nin bölücü terör örgütünün bu tarz saldırılarının hiç de yabancısı olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz 34 yıl içinde Türkiye'nin bölücü örgütün bu şekilde sayısız eylemine şahit olduğunu hatırlattı. İki yıl önceki çukur eylemlerinde örgütün roketlerinin hedefi olan Fatih Paşa Camii, diğer adıyla Kurşunlu Camiinin de bunlardan biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çukur eylemleri sırasında 100'ün üzerinde ibadethane ve Kur'an kursunun terör örgütü mensuplarınca yakılıp yıkıldığını söyledi.
PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin, ve DEAŞ'ın uzaktan yakından İslam'la alakası olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bu ülkede saf, temiz Müslüman kardeşlerime sesleniyorum; sakın ha aldanmayın! Bunlar Allah tanımaz, İslam'ı tanımaz, Müslüman'ı tanımaz, çünkü acımasızca, evet, mümin kardeşlerimizi katleden katillerdir. İşte bunları Yasin Börü hadisesinde çok açık, net gördük, 53 kardeşimizin o katledilmesinde açıkça gördük” ifadelerini kullandı.
Bunun yanında yüzlerce okul, kütüphane, medrese, ilim irfan merkezinin teröristlerin bombalarının ve kurşunlarının hedefi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü terör örgütü kendisine ihale edilen proje gereği, asırlardır İslam'la, Kur'an'la, ilim ve hikmetle yoğrulmuş bu topraklarda mukaddes dinimizin izlerini kazımak için her türlü alçaklığı sergiledi” diye konuştu. Terör örgütünün veya onların yandaşlarının kendilerinin panzehirinin İslam olduğunu bildikleri için özellikle ilim merkezlerini yok ederek daha çabuk güçlenme gayreti içinde olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgütün Kudüs fatihi Selahaddin-i Eyyubi'nin torunlarını kimliksiz hâle getirmek, kadim tarihiyle bağlarını koparmak için bilinçli bir politika izlediğini vurguladı. Sabah namazına giderken sırtından vurulan imamların, öğrencilerinin gözü önünde katledilen öğretmenlerin, sokakta yürürken kurşunlanan âlimlerin, kanaat önderleri ve siyasetçilerin, bu politikanın bir sonucu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların hepsinin de çok bilinçli eylemler olduğunun altını çizdi. Bölücü terör örgütünün her şeyden önce İslam düşmanı, Müslüman karşıtı bir örgüt olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kilis'teki camiye yapılan saldırının, bu eylemler zincirinin son halkası olduğunu belirtti.
'BU KALLEŞLER GÜRUHUNUN BİZİ KİMLİKSİZ HÂLE GETİRMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Türkiye'nin bölücü örgütün zarar verdiği diğer ibadethaneler gibi tarihî Çalık Camiini de aslına uygun şekilde restore ederek tekrar Kilislilerin istifadesine sunacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman ifade ettiğim gibi, camilerimiz bizim bu topraklara vurduğumuz mühürlerdir. Anadolu'yu baştanbaşa, ilmek ilmek dokuyan her bir mescit, her bir medrese, her bir kervansaray bizim bu coğrafyadaki tapu senetlerimizdir. Bölücü örgüt bu mühürleri asla sökemeyecektir. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, diğer unsurlarıyla bu millet var oldukça semalarımızdan ezanlarımızın nidaları, gönderden bayrağımızın dalgalanması asla eksik olmayacaktır. Bu kalleşler güruhunun bizi köklerimizden koparmasına ve kimliksiz hâle getirmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Ve daha düne kadar sırtımızı YPG'ye, PYD'ye dayadık diyerek devletimize ve milletimize meydan okuyanlar, evet şimdi uğradıkları düş kırıklığını yaşıyorlar, yaşamaya da devam edecekler” dedi.
HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ