Erdoğan: 'Büyük Milletlerin İmtihanı da Çetin Olur'
15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gaziler ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada 'Birileri 1453 yılında İstanbul'u kaybetmenin acısını yüzyıllardır unutamadı. Birileri Balkanlara, Kuzey Afrika'ya, Akdeniz'e, Karadeniz'e damgamızı vurmamızın kızgınlığından bir türlü kurtulamadı. Asırlardır, bu cennet toprakları kaybetmenin üzüntüsüyle yaşıyorlar. Bunun bedelini de milletimize ödetmek istiyorlar' diyerek büyük milletin imtihanının da çetin olacağını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Millî İrade Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte 15 Temmuz şehitlerinin aileleri, gazi ve gazi yakınlarıyla bir araya geldi. ‘Büyük ve Güçlü Türkiye İçin Evet' adını taşıyan ve Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilen programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİNİ SAHİPLENDİĞİNİZ İÇİN ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Türkiye'nin dört bir köşesinden konuklarla bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek ve geceyi düzenleyen Millî İrade Platformu'na teşekkür ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle her birinize, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye' idealini sahiplendiğiniz, 16 Nisan'da istikrardan, özgürlükten ve demokrasiden yana duruş sergilediğiniz için şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Sözlerimin hemen başında milleti, bayrağı, vatanı, devleti için hayatlarını feda eden aziz şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyorum” diye konuştu.
İslam dininde peygamberlikten sonra en büyük makamın şehitlik olduğunu belirten ve “Mevla'm onları cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın diye dua ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, yakınlarına sabr-ı cemîl diliyorum” temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanımızı, istiklalimizi, birlik ve beraberliğimizi canları pahasına savunan, bu kutlu mücadele sırasında yaralanan tüm gazilerimize de, buradan şahsım ve milletim adına minnettarlığımızı ifade ediyorum. Şüphesiz Türkiye, dün olduğu gibi bugün de, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıkları sayesinde ayaktadır” sözlerine yer verdi.
“ŞEHİTLERİMİZ, İSTİKLALİMİZİN EBEDİ SEMBOLLERİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkenin her bir ferdinin, 80 milyonun tamamının, şehit ve gazilerimize can borcu olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Çünkü üzerinde özgürce nefes aldığımız, hayatımızı sürdürdüğümüz bu topraklar, bize şehit ve gazilerimizin emanetidir. Rengini şehitlerimizin kanlarından alan ay yıldızlı al bayrağımız da, bize şehit ve gazilerimizin emanetidir. Şairimizin dediği gibi: ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Kuru kuruya toprak, vatan olmaz, o arazidir. Eğer o arazi üzerinde şehit kanları akıtılmışsa, onunla yoğrulmuşsa o vatan olur. Evet, bu toprakları bizlere yurt yapan şüheda kanıdır. Yüzyıllardır Anadolu şehit kanlarıyla yoğrula yoğrula vatan kılınmıştır. Şehitlerimiz, aynı zamanda istiklalimizin de ebedi sembolleridir. Bizler sadece ülke içinde değil, dünyanın 34 ülkesinde 78 tane şehitliği olan bir milletiz. Dünyada bu kadar şehitliğe sahip olan başka bir ülke yoktur. Malta'dan Hindistan'a, Bosna-Hersek'ten Bulgaristan'a, Yemen'e kadar 3 kıta-yedi iklimde şehitliklerimiz var. Ne mübarek bir milletiz. Nerede bir zulüm varsa, ecdadımız oraya gitmiş, donanma göndermiş. Sadece bir zulüm için. Şimdi birileri diyor ya, ‘Ne işimiz var Suriye'de' diye. Anladın mı ne işimizin olduğunu? Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Biz, her bir şehitliğimizi, o topraklara vurulmuş mühürlerimiz olarak görüyoruz. Bu sebeple de onların aziz hatıralarına yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da sahip çıkıyoruz.”
“CAN BORCUNUN BEDELİ YOKTUR”
Şehit ve gazilerin ülke ve millet için yaptıkları fedakârlığın büyüklüğünü ifadeye kelimelerin yeterli olmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele vatanımız ve istikbalimiz olunca, gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyan yiğitlerimiz için ne yapsak azdır. Her şeyin bir karşılığı vardır; ama can borcunun bedeli yoktur, olamaz. Canın sahibi Hazreti Allah'tır, karşılığını verebilecek olan yegâne makam da O'dur. Bize düşen, şehitlerin geride bıraktıklarına sahip çıkabilmek, emanetlerine gereken hürmeti ve hizmeti gösterebilmektir. Şehitlerimizin eşlerinin, çocuklarının, anne-babalarının başka acılar yaşamasının önüne geçmektir. Gazilerimizin sıkıntılarını çözmek, onların yükünü hafifletmektir” şeklinde konuştu.
Bu şuurla, son 14 yıldır şehit ve gazilere olan vefa borcunu, bir nebze de olsa ödeme çabası içinde olduklarını, şehitlerin emanetlerini canlarından bir parça görerek sosyal, ekonomik, psikolojik, ne ihtiyaçları varsa, onları çözmeye gayret ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, onların acısını azaltmak, milletin ve devletin kendilerine olan şükran borcunu ifa etmek için birçok düzenlemeyi uygulamaya koyduklarını hatırlattı ve bundan sonra da şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınlarının yanında olmaya, yüklerine omuz vermeye devam edeceklerini söyledi.
“BİRİLERİ 1453 YILINDA İSTANBUL'U KAYBETMENİN ACISINI YÜZYILLARDIR UNUTAMADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük milletlerin imtihanı da çetin olur. Ciddi kararlar, büyük bedeller ödemeyi gerektirir. Biz Anadolu'nun kapılarını açtığımız 1071'de çok büyük bir karar verdik. Aynı şekilde, 1453 yılında İstanbul'u fethettiğimizde yine böyle bir karar verdik. Birileri 1453 yılında İstanbul'u kaybetmenin acısını yüzyıllardır unutamadı. Birileri Balkanlara, Kuzey Afrika'ya, Akdeniz'e, Karadeniz'e damgamızı vurmamızın kızgınlığından bir türlü kurtulamadı. Asırlardır, bu cennet toprakları kaybetmenin üzüntüsüyle yaşıyorlar. Bunun bedelini de milletimize ödetmek istiyorlar. Zayıf anımızı kollamalarının, fırsatını bulduklarında hemen kapımızda belirmelerinin sebebi işte budur. Şu gerçeğin hepimiz çok iyi farkında olmalıyız; Asya, Avrupa ve Afrika'nın ‘kalpgâhı' olan bu ülke, sadece bu üç kıtanın değil, dünyanın da merkezidir.”
Böyle bir coğrafyayı vatan hâline getirmenin bedeli olduğunu ve 1071'den beri bunun mücadelesinin verilip bedelinin ödendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzyıllardır saldırıların yöntemi, aktörü, biçimi değişse de; hedefi, gayesi asla değişmemiştir. Bu hedef Türkiye'dir, Türk milletidir, bu milletin temsil ettiği kadim değerlerdir. Bu hedef, Konstantiniyye'yi İstanbul yapan inançtır. Bu hedef, Anadolu'yu bir nakkaş titizliğiyle camiler, medreseler, külliyeler, vakıflar, şifahaneler ile süsleyen medeniyet birikimidir. İşte karşımda şu anda bu medeniyetin varisleri var. Onun için yükünüz ağır. Sıradan bir yük değil. Ama siz büyük bir imtihan verdiniz” dedi.
Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir bölücü terör örgütü yanında, bunları Türkiye'nin üzerine salan odaklarla da mücadele ettiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 yıldır bu ülkede başbakan olarak cumhurbaşkanı olarak bu terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Esasında asıl kavgayı perde gerisindeki güçlerle veriyoruz” diye ekledi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ