Erdoğan: 'En karlı çıkacak ülkeyiz'
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen 3. Turizm Şûrası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Ülkemize gelen turiste, gezdiği çarşıdan aldığı birkaç parça otantik eşya veya yediği birkaç lokmadan ziyade Türk örfünü, âdetini ve misafirperverliğini sunmalıyız. Turistlere, ülkemizin güzellikleri yanında insanımızın gönül zenginliğini, ahlaki olgunluğunu, manevi derinliğini gösterdiğimizde, sadece para değil, aynı zamanda dost kazanmış oluruz' dedi ve yeni turizm anlayışından en karlı çıkacak ülkenin Türkiye olduğunu belirtti.
Gastronomi turizmi ile inanç turizminin de insanların yoğun ilgisini çektiğini, sağlık ve termal turizmin de geliştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüldüğü gibi insanlar artık sadece dinlenmekle, sadece gezmekle yetinmiyor, gittikleri yerlerde hayatın her alanına ulaşmak, tanımak, tecrübe etmek istiyorlar. Bir başka ifadeyle, insanlar hediyelik eşyalar kadar unutulmaz hatıralara da biriktirmeye önem veriyorlar. Elbette bu büyük bir değişimdir, şayet doğru şekilde değerlendirebilirsek bu yeni turizm anlayışından en kârlı çıkacak ülke de biziz. Bizimle aşık atabilecek, denizi bir başka, yayları bir başka, dağları, ovaları bir başka, hele hele insanı daha bir başka güzelliğe sahip kaç ülke bulunabilir?”
İnsanlar arasındaki bu paylaşımların, aynı zamanda karşılıklı duyguların, düşüncelerin, vicdanların da etkileşimini beraberinde getireceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açıkçası insanlığın buna ihtiyacı var. Belki o zaman Suriye'de, Irak'ta, Arakan'da, pek çok Afrika ülkesinde yaşanan insanlık dramları karşısında duyarsız kalan dünyanın büyük bölümünün vicdanı harekete geçebilir” dedi.
“KAPISINI ÇALANLARA TANRI MİSAFİRİ GÖZÜYLE BAKAN BİR MİLLETİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Kapısını çalanlara kökenine, dinine, meşrebine, rengine, diline, kıyafetine bakmaksızın Tanrı misafiri gözüyle bakan bir milletiz biz. Milletimiz için Tanrı misafiri, sofrasında ne varsa bölüşeceği, hele hele çayını, ayranını içirmeden asla gönderemeyeceği, gerekiyorsa altına döşek sereceği kişi demektir. Biz böyle bir milletiz, kapısına gelene öyle ters bakan bir millet değiliz biz, tam aksine kapısını rahatlıkla açabilen bir milletiz. Ülkemize gelen turiste gezdiği çarşıdan aldığı birkaç parça otantik eşya veya yediği birkaç lokmadan ziyade, Türk örfünü, âdetini, misafirperverliğini sunduk, sunuyoruz, sunmaya da devam edeceğiz.”
Turistlere ülkenin güzelliklerinin yanında, Türk insanının gönül zenginliği, ahlaki olgunluğu, manevi derinliği gösterildiğinde sadece para değil, aynı zamanda dost kazanılmış olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunus Emre'nin şu mesajı bana göre bizim turizm anlayışımızın adeta manifestosudur: ‘Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım. Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.' Evet, kimseye kalmayacak şu dünyada eğer gönlünü kazandığımız insanlara, geride bıraktığımız eserlerle, gök kubbede hoş bir seda bırakabiliyorsak ne mutlu bize” şeklinde konuştu.
“TURİSTLERİN BEKLENTİLERİYLE ELİMİZDEKİ İMKÂNLARI BİR ARAYA GETİRMELİYİZ”
Mitolojideki pek çok hikâyeye ev sahipliği yapan Çanakkale'deki Truva antik şehrini, Sivas'taki Divriği Ulu Camii'ni, son dönemde keşfedilen Karadeniz yaylalarını, turizm açısından sahip oldukları değer ve potansiyele örnek gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör sorunu tamamen sona erdiğinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'muzdaki dağların, ırmakların, vadilerin, mezraların her birinin birer turizm yuvası hâline geleceğine inanıyorum” sözlerine yer verdi.
“Biz İstanbul gibi mücevher değerinde bir şehrin potansiyelini dahi tam olarak kullanabilmiş değiliz. İstanbul, ülkemize gelen turist sayısını tek başına ağırlayabilecek potansiyele sahip bir şehrimizdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'den Bursa'ya, Hatay'dan Erzurum'a, Konya'dan Edirne'ye kadar hakkıyla değerlendirilemeyen pek çok şehrin olduğunu ve şehirlerin potansiyellerinin değerlendirilmesi için turizm politikalarını geliştireceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Son dönemde karşımıza çıkan veya çıkartılan engeller, bizim için geleceğimiz inşa ederken dikkate alacağımız birer tecrübedir. Turistlerin beklentileriyle elimizdeki imkânları en ideal şekilde bir araya getirdiğimizde üstesinden geleceğimiz hiçbir sorun olmadığına, olmayacağına inanıyorum.”
“ÜLKEMİZE YÖNELİK SEYAHAT UYARILARI CİDDİYETİNİ KAYBETTİ”
Konuşmasında, ekonominin diğer alanlarıyla birlikte turizmin de ülkeler arasındaki ilişkilerde gerektiğinde bir silah olarak kullanıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son birkaç yıldır güvenlik sorunları yanında, ekonomik saldırılara da maruz kaldığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşlarının tamamen siyasi ve art niyetli notlarını artık kimsenin ciddiye almadığını; bu kuruluşlar tarafından yapılan olumsuz bir açıklamanın, aradan birkaç ay geçtikten sonra siyasi amaçla yapıldığının anlaşıldığını ifade etti ve “Onun için biz işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz. Türkiye güçlü bir ülke ve güçlenerek de yoluna devam ediyor” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizmde de ülkemize yönelik seyahat uyarıları giderek ciddiyetini kaybetti, kaybediyor. Ülkemizi ziyaret eden insanlar burada gördükleri manzara ile kendi devletlerinin uyarılarını, medya kuruluşlarının yayınlarını yan yana getirdiğinde gerçeği çabucak kavrayıveriyorlar” dedi.
“YALANLARIN EN BÜYÜK PANZEHRİ HAKİKATLERDİR”
“Hep söylediğim gibi, yalanların en büyük panzehri hakikatlerdir, onun için biz hakikatleri haykırmaya devam edeceğiz. Biz tüm dünyaya hakikatleri ifade etmenin, göstermenin, anlatmanın gayreti içinde olacağız” diye ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye dışında yaşayan ve sayıları 6 milyonu aşan Türk vatandaşların her birini gönüllü turizm elçisi olarak kabul ettiklerini dile getirdi.
Geçtiğimiz yıl Avrupa'daki Türk vatandaşlarına yönelik olarak hazırlanan, ‘Komşunu da al tatile gel' kampanyasını başlattıklarını ve kampanyanın hâlen devam ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya'daki seçim sürecinde aleyhimizde yürütülen tüm kampanyalara rağmen bu ülkeden gelen turist sayısının yılın ilk 8 ayında 2,5 milyonu geçmesi kampanyamızın başarılı olduğunu işaret ediyor. Rus turistlerin sayısı da 3,5 milyona yaklaştığına göre, oradaki sorunlar da çözüldü demektir” diye konuştu.
İSTANBUL'DA YAPILACAK YENİ OPERA BİNASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda İstanbul Taksim Meydanı'nda bulunan Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılarak yerine yapılacak opera binasıyla ilgili bir tanıtım toplantısı düzenleyeceklerini açıkladı. Farklı ve modern bir mimariyle yapılacak olan opera binasının 2019'un sonuna kadar İstanbul'a kazandıracaklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten proje çok çok güzel ve muhteva itibariyle bugünkü mevcut projeyle mukayese edilemeyecek derecede zengin. Birçok ihtiyaca cevap verecek çok amaçlı ve İstanbul'da turizm faaliyetlerinde Türkiye'nin bu alandaki gücünü ortaya koyabilecek bir imkân, bir zemin hazırlıyoruz. 2019 sonuna kadar da inşallah onu bitirecek, belki de 2019 seçiminden önceye yetiştireceğiz. İstanbul'umuza, ülkemize şimdiden hayırlı olsun diyoruz” açıklamasını yaptı.HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ