Erdoğan: 'Türkiye, 54 Yıldır AB Kapısında Bekletilen Bir Ülke'
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 54 yıl AB kaspısında bekletildiğini ifade etti ve Türkiye'ye AB üyelik sürecinde çıkarılan zorluklara işaret ederek, 'Tabi bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Sürekli olarak 'ne olur artık bizi de alıverin' diyecek hâlimiz de pek yok' dedi.
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek için Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte, gerçekleştirdikleri baş başa görüşme ve heyetler arası çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. İki ülke arasındaki Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi Aşama-B Sözleşmesi'nin imzalanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yaptıkları görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İki ülke arasında 500 yılı aşkın bir geçmişi olan dostluğun, atılan adımlar ve yaptıkları anlaşmalarla güçlenerek devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları görüşmelerde; Türkiye ve Fransa arasındaki siyasi, askerî, ekonomik, ticari ve kültürel alanlardaki ilişkilerini, bölgesel ilişkileri, uluslararası alandaki gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi.
“AVRUPA BİRLİĞİ BİZE GEREKÇE SUNAMIYOR”
Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin kapısında 54 yıldır bekletildiğine ve bunun AB içinde başka bir örneğinin olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde bu konuyu da müzakere ettiklerini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerekçelerini sunmaya gelince Avrupa Birliği bize gerekçe de sunamıyor. Ve öyle ki ilk zamanlar 15 fasıl üzerinden bizi engellerken, daha sonra bize yönelik bu fasılların sayısı 35'e çıktı ve bu 35 fasıl daha sonra da yine bir farklı yaklaşımla faslın açılması, ama kapatılması noktasına gelince kapatılması da olmadı, bunları da yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz” diye konuştu.
Bu durumun kendilerini ve milleti yorduğunu; konu ile ilgili bir karar vermeye doğru sürükleyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne olur artık bizi de alıverin” diyecek hâllerinin olmadığını söyledi.
Türkiye ile Fransa'nın NATO'da beraber olduğuna ve aralarında stratejik ortaklığın bulunduğuna işaret ederek, bu ortaklığın her iki ülkeye de güç kattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının başında üç NATO ülkesi Türkiye Fransa ve İtalya arasında imzalanan EUROSAM'la ilgili anlaşmayı önemli bir adım olarak nitelendirdi.
“FRANSA VE TÜRKİYE ARASINDA 20 MİLYAR AVRO TİCARET HACMİNİ HEDEFLİYORUZ”
Gıda ve tarım alanında atılan adımların da iki ülke arasındaki ilişkilerin geldiği yeri gösterdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacimde 20 milyar avroyu hedeflediklerini ve iki ülkenin el ele vermesi durumunda bunun başarılabileceğini söyledi.
Türk Hava Yolları ve Airbus arasında imzalanan anlaşmaya da değinerek anlaşmanın hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki ülkenin Eximbank'ları arasında varılan anlaşmanın da ekonomik ilişkilerin gelişmesine çok ciddi katkılar sağlayacağını vurguladı.
Terörle mücadele konusuna da değinerek, Türkiye'nin bu mücadelede 35-40 yıldır çok ciddi bedeller ödediğini, Fransa'nın ödediği bedelleri de bildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 3,5 milyona yakın Suriyeli mülteciyi barındırdığını ve bugüne kadar 30 milyar dolar harcama yaptığını hatırlattı. AB'nin Suriyeli mülteciler için yapmayı taahhüt ettiği yardım sözünü yerine getirmediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlara rağmen bu yolda geri adım atmayacaklarını, mültecilere en büyük desteği vermeye devam edeceklerini açıkladı ve konuyu insani ve vicdani bir mesele olarak gördüklerini dile getirdi.
“PYD VE YPG, PKK'NIN YAN KOLLARIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Terörle mücadele noktasında DEAŞ'la olan mücadelemiz yoğun bir şekilde devam ediyor. Ülkemizin içinde DEAŞ'a karşı mücadelemiz var, sınırımızda Suriye'ye karşı verdiğimiz mücadele var. Bunu Cerablus'ta verdik, bunu Rai'de verdik, El Bab'da verdik, Fırat Kalkanı Harekâtında bu mücadeleyi verdik. Ve şu anda da her an DEAŞ'la mücadelemiz süreci gibi, şimdi dostlarımıza sesleniyorum, aynı şekilde PYD, YPG PKK'nın yan kollarıdır, bunlara karşı da aynı mücadeleyi bizim beraber vermemiz gerekir. Maalesef bazı dostlarımız bu konuda bakıyorsunuz hâlâ YPG'yi, PYD'yi yanlarına almak suretiyle DEAŞ'a karşı mücadele ettiklerini sanıyorlar. Hâlbuki DEAŞ'a karşı yeni yeni planlamalar yapılıyor ve onlara daha farklı yaşam zeminleri hazırlanıyor. Bu konuda da bence uyanık olmak, istihbarat örgütlerimizin birbirleriyle olan dayanışmasını, bilgi akışını daha ileri seviyelere taşımamız gerekir diye düşünüyorum. Tabi Fransa'da nüfusu 700 bin civarında olan ve Fransız toplumuna büyük ölçüde entegre olmuş soydaşlarımız var, vatandaşlarımız var ve onların bir köprü görevi görmesi de bizi ciddi manada mutlu etmektedir.”
“KUDÜS VE FİLİSTİN KONUSUNDA FRANSA İLE YAKIN İSTİŞARE İÇERİSİNDE OLACAĞIZ”
Görüşmelerinde Suriye, Irak ve Filistin konularını ele alıp İsrail-Filistin ilişkilerini ve iki devletli çözüm konusunu da görüştüklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde Birleşmiş Milletler'de yapılan oylamanın getirisini-götürüsünü de görüşme imkânımız bu vesileyle olmuş oldu. Biz olaylara duygusal yaklaşmıyoruz; ama olayları değerlendirirken de hakkın teslim edilmesi gerektiğini ortaya koyuyoruz, bunu yapmamız lazım” dedi.
Güçlü olmanın, haklılık sebebi olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güç haktan gelir, eğer haklıysanız güçlüsünüz, haklı değilseniz güçlü değilsiniz. Er veya geç bir defa bütün her şeyinizi kaybetmeye mahkûm olursunuz, işte bunun örneklerini de böylece görmüş olduk” ifadelerini kullandı.
Libya'da ve Mısır'da aynı sıkıntıların yaşandığına dikkat çekerek, “Bir el buraları sürekli olarak maalesef karıştırıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan Körfez krizi sürecinde de Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefon görüşmeleri yaptığını hatırlattı ve bu görüşmelerde krizin çözümü için nasıl yardım edebileceklerini, krizi nasıl çözebileceklerini görüştüklerini aktardı.
Kudüs ve Filistin konusunda önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlarla ilgili olarak da Fransa ile yakın istişare içerisinde olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fransa ile özellikle diyalogumuz Suriye konusunda da kararlı bir şekilde devam edecek. Ayrıca, Suriye konusunda fikirdaş ülkelerle dışişleri bakanlarımızın biraraya gelmesi ve yapacakları toplantılar neticesinde de müşterek adımları nasıl atarız, bunları da belirleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“FETÖ, PKK, DEAŞ İLE MÜCADELE VERİYORUZ, VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ve PKK konusuna da değinerek Fransa'da bu terör örgütlerine mensup kişilere yönelik hassasiyetin önem arz ettiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Buralarda dernekleriyle, vakıflarıyla, iş yerleriyle adeta kurumsallaşıyorlar, PKK aynı şekilde kurumsallaşıyorlar. Yani buralardaki hassasiyet eğer gözden kaçırılırsa, inanıyorum ki yarın sıkıntısı bunun çok farklı olacaktır, çünkü bunları biz ağır ödedik. İşte biz 15 Temmuz'da bildiğiniz gibi 251 şehidimiz oldu, FETÖ terör örgütü bize maalesef bu bedeli ödetti. 2193 vatandaşımız gazi oldu, bu terör örgütü bize bu bedeli ödetti. Artık dostlarımız aynı bedeli ödesin istemiyoruz. Biz şu anda içeride FETÖ'yle de bu mücadeleyi veriyoruz, PKK'yla da bu mücadeleyi veriyoruz, DEAŞ'la da bu mücadeleyi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.”
Batının her zaman kendilerine “Yargı bağımsızdır” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye bir hukuk devleti, Türk yargısının da bağımsız olduğunun ve kararlarını kendisinin verdiğinin altını çizdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un kendisine bazı isimler verdiğini aktaran ve Adalet Bakanından bu isimlerle ilgili bilgileri temin ederek kendilerine göndereceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları ekledi: “Fakat şunu bilmelerini isterim: Terör kendi kendine oluşmuyor, terörün ve teröristin bahçıvanları vardır, bu bahçıvanlar işte o düşünce adamı diye bakılanlardır. Onlar gazetelerin köşelerinden orayı sularlar, oranın bahçıvanı olarak, fikir babaları olarak, düşünce babaları olarak işte onları yetiştirirler. Ve bir gün gelir bakarsanız ki, bu insanlar karşınıza terörist olarak çıkarlar. Biz bunun bedelini 35 bini aşkın, evet, şehit vererek ödedik. Temenni ederim ki, Fransa böyle bir bedeli ödemez.”
FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON: “TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA TÜRKİYE İLE FRANSA ARASINDA ÖRNEK BİR İŞ BİRLİĞİ VAR”
Geçen Mayıs ayından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan ile düzenli olarak görüştüklerini aktararak, kendisinin diyalog ve ortak çalışma yaklaşımı içerisinde olduğunu ifade eden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, terörle mücadele konusunda Türkiye ile Fransa arasında örnek teşkil eden iyi bir iş birliğinin olduğunu söyledi.
PKK terör örgütünün finansman şebekelerini çökertmek için mücadele verdiklerini, DEAŞ ve onunla bağlantılı Irak, Suriye bölgesindeki bütün terör gruplarıyla mücadele ettiklerini kaydeden Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Terörle mücadeleyi birlikte sürdüreceğiz, bunu kuvvetlendirilmiş ortaklıklar çerçevesinde gerçekleştireceğiz ve daha da yoğunlaşmasını arzu ettiğim bir çalışma çerçevesinde yapacağız. Paris'te Nisan ayında yapılacak olan zirve toplantısının hazırlığı bağlamında da yapacağız, terörizmin her türlü finansmanıyla mücadele konulu bir zirve olacak” sözlerine yer verdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda daha sakin bir diyalog sürecinin devamını arzu ettiğini ifade ederek, Türkiye'nin Avrupa'da olmasının önemine vurgu yaptı.
Toplantıda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretine ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği'yle ilişkilerin yeniden ivme kazanması konusu bu gezinin önemli hedeflerinden birisiydi. Bu konuda beklentileriniz gerçekleşti mi?” sorusunu, “Henüz daha beklediğimi alabilmiş değilim. Herhâlde beklediğimizi alabilmek için biraz daha zaman gerekecek, öyle görünüyor. Onun için de gerek Dışişleri Bakanım, gerek Avrupa Birliği Bakanım süreci takip ediyor. Şu anda 16 fasıl açılmış vaziyette, ama bunlar kapanmış değil. 35 fasıl, ne zaman ki bunlar aç-kapa yapılır, ‘tamam, üye oldunuz' denir, ondan sonra bu sorunuza çok daha rahat cevap vereceğim” şeklinde yanıtladı.
“ABD'NİN 4 BİN TIR SİLAHINI NİYE SORGULAMIYORSUN?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransız gazetecinin "Fransa ve Avrupa Birliği terörle mücadelede size güvenebilir mi? Suriye'deki iç savaştan 7 yıl sonra orada savaşan kişilere bu kadar silah göndermiş olmaktan dolayı pişman mısınız?" sorusuna şu cevabı verdi: “Suriye'ye kim silah gönderdi? Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Gazeteci gibi değil, tam FETÖ'cü gibi konuşuyorsun. Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda onlar içeride, hapisteler şu anda ve operasyon yaptılar. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşıma vesaire gibi nereye neyi taşıyacağı gibi yetkileri, hakkı vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin tır Suriye'ye şu anda getirmiş olduğu silahları niye sormuyorsun? Gazetecisin ya, bunları da bir öğrenseydin, bunları da bir araştırsaydın, bunların üzerinde de bir dursaydın. Niye bunların üzerinde durmuyorsun? 4 bin tır; bunları yazın. Sorularınızı sorarken bu noktada hassas olun ve bir başkasının ağzıyla konuşmayın. Bunları da kolay kolay karşınızda yutacak biri yok, onu da bilmenizi isterim. Tamamıyla bir FETÖ ağzıdır bu. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da lütfen öğrenin."
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, Suriye krizinin çözümüne ilişkin Astana ve Soçi süreçlerine inanmadığı yönündeki açıklamaları hatırlatılarak, “Türkiye, İran ve Rusya ile bu süreçlerin içinde. Diğer yandan da Fransa ile Suriye krizinin çözümü konusunda diyalog istediğinizi söylediniz. Bu durumda Fransa ile Türkiye, Suriye krizinin çözümü konusunda nasıl diyalog içinde olacak?” sorusuna cevabında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Astana sürecinin 8. toplantısının yapıldığını, sürecin devam ettiğini hatırlattı ve sürece Rusya, İran ve Türkiye'nin yanı sıra ABD'nin de dâhil olduğunu belirtti.
“SURİYE'NİN KUZEYİNDE TERÖR KORİDORUNA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Ürdün ve gözlemci üyeler de göz önüne alındığında Astana sürecine katılımın daha fazla olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu sürecin devamında bir de Soçi çalışmaları başlatıldı, Soçi süreci de aslında, Astana dâhil, Soçi dâhil bunlar Cenevre'ye alternatif değil, Cenevre'yi tamamlayıcı çalışmalardır ve bu çalışmalar da aynı şekilde devam ediyor. Çünkü Suriye'de Rusya'nın ciddi bir etkinliği var, İran'ın ayın şekilde bir etkinliği var ve Türkiye de 911 kilometre sınırıyla Türkiye'de önemli bir yere sahip. Tabi ki Suriye'nin kuzeyi sürekli Türkiye için bir tehdit unsurudur. Şu anda kuzeyde belli bir bölge bizim kontrolümüzün altındadır, ama biz Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz, burada kararlılığımız var. Eğer burada böyle bir gelişme olması halinde gereği neyse bunun gereğini de yaparız, buradan geri atmamız mümkün değil.”
Türkiye-Suriye sınırında yerleşim bölgeleri bulunmasının yanı sıra yaklaşık 260 bin mültecinin yaşadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, cevabının devamında şunları ekledi: “Şu anda bütün mesele, YPG, PYD, bunlar PKK'nın yan kuruluşları olarak kuzeyden aslında Akdeniz'e girmenin yollarını arıyorlar, buna müsaade yok, burada kararlıyız ve dostlarımızın da burada bizimle beraber hareket etmesi beklentimizdir. Ama ne yazık ki bizim NATO'da dostumuz olan, kendilerine de bunu söylememize rağmen Amerika'nın kalkıp hala PYD, YPG, bunlara tırlarla yüklü zırhı taşıyıcıları, silahları vermeleri bizim üzüntü kaynağımızdır, böyle bir şey olamaz. Müttefiksek bunun gereğini yapmamız lazım. Kaldı ki biz özellikle DEAŞ'a karşı bu mücadeleyi beraber yapalım teklifini kendilerine yaptık, ama bu kabul edilmedi. Ve terör örgütünü iki terör örgütüyle beraber yok etme anlayışı terörle mücadele değildir, bunu bir defa kafamızdan silmemiz lazım ve bu mücadeleyi bu şekilde de sürdürmekte kararlıyız.”
“HEDEFİMİZ ESED'SİZ VE SURİYE HALKININ DEMOKRATİK İRADESİYLE BİR SEÇİM GERÇEKLEŞTİRMEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi süreci kapsamında bu ay Soçi'de, önümüzdeki ay İstanbul'da, ondan sonra Tahran'da olacaklarını ve süreci devam ettireceklerini vurguladı ve “Bizim hedefimiz Esed'li bir çözüm değildir, bizim hedefimiz Esed'siz ve Suriye halkının kendi demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir ve bizim buna yardımcı olmamız lazım. Suriye halkının kendi iradesinin ortaya çıktığını hep beraber görmemiz gerekir diye düşünüyorum ve bunun için de tabi elimizden gelen desteği, gayreti ortaya koyacağız” açıklamasını yaptı.
Toplantıda bir Fransız gazetecinin “Görüşmelerde hangi konulardan bahsedildi, Osman Kavala'nın ismi geçti mi?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kavala'nın avukatları var, iyi. Burada da demek ki bu avukatlar bayağı iş görüyorlar, çalışıyorlar ama bunlar, Türkiye'de İstanbul'daki Gezi olaylarının perde arkasındaki, geri planındaki aktörleri olduğunu ben hanımefendiye hatırlatayım da onun üzerinde de bir çalışma yapsın, isabetli olur” karşılığını verdi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ