Erdoğan: 'Türkiye Tüm Dünyayı Kucaklamak İçin Yola Çıkmıştır'
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bugün Türkiye ve Türk Milleti, bir kez daha tüm dünyayı adaletiyle, ihsanıyla, merhametiyle, sevgisiyle kucaklamak için yola çıkmıştır. Bizi bu kutlu yoldan ne sınırlarımıza dizilen teröristler, ne içimize sokulan FETÖ gibi, PKK gibi ihanet çeteleri, ne de adeta beşinci kol faaliyeti yürüten tipler döndüremeyecektir' dedi.
Katıldığı son grup toplantısından bu yana 15 gün içinde gerçekleştirdiği programlar, yaşanan gelişmeler, kabul ve görüşmeleri ile ilgili bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi hedeflerine ulaştırana, milleti hak ettiği yere çıkartana kadar durmadan çalışmaya, koşturmaya, terlemeye devam edeceklerini söyledi.
ÜLKENİN TÜM NİMETLERİNDEN SONUNA KADAR İSTİFADE EDEN GÜRUHUN İHANETLERİNDEN MUZDARİBİZ
'Gayret bizden, tevfik Allah'tandır' diyerek Allah'tan başkasından bir beklentilerinin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak bu ülkenin ekmeğini yiyen, bu ülkenin havasını soluyan, bu ülkenin tüm nimetlerinden sonuna kadar istifade eden bir güruh var ki, onların ihanetlerinden çok muzdaribiz” diye konuştu.
Ana muhalefet partisinin, başındaki lideri ve yöneticilerinin yaptıklarıyla adeta ana hıyanet partisine dönüştüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili parti liderinin Türkiye'nin savunma sanayinde geldiği yeri küçümseyen sözlerine işaret ederek, “Hadi bizim söylediklerimize kulak vermiyor da, her gün televizyonlarda sabahtan akşama kadar yayınlanan Zeytin Dalı Operasyonu'nu da mı bu adam izlemiyor? Askerlerimizin elindeki yerli silahları da mı görmüyor? Her gün teröristlerin saklandıkları inleri başlarına geçiren kendi üretimimiz toplarımızın sesini de mi duymuyor?” dedi.
Söz konusu parti liderinin, ‘Bir tane delikli tüfek yapamazsan nasıl savaşacaksın' sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gaflete bak, zavallılığa bak. Türkiye bunları çoktan aştı. Onlar sizin ecdadınızın veya sizinkilerin zamanına ait olan bir süreçti, artık bunları biz yapıyoruz” diye ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani ‘kulakları vardır duymaz, gözleri vardır görmez, dilleri vardır doğruyu söylemez' diye Rabbimizin bir ifadesi var ya, bize oradaki o buyruğuyla, o ilahi mesajla, ama ancak o mesaja kulağı açık olanlar bundan nasibi alır. O mesajlara açık olmayanlar bundan nasibini alamaz, işte bu zat tam böyle bir durumdadır” şeklinde konuştu.
BUNUN ADI İDRAK TUTULMASI DEĞİLSE, DÜPEDÜZ İFTİRADIR
İlgili siyasi parti liderinin, savunma sanayinde Osmanlı'nın hiçbir şey üretmediği, her şey Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulduğu, sonra gelenlerin onları da batırdığı yönündeki açıklamasına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun adı idrak tutulması değilse, düpedüz yalancılıktır, iftiradır” ifadelerini kullandı. İstanbul'un fethinin hemen ardından Tophane'de kurulan dökümhanelerde o dönemin en gelişmiş toplarının döküldüğünü, dönemin en hızlı, en etkili savaş gemilerinin Osmanlı tersanelerinde üretildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı'da çok ileri düzeyde olan silah sanayinin, Avrupa'daki sanayi devriminin ardından gerilemeye başladığını, buna rağmen 18. yüzyılda yeni bir atakla İstanbul ve çevresinde pek çok modern silah fabrikasının kurulduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bu zatın Cumhuriyetle birlikte kurulduğunu zannettiği Makine Kimya Endüstrisi Kurumu 1950'de bu isimle faaliyete geçmiştir. Ondan önceki ismi Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğü. Osmanlı dönemindeki son ismi İmalatı Harbiye-i Umumiye Müdürlüğü, bir önceki ismi Tophane-i Amire Nazırlığı, ondan önceki ismi de Tophane-i Amire Müşirliği'dir Bay Kemal; bunları duydun mu? Cumhuriyet döneminde yapılan iş, başkentin Ankara'ya taşınmasına paralel olarak askerî fabrikalar için de Anadolu'nun ortasının tercih edilmesidir, yapılan bu. Üstelik bu kurum en büyük atağını öyle onun anlattığı gibi CHP döneminde değil, bakın burası da çok önemli, Demokrat Partili yıllarda yaşamıştır, CHP döneminde değil. Demin kastettiğim ecdat, o bizim ruhuyla bu işe sahip çıkan ecdadımız, yoksa bunun zihniyetinin ceddi olan takım değil, onların da bu ülkeye verdiği bir şey yok. Onlar hep yıktılar, biz ise hep yaptık.”
SAVUNMA SANAYİ PROJELERİ 60 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI
Türkiye'nin savunma sanayinde en büyük atılımını geçen 15 yılda yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer Türkiye, savunma sanayinde son 15 yılda yaptığı atakları gerçekleştirmemiş olsaydı, bugün bırakınız Zeytin Dalı Harekâtını, kendi sınırlarımız içindeki terörle mücadele operasyonlarını dahi yürütemez hâle gelirdik” sözlerine yer verdi.
Türkiye'nin şu anda 6 milyar dolarlık üretim ve 2 milyar dolarlık ihracat kapasitesi bulunan bir savunma sanayine sahip olduğuna, sözleşmeye bağlanan veya sözleşme öncesi çalışmaları süren savunma sanayi projelerinin 60 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Önceliğimiz her türlü savunma sanayi ihtiyacımızı ülkemizde geliştirmek ve üretmektir. Aciliyeti olan konular dışında savunma sanayinde dışarıdan hazır ürün alımını tamamen terk etmiş durumdayız. Varsın üretime geçilmesi biraz uzun sürsün, ama mutlaka ülkemizin ürünü olsun anlayışıyla hareket ediyoruz. Sadece insansız hava araçlarının sefahatiyle Altay Tankı'nın motoru meselesi dahi bize bu yöntemin ne kadar gerekli olduğunu göstermiştir.”
CHP'nin milletin ortak değeri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü istismar ederek, her sıkıştığında ona ve onun sözlerine başvurduğunu, başka bir sermayesinin kalmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “CHP'nin tek parti döneminden beri bu ülkede milletin ve devletin hayrına atılan her adımı engellemeye çalışmaktan başka bir icraatı, başka bir başarısı var mı? Gazi Mustafa Kemal'in büyük bir ferasetle başlattığı savunma sanayi hamlesinin önünü İkinci Dünya Savaşı şartlarını bahane ederek adeta kesen, bununla da kalmayıp yapılmış olan işleri rafa kaldıran siz değil misiniz? Uçak fabrikalarımızı, motor fabrikalarımızı kapatan, ihracat bağlantılarını iptal ettiren siz değil misiniz? CHP. Küçük aksaklıkları bahane ederek büyük bir heyecanla ve fedakârlıkla başlatılmış olan sanayi hamlelerini dinamitleyen siz değil misiniz? Öyleyse bugün milletimizin karşısına çıkıp hangi yüzle bilgiden, üretimden, mertlikten bahsediyorsunuz?”
TERÖRİSTLERE YÖNELİK OPERASYONLARI ‘SİVİL KATLİAMI' DİYE SUNMAK İÇİN BİRBİRLERİYLE YARIŞIYORLAR
Ana muhalefet partisi yöneticilerinin, önce terör örgütlerine verdiği açık desteğin hesabını vermesi gerektiğini, kimlerle hangi yollarda nasıl yürüdüklerini milletin gördüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP liderinin, ‘YPG, terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur' açıklamasını hatırlattı. CHP liderinin, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan ve şu anda Afrin Operasyonu'nu yürüten Türk askerine kurşun sıkan, sınır ötesinden yaptığı saldırılarla vatandaşların canına, malına, ibadethanesine kasteden terör örgütü YPG'yi savunduğunu söyledi.
Söz konusu parti yetkililerinden birinin ‘PYD bir terör örgütü değildir' diyerek hükûmete PYD'den rahatsızlığının sebebini sorduğunu, bir başka yetkilisinin, ‘CHP nasılsa PYD de öyle bir siyasi partidir, bu gerçeği söylemekten çekinmemeliyiz' dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi milletvekillerinin, Türkiye'nin teröristlere yönelik operasyonlarını dünyaya ‘sivil katliamı' diye sunmak için birbirleriyle yarıştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin, FETÖ'cüleri Ankara'dan İstanbul'a yürüyecek kadar çok sevdiğini, çukur kazan teröristleri, ‘barikat kuran arkadaşlar' diye takdim ettiğini belirtti ve “Bölücü terör örgütünün siyasi uzantısıyla öyle iç içe geçmiş durumdalar ki ortak eylemden seçime ortak girmeye doğru şu anda gidiyorlar; hayırlı olsun, çok isabetli olur, yeter ki böyle bir kararı alsınlar. Atalarımız, ‘iki çıplak bir hamama yakışır' derler, şimdi bunlar da böyle. Bunlara da her türlü ortaklık, her türlü birliktelik yakışır” değerlendirmesinde bulundu.
PYD'YE ‘PARTİ' DİYENLERİN ÖSO'YA ‘TERÖR ÖRGÜTÜ' DEMESİ BİZİ ŞAŞIRTMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “FETÖ'ye avukatlık yapan, HDP ile kanka olan, PKK'nın izinden giden, PYD'ye övgüler savuran ana muhalefet ekibinin sıra Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) gelince bakıyorsunuz bir anda bunların nevri dönüyor. Dünyada hiçbir devletin, hiçbir istihbarat kuruluşunun, hiçbir insan hakları örgütünün bulamadığı bir gerçeği bunlar keşfetmişler. Neymiş? ÖSO bir terör örgütüymüş. PYD'ye ‘parti' diyenlerin ÖSO'ya ‘terör örgütü' demesi bizi şaşırtmaz, ama birilerinin kafasını karıştırabilir. Onun için burada altını çizerek ifade edelim ki Özgür Suriye Ordusu terör örgütü değil kendi vatanlarını savunan, içinde her meşrepten, her inançtan, her etnik kökenden insanın bulunduğu millî yapıdır. Yine bunların kimi zaman açıktan, kimi zaman fısıltıyla söyledikleri bir husus var. Buldukları her fırsatta, ‘Ülkemizdeki Suriyeliler niye kendi vatanlarını savunmak için savaşmıyor da, biz oraya gidiyoruz?' diye sürekli el altından fitne yayıyorlar. Biz Arabıyla Kürdüyle, Türkmeniyle Suriye'deki kardeşlerimizin orada yedi yıldır nasıl bir mücadele verdiğini gayet iyi biliyoruz. Ey CHP, siz bunu bilemezsiniz. Siz sadece size sufle edilen yalanlar neyse onlarla hareket edersiniz.”
ÖSO, KUVAYİ MİLLİYE GÜÇLERİ GİBİ SİVİL BİR OLUŞUMDUR
Tamamı Suriyelilerden oluşan ÖSO'nun Fırat Kalkanı Harekâtı'nda 617 şehidinin ve 2 binin üzerinde de gazisinin olduğunu, Zeytin Dalı Operasyonu'nda da şu ana kadar 16 şehit ve 100'e yakın gazi verdiğini ve mücadelesini kahramanca sürdürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin Dalı Operasyonu'nun başlamasıyla Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin askerlik şubelerine akın edip bölgeye gitmek için başvurduklarını aktardı.
ÖSO'nun, kendi vatanlarını korumak için bir araya gelip organize olmuş, tıpkı Kurtuluş Savaşındaki Kuvayi Milliye güçleri gibi bir sivil oluşum olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özgür Suriye Ordusu'nun bizim kahraman askerlerimizle yan yana çarpışması utanılacak değil tam tersine iftihar edilecek bir görüntüdür. Her sivil oluşum gibi burada da yanlış yapanlar çıkarsa, kendi içlerinde muhasebesini yapar yanlışı temizlerler. Orası zaten kendi meseleleridir. Biz bugüne kadar herhangi bir yanlışlarını görmediğimiz gibi, hataları olabilir, ama yanlışlarını görmediğimiz gibi bu Suriyeli kardeşlerimizin özgürlük mücadelelerinde yanlarında olmaktan memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle devam etti: “Birinci Dünya Savaşındaki tüm cephelerimizde, Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de, Kanal Seferi'nde, Medine ve Kudüs savunmalarında, Kurtuluş Savaşımızda şehit olan Halepli, İdlibli, Hamalı, Humuslu, Şamlı yüzlerce kardeşimiz vardır. Sadece Çanakkale Savaşında bugünkü Suriye, Lübnan, Filistin hattından gelen bin civarında şehidimiz var. Bu kardeşlerimizin şimdi bizim desteğimize ihtiyaçları varsa, onlarla birlikte omuz omuza cephede olmamız bizim tarihÎ görevimizdir. Özgür Suriye Ordusuna ‘terörist' diyerek güya kendi akıllarınca DEAŞ'la aynı safa koymaya çalışanlar, bölücü terör örgütünü aklamanın gayreti içine girerek aslında kendilerini aynı duruma düşürdüklerini bilmelidirler. Bütün bunları gören, değerlendiren milletimizin günü geldiğinde takdirini sandıkta ortaya koyacağına inanıyorum.”
Osmanlı'da milletin olmadığı, Cumhuriyetle beraber bu kavramın oluştuğu yönündeki açıklamasını hatırlatarak, ana muhalefet liderinin bu konuda da cehaletini sergilediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu ve benzeri kişilerin kafasındaki millet, milliyet tanımı, Fransız İhtilali'yle dünyaya yayılan kavramlardan ibaret olunca ortaya böyle garabetler de çıkabiliyor” dedi.
OSMANLI TAM BİR MİLLET DEVLETİDİR
Bu milletin kendi medeniyetinin ve kendi kültürünün bir millet tanımının bulunduğunu ve Osmanlı'nın tam bir millet devleti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkeyi yöneten hanedana bakıp da Osmanlı'yı şahıs devleti sananlar ya tarihlerinden bihaberdirler ya da o tarihi hep başkalarının gözünden, başkalarının kaynağından okumuşlardır. Bugün Avrupa'da ve dünyanın pek çok yerinde devletler krallıkla yönetiliyor diye bunları milliyetsiz veya demokrasinin dışında diye mi kabul edeceğiz? Başlarında kral, kraliçe veya imparator bulunan İngiltere'yi, İspanya'yı, Hollanda'yı, Belçika'yı, İsveç'i, Norveç'i, Japonya'yı ve daha pek çok ülkeyi acaba nereye koyacağız? Demek ki yönetim biçimleriyle millet meselesinin, hatta demokrasinin öyle çok da doğrudan ilişkisi bulunmuyor. Milleti ve milliyeti Fransız İhtilalinden, Alman faşizminden, bunların yol açtığı vahşetler üzerinden kurulan Batılı teoriler üzerinden okuyanlar elbette böyle saçmalar.”
Milletin Cumhuriyetle başladığını söylemenin, binlerce yıllık Türk tarihini, 1400 yıllık medeniyet geçmişini, milletin bu coğrafyadaki bin yıllık varlığını yok saymak ve bunlara ihanet etmek anlamına geleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Osmanlı'da milletimizin tarih boyunca kazandığı tüm gücün ve birikimin zirvesini oluşturan bir devlettir. Bizim millet tanımımız, özünü İslam'ın millet anlayışından alır, bunu bilmen lazım” diye konuştu.
YANLARINDA KİMİN OLDUĞUNA BAKMAKSIZIN TERÖRİSTLERİN ÜZERİNE GİTMEYE DEVAM EDECEĞİZ
“Türkiye ve Türk milleti bir kez daha tüm dünyayı adaletiyle, ihsanıyla, merhametiyle, sevgisiyle kucaklamak için yola çıkmıştır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini bu kutlu yoldan ne ülkenin sınırlarına dizilen teröristlerin, ne FETÖ ve PKK gibi ihanet çetelerinin, ne de adeta beşinci kol faaliyeti yürüten tiplerin döndüremeyeceğini söyledi.
Sadece Türkiye'nin güvenliği, huzuru ve refahı için değil, dost ve kardeş ülkeler ile tüm masum ve mağdurların esenliği için de bu mücadeleyi verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin haksız ve gereksiz yere canına kast etmek gibi bir düşüncemiz asla yok. Bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmemizin sebebi 6 yıldır, 7 yıldır bu oldu, ama bu noktadan sonra artık kimseyi de gözümüz görmez” diye konuştu.
Türkiye sınırlarındaki terör tehdidi tamamen ortadan kalkana, Türkiye'de bulunan 3,5 milyona yakın Suriyelinin kendi evlerine güven içinde dönünceye kadar durmayacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teröristlerin bulundukları yerleri boşaltıp boşaltmamak orada bulunanların bileceği iştir. Biz öyle alavere dalavereyle değil, açıkça ilan ettiğimiz şekilde yanlarında kimin olup olmadığına bakmaksızın teröristlerin üzerine gitmeye devam edeceğiz. Kimse bizden, kendi sözlerine kendileri değer vermeyenlerin beyanlarına göre hareket etmemizi beklemesin” açıklamasında bulundu. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ