ERREM Müdürü Atak 'Bahar psikolojimizi olumlu etkilemekte'
Artan sıcaklık ve mevsim değişikliği nedeniyle bedenimiz ile psikolojik durumunuzda değişiklikler yaşanırken, hassas olduğumuz bu dönemde, konunun uzmanı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü Öğr. Gör. Mustafa Atak ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Psikoloji ve ruh halimiz hakkında bilgilerini aldığımız ERREM Müdürü Öğr. Gör. Atak, 'Bahar ve sıcakların bastırması ile hem bedenimizde hem de psikolojimizde değişiklikler yaşanmaktadır. Ancak çiçeklerin açması, etrafın yemyeşil olması da bireyin psikolojik durumunu olumlu anlamda etkilemektedir' dedi.
BAHARIN GELMESİ VE MEVSİMLERİN DEĞİŞMESİ İLE RUH HALİMİZ DE DEĞİŞMEKTE. BEDENİMİZDE FİZYOLOJİK VEYA PSİKOLOJİK OLARAK NE GİBİ DEĞİŞİMLER OLMAKTA BU SÜREÇTE?
Baharın insan bedeni ve psikolojisi üzerine farklı etkileri vardır. 'Bahar yorgunluğu' ile birlikte kişi uykudan uyanmakta güçlük çekmektedir. Daha çok uyumak istemektedir. Havaların ısınmasıyla birlikte birey için yataktan kalkmak çok daha zor bir hal alırken, rutin işleri yapmak çok zor olabilirken, bu durumu genellikle değişen hava koşullarına bağlasak da, uzun süren yorgunlukların ciddiye alınmalıdır.
Çiçeklerin açması, etrafın yemyeşil olması da bireyin psikolojik durumunu olumlu anlamda etkilemektedir. Bu da bireyin kaslarında gevşemeye, ruhsal rahatlık ve duygusal hafiflik yaşamasına yol açmaktadır.
TOPLUMDA EN SIK GÖRÜLEN PSİKOLOJİK SORUNLAR NELERDİR, SEBEBİ NEDİR?
Toplumda en sık görülen psikolojik rahatsızlıklar depresyon ve anksiyete bozukluğudur. Dünya genelinde 1 milyondan fazla kişi hayatında en az 1 kez depresyon geçirmiştir. Dünya genelindeki depresyon oranları yüzde 25 civarındadır. Depresyonun sık görülme nedenleri; insanlarda anlamsızlık duygusunun artması, yaşama sevincinin kaybolması, kişinin stres yükü altında ezilmesi, öfkenin doğru şekilde yönetilememesi, insanların kendini yalnız hissetmesi, özellikle Ericsson'un ifadesiyle 25 yaşından sonra yakın ilişkiler kuramayan insanlarınyoğun bir yalnızlık duygusu yaşaması ve sonrasında depresif bir ruh haline bürünmesidir.
Hayatın fazla koşuşturmaları ve biraz dinlenmeden sürekli hareket halinde olmak da kaygı bozukluklarına yol açmaktadır.
PSİKOLOJİK SORUNLARLA BİREYSEL VE TOPLUMSAL OLARAK BAŞ ETMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Bireysel olarak öfkeyi kontrol altına almış insanlarla iletişim kurma becerilerini geliştirmemiz, ahlaki değerleri benimseyip, yaşantımıza aktarmamız, sık sık açık hava yürüyüşleri yapmamız, hacca veya umreye gitmemiz işimiz dışında yeteneklerimize göre meşguliyetler edinmemiz, yaratıcıya sonuna kadar güvenmemiz gerekir.
Toplum olarak insanların birbirlerine saygı göstermesi, diğerini ötekileştirmemesi, herkesin psikolojik sorun yaşayan bireylere karşı sabırlı davranması, insanların sadece dış görünüşlerinden ziyade niyetlerinin ve ruhsal güzelliklerinin de önemsemesi, yaratılan her şeye samimi ve sevgiyle yaklaşılması gerekir.
ERREM OLARAK SİZE REHBERLİK İÇİN GELEN BİREYLER EN ÇOK HANGİ SORUNLARLA SİZE BAŞVURU YAPIYOR?
ERREM'e bireyler birçok psikolojik sorunla başvurmaktadır. Bireyler daha çok Depresyon, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozukluk, Sosyal Fobi, Sınav Kaygısı, Amaçsızlık, Karşı Cinsle İlişkilerde Sorunlar, Çekingenlik, Saldırganlık, Narsizm vb. bireysel sorunlarla başvurmaktadır.
ERREM'İN PSİKOLOJİK SORUNLARLA İLGİLİ REHBERLİK FAALİYETLERİNDE NE GİBİ UYGULAMALAR YAPILMAKTA?
ERREM'de önce bireyin yaşadığı sorunun ne olduğu tam manasıyla belirlenmektedir. Bu aşamada bireyin kendisinden alınan bilgiler, uygulanan testler ve envanterler ve gerektiğinde bireyin yakınlarından alınan bilgilerle bireyi tanıma süreci tamamlanmaktadır. Psikoterapi sürecinin ilerleyen aşamalarında kişinin zihinsel anlamda yanlış zihinsel yaklaşımları üzerinde durulmakta ve danışanın farkındalık kazanması sağlanmaktadır. Terapi süreci bir yolculuktur ve bu süreç, Terapist ve Danışan'ın (yardım alan) birlikte yürüdüğü yolculuktur. Burada kişinin bilinçaltı kaygıları, gölgeleri ve zaafları üzerinde durulmakta ve bireyin topografyası çıkarılarak terapi sürecine devam edilmektedir. Psikolojik destek alan kişi terapi sürecinde aktiftir.
ERREM'DEN BUGÜNE KADAR KAÇ KİŞİ FAYDALANMIŞTIR?
Ocak 2010'da faaliyete başlayan ERREM'de bireysel psikolojik yardım kapsamında 965 kişi ile görüşülmüştür. Ayrıca 4 farklı oturumda grup terapileri yapılmakta olup, yaklaşık 400 kişi de bu hizmetten yararlanmıştır. Grup terapileri 10-15 kişilik grupla yapılmaktadır. Bunların haricinde bilimsel çalışmalar ve eğitimlerden binlerce kişi istifade etmiştir. Evlilik eğitimlerinden ve bireysel gelişim eğitimlerinden binlerce kişi faydalanmıştır.
13-14 Mayısta ERREM tarafından düzenlenen II Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu, Türkiye'nin birçok yerinden hatta yurtdışından yoğun katılımla gerçekleşmiş ve Maneviyat Psikolojisinin Psikoloji alanında dördüncü ekol olarak yer almasına vesile olmuştur.
SON OLARAK İNSAN PSİKOLOJİSİ HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
İnsanlar son dönemde büyük bir bunalım yaşamaktadır. Şiddet olayları, boşanma ve savaşlar bunu bize göstermektedir. Öncelikli olarak kişinin Yaratıcısına dönüp özüyle bütünleşmesi gerekir. Birçok ahlaki erdemi kazanması ve hayatı olduğu gibi ve dürüstçe yaşaması gerekir. Nefsinin isteklerinden sıyrılarak, Ahsen-i Takvim olarak yaratıldığını ve Esfel-e Sefilin düzeyine kadar aşağılara inme potansiyeline sahip olduğunu unutmaması ve kendisi gibi her insanın yaratıcısının gözünde değerli olduğunu bilmesi gerekir. Modern hayatın yoğun temposu altında ezilen ve bedenleri ruhlarının çok gerisinde kalan insan, zaman zaman biraz durup, düşünmeli ve tefekkür etmelidir.
Acı ve sıkıntıların yaşanması gereken bir süreç olduğunu ve olgunlaşma sürecinin bir parçası olduğunu bilmesi gerekir.
Kişinin boş zamanı diye bir şey olmamalıdır. 'Boş kaldığın vakit yeniden yorul' ayetinin gereğini yerine getirerek sürekli meşguliyet içerisinde olan ve ilgilerinin gereğini yapan kişilerde depresyon vb. rahatsızlık görülmeyecektir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ
Baharın insan bedeni ve psikolojisi üzerine farklı etkileri vardır. 'Bahar yorgunluğu' ile birlikte kişi uykudan uyanmakta güçlük çekmektedir. Daha çok uyumak istemektedir. Havaların ısınmasıyla birlikte birey için yataktan kalkmak çok daha zor bir hal alırken, rutin işleri yapmak çok zor olabilirken, bu durumu genellikle değişen hava koşullarına bağlasak da, uzun süren yorgunlukların ciddiye alınmalıdır.
Çiçeklerin açması, etrafın yemyeşil olması da bireyin psikolojik durumunu olumlu anlamda etkilemektedir. Bu da bireyin kaslarında gevşemeye, ruhsal rahatlık ve duygusal hafiflik yaşamasına yol açmaktadır.
TOPLUMDA EN SIK GÖRÜLEN PSİKOLOJİK SORUNLAR NELERDİR, SEBEBİ NEDİR?
Toplumda en sık görülen psikolojik rahatsızlıklar depresyon ve anksiyete bozukluğudur. Dünya genelinde 1 milyondan fazla kişi hayatında en az 1 kez depresyon geçirmiştir. Dünya genelindeki depresyon oranları yüzde 25 civarındadır. Depresyonun sık görülme nedenleri; insanlarda anlamsızlık duygusunun artması, yaşama sevincinin kaybolması, kişinin stres yükü altında ezilmesi, öfkenin doğru şekilde yönetilememesi, insanların kendini yalnız hissetmesi, özellikle Ericsson'un ifadesiyle 25 yaşından sonra yakın ilişkiler kuramayan insanlarınyoğun bir yalnızlık duygusu yaşaması ve sonrasında depresif bir ruh haline bürünmesidir.
Hayatın fazla koşuşturmaları ve biraz dinlenmeden sürekli hareket halinde olmak da kaygı bozukluklarına yol açmaktadır.
PSİKOLOJİK SORUNLARLA BİREYSEL VE TOPLUMSAL OLARAK BAŞ ETMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Bireysel olarak öfkeyi kontrol altına almış insanlarla iletişim kurma becerilerini geliştirmemiz, ahlaki değerleri benimseyip, yaşantımıza aktarmamız, sık sık açık hava yürüyüşleri yapmamız, hacca veya umreye gitmemiz işimiz dışında yeteneklerimize göre meşguliyetler edinmemiz, yaratıcıya sonuna kadar güvenmemiz gerekir.
Toplum olarak insanların birbirlerine saygı göstermesi, diğerini ötekileştirmemesi, herkesin psikolojik sorun yaşayan bireylere karşı sabırlı davranması, insanların sadece dış görünüşlerinden ziyade niyetlerinin ve ruhsal güzelliklerinin de önemsemesi, yaratılan her şeye samimi ve sevgiyle yaklaşılması gerekir.
ERREM OLARAK SİZE REHBERLİK İÇİN GELEN BİREYLER EN ÇOK HANGİ SORUNLARLA SİZE BAŞVURU YAPIYOR?
ERREM'e bireyler birçok psikolojik sorunla başvurmaktadır. Bireyler daha çok Depresyon, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozukluk, Sosyal Fobi, Sınav Kaygısı, Amaçsızlık, Karşı Cinsle İlişkilerde Sorunlar, Çekingenlik, Saldırganlık, Narsizm vb. bireysel sorunlarla başvurmaktadır.
ERREM'İN PSİKOLOJİK SORUNLARLA İLGİLİ REHBERLİK FAALİYETLERİNDE NE GİBİ UYGULAMALAR YAPILMAKTA?
ERREM'de önce bireyin yaşadığı sorunun ne olduğu tam manasıyla belirlenmektedir. Bu aşamada bireyin kendisinden alınan bilgiler, uygulanan testler ve envanterler ve gerektiğinde bireyin yakınlarından alınan bilgilerle bireyi tanıma süreci tamamlanmaktadır. Psikoterapi sürecinin ilerleyen aşamalarında kişinin zihinsel anlamda yanlış zihinsel yaklaşımları üzerinde durulmakta ve danışanın farkındalık kazanması sağlanmaktadır. Terapi süreci bir yolculuktur ve bu süreç, Terapist ve Danışan'ın (yardım alan) birlikte yürüdüğü yolculuktur. Burada kişinin bilinçaltı kaygıları, gölgeleri ve zaafları üzerinde durulmakta ve bireyin topografyası çıkarılarak terapi sürecine devam edilmektedir. Psikolojik destek alan kişi terapi sürecinde aktiftir.
ERREM'DEN BUGÜNE KADAR KAÇ KİŞİ FAYDALANMIŞTIR?
Ocak 2010'da faaliyete başlayan ERREM'de bireysel psikolojik yardım kapsamında 965 kişi ile görüşülmüştür. Ayrıca 4 farklı oturumda grup terapileri yapılmakta olup, yaklaşık 400 kişi de bu hizmetten yararlanmıştır. Grup terapileri 10-15 kişilik grupla yapılmaktadır. Bunların haricinde bilimsel çalışmalar ve eğitimlerden binlerce kişi istifade etmiştir. Evlilik eğitimlerinden ve bireysel gelişim eğitimlerinden binlerce kişi faydalanmıştır.
13-14 Mayısta ERREM tarafından düzenlenen II Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu, Türkiye'nin birçok yerinden hatta yurtdışından yoğun katılımla gerçekleşmiş ve Maneviyat Psikolojisinin Psikoloji alanında dördüncü ekol olarak yer almasına vesile olmuştur.
SON OLARAK İNSAN PSİKOLOJİSİ HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
İnsanlar son dönemde büyük bir bunalım yaşamaktadır. Şiddet olayları, boşanma ve savaşlar bunu bize göstermektedir. Öncelikli olarak kişinin Yaratıcısına dönüp özüyle bütünleşmesi gerekir. Birçok ahlaki erdemi kazanması ve hayatı olduğu gibi ve dürüstçe yaşaması gerekir. Nefsinin isteklerinden sıyrılarak, Ahsen-i Takvim olarak yaratıldığını ve Esfel-e Sefilin düzeyine kadar aşağılara inme potansiyeline sahip olduğunu unutmaması ve kendisi gibi her insanın yaratıcısının gözünde değerli olduğunu bilmesi gerekir. Modern hayatın yoğun temposu altında ezilen ve bedenleri ruhlarının çok gerisinde kalan insan, zaman zaman biraz durup, düşünmeli ve tefekkür etmelidir.
Acı ve sıkıntıların yaşanması gereken bir süreç olduğunu ve olgunlaşma sürecinin bir parçası olduğunu bilmesi gerekir.
Kişinin boş zamanı diye bir şey olmamalıdır. 'Boş kaldığın vakit yeniden yorul' ayetinin gereğini yerine getirerek sürekli meşguliyet içerisinde olan ve ilgilerinin gereğini yapan kişilerde depresyon vb. rahatsızlık görülmeyecektir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ