Kayseri'de büyük deprem olacak mı?

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat depremlerinin ardından, tüm ülke deprem hakkında doğru bilgilere ulaşmaya çalışıyor. Kayseri'de olası bir deprem olacak mı? Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen, merak edilenleri Kayseri Anadolu Haber'e anlattı.

TAKİP ET

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat depremlerinin ardından, tüm ülke deprem hakkında doğru bilgilere ulaşmaya çalışıyor. Kayseri'de 25 yıldır yaşayan, aslen Adanalı olan Jeoloji Mühendisi Adnan Evsen ile depremin bilinmeyenleri üzerine röportaj gerçekleştirdik. Beklenen Marmara depremi Kayseri'yi nasıl etkileyecek? Üzerinden ne kadar zaman geçse de, vatandaşlar jeoloji uzmanlarının deprem hakkında yaptıkları açıklamaları merakla takip ediyor. Depreme karşı nasıl hazırlıklı olmalıyız? Bu gibi herkesi ilgilendiren soruların yanıtını aradık. Evsen ile uzun ve keyifli söyleyişi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.Tüm Türkiye'yi etkileyen bu depremde Kayseri'de çoğu bina yıkılmasa bile hasar aldı. Kayseri Belsin bölgesi yoğun hasar alırken Talas İlçesi'nde neden hasar olmadı?

Geçmiş yıllarda yaşanan 1998 depreminde de binlerce bina yıkıldı ve binlerce insan hayatını kaybetti. Yaşanan bu depremin ardından devlet neden önlem almadı? Tüm bu soruları Adnan Evsen yanıtladı.

Depreme karşı nasıl hazırlıklı olmalıyız?

Depremin ne zaman ve hangi büyüklükte olacağını yıllarca bilim adamlarının araştırdığını vurgulayan Evsen, “Deprem bir doğa olayı, bu yüzden ne zaman olacak, nerede olacak, ne büyüklükte olacak, bu soruların cevabı yok. Bilim insanları onlarca yıl süreyle deprem nerede olacak hangi büyüklükte olacağını öğrenmek için çok ciddi çalışmalar yapıldı ama bir neticeye varamamışlardır. İnsanoğlu özellikle bilim insanları bu üç sorunu cevabını bulamayınca biz boş yere vakit kaybetmeyelim, insanları dirençli şehir oluşturma noktasında, bilinçli birey oluşturalım, şeklinde bir anlayış gerçekleşmiş. Doğal olarak biz depremleri engellemek yerine depremler de minimum zararı görmek adına ne önlemler alabiliriz onları yapmamız lazım. Deprem bir doğa olayı, depremi önceden ön görmek mümkün değil, ama şunu ön görebiliriz, depremin hangi bölge aralığında ön görebiliriz geçmiş yıllar kayıtları hareketlerinde aşağı yukarı büyüklükleri hakkında fikrimiz olabiliyor. Dolayısıyla insanoğlu bunları araştırıp öğrenmelidir. Bununla birlikte dirençli şehir bilinçli birey oluşturmak bunlarda daha ön planda gelir. Dirençli şehir derken bunu kast ediyorum şehir nerede kurulacak? Yani şehrin bulunduğu yerden bir fay hattı geçiyor mu? Fay hattı varsa eğer, muhtemel bir depremde şehrimizi hangi oranda etkileyecek? Deprem şehri olan merkezde yaşarken deprem anında biz ne yapacağız? Bu konularda eğer kendimizi geliştirirsek depremden minimum zararı görebiliriz. Haberlerde deprem anını izlediğimiz zaman görüyoruz, bir deprem anında Türk insanı hala sağa sola kaçmaya çalışıyor, bu bizim depremler konusunda eğitimsiz olduğumuzu gösteriyor. Eğer biz yeteri kadar bilinçli olmuş olsaydık, deprem öncesinde sağlam şehirler kurmak yoluna giderdik. Düşük katlı binalarda kalmayı tercih ederdik.” dedi.Deprem doğal afet mi?

Depremin afet değil, bir doğa olayı olduğunu söyleyen Evsen, “Depremi doğal afet olarak sınıflandırmakta bir sorun yok. Ama deprem doğa olayıdır. Ama bizler doğa olaylarını doğal afete dönüştürüyoruz. Bunun anlamı şudur; Eğer biz deprem ülkesi isek ki zaten öyle, bu koşullar altında biz dirençli şehirler oluşturmak zorundayız. Dirençli şehirleri ve bilinçli insan oluşturmaz isek doğa olayları doğal afete dönüşmüş olur. Depremlerden şu ana kadar yaklaşık 150 bin civarında insanımızı kaybettik, milyarlarca dolar zarar… Bu da depremin başka bir boyutu... Örneğin siz derenin içine imar açıyorsunuz, evler yapıyorsunuz. Bu dere durduk yere oluşmamıştır bir nehir yatağıdır orası bir taşkın alandır. Taşkın alanda bina yaptığınız zaman bir gün aşırı yağıştan oluşacak taşkınlar o deredeki bütün binaları yıkar. Mesela siz bir deprem anında açık bir alanda bulunun deprem olsun 7.5 büyüklüğünde de olsun bir zararı olmaz onun. En fazla sarsıntıdan baş dönmesi olabilir. Bunun dışında depremin hiçbir zararı yok. Ama bakın binanın içerisinde çıkan insanlara bakın kötü konutun bize olan zararıdır. Depremin büyük olması insanların ölmesini gerektirmiyor” ifadelerine yer verdi.

‘Biz depremi hep kötü bildik aslında güzel bir şey'

Sarız'da çıkan sıcak su kaynaklarının, depremlerle bağlantısı olduğunun altını çizen Evsen, “Biz depremin hep kötü tarafını tanıdık, depremin güzel tarafı da var. Fay hareketleri güzel neticeler doğurabiliyor. Hayatımızı devam ettirdiğimiz içme su kaynakları, soğuk suların birçoğu fay kaynaklarıdır. Depremden sonra bazı yerlerde su kaynakları çıkar. Aynı zamanda depremden sonrada sıcak su da ortaya çıkar. Mesela Kayseri'de çıktı. Maden yatakları da ortaya çıkar. Büyük tarım alanları ortaya çıkar. Sarız'daki bir ihbarı yerinde değerlendirdik. Oradaki bir vatandaşın arazisinden sıcak su çıktı hem de 86 derece çok güzel, eğer orada birkaç litrede su verimde olursa çok güzel bir kaplıca olabilir. Yani aslında tabiat olayları öldürücü değildir.” ifadelerini kulandı.Depremi önceden bilmek mümkün mü?

Muhtemel Marmara depreminin 250 bir yıl da gerçekleştiğini bu depremde de tüm ülkenin etkileneceğini söyleyen Adnan Evsen, “Marmara depremi Kuzey Anadolu fay zonu üzerinden, muhtemel Marmara depremi olarak bekleniyor. Marmara Bölgesi'ndeki depremin, tekrarlanma aralığı 250 yılda bir. Bu süre geldi diyen bilim insanları var. Bu süre henüz gelmedi 2045'e kadar zamanı diyen bilim insanı da var. 2036'ya kadar bunun süresi var diyende var. Bilim camiasının bu tartışmaları yapmaları son derece normaldir. Bu bilgi kirliliği değildir. Bu bilim insanlarının yapmış olduğu çalışmaların kendilerine göre doğru taraflarını, kamuoyu ile paylaşmasıdır. Marmara depremi, zamanı gelmiş ya da çok yaklaşmış olmasına rağmen, beklenen bir depremdir. Bu deprem olacak bir gün, ama keşke bunun süresi biraz daha uzun olsa. Bu deprem denizin içinden mi olur, karadan mı olur. Bununla ilgili net bilgiler yok ama muhtemel görüş deniz içerisinde olacak yönünde. Eğer bu depremin oluş süresi olabildiğince gecikirse, bize bir süre tanımış olur. Bu muhtemel İstanbul depremi bugün olacak olursa çok sayıda zayiatımız ortaya çıkar. Çünkü muhtemel olacak bu deprem 7 ve 7'nin üzerinde olacak bir depremdir.7 büyüklüğündeki bir depremden de nerden baksanız Avrupa Yakası'ndan, Silivri tarafından o kısımlardan da Avcılar Bölgesi'nde kötü zemin koşulu ile birlikte 25-30 bin vatandaşımız hayatını kaybedebilir. İstanbul depremini Kayseri'den hissedebiliriz. 2, 2,5 büyüklüğünde deprem olmuş gibi hissedebiliriz. Bir zararı olmaz bunun, Kayseri'ye sarsıntıyı hissederiz sadece. Ama İstanbul etrafındaki şehirler bu depremi şiddetli yaşarlar” şeklinde konuştu.

1999 depreminde neden önlem alınmadı?

Adnan Evsen, Türkiye'de gerçekleşen depremleri kader olarak görüldüğünü bu yüzden önlem alınmadığını belirterek, “Türkiye'de depremler 99 yılına kadar bir kadercilik anlayışı ile değerlendiriliyordu. Yani deprem olacak bizde bu deprem öleceksek buna bir engel yok kaderimiz bu ise yapacak bir şey yok. Şeklinde algılanıyordu. Yapı stoku gözden geçirilmiyordu. Deprem yönetmeliği var mıydı, yok muydu bilinmiyordu. Belediyelerin yapı denetimi yoktu. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde 99 depremine kadar bir sürü insanımız, depremden hayatını kaybetti. Ama 99 depremi bir milat oldu. Ondan sonra yapı denetimi gibi bir müessese ortaya konuldu. Bu müessesler bütün şehirlerde örgütlendi. Şimdi bir binanın projelendirilmesinden başlayıp, en son ki binanın ruhsatını alıncaya kadar bütün aşamalar kontrol altında, yani hiç bir şey yapılmadı gibi bir şey söylemek mümkün değil. Çok şeyler yapıldı, ama kademe olarak gidiyoruz. Kanun çıktı, kanun düzenlemesi oldu. Sonra bu belli illerde pilot bölge olarak uygulandı. Kayseri'de 2000 yılında bu kanun çıktı. 2011 yılına kadar uygulanmadı 10 yıllık bir geçiş dönemi ön görüldü. 2012'den sonra yapılan binalarda bu hizmet verilmeye başlandı. Bugün 85 milyon civarında bir nüfusumuz var. Yaklaşık milyon civarı bağımsız yapı stoku var. 20 milyon yapı stokunun nerden baksanız 4-5 milyonun yenilenmesi gerekiyor” bilgisini verdi.Kayseri'de büyük deprem olacak mı?

6 Şubat depremleri ile diğer fay hatlarını da tetiklendiğini vurgulayan Evsen, “Pazarcık'ta 7,6, 7,7 çardak fayı üzerinde 7.6 büyüklüğünde iki büyük deprem meydana geldi. Bu iki büyük depremden sonra bu fayların etrafındaki faylar da tetiklendi, yani Kayseri'yi etkisi altın alan zaten fay vardı, o da Ecemiş fayıdır. Ecemiş fayı mersinden başlar. Yahyalı'ya kadar gelir. Yeşilhisar, İncesu, Boğazköprü, Erkilet, Sarıoğlan üzerin den Sivas'ın önlerine kadar gider biz buna Ecemiş fayı 1205, 1717, 1835 yılında 6,1 ve 6.2 büyüklüğünde deprem üretmiş 3 tane sonra 1940 yılında Erciyes sekmendi üzerinden 5.4 ve 5.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 2008 yılında Güneşli merkezli 4,9 büyüklüğünde başka bir deprem meydana geldi. Yine 10 martta yine İncesu merkezli Karpuzatan Kapuzseki mevkiinde 4.9 , 4.5, 4.4,4.3 birkaç deprem daha meydana gelmiş bu depremler zaten kayseri şehrinde Ecemiş fayı zonu üzerinde meydana gelen depremler doğal olarak geçmişte bir yerde bir deprem oluşmuşsa gelecekte de mutlaka bir deprem olacaktır bu kaçınılmaz bu depremin ne zaman olacağını bilemeyiz. Hangi büyüklükte olur tahmin edebilirim. Burada Ecemiş fay zonu üzerinde muhtemel olacak depremin büyüklüğü 6.2' ye kadar olabilir. Muhtemel olarak en fazla büyüklük bu kadar görünüyor. Alet ve tarihsel kayıtlara baktığımız zaman… Tekrarlama periyodu ortalama bin yıl gibi ama hala Ecemiş fay zonu hem Sarız fay zonunun hem deliler fay zonunun bunlar daha çok çalışılması gerekir, çok daha bilinmeyen tarafının ortaya çıkarılması gerekir.” diyerek sözlerini noktaladı.

ÖZEL HABER

Bakmadan Geçme