Kayseri'de Fatih Sultan Mehmet ve Beyazıt Dönemine Ait Hangi İzler Var?
İstanbul'u fethederek Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ'ı başlatan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet ile oğlu Sultan II. Bayezid zamanlarından günümüze kadar kalan Kayseri'deki izler ve eserler hangileridir? Kayseri'yi Osmanlı İmparatorluğu ne zaman fethetti? Tarih kokan Kayseri'de Fatih Sultan Mehmet hangi eserlerini bıraktı? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde..
Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahlarından biri olan, bir çağ kapatıp, yeni bir çağ açan II. Mehmed veya Fatih Sultan Mehmet'in Kayseri hikâyesini biliyor muydunuz?
Türkiye'nin kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri olan Kayseri, tarihin en eski zamanlarından beri pek çok uygarlığa beşiklik etmiş ve her dönemde önemini korudu.
1474'lü yıllarda Fatih Sultan Mehmet zamanında, Gedik Ahmet Paşa tarafından Karamanoğulları Beyliği' ne son verilerek, Karaman, Konya ve Kayseri bölgeleri Osmanlı toprağına katıldı.
Fatih Sultan II. Mehmed zamanında Osmanlı İmparatorluğu tarafından Kayseri ve civarı fethedildi.
Fatih Sultan Mehmed, Kayseri'yi Karamanoğullarından zapt edip, Osmanlı hâkimiyeti altına aldı.
Daha sonra Fatih, şehrin iç kalesini tamir ettirirken, Kayseri Kalesi'nin doğu kapısı üzerinde bulunan Arapça kitabede “Bu mübarek kale Murad Han'ın oğlu Mehmed'in şerefine karşılıksız olarak yapılıp süslendi” ifadeleri yer aldı.
Kayseri iç kalesi içerisinde bulunan dört duvar üzerinde kubbesi bulunan kitabesiz caminin Fatih Sultan II. Mehmed'e ait olduğu vakıf kayıtlarında “Fatih Cami-i Şerifi” adıyla bildirildi.
Yine bugün Pamuk Hanı olarak bilinen Kapan Hanı'nın da onun devrinden kaldığı anlaşılırken, Kayseri'de Fatih Sultan II. Mehmed'in oğlu Sultan II. Bayezid-i Velî zamanından kalan Şeyh Tennurî Türbesi ve Bedesten ile Kapalı Çarşı'daki 35 dükkân da tarihi eser olarak günümüze kadar geldi.
Şeyh Tennurî Türbesi'nin üzerinde bulunan Arapça kitabenin tercümesinde, “Bu mübarek türbe Sultan Mehmed Han oğlu Sultan Bayezid Han zamanında sekiz yüz seksen dokuz senesinde yapılıp şereflendirildi” ifadeleri yer alıyor.
Eser, türbe mimarîsi bakımından Kayseri'de Selçuklu geleneğinin son numune olarak dikkat çekiyor.