Kayseri hakkında neler söylemiş? – Bu habere çok şaşıracaksınız
O eserde Kayseri hakkında ilginç bilgilere yer verildi. Kayseri hakkında daha önce duymadığınız bu bilgileri sizler için derledik. Kayseri hakkında neler söylenmiş? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…
1649 yılında Kayseri'ye gelen Evliya Çelebi Kayseri hakkında daha önce duyulmadık bilgilere yer vermiştir. İşte detaylar…
Evliya Çelebi 1648 yılında Şam şehrine düzenlediği bir seyahatin dönüşünde 1649 yılında Kayseri'ye uğramıştır. Evliya Çelebi bugünün tarihinden tam 368 yıl önce uğradığı Kayseri'nin hakkında Seyahatname isimli eserinde önemli ve ilginç bilgilere yer vermiştir. Evliya Çelebi ilk olarak Seyahatname'de şehrin ilk kurucusunun Kayzer (Kral) Erciş olduğunu dile getirmektedir.
Erciş adının Erciyes dağının da adı olduğunu ifade ediyor. Evliya Çelebi'ye göre Erciş'in anlamının bilinmeyen âlemin askerleri demek olduğunu ifade ediyor.
Evliya Çelebi Seyahatname'sinde Kayseri kalesinin Rum hükümdarlarından kaldığını ifade ediyor ancak kaleyi bu hâle getiren ve güzelleştirenlerin Danişmentliler olduğunu da söylüyor. Çelebi, 1649 yılında Kalenin içinde altı yüz hane ev olduğunu açıklamış.
Kalenin dışında ise bin kadar iki katlı ve ahşap ev var diyor. Kalenin beş adet kapısı olduğunu ifade ettikten sonra bu kapıların isimlerini sayıyor; Boyacı Kapısı, Kiçikapı, Asarönü Kapısı, Pazar Kapısı, Sivas Kapısı.
‘Kayseri'de Müslüman Esnaflarla Pazarlık Yapılmaz'
Kayserililer halk arasında ‘pazarlıkta iyiler' olarak anılsa da 368 yıl önce bu pek de öyle değilmiş. Evliya Çelebi Seyahatname'de Kayseri'de Müslüman esnaflarla, yani ahilerle pazarlık etmek imkansız olduğunu söylüyor. Çünkü, ahilik sistemine göre, bir ahi malını satarken fahiş fiyat uygulayamayacağı için pazarlığı asla kabul etmez ve teklif edene de ‘ben bu kadar alçak bir adam mıyım ki pazarlık teklif ediyorsunuz' dermiş. Halbuki Ermeni, Rum ve Yahudi esnaf ile her türlü pazarlık yapılabiliyormuş.
‘Kayseri Beyaz Un, Sucuk ve Pastırmada Birinci'
Evliya Çelebi, Kayseri mutfağı hakkında da önemli bilgiler veriyor. Kayseri'de üretilen buğdaydan elde edilen beyaz undan Kayserililer beyaz ekmek yaptığını dile getiren Evliya Çelebi Seyahatname'de ‘Bu beyaz un sayesinde birbirinden farklı börek ve çörekler yapıyorlar ve börek, çörek, katmer dükkanları sıra sıra dizilmiş' ifadesini kullanmış.
Evliya Çelebi ayrıca 368 yıl önce de sucuğa ve pastırmaya Seyahatname'de yer veriyor. Çelebi ‘kimyonlu ve baharatlı et sucuğu' ve ‘sığır pastırması' hiçbir yerde bulunmaz diyerek Kayseri'nin o tarihte de sucuk ve pastırmada birinci oluşunu tescillemiş oluyor. Hatta Çelebi'nin anlattığına göre, sucuk ve pastırma genellikle Osmanlı payitahtına da hediye olarak gönderilirmiş.
Evliya Çelebi Seyahatname isimli eserinde Kayserililerin uzun ömürlü olduklarını ifade ediyor ve bunun sebebini de Erciyes dağının eteğinde yaşamalarına ve Kayseri'nin havasının soğuk oluşuna bağlıyor.
Evliya Çelebi Kayserililer için ‘Halkı zinde olup kimi yüz, kimi yüz altmış yaşlarına kadar yaşarlar' ifadesini kullanıyor. Evliya Çelebi ayrıca Kayseri insanı için ‘siyah püskürtme benlidirler, dinç ve güçlüdürler, çocukları erken sakallanır ve hemen avcılığa başlarlar' ifadelerini de kullanıyor.
Çelebi, Kayseri halkının ileri gelenlerinin Arapça ve Farsça konuştuklarını söylüyor. Halkın ise tamamen Türkçe konuştuğunu, Rumca ve Kürtçe gibi dilleri bilmediklerini, ‘atla bire, gel bire' gibi ifadeler kullandıklarını da ifade ediyor.
‘Kayserililer Zeki İnsanlar'
Evliya Çelebi, fıkraların tam tersine Kayserililerin zeki kimseler oldukları için eğitime düşkün olduklarını ifade ediyor ve bunu da şöyle dile getiriyor; ‘Şehrin kışı şiddetli olduğundan halk öğrenimle uğraşır. Zeki kimseler oldukları için şair ve yazarları pek çoktur.' Yani Kayserililerin zekası düşük olanları okuttukları gibi sözlerin sadece fıkralarda olduğu gerçeği de ortaya çıkmış oluyor.
Sürekli olarak Kayseri'nin havasını övgüyle gündeme getiren Evliya Çelebi, söylenebilecek en güzel sözü şu şekilde söylüyor; ‘Seher vakti kalkan bir kimse Kayseri'nin havasını koklayınca, cennet rüzgarı koklamış gibi olur.'
Çelebi'ye göre Kayseri'nin havasının bu kadar güzel oluşunun sebebi, şehrin Erciyes dağının eteklerinde oluşudur.