Kayseri'de ilklerin ve başarının öncüsü

Kayseri'ye birçok şeyi kazandıran birçok yeniliğin öncüsü olan doktor kimliğiyle bilinen Kemal Tekden çok yönlü bir insan ve Kayseri'de ilklerin öncüsü olmayı başarmış birisi.

O diğerlerinden farklı çünkü olaylara farklı bir pencereden bakıyor. Hem yazar, hem eğitimci, hem de film yapımcısı. Kendisinde bu kadar özelliğin olmasını milletine vefa borcunu ödemeye ve ideallerine bağlıyor. Tekden'in son başarısı ise, Türkiye'de bir çığır açacağı düşünülen 'Diriliş' dizisini çekmek oldu.Gazetemize konuşsan ve samimi açıklamalarda bulunan Kemal Tekden kendiyle ve dizisiyle ilgili sorularımızı cevapladı.
KEMAL BEY HEM DOKTOR HEM YAZAR HEM, EĞİTİMCİ HEM DE YAPIMCI YÖNÜNÜZ VAR. BU KADAR ÇOK YÖNÜNÜZÜN OLMASINI DEĞERLENDİRİR MİSİNİZ?
Ben sağlık dışında kültür, eğitim, sanat gibi her alanda bulunuyorum. Hekimliği severek okudum ve severek yaptım. Hekim yetiştirirken gördüğüm eksiklikleri kendimce değerlendirdim. Bunu gidermek için elimden geleni yaptım. Doktorlar hep toplumun önündeki kişilerdir. O bakımdan bir hekim h aydın ve idealleri olan bir kişi olmalıdır. Ben hayatım boyunca sadece mesleki çalışma içerisinde olmadım. Kayseri beni hep kültürel yönümle de bilir. Kayseri'de bir çok kültürel faaliyetlerde öncülük yaptım. Dergiler çıkardık, konferans, panel gibi etkinlikler düzenledik. Benim boş zaman diye bir mefhumum olmadı. Kitap okumayı çok seven birisiyim. Günde 2 saat muhakkak okurum. Gerek hekimliğim gerek onun dışında arta kalan kısımlarda sosyal tarafım olmazsa olmaz bir durum benim için. İyi bir hekimim ama kültür sevdalısı bir insanım. Topluma karşı bir milletin değerini yükseltme manasında bir borcumuz olduğunu düşünüyorum. Üzerimize düşen bir çok vazife olduğuna inanıyorum. Bu şuur içinde vefa borcu dolayısıyla hekimliğimin yanında, yapımcılık, yazarlık, eğitimcilik gibi alanlarda faaliyette gösteriyorum. Bu topluma vefa borcumu böyle ödemeye çalışıyorum.
ÇOK YÖNLÜ OLMANIZI NEYE BAĞLIYORSUNUZ?
Çok yönlü bir insan olmam ideallerle alakalı. Toplumların idealleri olduğu sürece dinamik olurlar. Benim dinamizmim de ideallerime bağlı ve bu idealler benim manevi dinamiklerim. İnsanların yaşamasının bir gayesi olmalı bunu onlara verebilirsek işte o zaman kimse yerinde duramaz. Ben Türk toplumunun yeniden dirileceği günleri özlüyorum. Bu yolda da kendi gücüm nispetinde hizmet etmeye çalışıyorum. İşin özün bu. Manevi değerler maddi değerlerden çok daha aktiftir ve daha çok insanların ufkunu açarlar. Ben eğitime çok önem veriyorum. Bir toplumu yükseltmek istiyorsanız, eğitime çok değer verilmeli ve öğretmenler idealist hale getirilmeli. Öğretmenleri idealist olmayan bir toplumun gençlerinin de idealist olacağına inanmıyorum. Kendi okullarımızda bu anlayışla hizmet veriyoruz. Okul başarılarımızda da bunu görmek mümkün. Çünkü lider şahsiyetli olarak onları yetiştiriyoruz. Genel başkanı olduğum Türkiye üstün zekalılar ve dahi çocuklar vakfında faal olarak bulunuyorum. Aynı zamanda 'Eyvan' dergisi çıkarıyoruz. Bütün liselerde gençlerin idealize edilmesi için konferanslara gittim. Bunların hepsinin bilgimin zekatı olduğunu düşünüyorum. Bütün işlerde kaliteye de çok önem veririm.
BU KADAR İŞİN HEPSİNİ BİR ARADA NASIL İDARE EDİYORSUNUZ?
Ben her şeyden önce akıllı insanlarla çalışıyorum. Akıllılık başka akılları da birleştirerek hareket etmekten ileri gelir. İşlerin başında akıllı ve idealist insanlar olursa güvenli bir şekilde yürür. Film şirketinde Mehmet Bozdağ'a çok güveniyorum ben ara ara toplantılara katılıyorum. Birde planlı çalışıyorum. İnşaat şirketlerimizin başında da işi çok iyi bilen insanlar olduğu için benim çok yorulmama gerek kalmıyor. Ben stratejik hedefler belirmeyle uğraşıyorum.
KAYSERİ'YE İLK ÖZEL HASTANE, İLK AKILLI OKULU VE TÜRKİYE'DE BİR İLK OLAN TÜZDEV'İ GETİREN KİŞİNİZ. BUNLARIN BAŞLAMASI NASIL GELİŞTİ?
Ben genellikle olaylara insanların bakmadığı taraftan bakarım. Bütüncü ve farklı bakış aslında bu. Herkes bir pencereden bakıyorsa siz bir başka bir pencereden bakın. Herkesin baktığı gibi bakmayın. 21 yıl önce Beğendik marketleri açıldığında onları örnek alacağım diye başladım aslında işe. Beğendik anlayışını sağlık alanına da yansıtacağım dedim. Sağlık market düşüncesi ile başlayıp sağlık merkezini geliştirdik ve açtık. Doktorların tam gün çalıştığı, küçük müdahalelerin yapıldığı bir özel merkez oldu. Ve çok tutuldu. Türkiye'de bir başka benzeri yoktu. Ondan sonra geliştirerek kalp hastanesini açtık. Türkiye'de bizden başka sadece İzmir'de vardı özel kalp hastanesi. Türkiye'nin değişik şehirlerinden hastalar bize muayene olmaya geliyorlardı. Daha sonra hastaneye döndük. Okul olarak da akıllı tahtaların kullanıldığı özel bir okul açtık. Şuan devlet buna geçmeye çalışıyor biz bu yeniliğe 8 yıl önce geçmiştik. Türkiye'de asırlardır özellikle ihmal edilen üstün zekalılar var. Bütün çocukların analiz edilip hangi zekaya sahip olduğunu tespit edip ona göre yetiştirilmesi gerekliyken, herkes standart eğitime tabi tutuluyor. Böyle bir şey aslında çocuklar için bir katliam. Herkes aynı standartta değil. Bu potansiyelde altından, topraktan değerli birçok çocuğumuz var. Bu dahi çocuklar birer cevher bu cevherleri mücevher haline dönüştürecek eğitimcilere ihtiyaç var. Bu ihtiyaçla bu çocuklarımıza el atarak TÜZDEV'i kurduk çok da iyi noktalara geldik. Eskiden insanlar hastalandıklarında Ankara, İstanbul gibi şehirlere giderlerdi şimdi biz bu anlayışı değiştirdik buna vesile olduğumuz içinde mutlu hissediyoruz kendimizi.
KAYSERİ BÜNYESİNDEN BİR ÇOK ÖZEL İNSANLARI ÇIKARMIŞ. BUNU KAYSERİ'NİN NEYİNE BAĞLIYORSUNUZ?
Kayseri'nin kültür ortamı buna müsait, çok yönlü bir kültürel alt yapıya sahip bir şehir Kayseri. Girişimcilik çok yönlü bir arazi ister. Kayseri'de böyle bir yer. Kayseri alimler yatağı ve aynı zamanda ticaret merkezi. Kayseri'nin hakim kültürü insanların orijinal ve özgün yetişmesine sebep oluyor. Bunun en güzel örnekleri; Hunat Hatun, Gevher Nesibe, Seyyid Burhanet'tin Hazretleri ki Mevlana'yı yetiştirmiş ve tabiî ki Osmanlının ilk eğitimcisi Davut el Kayseri, ve son olarak 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül. Bugünkü öğretmenlerde Bir Mevlana yetiştirecek Seyyid Burhaneddinler olabilmeli. Düşünce, uygulama, girişimcilik bu havada da müthiş gelişiyor. Nerde bir toplumsal hareketlilik varsa orda girişimcilik artmıştır. Yeni dünyaya yeni Türk fikrini sunma çabamız olmalı hep. Cemil Meriç'in 'Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir geleceğe bağlayacak bir köprü olmak isterdim' diyor. Biz bu köprü vazifesini layıkıyla yaparsak çocuklarımız çok daha mükemmel bir ülkede yaşayacaklar. Ümidim bu yönde.
BU YÖNLERİNİZLE KAYSERİ'YE BAKACAK OLURSANIZ, KAYSERİ'DEKİ EKSİKLER NELER?
Kayseri hem muhafazakar hem de girişimci yönüyle hep takdir görmüştür. Fakat girişimciliği biraz daha profesyonelleştirmek lazım. Çünkü bazen girişimcilerin batışları söz konusu oluyor. Bunlar eğitilmeli ve daha iyi olmalıdır. Sağlıkta en büyük sıkıntımız sağlıksız beslenmek. Ne yiyeceğimize kadar veremez olduk. Gıdalar çok sağlıksız. İnsanların gönül rahatlığıyla lokantalarda yemek yemesi lazım. Kanserlerin artmasının en başında sağlıksız beslenme geliyor. Bunların aşılmadı lazım.
YAPIMCILIĞINI ÜSTLENDİĞİNİZ DİRİLİŞ 'ERTUĞRUL' DİZİSİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
Mehmet Bozdağ ile Tekden Film Şirketini kurduk. Birkaç dizi film belgesel drama gibi çalışmalarımız oldu. 7 ay önce TRT ile bir anlaşma yaparak Diriliş dizisini çektik. Çarşamba günü izleyiciyle buluşacak. Aksiyon sahneleri ile oldukça iddialı olan Diriliş 'Ertuğrul' dizisi için oyuncular, aylarca Cengizhan, Cehennem Melekleri 2, 47 Ronin, Barbar Conan gibi dünyaca ünlü filmlerin koreografisini yapan Nomad özel koreografi ekibinden at binme, kılıç kullanma ve dövüş eğitimi aldılar. Dizi için ayrıca Beykoz Kundura Fabrikası ve Riva'da 13. yüzyılın dünyası inşa edildi. Bu dizide Türkiye'deki şartların üzerinde bir çabayla yapıldı. Bu kaliteyi bütün seyirciler görecek. Bir dünya devleti olan Osmanlı'nın bence en çok ilgilenilmesi gereken noktaya ve zamana ele alarak başlıyor diz. Ertuğrul Gazi, Osmanlı'nın gerçek kuruluş babasıdır. Ve biz bu anlayışı vermeye çalışacağız. İçinde macera ve aşkın olduğu bir dizi. Devletin temellerinde hangi anlayış var bunu dizide görecek seyirciler. Yok olmak üzere olan bir toplumun yeniden dirilişi, nasıl olmuş bunu dizide işledik. Çok üst seviyede bir yapım bu. Türkiye'de bir çığır açacak diye düşünüyoruz. Dizi Hollywood benzeri sahnelerle çekildi. Türkiye'de çekilmeyen sahneleri var. TRT'yi de tebrik ediyorum böyle bir yapıma imkan sağladığı için. Çok titiz ve büyük bir çalışmanın sonucu bu dizi. Her bir bölüm ayrı bir film tadında. İnşallah Allahın yardımıyla ve insanların takdiriyle sonuna kadar gider.
RÖPORTAJ: SEHER GÖZÜKÜÇÜK


Bakmadan Geçme