Kayserilinin ayaza direnme sırları: Bunları yapmadan dışarı çıkmayın!
Kayseri'nin dondurucu ayazında bile Kayserililerin dinç ve enerjik olmaları tesadüf değil, tabii ki bir sırları var. İşte geleneklerinde ve sofralarında sakladıkları o sırların ayrıntıları…
Kayseri’nin ayazını bilmeyen, soğuğun da ne demek olduğunu bilmez. Hani derler ya ‘Ayaz insanın içine işler’ diye, işte Kayseri’de soğuk tam da böyle bir şeydir. Ama gelin görün ki Kayserililer, bu dondurucu havada bile dipdiri, enerjik ve neşeli. Peki, bunun sırrı ne? İşte Kayseri ayazında dinç kalmanın, üşümeden, büzüşmeden yaşamanın püf noktaları:
‘Arabaşı yedin mi, soğuk işlemez!’
Kışın soğuğu bastırdı mı, her evde arabaşı çorbası kaynar. Sofrada bir yandan çorba içilir, bir yandan muhabbet koyulaşır. Arabaşı öyle sadece yemek değil; dostluğu, paylaşmayı temsil eder.
‘Pastırma sırtında, soğuk korkutur mu?’
Kayseri’nin olmazsa olmazı pastırma ve sucuk, kış sofralarının da baş tacıdır. Soğuğa karşı hem enerji verir hem de damağınızı şenlendirir. Hele sucuklu yumurta sabah kahvaltısında bir ocakta cızırdadı mı, soğuk neymiş unutulur. Kayseri insanı zaten işini bilir; yedi mi sağlam yer, üşümez.
‘Ihlamurunu iç, pekmezini yut!’
Kayseri’de soğuk havanın panzehiri ıhlamur, kuşburnu ve gül hatmi çayıdır. Annelerimizin demlediği ıhlamurun içine bir de bal katıldı mı, mis gibi kokusu bütün evi sarar. Pekmez ise adeta bir enerji deposu. Büyüklerimiz, ‘Kışın pekmez içmeyen adam soğuğa dayanamaz’ derdi! Sabah aç karna içilen bir kaşık pekmez içinizi ısıtır, soğuğa karşı korur.
‘Üzüm pestiliyle cevizi sar, yola devam et’
Yazın hazırlanan üzüm pestilleri, kışın soğuk günlerinde Kayseri mutfağının başrol oyuncusudur. Kayseri’de cevizi pestilin arasına sarar, bir güzel yersiniz. Bu tatlı atıştırmalık, enerji verir, içinizi ısıtır. Hele bir de üzerine aside tatlısı yapıldı mı, ‘Tamamdır, bu kış sağlam geçer’ dersiniz.
‘İçliksiz dışarı çıkılmaz!’
Kayseri ayazına dayanmanın en etkili yollarından biri de içlik ve fanila giymektir. Çevrenizde hasta olan birisi varsa bilin ki içlik giymemiştir. Eskiden beri büyüklerimiz, ‘ Fanilasız dışarı çıkarsan ayaz ciğerine işler’ derdi. Papak dediğimiz şapkalar da başımızı sıcak tutar. Kayseri’nin kış kültüründe önce sağlık gelir.
‘Misafirlik bizim ısınma yöntemimizdir’
Kış akşamlarının en güzel tarafı misafirliğe gitmektir. Sofranın başına dizilen insanlar, çayını içer, tatlısını yer ve derin muhabbetlere dalar. Kayseri’nin soğuğuna inat, insanların kalbi sıcaktır burada. Bir arada yapılan bu sohbetler ve samimiyetler şifalanır insanlar.
‘Kışın Erciyes’e çıkılmaz, yazın serinlemeye gidilir’
Dışarıdan gelenler hep Erciyes’e kayak yapmaya koşar ama Kayserili bilir ki, kışın Erciyes’te donarsınız. Bizim insanımız oraya yazın serinlemeye çıkar. Kışın ise herkes evinde, sobasının başındadır.
‘Kayseri’nin soğuğu da güzelliği de bambaşka’
Kayseri ayazında dirlik, kültürle yoğrulmuş bir yaşam biçimidir. Yemekler, içecekler, dost sohbetleri ve içtenlik bu şehirde soğuğun karşısında en büyük dirençtir. Kayserililer, ‘Soğuk üşütür ama bizi yıldırmaz’ der. Çünkü burası Kayseri; ayazıyla meşhur, sıcağıyla gönülleri ısıtan bir şehir!
Kayseri’ye yabancı ama soğuğuyla tanışmış iseniz işte bedeniniz ve kendiniz için yapmanız gerekenler;
• Arabaşı ve kelle paça çorbası: Kış sofralarının olmazsa olmazları.
• Pastırma ve sucuk: Enerji ve dayanıklılığın Kayseri usulü kaynakları.
• Ihlamur, kuşburnu ve gül hatmi çayı: Doğadan gelen bağışıklık dostları.
• Pekmez: Kışın enerjisi, şifa deposu.
• Üzüm pestili ve ceviz: Yazdan hazırlanan, kışa direnen atıştırmalık.
• Aside tatlısı: Tatlı bir motivasyon.
• İçlik, fanila ve papak: Kış modasının ve sıcak kalmanın vazgeçilmezleri.
Kayseri’de ayaz sadece hava durumudur; çünkü Kayserililer, gelenekleri ve yaşam tarzlarıyla soğuğu ısıtır, ayazı keyfe dönüştürür. Burada kış, soğuk bir dondurucu değil; lezzet, sohbet ve sıcaklık dolu bir mevsimdir!