KİMSE ÜLKEMİZE DEMOKRASİ DERSİ VEREMEZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, 'Buldukları her fırsatta Türkiye'nin demokrasisine, insan haklarına, özgürlüklerine laf edenler, bugün kendi imtihanlarıyla baş başa. Demokrasi, her şeyin iyi, güzel, hoş olduğu günlerde değil, işte böyle zor zamanlarda test edilir. Türkiye bu testi, vesayetinden darbesine, teröründen mültecisine kadar tüm boyutlarıyla yaşamış ve alnının akıyla tamamlamıştır. Artık hiç kimse ülkemize demokrasi, insan hakları, özgürlükler dersi vermeye kalkamaz' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla AK Parti Genel Merkezinde “İnsanlığın Medeniyeti” başlığıyla düzenlenen etkinliğe katıldı. Etkinlik kapsamında açılan “İnsanlığa Umut: Türkiye” adlı sergiyi de ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.
“BİZİM MEDENİYETİMİZDE İNSAN HAKLARI, BİZATİHİ İNSANIN VARLIĞINDA MÜNDEMİÇTİR”
10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda oylanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilişinin 70. yıl dönümünün kutlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, beyannamenin; dünyanın her yerinde insan hakları konusunda ortak bir anlayışın geliştirilmesine katkı sağladığını kaydetti.
Çekilen acıları sona erdirememiş olsa da, BM düzeyinde geçerli bir kriter olan bu beyannamede yer alan hususların hayata geçirilmesi temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bizim medeniyetimizde insan hakları, bizatihi insanın varlığında mündemiçtir” diye konuştu.
Kur-an-ı Kerim'deki emirlerin her birin birer insan hakları kriteri olduğunu, Hz. Peygamber'in Veda Hutbesi'nin İslam medeniyetinin en önemli insan hakları belgelerinden biri olarak geçerliliğini koruduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cinsiyeti, rengi, ırkı, dili, kültürü ne olursa olsun herkesi ‘kardeş' olarak kabul eden inancımızın insan hakları çerçevesi de buna göre şekillenmiştir” dedi.
İnsanın, Allah'ın yarattığı büyük âlemin bir parçası olarak kabul edildiğinde tüm meselenin çözüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “İnsanı sevmeyen ve onun haklarına saygı duymayan, tabiatı da sevmez, tabiattaki diğer varlıkların haklarına da saygı duymaz. İnsanı ve tabiatı sevmeyenin, Rabbimizin âlemdeki diğer mucizelerini görmesi, görse bile kalbinde ve kafasında yerli yerine oturtabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bugün dünyada insan hakları diye en çok bağıranların, eskiden beri insan hakları konusunda en kötü sicile sahip olmaları tesadüf değildir. Nitekim kendilerine kurdukları huzur ve refah dünyasında insan hakları üzerine ahkâm kesenlerin, konu diğer coğrafyalara ve toplumlara geldiğinde, bir anda renk ve karakter değiştirdiklerini görüyoruz.”
“DÜNYADAKİ HİÇBİR YAZILI VE GÖRSEL MEDYADA FRANSA'DAKİ HADİSELERİ İZLEMEDİK”
İstanbul'da yaşanan Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna soyunanların, Paris'te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hâle geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki hiçbir yazılı ve görsel medyada Fransa'daki hadiseleri izlemedik, Hollanda'yı izlemedik, Brüksel'i izlemedik; neredesiniz? Ama Gezi eylemleri için dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye, burası Türkiye olduğu için mi? Hadi şimdi de aynı şekilde anlatın, yayınlayın; yayınlamadılar. Niye? Dürüst değiller, samimi değiller” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye milyonlarca sığınmacı akın ederken Türkiye'yi sınırlarını açmaya davet edenlerin, sığınmacılar kendi topraklarına yöneldiğinde dikenli teller, duvarlar ve en sert tedbirlerle karşıladığını hatırlattı ve “Kim insan hakları savunucusu, biz mi, onlar mı? Onlar dünyada hâlâ bir vahşet sergilemekten öte bir şey yapmıyorlar” diye ekledi.
Terör örgütleri Türkiye'ye saldırırken, Türkiye'yi demokrasi sınavına tabi tutanların, silahların namluları kendilerine yöneldiğinde, demokrasiyi ve insan haklarını da askıya almaktan çekinmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin böyle bir riyakârlığa başvurmadığını ve başvurmayacağını söyledi.
“HÜKÛMETE GELİR GELMEZ, DEMOKRASİDE VE EKONOMİDE BÜYÜK REFORMLAR BAŞLATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasına rağmen, insani yardımlarda ilk sıralarda yer almasının, Türkiye'nin parasının çok olmasından değil, gönlünün zengin olmasından kaynaklandığını dile getirdi ve “Eğer bugün Türkiye, yaşadığı bunca badireye rağmen hâlâ dimdik ayaktaysa, işte bu paylaşmanın bereketi, el uzattığı insanların duaları sayesindedir. Türkiye olarak, AK Parti olarak, bizim insan hakları meselesine bakışımız işte budur” diye ekledi.
Türkiye'nin, insan hakları uygulamaları konusunda, modern çağın yaklaşımlarına uygun en önemli adımlarını, AK Parti iktidarları döneminde attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin; gerek tek parti dönemindeki faşist anlayış sebebiyle gerek darbeler ve cuntalar eliyle, ağır baskılara maruz kaldığını söyledi. 1960 ve 1980 darbesi ile 28 Şubat müdahalesine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu kötü sicile layık olmadığına inandıkları için hükûmete gelir gelmez, demokraside ve ekonomide büyük reformlar başlattıklarını; yatırım ve hizmetlerle milletin hayat kalitesini yükseltirken, diğer yandan da hak ve özgürlüklerin çıtasını sürekli yukarıya taşıdıklarını ifade etti.
“DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI DENİLİNCE SORUN ARANACAK YER ASLA TÜRKİYE DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin kökeninden, inancından, meşrebinden, kıyafetinden, düşüncesinden, ibadetinden, dolayı horlanmadığı, ötekileştirilmediği bir yaklaşımı hâkim kıldıklarını vurguladı ve “Cebinde ay yıldızlı kimlik taşıyan herkesin, hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini sağladık. Hatta aynı hizmetleri, ülkemize gelen misafirlerimize sunduk” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte çok büyük direnişle karşılaştıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Önümüze çıkartılan engelleri, sabırla ve kararlılıkla birer birer aştık. Kurulan tuzakları, dikkatle ve dirayetle bozarak yolumuza devam ettik. Yeri geldi statükonun temsilcilerinin, yeri geldi terör örgütlerinin, yeri geldi darbecilerin saldırılarına maruz kaldık. Ama milletimizden aldığımız güç ve destekle, hamdolsun, hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Buldukları her fırsatta Türkiye'nin demokrasisine, insan haklarına, özgürlüklerine laf edenler, bugün kendi imtihanlarıyla baş başalar. Demokrasi, her şeyin iyi, güzel, hoş olduğu günlerde değil, işte böyle zor zamanlarda test edilir. Türkiye bu testi, vesayetinden darbesine, teröründen mültecisine kadar tüm boyutlarıyla yaşamış ve alnının akıyla tamamlamıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Artık hiç kimse ülkemize demokrasi, insan hakları, özgürlükler dersi vermeye kalkamaz. Bundan sonra demokrasi ve insan hakları denilince sorun aranacak yer, asla Türkiye değildir” vurgusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki hususta da bakılacak yer, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da insanlığı yıkıntılar altında bırakanlardır. Bakılacak yer, Afrika'nın her köşesinde insanlığı açlığın ve susuzluğun pençesine terk edenlerdir. Hiçbir fiyakalı söz, hiçbir parıltılı söylem, hiçbir şaşalı hayat biçimi, Batı'nın insan hakları ve özgürlükler konusundaki ikiyüzlülüğünü gizleyemez. Biz, başından beri, neysek, oyuz. Ama özellikle Avrupa ve Amerika için söylenecek söz, medeniyet makyajının aktığı ve altındaki gerçek yüzlerin ortaya çıkmaya başladığıdır” diye ekledi.
“AK PARTİ, TÜRK SİYASETİNDE DAİMA HAKLININ VE HUKUKUN YANINDA YER ALDI”
AK Parti'nin, Türk siyasetinde daima hakkın, haklının ve hukukun yanında yer aldığını ve almaya devam edeceğini ifade ederek halka hizmeti Hakka hizmet olarak gören bir siyasi geleneğin müntesipleri olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, girdikleri 14 seçimde de milletin karşısına bu taahhütle çıktıklarını ve önümüzdeki seçimlerde de millete sözlerinin aynı olduğunu söyledi.
Belediyelerde halka en iyi hizmetleri vermenin, şehirleri en güzel şekilde mamur etmenin, çocuklara aydınlık bir gelecek bırakmanın gayreti içinde olacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak gece gündüz çalışıp 31 Mart 2019 akşamı, partilerine 15. zaferi yaşatmakta kararlı olduklarını kaydetti.
“İSİMLER GELİR GEÇER, BAKİ KALAN SADECE HİZMETLERDİR”
Milletin güvenini kazanmadan oyunun ve gönlünün de kazanılamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, erişilemeyen ve konuşulamayan kişi durumuna gelen, istişareden uzaklaşan, gözü şahsi çıkarından başka şey görmeyen hiç kimsenin AK Parti çatısı altında yeri yoktur. AK Parti, şu veya bu kişinin, şu veya bu dar kadronun değil, bizatihi milletin partisidir. Milletin partisini milletten uzaklaştırmaya kalkan, karşısında şahsımı bulur. Dikkat ederseniz, taşıdıkları tüm unvanları, geldikleri mevkileri, makamları AK Parti'ye borçlu olup da, bugün başka mecralara yelken açmaya çalışanların ortak özelliği, kibir abidesi hâline dönüşerek, milletten kopmuş olmalarıdır. 40 yılı aşkındır siyaset yapan bir kardeşiniz olarak, bu tuzağa düşüp de iflah olan kimseyi görmediğimi özellikle belirtmek isterim. İsimler gelir geçer, baki kalan sadece davalardır, hizmetlerdir. Bizim sadakatimiz davamızadır, hizmetimiz milletimizedir.”
10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle dünyadaki mazlum ve mağdurlara selamlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezindeki programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ