Narin olayında medya sınıfta kaldı!
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Sena Kösedağ, Narin cinayetiyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kösedağ açıklamasında bazı medya gruplarının olaydan faydalanarak reyting almaya çalıştığını ifade etti. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…
Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni Eğertutmaz Deresi'nde bulunmuştu. Olayla ilgili onlarca kişi gözaltına alındı, 10 kişi ise tutuklandı. Kayseri'de Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Sena Kösedağ haftalardır çözülemeyen Narin cinayetiyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kösedağ açıklamasında, ‘Narin olayında medya sınıfta kaldı. Medya, bu yayınlarla Narin'in hatırasına da Türk toplumuna da zarar veriyor, kötülük yapıyor' dedi.
Doç. Dr. Mehmet Sena Kösedağ açıklamasında basının ve sosyal medyanın tık almaya yönelik başlıklar atarak yaşanan vahim olayı utanç verici hale getirildiğini belirtti. Reyting kaygısıyla Narin olayı üzerinden bireysel şovlar yapıldığını vurgulayan Kösedağ açıklamasında şu ifadelere yer verdi, ‘Narin olayında medya sınıfta kaldı. Medya, bu yayınlarla Narin'in hatırasına da Türk toplumuna da zarar veriyor, kötülük yapıyor. Hem kurumsal medyanın hem sosyal medya hesaplarında yapılan yayınları dikkatli incelediğimizde, rayting kaygısı çok bariz bir biçimde kendini gösteriyor. Bu olay toplumun dikkatini çekti, biz yakalayabildiğimiz kadar izleyici, takipçi yakalayalım anlayışıyla hareket eden medya mensupları ve sosyal medya hesapları var. Şu anda görünen bariz bir gerçek, herkes daha fazla izlenme, takip edilme yarışında. Atılan haber başlıkları, yapılan paylaşımlar gazetecilik etiğiyle bağdaşmıyor. Başlıklar daha çok insanları okutmaya, tık almaya yönelik. Bazı muhabirlerin, canlı bağlantılarda yaptığı bireysel şovlar utanç verici. Tutum ve davranışları, yaptıkları yorumlar, haberin önüne geçiyor. Benzer bir durumu daha önce yaşadığımız toplumsal olaylarda da gördük. Bazı sosyal medya hesaplarının Kahramanmaraş depremi sırasında nasıl büyük zararlar verdiğini bilmemize rağmen, ne yazık ki bu konuda yine kötü bir sınav vermeye devam ediyoruz.
Medya bu konuda sadece olaya odaklandı. Konunun toplumsal boyutu tamamen unutuldu. Bu olayların neden yaşandığı, yaşanmaması için ne tür tedbirler alınması gerektiği daha fazla tartışılmalıydı. Ama olayın en önemli boyutu göz ardı ediliyor.
Medya, günlerdir bu olayı topluma her yönüyle yansıtmaya çalışıyor ama ailelerin, çocukların psikolojik olarak nasıl etkileneceklerini hesaba katmıyor. Düzenleyici ve denetleyici kurumların uyarıları oldu. Medyaya dışarıdan müdahale kabul edilemez ancak gazetecilerin de bu konuda kendilerini sorgulaması gerekir. Özellikle basın meslek kuruluşlarının devreye girmesi ve yeniden etik ilkeleri hatırlatmalarında büyük yarar var'