Özhaseki Arık'a dava açtı

AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ve CHP Milletvekili Çetin Arık arasında son günlerde yaşanan tartışma yargıya taşındı.

Mehmet Özhaseki'nin Avukatı Mehmet Savruk, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık'ın; Özhaseki'ye yönelttiği Sayıştay Raporlarına göre 15 milyon liralık köprü suçlaması nedeniyle dava etti. 50 bin liralık tazminat davası talebinde bulunan Avukat Mehmet Savruk, Arık'ı Özhaseki aleyhinde toplumda algı yaratmak için bu iftiraları attığını savundu.

Savruk, Arık'ın yaptığı basın açıklamasında söylediği “Sen önce 15 trilyona yaptırdığını müvekkilim Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Özhaseki hakkında 'Sen trollüğü bırak da, gerçekleri açıkla. Söylediğin ama Sayıştay'ın 2018 yılından beri bulamadığı köprüyü anlat. Bu dünyada yaptıklarının hesabını veremezsin Bari ahiretini kurtar' şeklinde beyanlarda bulunduğunu söyledi.

Arık'ın haksız algı yaptığına değinen Avukat Savruk, “Bilindiği gibi, Algı yönetimi günümüz konuşma dilinde sürekli olarak kullanılmakta, toplumda kavramsal yanılmalar çığ gibi artış göstermektedir. Medya kültürünün oluşmadığı oto kontrol yapısının gelişmediği ülkelerde bireylerin ilk aklına geleni, hiçbir şekilde akıl, mantık ve ahlak sürecinden geçirmeden ifade ettikleri ve doğrudan bireyleri hedef gösterdikleri tehlikeli bir araç olarak kullanılmaktadır” ifadelerinde bulundu.

“YALAN VE İFTİRALARI GERÇEKMİŞ GİBİ KAMUOYUNA SUNMAK BİR İNSANLIK SUÇUDUR”

Ne 15 milyonluk köprünün ne de bu konuda bir Sayıştay raporunun olduğunu söyleyen Savruk, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“CHP Kayseri Milletvekili maalesef bu yöntemi benimsemiş, müvekkilimin kişilik haklarına ölçüsüz ve gerçek dışı ithamlarla ihlal edilen bir etkinliğe dönüştürme gayreti içerisine düşmüştür. CHP Milletvekilinin ve mensubu olduğu siyasi partinin amacı periyodik aralıklarla ve sistematik bir şekilde kamuoyunda bir algı yönetimi yaratmaktır. Zira ortada yapılıp da hesabı verilmeyen bir köprü olmadığı gibi, bu yönde oluşturulmuş Sayıştay raporu da bulunmamaktadır. Takdir edilmelidir ki, hiçbir bilgiye dayanmadan asılsız sözleri yaymak, yalan ve iftiraları gerçekmiş gibi kamuoyuna sunmak bir insanlık suçudur. İnsanlığa ihanettir”

Savruk, Arık'a dava açtıklarını şu sözlerle duyurdu:

“CHP Kayseri milletvekili hakkında Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde manevi tazminat davası ikame edilmiştir. Vekilin diğer iddiaları ile ilgili ayrıca davalar ikame edilecektir”

OLAY NASIL GELİŞTİ

Çetin Arık, Sayıştay raporlarına göre Büyükşehir Belediye Başkanıyken Özhaseki'nin 15 milyon liraya köprü yaptırdığını ancak bu köprünün ortada olmadığını iddia etmişti. Mehmet Özhaseki de Çetin Arık'a, “Sayıştay raporlarında benden 15 milyonun hesabı sorulmuş, bir köprü yapmak için 15 milyon TL para vermişsem, öyle bir köprü yoksa ortada ben bugünden itibaren milletvekilliğinden ve bütün görevlerimden istifa ediyorum. Toplum önüne bir daha çıkmayacağım. Ama iftira eden kiralık milletvekili; eğer iddiasını ispat edemezse şahsiyeti, namusu ve şerefi varsa anında istifa etsin.” demişti.

Bunun üzerine Çetin Arık tekrar Özhaseki'ye; “Kulağının üstüne yatanlar elbette olmayan köprü için harcanan milyonlar konusunda da sessiz kalacaktır” cevabında bulunmuştu.

Özhaseki ise Arık'ın iddialarına anında cevap vererek, “Lafı hiç kıvırma sevgili Çetin Arık! İddia ettiğin Sayıştay raporlarını çıkar ya da istifa et! Yoksa bundan sonra sana kiralık vekil dediğimiz gibi yalancı ve müfteri vekil diyeceğiz. Hiç kıvırma sevgili Çetin Arık! İki gün boyunca düşünüp akıl hocalarınla sapla samanı karıştırarak akılınızca cevap vermeye çalışmışsınız. Yalnız peşinen söyleyeyim; daha gülünç duruma düşmüş, iyice batmışsın. Yapacağın en iyi şey; böyle komik duruma düşmektense yalan söylediğini itiraf edip özür dilemekti. Ama sizde nerede o erdem!” dedi.

Tüm bu restleşmeler sonucunda, Mehmet Özhaseki'nin avukatı Mehmet Savruk, Çetin Arık'a 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. 50 bin TL'lik manevi tazminat tutarının da olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Arık'tan tahsil edilmesi istendi.

İŞTE ANADOLU HABER'İN ULAŞTIĞI DAVA DİLEKÇESİ

Anadolu Haber'in ulaştığı; Avukat Mehmet Savruk'un, dava açma sebepleri ise 5 maddede şu şekilde sıralandı:

“1-Davalı Çetin Arık, 18.08.2022 tarihinde basına yaptığı açıklamalarda, müvekkilime karşı'Sen trollüğü bırak da gerçekleri açıkla sen önce 15 trilyonayaptırdığını söylediğin ama Sayıştay'ın 2018 yılından beri bulamadığıköprüyü anlat bu dünyada yaptıklarının hesabını vermezsin bariahiretini kurtar' şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Müvekkilim davalının bu yöndeki beyanlarına karşı 'Bir köprü yapmak için 15 milyonlira vermişsem ve öyle bir köprü yoksa ortada, ben bu günden itibaren milletvekilliğinden vebütün görevlerimden istifa ediyorum. Toplum önüne bir daha çıkmayacağım Ancak iftira edeniddiasını ispat etmezse müfteridir.. Yalancıdır. Şahsiyeti şerefi ve namusu varsa, oda istifaetmelidir' demiştir.

Müvekkilimin davalıya yaptığı 'Ya Sayıştay raporunu çıkar ya da istifa et' çağrısı üzerinedavalıdan 21.08.2022 günü cevap gelmiş, Konya Büyükşehir Belediyesinin 2018yılı Sayıştay raporunda 13 numaralı bulgu olarak 46. sayfada kayıpköprünün yer aldığını ifade etmiş, Sayıştay'ın 2018 kayseri büyükşehirbelediyesi raporunda böylece bu yönde bir ifadenin yer almadığını, zımnen ikrareylemiştir. İlginçtir ki, davalı bu beyanında konuyu tamamen başka mecralara çekmeye başlamış,konu ile ilgisi bulunmayan, tamamen gerçek dışı açıklamalarda bulunmuştur. Davalı hakkında bubeyanlarından dolayı da ayrıca manevi tazminat davası ikame edilecektir.Oysa ki bu yöndeki haberlerin yer aldığı ' Kayseri Gerçek Haber' gazetesi yazarının daifade ettiği gibi Davalı Çetin Arık'a düşen tek görev, 'müvekkilim davacının BelediyeBaşkanlığı döneminde 15 milyon lira harcanarak yapıldığı iddia edilen ve Kayseri BüyükşehirBelediyesi 2018 Sayıştay raporuna girdiğini söylediği iddiasını ispatlamaktır. Davalının21.08.2022 Pazar günü basın kuruluşlarına gönderdiği açıklama asla buna cevap değildir. ( Ektesunulan 22.ağustos 2022 günlü Kayseri Gerçek Haber Gazetesi sh.6)

2-Davalı ve mensubu olduğu siyasi parti tarafından bu yönde sistematik bir şekildeyapılan, asılsız ve maksatlı haber, uzun süredir internet ortamında yer bulmakta, sankimüvekkilimin olmayan bir köprü yaptırdığı, buna karşılık 15 trilyon TL yı zimmetine geçirdiği,yolsuzluk ve usulsüzlük yaptığı iddia edilmekte, müvekkilim hakkında kamuoyunda ALGIİDARESİ oluşturulmak istenmektedir.O kadar ki, bu yönde asılsız, gerçek dışı iddialar ile sanki, müvekkilim tarafından 'köprüyaptırmak bahanesi ile müvekkilimin hazineden 15 trilyon lirayı çektiği ve zimmetine geçirdiğişeklinde kamu oyunda algı yaratılmaktadırBilindiği gibi Algı idaresi (yönetimi) günümüz konuşma dilinde, algı operasyonu, algımühendisliği gibi kavramlar, sürekli olarak kullanılmakta, toplumda kavramsal yanılmalar çığ gibiartış göstermektedir. Algı insana özgü bir kavramdır. Algı: Beyine iletilen duyumların, kişiningeçim yaşantılarının deneyim ve tecrübeler ile şekillenmesidir.Doğruyu göstermemek, başka şekilde göstermek, kamufle etmek, yanlışı doğru gibigöstermek, görünüşe aldanmayı sağlamak, kandırmak algı yönetiminin çeşitli stratejilerdir. İfade edelim ki, Sosyal Medyanın zirve yaptığı günümüzde algı yönetimi çok tehlikeli birşekilde uygulanmaktadır. Oysaki sosyal medya herkesin her şeyi söyleyebildiği sınırsız bir icraalanı olamaz. Medya kültürünün oluşmadığı, oto kontrol yapısının gelişmediği ülkelerde,bireylerin ilk aklına geleni, hiçbir şekilde akıl, mantık ve ahlak sürecinden geçirmeden ifadeettikleri ve doğrudan bireyleri hedef gösterdikleri tehlikeli bir araç olarak kullanılmaktadır.Davalı ve mensubu olduğu partisi tarafından da sürekli bir şekilde son derece tehlikeli biraraç olan algı yönetimine başvurulduğu, müvekkilimin hedef gösterildiği onun şeref vesaygınlığına çok ağır bir şekilde saldırıldığı açık ve net bir husus haline gelmiştir.Hemen ifade edelim ki Ortada yapılıp da hesabı verilmeyen bir köprü bulunmadığı gibi,Sayıştay raporu da bulunmamaktadır. Davalı ve mensubu olduğu siyasi partinin amacı sistematikşekilde ve periyodik aralıklarla, kamuoyunda bu yönde bir algı yönetimi yaratmaktır.Davalının da benimsediği bu yöntemle, davalının müvekkilimi toplum içindeki bireylerehedef gösterdiği, onun şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte bir fiil ve olgu isnat edip,onun şeref ve saygınlığına saldırdığı çok açık ve net bir husustur. Bir başka ifade ile davalının,müvekkilimin kişilik haklarına ölçüsüz ve gerçek dışı ithamlarla ihlal edilen bir etkinliğedönüştürme gayreti içerisine düştüğü açıktır.

3-Takdir edilmelidir ki, yalan, bir 'siyaset yapma' tarzı olmamalıdır. Bu tür iddialar iledavalının, maalesef bu tarzı benimsediği ve olağanlaştırdığı net bir şekilde anlaşılmaktadır.Davalının açıklamaları gerçek dışı varsayımlar algı yönetimi üzerine kurulu olup, bu algıyönetimi üzerinden müvekkilimin onur ve saygınlığına yapılan ağır bir saldırı niteliğini taşıdığıizahtan varestedir.Davalı dava konusu beyanları ile iftira ve hakaret suçlarının faili olmuştur. (TCK Madde125 ve Madde 267) da iftira ve hakaret suçları tanımlanmıştır. Davalı, basın ve yayın yolu ile işlemediğini bildiği halde, fiilin maddi eser ve delilleriniuydurarak müvekkilime hukuka aykırı bir fiil isnat etmiş, ayrıca müvekkilimin onur, şeref vesaygınlığını rencide edecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadında bulunmuştur. Bu fiillerincezalandırılmasında korunmak istenen menfaat, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplumiçindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır.Gerek iftira gerekse hakaret suçları her yönden oluşmuş, kamu görevlisi olan müvekkilimegörevinden dolayı hakaret ve delil uydurularak iftira edilmiştir. Ne var ki davalının dokunulmazlıkzırhı, ceza davasının görülmesine şimdilik engel teşkil etmektedir Ancak, milletvekilliği görevisona erdikten sonra, davalı hakkında gereken yasal işlemler yapılacaktır.

4-Tabiidir ki, asılsız suç isnadında bulunmak, iftira atmak, gerçek dışı suçlamalarla birinsanı incitmek, zor duruma düşürmek, onurunu zedelemek, aşağılamak ve onu insanlarıngözünden düşürmek, maddi ve manevi zarar vermek çok çirkin bir davranıştır. Bu konudauzmanların ifadeleri aynen şöyledir. 'İftiranın kökeninde bilinçaltında intikam duygusu yatar'İftira eden şahıs, kendisini inciteceğini umduğu suçlamaları, özellikleri, ithamları, iftira attığıkişiye yakıştırır Daha doğru bir tabirle yapıştırır 'Çamur at izi kalsın' mantığı ile karalamayaçalışır. Asılsız isnatlarda bulunmak, iftira atmak, bir insanı incitmenin, onun inandırıcılığınıortadan kaldırmanın en sinsi ve en çirkin yoludur.İftiralar hayalleri yansıtır. Çünkü bunlar, karşıdaki insanı görmek istediğiniz şekilde tasvireden, asılsız suçlamalar, başka bir deyişle hayallerdir. İftira, insanoğlunun sahip olabileceği enkötü bir alışkanlıktır İftira, iftiracının iftira ettiği kişinin masumiyetinden, dürüstlüğünden veinandırıcılığından, korktuğunun, çekindiğinin çok açık göstergesidir. İftira bu anlamda, bir türpsikolojik savaş yöntemi olarak karşımıza çıkar. Bir insanı susturmanın, inanılmaz yükselişiniönlemenin yolu, o insanın inandırıcılığını zedelemek, yani ona en olmadık iftirayı atmaktır.İftirayı atmak kadar, bu asılsız sözleri yaymak ve şahit olmadan, hiçbir bilgiyedayanmadan bir YALANA ÇANAK TUTMAK da, aynı zamanda bir insanlık suçudur. ZiraBaşkalarının emeği ile, alın teri ile kazandıkları onurlu ve kararlı duruşu, onursuzluk yaparakİftiralarla karalamak, yalan ve iftiraları gerçekmiş gibi kamuoyuna sunmak insanlığa ihanettir.Açıktır ki, müvekkilimi, hak etmediği bir konuma düşürmeye, zor durumda bırakmaya matuf bubeyanlar, 'hukukun himaye etmeyeceği derecede ağır ve haksız' bir saldırıdır.Davalıya ait bu beyanların, çok başarılı Belediye Başkanlık dönemi geçiren müvekkilimin,kişiliğini de hedef aldığı, müvekkilimi seçmenleri karşısında, küçük düşürmeye, siyasi zemindeyükselişini önlemeye yönelik olduğu ve hakkında olumsuz düşünceler oluşturacak tarzdabulunduğu kuşkusuzdur.

4-Duyulan elem ve üzüntünün, ancak bir bölümünü karşılayabilecek olan, talep ettiğimiztazminatın, miktarından çok, anlam ve öneminin büyüklüğü ortadadır. Uzun zamandan berimüvekkilime karşı sistematik biri şekilde yapılan asılsız ve maksatlı hakaret ve iftira nitelikli buyöndeki iddialar dikkate alındığında davalı aleyhine caydırıcı bir tazminata hükmedilmesigerektiği açıktır.

5- 23 sene gibi uzun bir süredir Kayseri Belediye Başkanlığı görevini şerefle sürdüren,halen Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı olan müvekkilimin, uğradığı zararı, herhangi bir tazminşeklinin ve miktarının tam anlamı ile karşılaması düşünülemez.Tarafların sıfatı, ekonomik durumları, hukuka aykırı saldırının ve özellikle davalınınkastının yoğunluğu, şiddeti ve fiilin, ülke gündemine ve sosyal medya paylaşımlarına oturması,doğmuş olan zararın ve saldırının tahammül edilemez oluşu ve yarattığı olumsuz etkiler göz önünealınarak, müvekkilimin uğradığı zararı bir nebze de olsa tahfif edebilmek amacı ile sayınmahkemenize müracaat zarureti hâsıl olmuştur.”

Dilek Bayram

Bakmadan Geçme