Özhaseki: 'Bu şehre adanmış sevda öyküleri hiç bitmeyecek'
Kayseri'nin 21 yıldır belediye başkanlığını yapan ve Kayseri'den sonra ise Türkiye'ye hizmetler sunmak için görevinden istifa ederek milletvekili adayı olan Avukat Mehmet Özhaseki, kişisel web sitesinden duygu dolu bir veda videosu yayınladı.
Özhaseki, hayatını, şehri ve yaşamı anlattığı videosunda hayallerini, dileklerini ve duygularını dile getirerek; 'Şimdi yeni ufuklara yelken açmak vakti gelmiştir. Biliyorum, mazisinde olduğu gibi, yarınlarında da bu şehrin sevdalıları hiç eksik olmayacak. Biliyorum bu şehre adanmış sevda türküleri hiç bitmeyecek' dedi ve başkanlık makamına veda ederken de Kayseri'yi ve Kayseri insanını düşündüğünü gösterdi.
Avukat Özhaseki'nin samimi ve duygu dolu videosundan dile getirdiği sözleri şu şekilde oldu; 'Medeniyetler beşiği şehrimin tarih kokan sokaklarında geçti gençliğim. Dostluğu, kardeşliği, fedakarlığı bu kadim Anadolu şehrinde henüz çocukluk çağımda oyunlar oynarken öğrendim. Duvarlarında Camiikebir'den yükselen ezan seslerinin yankılandığı babamın mütevazi dükkanında ticarete ilk adımımı attım. Esnafla birlikte yemekler yerken paylaşmanın güzelliğini keşfettim. Büyüklere hürmeti, fakiri hor görmemeyi, yetime şefkat göstermeyi bu çarşının ahilik kültürü gibi kuşanmıştım. Çarşıda ilk kural dürüst olmaktı. Sonra da herkese saygılı olmak. Sadece kendi önünü değil, komşunun kapı önünü de temizlemek. Bu çarşı bir alış veriş mekanı olmaktan öte adeta bir ahlak veren bir mektep gibiydi. Mütevazi dükkanlardan oluşan çarşıda Anadolu insanlarının çalışkanlığını ve dürüstlüğünü gördüm. Helal kazançla küçük adımların nasıl da büyük yatırımlara dönüştüğüne bizzat şahit oldum. Bu şehrin insanına, değerlerine, cadde ve sokaklarına adeta bir sevda ile bağlanmıştım. Büyük hayallerim vardı bu şehre dair. Kader ağır bir sorumluluk yüklemişti bana. Artık çocuklarımız ara sokaklarda ve boş tarlalarda oynayamazdı yeni dünyada. Kendileri için yapılmış özel mekanlarda neşe içinde cıvıl cıvıl koşup oynayacakları yemyeşil parklar yapılsa ne de güzel olurdu. Hayatlarımızın savrulduğu şu çağda, her yaştan insanlarımızı buluşturan, birleştiren mekanlar olsaydı. Bütün güzellikleri paylaştığımız beraberliklerimiz, geleceğe tatlı hatıralarımız olarak kalsaydı. Gençler heyecanın doruklarında rüzgar gibi uçsalar, suyun hayat vermesi gibi çevrelerine canlılık katsalar, bir yandan da geleceğin dünyasının bilgi ve donanımları ile donansalar, mücadele etseler kendileri için bu memleket için… Evlatlarının mutluluğuna hayatlarını vakfeden anneler babalar, ecdadının maddi-manevi mirasına sahip çıkan hayrlı evlatlar, dua dua ellerini semaya açsalar, şehrimiz için, insanlığın selameti için yapılan niyazlar arşa yükselse. Dünden bugüne, bugünden yarına bir mutluluk köprüsü kursak. Benim şehrimin insanları dağ gibi yürekli olurlar. Çünkü ta çocukluk yıllarından itibaren Erciyesi'i seyrederek büyürler. Kavuşmayı bekleyen aşıklar gibi bu koca dağı gönüllerine emsalsiz çizgilerle nakşederler.Kaç nesildir bilinmez ama yine de bu hasretleri yine de bitmez. Ferhat gibi yollara düşsem ve dağ gibi yürekli insanlarımı Erciyes'te buluştursam. İki aşığın kavuşması gibi, iki pınarın birleşerek ulu bir nehre dönüşmesi gibi… Erciyes'in bereketi, maharetli insanımızın elinde şehrin kalbine tane tane düşse. İnsanoğlu olarak bir yola adarız hep ömrümüzü. O yol uğruna nice mesafeler kaydeder, kimi zaman nice çilelere katlanırız. Hayatımızdan zaman hızla akıp giderken, bizi sevdiklerimize kavuşturan yollar olsa, gönülleri gönüllere kavuşturan katarlar yola koyulsa, yollar uzun olsa da mesafeler kısalsa. Ve bütün bir şehir tek bir yürek olsa. Birlikte bir gaye için koşarak mücadele etmenin heyecanına ortak olsak. Kaybettiğimizi düşündüğümüz anlarda bile yeniden dirilmenin sabrını ve azmini gösterebilsek. Başarmanın coşkusunu beraberce yaşasak. İnançlı olmayı ve inanarak başarabilmeyi, güvenmeyi ve güvenilir olmayı, sahip olduğum bütün güzel değerleri bu şehir öğretti bana. Bugün hayallerimin birçoğunu gerçekleştirmiş olmanın huzuru içinde Rabbim'e şükrediyorum. Şimdi yeni ufuklara yelken açmak vakti gelmiştir. Biliyorum, mazisinde olduğu gibi, yarınlarında da bu şehrin sevdalıları hiç eksik olmayacak. Biliyorum bu şehre adanmış sevda öyküleri hiç bitmeyecek.' ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ
Avukat Özhaseki'nin samimi ve duygu dolu videosundan dile getirdiği sözleri şu şekilde oldu; 'Medeniyetler beşiği şehrimin tarih kokan sokaklarında geçti gençliğim. Dostluğu, kardeşliği, fedakarlığı bu kadim Anadolu şehrinde henüz çocukluk çağımda oyunlar oynarken öğrendim. Duvarlarında Camiikebir'den yükselen ezan seslerinin yankılandığı babamın mütevazi dükkanında ticarete ilk adımımı attım. Esnafla birlikte yemekler yerken paylaşmanın güzelliğini keşfettim. Büyüklere hürmeti, fakiri hor görmemeyi, yetime şefkat göstermeyi bu çarşının ahilik kültürü gibi kuşanmıştım. Çarşıda ilk kural dürüst olmaktı. Sonra da herkese saygılı olmak. Sadece kendi önünü değil, komşunun kapı önünü de temizlemek. Bu çarşı bir alış veriş mekanı olmaktan öte adeta bir ahlak veren bir mektep gibiydi. Mütevazi dükkanlardan oluşan çarşıda Anadolu insanlarının çalışkanlığını ve dürüstlüğünü gördüm. Helal kazançla küçük adımların nasıl da büyük yatırımlara dönüştüğüne bizzat şahit oldum. Bu şehrin insanına, değerlerine, cadde ve sokaklarına adeta bir sevda ile bağlanmıştım. Büyük hayallerim vardı bu şehre dair. Kader ağır bir sorumluluk yüklemişti bana. Artık çocuklarımız ara sokaklarda ve boş tarlalarda oynayamazdı yeni dünyada. Kendileri için yapılmış özel mekanlarda neşe içinde cıvıl cıvıl koşup oynayacakları yemyeşil parklar yapılsa ne de güzel olurdu. Hayatlarımızın savrulduğu şu çağda, her yaştan insanlarımızı buluşturan, birleştiren mekanlar olsaydı. Bütün güzellikleri paylaştığımız beraberliklerimiz, geleceğe tatlı hatıralarımız olarak kalsaydı. Gençler heyecanın doruklarında rüzgar gibi uçsalar, suyun hayat vermesi gibi çevrelerine canlılık katsalar, bir yandan da geleceğin dünyasının bilgi ve donanımları ile donansalar, mücadele etseler kendileri için bu memleket için… Evlatlarının mutluluğuna hayatlarını vakfeden anneler babalar, ecdadının maddi-manevi mirasına sahip çıkan hayrlı evlatlar, dua dua ellerini semaya açsalar, şehrimiz için, insanlığın selameti için yapılan niyazlar arşa yükselse. Dünden bugüne, bugünden yarına bir mutluluk köprüsü kursak. Benim şehrimin insanları dağ gibi yürekli olurlar. Çünkü ta çocukluk yıllarından itibaren Erciyesi'i seyrederek büyürler. Kavuşmayı bekleyen aşıklar gibi bu koca dağı gönüllerine emsalsiz çizgilerle nakşederler.Kaç nesildir bilinmez ama yine de bu hasretleri yine de bitmez. Ferhat gibi yollara düşsem ve dağ gibi yürekli insanlarımı Erciyes'te buluştursam. İki aşığın kavuşması gibi, iki pınarın birleşerek ulu bir nehre dönüşmesi gibi… Erciyes'in bereketi, maharetli insanımızın elinde şehrin kalbine tane tane düşse. İnsanoğlu olarak bir yola adarız hep ömrümüzü. O yol uğruna nice mesafeler kaydeder, kimi zaman nice çilelere katlanırız. Hayatımızdan zaman hızla akıp giderken, bizi sevdiklerimize kavuşturan yollar olsa, gönülleri gönüllere kavuşturan katarlar yola koyulsa, yollar uzun olsa da mesafeler kısalsa. Ve bütün bir şehir tek bir yürek olsa. Birlikte bir gaye için koşarak mücadele etmenin heyecanına ortak olsak. Kaybettiğimizi düşündüğümüz anlarda bile yeniden dirilmenin sabrını ve azmini gösterebilsek. Başarmanın coşkusunu beraberce yaşasak. İnançlı olmayı ve inanarak başarabilmeyi, güvenmeyi ve güvenilir olmayı, sahip olduğum bütün güzel değerleri bu şehir öğretti bana. Bugün hayallerimin birçoğunu gerçekleştirmiş olmanın huzuru içinde Rabbim'e şükrediyorum. Şimdi yeni ufuklara yelken açmak vakti gelmiştir. Biliyorum, mazisinde olduğu gibi, yarınlarında da bu şehrin sevdalıları hiç eksik olmayacak. Biliyorum bu şehre adanmış sevda öyküleri hiç bitmeyecek.' ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ