Polat: 'Ahiliğin temel amacı Müslümanca yaşamak'

'İslam'ın en temel prensibi, 'emri bil maruf, nehy-i anil münker'dir. Biz emri bil maruf, nehyi anil münker'i sadece sözle değil, icraatla da yapmamız gerekiyor. İşte Ahilik tarihte bu işi yapmıştır.' diyen Prof. Dr. Salahattin Polat Ahilikle ilgili şu hususların altını çizdi: 'Ahilik, bu iktisadi faaliyeti, insanların ahlakına ve insafına bırakmamıştır. Peki bu denetimi, kontrolü kim yapmıştır? Devlet mi, hayır. Bu kontrolü iktisadi faaliyeti yürüten kişiler kendi aralarında kurdukları örgütle yapmışlardır. Devlet de bunu teşvik etmiştir. Çünkü devlet, herkesi takip edemez. Ama bir işadamı kurulu, bir iş adamı teşkilatını çok güzel takip ve kontrol eder. Çünkü iç içedir. İşte Ahiliğin kuruluşunun başlangıcı böyledir. Ahilikte birinci amaç, esnafın menfaatlarını korumak değildir. Dikkat edin, Ahiliğin en temel amacı müşterinin menfaatini korumaktır. Esnaftan önce, müşterinin menfaatını korumak için vardır, Ahilik. Tabii esnafın hakları içinde uğraşmaktadır fakat bu ikincil görevidir. Ahilik teşkilatın temel amacı tüm insanları doğru düzgün Müslüman yapmak, müslümanca yaşamalarını sağlamaktır.'
Günümüzde ahilik teşkilatına benzer bir yapılanmaya ihtiyaç olduğuna işaret eden Prof. Dr. Selahattin Polat işadamlarına şu önerilerde bulundu: 'Yapabildiğimiz en dar dairede bunu inşa etmemiz lazım. Tüm esnaf, sanayici ve işadamları dernekleri, birbirlerini denetleyici sistemi kurmaları gerekiyor. Aslında devletin yürürlükte olan yönetmeliklerinde, bu tür denetimlerin yapılmasına herhangi bir engel yok. Zaten esnaf teşkilatlarının nizamnameleri bu teşkilatlardan kopya edilmiştir, batı lonca sisteminden de yararlanılmıştır. Fakat bunu işletecek bir mekanizma maalesef yok. Devletin kurduğu bu mecburi derneklerin yöneticileri, bilindiği gibi oraları çiftlik ve arpalık olarak kullandılar yıllarca. Milletten topladıkları zorunlu aidatları ne yaptıkları ve hangi usule göre çalıştıkları belli değil. Ve bu resmi kuruluşlar görevlerini icra edemedikleri için, Anadolu insanı gitti yeni sivil derneklerini oluşturmak zorunda kaldılar. Fakat bu derneklerin de onlara benzer şekilde çalışması bizim mesailerimizin boşa gitmesine yol açar.'