Sümerbank Bez Fabrikası tarihin izlerini taşıyor
Cumhuriyet döneminin ilk sanayi kuruluşlarından Sümerbank Kayseri Bez Fabrikasında restorasyon çalışmaları sürüyor.
Türkiye'nin Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı çerçevesinde Sovyetler Birliği'nden alınan krediyle kurulan ve temelleri 1934'te Başbakan İsmet İnönü tarafından atılan fabrika, 1935 yılında hizmete açıldı.
Halk tipi, ucuz pamuklu kumaş üretmek için kurulan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, Rus mimar Prof. Ivan Sergeevich Nikolaev tarafından tasarlanırken, müteahhitliğini ise Abdurrahman Naci Bey yaptı.
Hizmete açıldığı yıllarda 2 bin 100 işçi ile 155 memurun çalıştığı fabrikada üretim 1999 yılına kadar sürdü.
Fabrikanın tarihe tanıklık eden binalarından bazıları, 2013 yılında Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) olarak hizmet vermeye başladı.
1942 yılında yapılan işçi evleri de üniversite öğrencilerine yurt olarak hizmet vermeye başladı. Fabrikanın ambarı restore edilerek sınıf ve ofislere dönüştürüldü. Dönüşüm gerçekleştirilirken tarihi su pompaları, kalorifer sistemleri, yangın itfaiye alarmı temizlenerek aslı korundu.
Tarihi itfaiye binası yenilenerek öğrenci merkezine dönüştürüldü. Elektrik santrali Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müzesi ve Kütüphanesi olarak hizmet vermeye başladı.
Fabrikanın restorasyonu tamamlanmamış memur lokali, ana fabrika binası ise savaş sonrası terk edilmiş görüntüsüyle dikkati çekiyor.
86 yıl önce Kayseri ve Türkiye ekonomisine kazandırılan tarihi fabrikanın restorasyon bekleyen bölümlerindeki döküm aletleri, torna makinaları, işçi dolapları, çalışanların eğlenmesi amacıyla kurulan sosyal donatılardaki malzemeler, görenleri tarihte yolculuğa çıkarıyor.
AGÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Asiliskender, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kayseri Sümerbank Bez Fabrikasının Türkiye'nin o dönemdeki milli sanayi hamlesinin ilk örneklerinden olduğunu söyledi.
'Burası devlet tarafından yapılmış günlük tüketim malzemesine yönelik ilk fabrika diyebiliriz.' ifadesini kullanan Asiliskender, şöyle konuştu: 'Ekonomik olarak kalkınma kadar toplumsal kalkınma da önemseniyor. Bu niyetle de burası sadece bir fabrika olarak tasarlanmamış aynı zamanda bir şehir olarak tasarlanmış. Fabrika yerleşimi dediğimiz, dünyanın çok ilginç örneklerinden birini Kayseri'de görüyoruz. Konutlar, okullar var, sosyal tesisler var. Hem işçilerin hem ailelerin burada yeni bir yaşamla buluşmaları sağlanmış. Bunun etkilerini 80 yıldır görüyoruz, Türkiye Cumhuriyetinin temellerini atan yerlerden biri burası. Şimdi de üniversiteye dönüşümüyle aynı etkiyi başka bir alanda devam ettirmeye çalışıyoruz. '
Asiliskender, kampüs içindeki bütün yapıların betonarme, dışındaki taşların bölgenin yerel mimarisine uyum için kaplama olduğunu dile getirdi.
Tarihi yapıların ünlü Rus mimar Prof. Ivan Sergeevich Nikolaev tarafından yapıldığını anlatan Asiliskender, 'Nikolaev, Abdurrahman Naci gibi Türkiye'deki önemli bir isimle çalışmış. Özel bir mimari ve bu mimarinin dünyadaki karşılığı çok fazla değil. Fabrika, mimarlık akımındaki ünlü konstrüktivizm binalar arasında sayılıyor. Dünyadaki eşsiz örneklerden biri. Bu nedenlerden dolayı 2002-2003 yılları arasında burayı kültür mirası olarak tescilledik, hala da korumaya devam ediyoruz.' diye konuştu.
Asiliskender, bir zamanlar kentin ekonomisini canlandıran fabrikada çalışanların ayrılınca ya da emekli olunca küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri kurduğunu, hatta bugün Kayseri Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikaların kuruluşlarında yer aldıklarını belirtti.
Kayseri halkının ve işçilerin ısrarıyla fabrikanın özelleştirilmesinin önüne geçildiğini ifade eden Asiliskender, Sümerbank Bez Fabrikasının 2012 yılında AGÜ tarafından devralındığını anımsattı.
Parça parça restorasyonların devam ettiğini anlatan Asiliskender, şunları kaydetti: 'Ambar binası, restorasyonu tamamlanan ilk bina. İtfaiye binasında, elektrik santralinde restorasyon tamamlandı. Rektörlük binasının altında 1955 yılında yapılmış bir ek bina vardı, orası toparlandı. Giriş kapılarında çalışmalar sürüyor. Ana fabrika binasında çalışmalar devam ediyor. İşçi lojmanlarını toparladık, burası öğrenciler tarafından yurt olarak kullanıyor. Planlanmayı ve yapılanmayı bekleyen çok az bina var. Bunlardan bazıları, memur lokali, atölye binası. Hepsiyle ilgili çalışmalar var, parça parça devam ediyoruz. Klasik bir restorasyon yapmayı tercih etmiyoruz, yenilikçi bir şeyler yapma niyetindeyiz. Kampüste kullandığımız malzemeler, teknolojiler, planlarımız ve uygulama biçimlerimiz burası Sümerbank Bez Fabrikası ise biz de kente öncülük etmeye çalışıyoruz. Yeni bir anlayışla yeni malzemelerle yeni teknolojilerle tasarlamaya ve üretmeye devam ediyoruz.'
Asiliskender, fabrika kampüsündeki tüm malzemelerin arşivlenip depolandığını, bunların restorasyonlar tamamlandıkça yerlerinde sergileneceğini, atölyelerde hala 1938'den kalma pek çoğu yurt dışında getirilmiş torna makineleri, döküm aletleri bulunduğunu sözlerine ekledi.
AA