Tehlike Kapıda!

Türkiye'de özellikle çocuk ilaçları ve ağrı kesici gibi basit ilaçların temininde yaşanan kriz giderek büyürken konuyla ilgili Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın Kayseri Anadolu Haber'e açıklamalarda bulundu. İlk defa böyle bir durumla karşılaştıklarını aktaran Akın, 'Çözüm önerilerimize kulak verilmezse durum daha da kötüye gidecek.' dedi.

İlaç tedarikiyle ilgili ciddi mağduriyetlerin yaşandığı son günlerde gazetemize açıklamalarda bulunan Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, sorunun ilaçta dışa bağımlılıktan kaynaklandığını dile getirirken İlaç Fiyat Kararnamesine göre yapılan fiyatlandırmalar sonucu firmaların Türkiye pazarından çekildiğini söyledi.

“FİRMALAR TÜRKİYE'DEN ÇEKİLİYOR”

Türkiye'nin ilaç temininde yüzde 90'ın üzerinde dışa bağımlı olduğunu ifade eden Akın, “Ülkece ekonomik bir bunalımdan geçiyoruz, zor zamanlardan geçiyoruz. Tabii ister istemez bizim sektörümüzü de doğrudan etkiliyor. Bilindiği üzere ilaçlar fiyatlandırılırken belli bir kanun çerçevesinde İlaç Fiyat Kararnamesine göre yapılıyor ve bu süreçteki kanunlar belli. Referans fiyat uygulaması yapıyor bununla birlikte euro kuru sabitlemesi yapılıyor ki şuan için aslında ilaçların piyasada olmamasının hastalara ulaştırılmamasının en büyük sebebi de bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü kararnameye göre ilaçlar fiyatlandırılırken euro kuru 4.57 ancak reel kura baktığımızda 11 lira olduğunu görünce firma ister istemez Türkiye pazarından çekilmek istiyor. Ve biz de yüzde 90'ın üzerinde dışa bağımlı olduğumuz için ilaçları bulamıyoruz. Bu da bizi fazlasıyla zor duruma düşürüyor.” şeklinde konuştu.

“ECZANELER ÇOK DARALDI”

Yalnızca Şubat ayında yapılan zam uygulamasının her aya dağıtılması gerektiğini dile getiren Başkan Akın, “İlaç Fiyat Kararnamesi'ne göre her Şubat ayında bir zam dönemimiz oluyor. Bu zamlar reel enflasyona vurduğumuz zaman hiçbir geçerliliği olmayan eriyip giden bir oran olarak kalıyor. Bizim temel isteğimiz birincisi kamu zararı olmayacak ikincisi de vatandaşımızın cebinden çok fazla para çıkmayacak. Bunların ikisi sağlandıktan sonra eczane ekonomilerini de düşüneceğiz. Ekonomik alanda çok daraldı eczaneler. Ve kötü günler bekliyor. Çözüm olarak da acilen euro kurunun acilen reel kura yaklaştırılması gerekiyor. İkincisi de bu zam dönemini tek bir ay içinde değil de her aya dağıtılarak yapıması gerekiyor. Sonrasında hep söylediğimiz bir şey var ki, yerli ve milli üretimin desteklenmesi gerekiyor. Bu işin üstesinden ancak bu şekilde gelebiliriz. Bunlar olmadığı sürece hiçbir ilaç piyasada olmayacak.” dedi.

“654 KALEM İLAÇ PİYASADA YOK”

“İlaç Yok” larının çok erken başladığını aktaran Akın, “Normalde bizler bu yokları Ocak-Şubat ayında yaşarken şimdi bu yokları Ekim ayında yaşamaya başladık. En fazla da ağrı kesiciler, çocuk ilaçları, şurupları gibi basit diye tabir ettiğimiz ilaçların hiçbiri piyasada yok. 654 kalem ilacın piyasada olmadığı hem birliğimiz tarafından hem de kooperatiflerimiz tarafından tespit edilmiş durumda. Bu sayının artmasından korkuyoruz. Eğer bu durum aynı ilaç fiyatlandırma politikasıyla devam edecekse sorun daha da artacak gibi duruyor. Bir an evvel bakanlığımızın bu duruma el atması ve piyasada bulunmayan ilaçlara yönelik bir erken uyarı sistemi geliştirmesi, firmalara gerekli yaptırımları yapması gibi durumlar ortaya konulup bizlerin bu konuda rahatlamamızı sağlamaları gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

“İLK TEPKİ ECZACILARA YÖNELİK OLUYOR”

İstediği ilaçları alamayan vatandaşın ilk olarak eczacıya yüklendiğini kaydeden Başkan Akın, “Vatandaşlar en yakın sağlık danışmanları olarak eczacıları görüyorlar. Bundan dolayı da ilk tepkiyi eczacılar alıyor. Tabii ki de bizler durumu anlatmaya çalışıyoruz ama çocuğu hasta olan ve basit bir ilaç arayan birine bu durumu nasıl anlatabilirsiniz. Bu durumlarda hastanın tekrar doktorla iletişime geçip piyasada bulunan alternatif ilaçlara yönlendirilmesini sağlıyoruz. Ama bu suni bir çözüm. Bizim istedimiz kalıcı çözümler bulunması elbette. Bu ilaç yoklarının bu aylarda gündemimize gelmemesi. Biz ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyoruz. Ocak-Şubat ayıyla ilgili ciddi endişelerimiz var ve bir an evvel duruma el atılması gerekiyor.” şeklinde konuşurken grip aşısı tedariği konusuna da değinerek, “Aralık ayı hastalık ayıdır özellikle grip mevsimine de girdik. Grip aşılarında da böyle bir sıkıntı var. Normalde 2 buçuk milyon dozun Türkiye'ye aktarıldığı duyurulmuştu ancak yaklaşık grip aşısı olması gereken 20 milyon vatandaşımız var. Şu an yine vatandaşlarımız grip aşılarına ulaşmakta zorluk çekiyor. Ayın 15'ine kadar sayının tamamlanması bekliyor. Bakanlığımızın da bu konuda çok yoğun bir şekilde çalıştığını biliyoruz ama maalesef bunlar yeterli gelmiyor.” dedi.

HABER: SELMA KÖSEDAĞ

Bakmadan Geçme