TEM: 'Terörle, silahlı mücadele tek başına yeterli değildir'
Türkiye'nin gündeminden düşmeyen terör konusunda Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
TEM'den edinilen bilgilerde, terörle etkin mücadele için bütün imkanların kullanıldığı belirtilirken, terörle, silahlı mücadelenin tek başına yeterli olmadığı ve eğitim, bilgilendirme, istihbarat ve teknoloji unsurlarının da kullanılması gerektiği ifade edildi.
TERÖR NEDİR, AMACINDA HEDEFİNDE NELER VARDIR?
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.1'e göre terör; baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti'nin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir. İnsanlar, çıkar grupları ve devletler, ilişkilerinde meydana gelen uyuşmazlıkların çözümü noktasında, geçmiş yüzyıllarda yöntem olarak seçtikleri sıcak savaşların yerine, bugün soğuk savaş olarak nitelendirilen terör faaliyetlerini tercih eder olmuşlardır. Devletler uluslararası arenada isteklerini kabul ettirmek ve siyasi mücadelelerini daha etkili yapabilmek için terörizmi bir yöntem olarak kullanmaya başlamışlardır. Zaten dünyayı bu kadar tehdit eden bir sorunun ortak tanımının olmaması bunun en büyük göstergesidir.
TERÖRLE MÜCADELEDE ETKİN KAYNAKLARINIZ NEDİR VE BU KONUDA HALKTAN YARDIM ALIYOR MUSUNUZ?
Günümüzde terörle silahlı mücadelenin tek başına yeterli olmayacağı bilinen bir gerçektir. Ülkemizin terörle mücadele geçmişine bakıldığında bu açıkça görülecektir. Ülkemiz muasır medeniyet çizgisinde emin adımlarla ilerlerken gelişen teknolojinin bütün imkanları, terörle mücadelede etkin olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Aynı şekilde, ülkelerin istihbarî faaliyetlerine verdikleri önem derecesine göre terör ve terörizmle mücadeledeki başarı seviyesi de artış göstermektedir. Bu nedenle suçun ve bundan oluşacak mağduriyetin önlenmesi, vatandaşlarımızın huzurlu bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri için önleyici ve istihbarî faaliyetlere son derece önem verilmektedir. Bütün bu tedbirlerin yanı sıra, halk desteğinin tam manasıyla sağlanması ile terörle mücadele daha kalıcı sonuçlar verecek; hiçbir şekilde insaniyetle bağdaşmayacak terör olayları neticesinde birçok ocağa düşen ateşle yürekler yanmayacak, huzur ve güven ülkemizde hkim olacaktır. Bu nedenle halkımızın terörle mücadelede desteğinin sağlanması için yeterince bilgilendirilmesi gerekmektedir. Özellikle ilimizin dört üniversiteyi bünyesinde barındırması; iş, eğitim ve sağlık imkanları açısından cezbedici özelliğiyle dışarıdan sürekli olarak göç alması nedeniyle kozmopolit bir şehir yapısına doğru hızla ilerlediği görülmektedir. İlimizin bu yapısının özellikle marjinal ve radikal gruplar tarafından bazı vatandaşlarımızın istismar edilmesine zemin oluşturabileceği değerlendirildiğinden, istismara açık kitlenin bilinçlenmesi, terör odaklarının tuzaklarından korunması için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğümüz bünyesinde uzman personelimiz tarafından bu yönde gerekli bilgilendirme ve önleme faaliyetleri halen etkin olarak sürdürülmektedir. Gelişmiş ülkelere bakıldığında, polisin çevresine son derece duyarlı olan vatandaşların ihbarları ile suçu önleyebildiği, suçluları adalet önüne çıkarabildiği görülmektedir. Ülkemiz de gelişmiş ülkeler arasında yerini alırken özellikle vatandaşlarımızın duyarlılık düzeyinin artmasıyla birlikte terör ve terörizmle mücadelenin daha etkin olarak sürdürülebileceği değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, vatandaşlarımızın teröristleri ihbar etmesi amacıyla kurulan ALO 140 İHBAR HATTI ile vatandaşlarımızın da bu mücadeleye katkısı sağlanmaya çalışılmaktadır.
KAYSERİ NE KADAR GÜVENLİ, NE DERECE TAKİP EDİLİYOR, GÖZDE VE KALABALIK MEKANLAR İZLENİYOR MU, İLİMİZDE NE GİBİ TEHDİTLER GÖRÜYORSUNUZ, İLİMİZDE HERHANGİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞINDAN SÖZ EDİLEBİLİR Mİ?
İlimiz bir huzur şehri olarak anılmaktadır. Bu huzurun ve güven ortamının süreklilik arz etmesi için, vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu mekanlarda, özgürlük ve güvenlik dengesini sarsmayacak şekilde gerekli güvenlik tedbirleri titizlikle sürdürülmektedir. Ancak ilimiz her ne kadar huzur şehri olsa da, terörün zaman ve mekan mefhumuna bakmadığı bilinen bir gerçektir. 2012 yılında Pınarbaşı ilçemizde bulunan emniyet binasına yapılan hain saldırı da bu gerçeği bizlere acı bir şekilde hatırlatmıştır. Bu nedenle, vatandaşlarımızın tedirgin olmasına mahal vermeden ilimizdeki hareketlilikler yakından takip edilmektedir. Bizler emniyet güçleri olarak ilimizin bu huzurlu yapısına aldanıp gevşeme lüksüne sahip değiliz. Sorumluluğumuzun ve terörün zamana, mekana bakmadığının bilincindeyiz. İlimiz terörle anılan bir il olmamasına rağmen terör örgütlerinin ve bunlara müzahir yapılanmaların olası faaliyetleri hakkında gerekli bütün önleyici çalışmalar azami bir hassasiyetle devam etmektedir.
SON OLARAK VATANDAŞLARIMIZ TERÖRDEN NE ŞEKİLDE KORUNABİLİR, VATANDAŞLARIMIZA BU KONUDAKİ TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?
Terörle mücadelede halk desteğinin ne denli önem arz ettiğinden bahsetmiştik. Herkesin vicdanının kendi polisi olduğunu; terörün asker, polis, sivil; yaşlı, çocuk, genç; kadın ve erkek fark etmeksizin her an herkesi hedef alabileceği unutulmadan vatandaşlarımızın vicdani bir sorumluluk olarak çevrelerine karşı duyarlı olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, vatandaşlarımızın oturdukları binalarda, gezdikleri yerlerde şüpheli olarak gördükleri bütün durumları, şahısları ya da araçları güvenlik güçlerine bildirmeleri; polisin fedakrca, gece ve gündüz demeden vatandaşlarımızın huzuru için gösterdiği insanüstü gayretlerine rağmen tek başına yeterli olamayacağını, onların desteğiyle daha etkili sonuçlar alınacağını bilmeleri gerçekten çok önemlidir. Ayrıca, terör örgütleri ve marjinal oluşumların özellikle gençleri hedef olarak seçtikleri ve kendi hain emelleri doğrultusunda gençlerimizi kullandıkları da unutulmamalıdır. Bu yüzden ailelerimizin çocuklarının tutum ve davranışlarında bu yönde bir değişim sezmeleri halinde derhal bizlere bildirmeleri, telafisi imkansız olacak vahim neticeleri engelleyecektir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ
TERÖR NEDİR, AMACINDA HEDEFİNDE NELER VARDIR?
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.1'e göre terör; baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti'nin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir. İnsanlar, çıkar grupları ve devletler, ilişkilerinde meydana gelen uyuşmazlıkların çözümü noktasında, geçmiş yüzyıllarda yöntem olarak seçtikleri sıcak savaşların yerine, bugün soğuk savaş olarak nitelendirilen terör faaliyetlerini tercih eder olmuşlardır. Devletler uluslararası arenada isteklerini kabul ettirmek ve siyasi mücadelelerini daha etkili yapabilmek için terörizmi bir yöntem olarak kullanmaya başlamışlardır. Zaten dünyayı bu kadar tehdit eden bir sorunun ortak tanımının olmaması bunun en büyük göstergesidir.
TERÖRLE MÜCADELEDE ETKİN KAYNAKLARINIZ NEDİR VE BU KONUDA HALKTAN YARDIM ALIYOR MUSUNUZ?
Günümüzde terörle silahlı mücadelenin tek başına yeterli olmayacağı bilinen bir gerçektir. Ülkemizin terörle mücadele geçmişine bakıldığında bu açıkça görülecektir. Ülkemiz muasır medeniyet çizgisinde emin adımlarla ilerlerken gelişen teknolojinin bütün imkanları, terörle mücadelede etkin olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Aynı şekilde, ülkelerin istihbarî faaliyetlerine verdikleri önem derecesine göre terör ve terörizmle mücadeledeki başarı seviyesi de artış göstermektedir. Bu nedenle suçun ve bundan oluşacak mağduriyetin önlenmesi, vatandaşlarımızın huzurlu bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri için önleyici ve istihbarî faaliyetlere son derece önem verilmektedir. Bütün bu tedbirlerin yanı sıra, halk desteğinin tam manasıyla sağlanması ile terörle mücadele daha kalıcı sonuçlar verecek; hiçbir şekilde insaniyetle bağdaşmayacak terör olayları neticesinde birçok ocağa düşen ateşle yürekler yanmayacak, huzur ve güven ülkemizde hkim olacaktır. Bu nedenle halkımızın terörle mücadelede desteğinin sağlanması için yeterince bilgilendirilmesi gerekmektedir. Özellikle ilimizin dört üniversiteyi bünyesinde barındırması; iş, eğitim ve sağlık imkanları açısından cezbedici özelliğiyle dışarıdan sürekli olarak göç alması nedeniyle kozmopolit bir şehir yapısına doğru hızla ilerlediği görülmektedir. İlimizin bu yapısının özellikle marjinal ve radikal gruplar tarafından bazı vatandaşlarımızın istismar edilmesine zemin oluşturabileceği değerlendirildiğinden, istismara açık kitlenin bilinçlenmesi, terör odaklarının tuzaklarından korunması için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğümüz bünyesinde uzman personelimiz tarafından bu yönde gerekli bilgilendirme ve önleme faaliyetleri halen etkin olarak sürdürülmektedir. Gelişmiş ülkelere bakıldığında, polisin çevresine son derece duyarlı olan vatandaşların ihbarları ile suçu önleyebildiği, suçluları adalet önüne çıkarabildiği görülmektedir. Ülkemiz de gelişmiş ülkeler arasında yerini alırken özellikle vatandaşlarımızın duyarlılık düzeyinin artmasıyla birlikte terör ve terörizmle mücadelenin daha etkin olarak sürdürülebileceği değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, vatandaşlarımızın teröristleri ihbar etmesi amacıyla kurulan ALO 140 İHBAR HATTI ile vatandaşlarımızın da bu mücadeleye katkısı sağlanmaya çalışılmaktadır.
KAYSERİ NE KADAR GÜVENLİ, NE DERECE TAKİP EDİLİYOR, GÖZDE VE KALABALIK MEKANLAR İZLENİYOR MU, İLİMİZDE NE GİBİ TEHDİTLER GÖRÜYORSUNUZ, İLİMİZDE HERHANGİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞINDAN SÖZ EDİLEBİLİR Mİ?
İlimiz bir huzur şehri olarak anılmaktadır. Bu huzurun ve güven ortamının süreklilik arz etmesi için, vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu mekanlarda, özgürlük ve güvenlik dengesini sarsmayacak şekilde gerekli güvenlik tedbirleri titizlikle sürdürülmektedir. Ancak ilimiz her ne kadar huzur şehri olsa da, terörün zaman ve mekan mefhumuna bakmadığı bilinen bir gerçektir. 2012 yılında Pınarbaşı ilçemizde bulunan emniyet binasına yapılan hain saldırı da bu gerçeği bizlere acı bir şekilde hatırlatmıştır. Bu nedenle, vatandaşlarımızın tedirgin olmasına mahal vermeden ilimizdeki hareketlilikler yakından takip edilmektedir. Bizler emniyet güçleri olarak ilimizin bu huzurlu yapısına aldanıp gevşeme lüksüne sahip değiliz. Sorumluluğumuzun ve terörün zamana, mekana bakmadığının bilincindeyiz. İlimiz terörle anılan bir il olmamasına rağmen terör örgütlerinin ve bunlara müzahir yapılanmaların olası faaliyetleri hakkında gerekli bütün önleyici çalışmalar azami bir hassasiyetle devam etmektedir.
SON OLARAK VATANDAŞLARIMIZ TERÖRDEN NE ŞEKİLDE KORUNABİLİR, VATANDAŞLARIMIZA BU KONUDAKİ TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?
Terörle mücadelede halk desteğinin ne denli önem arz ettiğinden bahsetmiştik. Herkesin vicdanının kendi polisi olduğunu; terörün asker, polis, sivil; yaşlı, çocuk, genç; kadın ve erkek fark etmeksizin her an herkesi hedef alabileceği unutulmadan vatandaşlarımızın vicdani bir sorumluluk olarak çevrelerine karşı duyarlı olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, vatandaşlarımızın oturdukları binalarda, gezdikleri yerlerde şüpheli olarak gördükleri bütün durumları, şahısları ya da araçları güvenlik güçlerine bildirmeleri; polisin fedakrca, gece ve gündüz demeden vatandaşlarımızın huzuru için gösterdiği insanüstü gayretlerine rağmen tek başına yeterli olamayacağını, onların desteğiyle daha etkili sonuçlar alınacağını bilmeleri gerçekten çok önemlidir. Ayrıca, terör örgütleri ve marjinal oluşumların özellikle gençleri hedef olarak seçtikleri ve kendi hain emelleri doğrultusunda gençlerimizi kullandıkları da unutulmamalıdır. Bu yüzden ailelerimizin çocuklarının tutum ve davranışlarında bu yönde bir değişim sezmeleri halinde derhal bizlere bildirmeleri, telafisi imkansız olacak vahim neticeleri engelleyecektir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ