Yıldırım: 'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır'
Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde Yavuz Selim Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı.
Yıldırım, konuşmasına Amasyalıları, 'Sultan Beyazıt'ın, Fatih Sultan Mehmet'in, Yavuz Sultan Selim'in şehri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Mücadelesi'ni başlattığı, kahramanların, yiğitlerin şehri Amasya." sözleriyle selamladı.
Amasya'nın bugün bir kez daha tarih yazdığını belirten Yıldırım, ilk halk oylaması mitingini geçen pazar günü, 15 Temmuz'da darbe girişimine karşı büyük bir kahramanlık gösteren Kahramankazan'da yaptıklarını anımsattı.
Yıldırım, halk oylaması sürecinde Anadolu'daki ilk duraklarının da Amasya olduğuna dikkati çekerek, bunun da bir manasının bulunduğunu vurguladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığını, daha sonra Amasya'ya geldiğini ve Amasya Genelgesini buradan bütün dünyaya ilan ettiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Burada çok önemli tarihi bir karar alındı. Türkiye'nin, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini, bugünlerini ilgilendiren o tarihi genelgenin kararı burada verildi. 'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır' denildi. Düşmana karşı ilk kararın verildiği yerdeyiz, Amasya'dayız. İlk adımı buradan attık. Bağımsızlık yolunda ilk vurguyu Amasya'da yaptık. Milli irade ilk defa 1919'da Amasya'da ifade edildi. Ondan sonraki bütün çalışmalar Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi."
"YETKİ MİLLETİNDİR"
Yıldırım, o dönemde, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının milletin kararını her şeyin üzerinde tuttuklarına işaret etti.
Milli mücadelenin milletle, milletin azmiyle verildiğini belirten Yıldırım, "Cumhuriyeti milletle, milletin kararlılığıyla kurduk. Cumhuriyeti milletin alın teriyle, mücadelesiyle bugünlere getirdik. İlk mitingimizi buradan başlatıyoruz. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Bugün 'Söz milletindir, karar milletindir' diyoruz. Yetki milletindir. Millet ne derse, neyi uygun görürse o olur. Gerisi teferruattır." dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti'yi milletle birlikte kurduklarını, kutlu yolculuğa milletin önderliğinde çıktıklarını bildirdi.
"AMASYA TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ AYDINLATIYOR"
Kuruldukları günden bu yana, millet ne dediyse onu yaptıklarını, "millet neden uzak dur dediyse ondan uzak durduklarını" vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bugün de sizlerle beraberiz. On binler meydanı doldurdu. Türkiye'yi daha fazla büyütmek, demokrasimizi daha da güçlendirmek için, çocuklarımıza daha aydınlık bir gelecek, gençlerimize daha güzel bir Türkiye emanet etmek için, daha fazla güvenlik ve refah için yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Hazır mısınız? Amasya işi bitirmiş. Sağ olun, var olun. Amasyalılar sizin 1919'da burada dediğiniz 'evet' ile cumhuriyet kuruldu. Bunu unutmayın. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı şehirdeyiz. Şimdi işte 16 Nisan'da yapılacak referandumun temelini de Amasya'da atıyoruz. Sizden Amasya'ya yakışır bir sonuç bekliyoruz. 16 Nisan'da sandığa gidiyorsunuz ve 'Kararımız evet' diyorsunuz. Büyük Türkiye için, güçlü Türkiye için, yükseliş için kararımız, diriliş için kararımız 'evet'. Amasya gümbür gümbür geliyor. Amasya bir kez daha göğsümüzü kabartıyor, Türkiye'nin geleceğini aydınlatıyor."
Vatandaşın kendilerini AK Parti Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan tanıdıklarını belirten Yıldırım, anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan için yapıldığının söylendiğini aktardı.
Yıldırım, "Unutmayın anayasa değişikliği Erdoğan için değil, her doğan içindir. Türkiye'nin geleceği için bu değişikliği yapıyoruz. Bizim benlik davamız yok, hepimiz faniyiz. Az yaşa, çok yaşa, ölüm gelir başa. Onun için milletimizden saklayacağımız, gizleyeceğimiz hiçbir şey yok. Sizin gündeminizden başka bir gündemimiz yok. Ne yaparsak, millet için yaparız, milletin dediğini yaparız. Bugün de ne yapıyorsak, sizinle yapıyoruz ve birlikte yapıyoruz." ifadesini kullandı.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde yasama ve yürütmenin gücünü milletten aldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, mevcut sistemde vatandaşın milletvekillerini seçtiğini ama hükümeti, hükümetin başında kimin olacağını seçemediğini anlattı.
Mevcut sistemde cumhurbaşkanının genelde en çok oyu alan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini verebildiğini ama bunan da bir şartı bulunmadığını, bazen tersi durumların yaşandığını da belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Çünkü bir şart yok, eğer yukarıdaki o partinin genel başkanını seviyorsa başkasına görev veriyor. Olmadı mı? 90'lı yıllarda DYP, Refah koalisyon hükümetinde olmadı mı? Oldu. Sonra 28 Şubat krizi gelmedi mi? O güzel kardeşlerimiz okul kapılarında ne kadar büyük eziyetler çekti, bunları gençlerin çoğu bilmez ama o yılları yaşayan üniversitede okuyan, imam hatiplerde okuyan gençler bunu çok iyi bilirler. Sonra hükümet kuruldu, kurulmadı, güvenoyu aldı, almadı. Bekle zaman akıp gidiyor, ortada sonuç yok. Kurulsa da maalesef en fazla 3 ay, 5 ay, bilemedin 1,5 yıl. Türkiye'de 1960'dan beri kurulan hükümetlerin ömrü 1,5 yılı geçmiyor.
Şimdi neyi değiştiriyoruz? Vatandaş diyecek ki bu değişiklikle 'arkadaş ben öyle milletvekillerini seçeyim göndereyim, ondan sonrasını siz halledin. Ben hem milletvekillerini seçeceğim hem de Türkiye'yi bir daha ki seçime kadar yönetecek hükümeti ben seçeceğim. Sandıkta ben karar vereceğim, vekillere havale etmeyeceğim.' Bu daha iyi bir şey değil mi? Yani vatandaş işi sağlama alıyor. Bazen vekiller sizin istediğiniz gibi yapmayabilir, onun da telafisi yok, bir daha ki seçime kadar bekle. Zaman geçiyor, emekler boşuna gidiyor, beklentiler yerine gelmiyor. Onun için bu sefer iki tane sandık, burada bir sandık var, burada bir sandık var. Geleceksiniz birine cumhurbaşkanını seçecekseniz, en az yüzde 50, yüzde 50'den de fazla, birine de şehrin milletvekillerini seçeceksiniz."
Başbakan Yıldırım, muhalefetin yeni değişiklikle hükümetin güvenoyu almasının kaldırılmasını eleştirdiğini anımsatarak, "Kardeşim, vatandaşın güvenoyundan daha büyük güvenoyu olur mu? Vekillerin güvenoyuna mı bırakalım? Sandıkta güvenoyunu veriyorsunuz, seçiminizi yapıyorsunuz, cumhurbaşkanını seçiyorsunuz, sonra da cumhurbaşkanı seçimler belli olur olmaz hemen iş başı yapıyor, hükümeti kuruyor, verdiği sözleri yerine getiriyor." diye konuştu.
Muhalefetin anayasa değişikliğiyle Meclisin etkisiz hale getirildiğini, Meclis'in görevlerinin tırpanlandığını iddia ettiğine işaret eden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu da külliyen yalan. Yalan bunların artık sanatı haline gelmiş. Meclis, aksine daha da güçleniyor. Nasıl? Hükümeti sandıkta seçtik, cumhurbaşkanını seçtik, bir de vekilleri seçtik. Vekillere diyorsunuz ki 'Ey vekiller Ankara'ya gideceksiniz, Mecliste çalışacaksınız, hükümetin, memleketin, çiftçinin, çalışanın, işverenin, emeklinin, şehirlinin, kadın-erkek ihtiyacı olan kanunları siz yapacaksınız. Şimdi nasıl yapılıyor? Hükümet yapıyor. Mevcut sistemde hükümetin istediği kanun geçer, istemediği kanun geçmez. Yani Meclis hükümetin baskısı altında. Bu değişiklikle hükümete diyorsunuz ki 'sen işine bak kardeşim', Meclis'e de diyorsunuz ki 'siz de kendi işinize bakın.' Hükümet kendi işini yapacak, Meclis de kendi işini yapacak."
Yıldırım, anayasa değişikliğinin ardından Meclisin kanunları çıkaracağını, herhangi bir konuda araştırma, genel görüşme yapabileceğini, bakanlara cumhurbaşkanı yardımcılarına yazılı soru sorabileceğini ve milletvekillerinin 15 gün içinde cevabını alabileceğini anlattı.
"BU SİSTEM BABA İLE OĞLU BİRBİRİNE DÜŞÜRÜR"
Meclisin denetleme görevi kapsamında da genel görüşme, soruşturma, soru sorma işlerini yürüteceğini ifade eden Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Meclisin yasama görevinin yanında, denetim görevini aktif kullanacağını bildirdi.
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanının Meclis'i feshetme yetkisine sahip olacağı iddiasını da yanıtlayarak, şunları söyledi:
"Külliyen yalan. Yalanda bunların ölçüsü yok. Zannediyorlar ki millet bu işleri incelemiyor, öğrenmiyor, araştırmıyor. Yani aşağı mahallede yalanı söylüyorlar, yukarı mahalleye gelip kendileri de inanıyorlar, aslanlar gibi savunuyorlar. Bunların hayatı hayır, bunlardan hayır gelmez. Bunlar hangi işe 'evet' dediler? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaparsın, dünyanın en geniş köprüsünü, bunlar 'Hayır' der. Dünyanın en büyük havalimanını yaparsın yine bunlar 'Hayır' der. MARMARAY'ı yaparsın, 150 yıllık rüyayı ecdadımızın, atalarımızın hayallerini gerçeğe dönüştürürsün bunlar yine 'Hayır'cı. Bunlar hiçbir hayırlı işlere sürekli 'Hayır' diyerek, işleri engelleyerek buraya geldiler. Meclisi feshetme diye bir şey yok. Meclis'te diyelim ki cumhurbaşkanı ile Meclis arasında bir anlaşmazlık var. İşler yürümüyor, olmadı mı? Hatırlayın 'Çankaya'nın şişmanı, bilmem neyin düşmanı' diye rahmetli Özal'a, Demirel orada adamın ecelsiz gitmesine sebep oldu, sürekli tenkit, hakaret. Ecevit, Ahmet Necdet Sezer'i anlaştılar seçtiler, kısa süre sonra onlar da papaz oldu, birbirlerine girdiler. Bu sistemin arızasından kaynaklanıyor. Bu sistem baba ile oğlu birbirine düşürür, onun için değişmesi lazım, keyfi iş yapmıyoruz."
Yıldırım yaptığı konuşmada, "Cumhurbaşkanı Meclisi feshediyor" iddiasını yalanlayarak, cumhurbaşkanının meclisi seçime götürme, meclisin de seçimi yenileme hakkı olduğunu bildirdi.
Meclisin de cumhurbaşkanının da aynı hakkı bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, "İki kişi karşılaşıyor. Teşbihte hata olmaz. Birbirinizle kavga edeceksiniz. Elinizde aynı sopa olacak. Birinin elinde sopa var, birinde yoksa o zaman biri diğerine göre avantajlı olur. İşte hem cumhurbaşkanı hem meclis seçim yenileme kararı alabiliyor." dedi.
Yıldırım, seçimler aynı gün olduğu için, meclis karar aldığında cumhurbaşkanını, cumhurbaşkanı karar aldığında meclisi seçime götürdüğüne dikkati çekerek, "Ne yapacaklar? 'Böyle bir şey olmaz, neden seçime gidelim, oturalım, anlaşalım. Problem varsa çözelim.' Zırt pırt seçim olur mu? Milletin işi gücü var, sizinle mi uğraşacak? Bu sistem, uzlaşmayı getiriyor, sorunları çözmeyi öngörüyor." ifadesini kullandı.
"CUMHURBAŞKANI TEK AMA DAHA GÜÇLÜ OLAN DA MİLLET"
Bu sistemle birlikte Türkiye'nin seçimlerle zaman kaybetmeyeceğine işaret eden Yıldırım, daha çok hizmet, daha çok proje, daha çok iş aş olacağını belirtti.
Yıldırım, "tek adam" eleştirilerine şöyle cevap verdi:
"Cumhurbaşkanı bir tane. Yani Kılıçdaroğlu'nun hatırı için bir tane daha mı cumhurbaşkanı seçelim? İstiyorsa gelsin muavin olsun, engel yok. Bu sistemde ona da yer var, herkese yer var. Kıskanma ne olur, biraz daha çalış senin de olur. Tek adam seçiyoruz ama iki sandık arasında yetki veriyoruz. Cumhurbaşkanı tek ama daha güçlü olan da millet. Milletten güçlü hiç kimse yok. Sandıkla geliyor, sandıkla gidiyor. Onun ötesi yok. Çünkü Türkiye'de milli irade var. Milli iradenin temsilcisi de millet."
Kişilere göre sistemin olmayacağına değinen Yıldırım, bu referandumla birlikte insanlardan bağımsız olarak milli iradenin verdiği kararla kim gelirse gelsin işlerin aynen devam edeceğini bildirdi.
AK Parti'nin kendini düşünen bir parti olmadığına işaret eden Yıldırım, "Şu anda uyum var ama devamında ne olacak? 7 Haziran'ı gördük. 7 Haziran'da nelerle, hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzu gördük. 7 Haziran'da AK Parti'nin oyları biraz düşünce Kandil'de gitti HDP'li milletvekilleri kutlama yaptılar. Onun için güçlü Türkiye'ye ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.
"SİZ KİMSİNİZ KARDEŞİM, VATANDAŞ SİZE YETKİ Mİ VERDİ?"
Yıldırım miting alanındakilere, "Güçlü Türkiye için, terörü sonlandırmaya hazır mısınız? Türkiye'nin bölgesinde güçlü dimdik bir ülke için var mısınız?" diye seslendi.
AK Parti'den önceki dönemlerin tekrar yaşanması halinde bütün kazanımların geri gideceğine dikkati çeken Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
"O eski günleri hatırlamak bile istemiyoruz. Seçim oluyor, aylarca hükümet kurulamıyor. Kurulan hükümetler, zayıf hükümetler icraat yapamıyor, eserler ortada kalıyor. Sürekli kavga, sürekli çatışma. Kimi zaman bir parti diğerinin milletvekillerini ayartıyor kimi zaman tekrar seçime gitmek zorunda kalıyor. Her cumhurbaşkanı seçimi 1960'dan beri kriz. Cumhurbaşkanı seçilecek bir takım çevreler sancılanmaya başlıyor. 'Cumhurbaşkanı milletin seçtiği partiden olmaz, burası Türkiye, cumhurbaşkanını biz seçeriz.' Siz kimsiniz kardeşim, kimsiniz? Vatandaş size yetki mi verdi? Onların kim olduğunu 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 27 Nisan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ve 15 Temmuz'da gördük. 15 Temmuz'da da alçaklara bu millet, siz dersini verdiniz."
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz'un Türkiye'de bir milat olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de artık milletten gücünü almayan hiç kimsenin tarihte yerinin olmadığını milletin gösterdiğini ifade etti.
15 Temmuz gecesi Amasya'nın meydanlarının ezan sesiyle, sala sesiyle, akın akın gençlerle, yaşlılarla, kadınlarla, erkeklerle hınca hınç dolduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bu bayrağı indirmediniz. Bu ezanları dindirmediniz." dedi.
"Tek millet, tek devlet, tek vatan için" diye seslenen Yıldırım'a, miting alanındakiler "evet" diye karşılık verdi.
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde, partisinin Amasya Yavuz Selim Meydanı'ndaki mitinginde yaptığı konuşmada, 2007'de cumhurbaşkanı seçimleri öncesi gözükmeyen vesayet odaklarının CHP'nin arkasına gizlenerek "Cumhurbaşkanını AK Parti seçemez, bu Meclis seçmez" dediğini belirtti.
Kendilerinin çözüm için millete gittiğini, 2007'deki referandumla cumhurbaşkanını halkın seçmesinin kararlaştırıldığını anlatan Yıldırım, bunun ardından 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlattı.
Anayasa değişikliğiyle yarım kalan işin tamamlanarak, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirileceğini ifade eden Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye değişikliği birlikte yapma çağrısında bulunduklarını söyledi.
Bahçeli'nin bu çağrıya cevap vererek, "Önce milletim ve memleketim, sonra partim" dediğine dikkati çeken Yıldırım, Bahçeli'ye ve milliyetçilere memleket için gösterdikleri gayretten dolayı teşekkür etti.
Yıldırım, değişiklik yapılırken CHP'nin de kendileriyle birlikte olmasını istediklerinin altını çizerek, Kılıçdaroğlu'na "Madem cumhurbaşkanlığı sistemine karşısın o zaman sen ne istiyorsan, sen de bir anayasa değişikliği getir, ikisini de Mecliste görüşelim oylayalım, isterse 367'den fazla çıksın yine millete götürelim. Bizim milletimiz basiretlidir, feraset sahibidir, en doğru kararı verir. İkisini de sunalım, millet ne karar verirse başımız gözümüz üstüne" dediklerini aktardı.
Buna da "Yok" denildiğini anlatan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bunlar, halka güvenmek yerine mahkemelere güveniyorlar. Hep bugüne kadar mahkemeler üzerinden iş çıkardılar. Milletin kararını, Meclisin kararını mahkemelere taşıyarak halkın iradesinin yavaşlatmaya çalıştılar. Bunların Türkiye'nin hayrına hiçbir adıma 'evet' dediklerini biz görmedik. Siz gördüyseniz Allah aşkına söyleyin. Türkiye'nin hayrına ne varsa bunlar 'hayır' demeye devam ediyorlar. Dün de devam ettiler bugün de devam ediyorlar.
Daha geçen gün Kılıçdaroğlu, 'Gideceksiniz sandığa haysiyetinizle, şerefinizle, onurunuzla 'hayır' diyeceksiniz.' diyor. Hadi oradan. Yani 'evet' dersek haysiyetimiz, şerefimiz, onurumuz gidecek. Yazıklar olsun. Benim vatandaşım, 79 milyon 'evet' de der 'hayır' da der, onurludur, şereflidir, haysiyetlidir. Ne karar verirse versin, başımızın üstünde yeri vardır. 'Hayır' diyenleri onurlu yapacaksın, demeyenleri aşağılayacaksın. Yazıklar olsun. Böyle bir anlayışın Türkiye'ye Amasya'ya vereceği bir şey var mı?"
İDAM TALEPLERİ
Vatandaşların "İdam isteriz" sloganları üzerine Başbakan Yıldırım, "Bizim orada bir söz var 'Önce şeblediğini boya' derler. Dolayısıyla şimdi bir şebleme yaptık, onu boyayalım. 16 Nisan'ı bir görelim bakalım." diye konuştu.
Milletin faydasına olmayan hiçbir işin arkasında olmayacaklarını, değişikliğin Türkiye'yi "uçuracağını" ifade eden Yıldırım, anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin sürekli büyüyeceğini, refahın artacağını, terör belasının Türkiye'nin gündeminden düşeceğini ve gereksiz tartışmaların sona ereceğini söyledi.
Bu topraklar üzerinde 80 milyonun bir, diri ve iri olacağını vurgulayan Yıldırım, birlikte daha huzurlu ve güvenli Türkiye'nin inşa edileceğini dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye'yi 2023'te dünyanın parmakla sayılı ülkeleri arasına sokacaklarını vurguladı.
"14 YILDA 221 KİLOMETRE BÖLÜNMÜŞ YOL İLAVE ETTİK"
14 yılda eğitimden sağlığa, toplu konuttan ulaşıma, tarımdan enerjiye Amasya'ya 8 milyarlık yatırım yaptıklarını bildiren Yıldırım, gelecek yıl merkezde bin öğrenci kapasiteli yurdun hizmete açılacağını aktardı.
Yıldırım, Suluova Devlet Hastanesinin inşaatının devam ettiğini belirterek, Şerafeddin Sabuncuoğlu Devlet Hastanesinin kadın ve çocuk kısımlarının da ek binalarının tamamlanıp büyütüleceğini ifade etti.
Binali Yıldırım, Amasya'da toplam 620 milyon kaynak kullanarak ihtiyaç sahipleri, yetimler, şehit yakınları, asker aileleri ve engellilere destek verdiklerini anımsattı.
Amasya'da yaklaşık 5 bin konut yaptıklarını, Amasya, Merzifon, Suluova Adalet saraylarını hizmete açtıklarını anlatan Yıldırım, "Amasya'da sadece 29 kilometre bölünmüş yol vardı. Biz buna 14 yılda 221 kilometre bölünmüş yol ilave ettik." dedi.
Yıldırım, Amasya çevre yolunun yapımının da hızla devam ettiğini söyledi.
"SABAH ANKARA'YA KAHVALTIYA GİDECEKSİNİZ"
Türkiye genelinde bin 215 kilometre hızlı tren hattı yaptıklarına dikkati çeken Yıldırım, Samsun-Amasya-Çorum-Kırıkkale hızlı tren projesi çalışmasının da sürdüğünü belirtti.
Yıldırım, "Amasya'ya hızlı tren yapıldığında Ankara'ya, Konya'ya sadece bir kaç saat içinde bağlanacak. Böylece sabah Ankara'ya kahvaltıya gideceksiniz. Oradaki akrabalar öğlen yemeğine size gelecek. Yol medeniyet, su medeniyettir. Projede bölüm bölüm ihale ve proje hazırlık çalışmaları devam ediyor." şeklinde konuştu.
Orman ve su işlerinde Amasya'ya 14 yılda toplam 540 milyon lira tutarında yatırım yapıldığını vurgulayan Yıldırım, Yassıçal, Değirmendere ve Ziyaret barajlarını tamamladıklarına işaret etti. Yıldırım, Amasya için önemli olan Aydıncık Barajı'nın da yapımına devam edildiğini, beş baraj daha yapıldığını bildirdi.
Hükümetleri döneminde Amasya'da çiftçilere 580 milyon lira destek verdiklerini hatırlatan Yıldırım, Amasya için eser üretmeye devam edeceklerini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, Amasyalılara, "Bizde tehdit, korkutma yok. Bizde hedef, ümit, heyecan var. Bizde yalan dolan iftira yok. Biz gönül diliyle konuşacağız. Biz akıllara, gönüllere hitap edeceğiz. 16 Nisan'da Amasya'da sandıkları lime lime dolduracağız." diye seslendi. HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ