Yıldırım: 'Siyasi tarihimizde yeni bir sayfa açılmıştır'

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıldırım, 'Siyasi tarihimizde yeni bir sayfa açılmıştır' dedi.

Konuşmasının başında 16 Nisan'da yapılan halk oylamasının ardından ilk kez gerçekleştirilen grup toplantısının ve bundan sonraki TBMM çalışmalarının hayırlara vesile olmasını dileyen Yıldırım, Türkiye demokrasisinin halk oylamasıyla bir olgunluk sınavını ortaya koyduğunu ve bunu bütün dünyanın gördüğünü söyledi. Vatandaşların 81 ilde barış içinde huzurla, yüzde 85'i aşan yüksek bir katılımla sandıklara giderek, oylarını kullandığını dile getiren Yıldırım, demokrasiye sahip çıkan yurt içindeki ve yurt dışındaki vatandaşlara şükranlarını sundu. Yıldırım, 16 Nisan'daki halk oylamasının milletin demokrasiye sarsılmaz inancını gösterdiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Pazar günü ilk kez sandık başına giden 1 milyon 269 bin genç kardeşimizi özellikle tebrik ediyorum. Tam bir demokratik olgunlukla gerçekleştirdiğimiz bu halk oylamasıyla siyasi tarihimizde yeni bir sayfa açılmıştır. Bu yeni sayfanın ülkemize, milletimize, siyasi hayatımıza çok güzel bir gelecek vaat ettiğine yürekten inanıyorum. Pazar günü, kesin olmayan sonuçlara göre 58 milyon 517 bin 931 kayıtlı seçmenden 49 milyon 794 bin 539'u sandığa giderek oy kullanmıştır. Katılım oranı yüzde 85,09 gibi rekor bir düzeyde olmuştur. Millete sunduğumuz anayasa paketinin milletimizin teveccühüne mazhar olmasından büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz. Sandıktan çıkan sonuçla Türkiye kazanmıştır, millet kazanmıştır. Bu halk oylamasının kaybedeni yoktur." "BUGÜN KENDİMİZİ YENİLEME ZAMANI" Sandıktan çıkan sonucun yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurgulayan Yıldırım, sadece "evet" kampanyasına destek 25 milyon 154 bin 257 vatandaşın değil, aynı zamanda tercihi "hayır" yönünde olan 23 milyon 775 bin 294 vatandaşın da kazandığını söyledi. Yıldırım, demokrasinin güçlenerek halk oylamasından kazançla çıktığını belirterek, "Bu sonuçtan 81,7 ile 'evet' oyu veren Bayburt'ta, yüzde 80,41 'hayır' diyen Tunceli de aynı derecede kazançlı çıkmıştır. Artık bugün yeni bir gün. Bugün kendimizi yenileme zamanı. Mevlana'nın dediği gibi, 'ne kadar söz varsa düne ait, dünde kaldı cancağızım. Şimdi artık yeni şeyler söylemek lazım." şeklinde konuştu. Siyasetçilerin yüzünü geleceğe dönmesi, yeni şeyler söylemesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti: "Bugünden itibaren ülkemiz ve geleceğimiz için sorumluluğumuzun daha da arttığını, çok daha fazla çalışmamız gerektiğini farkındayız. Şaibe söylentileri yayarak halk oylaması sonucuna gölge düşürmeye çalışmak beyhudedir, boştur. Millet iradesi özgürce sandığa yansımış ve bu iş bitmiştir. Buna anamuhalefet partisi başta olmak üzere herkesin, her kesimin saygı duyması gerekmektedir. Oy oranlarından yola çıkarak milletin sözü üzerine söz söylemek yanlıştır. Evet ve hayırların yakın oranlarda olmasından hareketle vatandaşları ayrıştırmak isteyenlerin asla oyununa gelmeyeceğiz. Büyük bir uyum içinde hep birlikte geleceğe yürümekten vazgeçmeyeceğiz." Halk oylamasının demokratik olgunluk içinde gerçekleşmesini sağlayan bütün vatandaşlara şükranlarını sunan Yıldırım, yurt dışındaki seçmenlere de ülkelerinin geleceklerini sahip çıktıkları için teşekkür etti. "AK PARTİ KADROLARI OLARAK YENİ SİSTEME İNANDIK" Yıldırım, AK Parti kadroları olarak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine en başından bu yana inandıklarını dile getirerek, anayasa değişikliğinin ülke ve millet için ihtiyaç olduğunu söylediklerini hatırlattı. "Daima millet, kararımız evet" diyen Yıldırım, kampanyayı da 26 Şubat'ta darbe girişimi sırasında bir destan yazan Kahramankazan'dan başlattıklarını hatırlattı. Yıldırım, 2 ayda 54 il ziyareti yaptığını ayrıca 2 yurt dışı ziyaretinde de vatandaşlarla bir araya geldiğini anlattı. Toplamda 71 miting gerçekleştirdiğini, ülkenin her köşesine gittiğini vurgulayan Yıldırım, bu arada bir yandan da devlet ve memleket işlerini aksatmadıklarını, 14 açılış ve temel atma törenini yaptıklarını aktardı. Yıldırım, çeşitli illerde, sivil toplum örgütlerinin, iş adamlarının ve kanaat önderlerini katıldığı 22 toplantı gerçekleştirdiklerini, Doğu ve Güneydoğu illeri kanaat önderleriyle verimli bir toplantılar yaptıklarını da söyledi. Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması kampanya sürecinde, her fırsatta milletle buluştuğunu, hasret giderdiğini, her gittikleri yerde vatandaşların, kendilerini bağrına bastığını belirtti. AK Parti teşkilatına ve kampanya sürecinde emeği geçenlere teşekkür eden Yıldırım, "AK Partimizin bütün kademeleri, il, ilçe teşkilatlarımız, her zaman olduğu gibi kadın ve gençlik kollarımız, canla başla çalışmalarını sürdürdüler. Bütün vatan sathında cadde cadde, sokak sokak, ev ev, dükkan dükkan vatandaşlarımızla bir araya geldik, dertleştik, onları dinledik, meramlarını anlamaya çalıştık. Fedakarca yürütülen bu çalışmaları için bütün yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı. AK Parti teşkilatıyla gurur duyduğunu vurgulayan Yıldırım, 2001 yılından bu yana bütün unvanlardan bağımsız olarak sadece AK Partililik şuuruyla hareket eden yol arkadaşlarına şükranlarını sundu. "MİLLET GELECEĞİNE KARAR VERMİŞTİR" AK Parti'nin, halk oylamasında öncülük görevini yerine getirdiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu tarihi yolculukta bizimle birlikte aynı amaç uğrunda çalışan partiler de oldu. Başta MHP Genel Başkanı ve bütün MHP kadrolarına, BBP Genel Başkanı ve teşkilatına, Hüda Par Genel Başkanı ve teşkilatına da halk oylamasında verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Tabii ki biz bu değişikliği MHP ile ortak hazırladık. Komisyon ve Meclis görüşmelerinde güzel bir ortak çalışmayı da ortak duruşu da yerine getirdik. Bu halk oylaması, milletin kararına giderken de aynı hedef uğrunda birlikte çalıştık. Sonuçlardan sonra kimin ne kadar destek verdiğini sorgulamaya kalkmak abesle iştigaldir. Bu, Sayın Bahçeli'nin de Meclis görüşmelerinde dediği gibi 'Kim kabul dedi, kim ret dedi, bunu mercekle aramak lazım.' Böyle bir şey olmaz. Bu bir parti seçimi değildir, partiler seçime girmiyor, partiler oy almıyor. Bu, milletin geleceğinin seçimidir. Millet geleceğine karar vermiştir, sistem değişikliğine 'evet' demiştir, olay bitmiştir." Halk oylamasında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen desteği, teröre karşı mücadelede birlik ve beraberliğin bütünlüğüne verilen anlamlı bir destek olarak gördüğünü aktaran Başbakan Binali Yıldırım, bölgede yaşayan vatandaşlara teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini bildiren Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin önünü açacak bu tarihi değişimi başından beri büyük bir kararlılıkla savundu, milletimizle arasında öteden beri var olan muhabbet köprüsüyle gönülden gönüle seslendi. O milletimize inandı, güvendi, milletimiz de ona inandı, güvendi. Kendilerine şahsım ve partim adına şükranlarımı sunuyorum." dedi. "RESMİ SONUÇLARIN AÇIKLANMASIYLA SÜREÇ BAŞLAYACAK" Anayasa değişikliği halk oylamasının ardından bazı maddelerin hemen, bazılarının ise 3 Kasım 2019'da Meclis seçimiyle Cumhurbaşkanlığı seçiminin birlikte yapılacağı seçimden sonra yürürlüğe gireceğini kaydeden Yıldırım, şunları söyledi: "Önce yürürlüğe girecek hususlardan biri, Hakimler Savcılar Kurulu'nun yeniden oluşturulmasıdır. Resmi sonuçların açıklanmasıyla süreç başlayacak ve 40 gün içerisinde tamamlanmış olacaktır. Diğer bir konu da yargıda birliğin sağlanmasıdır. Askeri yargı tamamen sona erdirilecek, yargıda birlik sağlanmış olacak. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı bir kez daha teyit edilmiş olacaktır. Ayrıca hemen yürürlüğe girecek olan diğer bir husus da Cumhurbaşkanımızın, kurucusu olduğu AK Parti ile ilişiğinin tekrar kurulmasıdır. Dolayısıyla resmi sonuçların ilan edilmesiyle beraber kurucu genel başkanımızı partimize davet edeceğiz ve kendilerini aramızda görmekten büyük bir bahtiyarlık duyacağız." Yıldırım, gelinen noktada yoğun bir çalışma programının kendilerini beklediğini söyledi. Anayasa değişikliği ile beraber yeni döneme kadar TBMM İçtüzüğü değişikliği, mevcut kanunların cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyumlu hale getirilmesi gibi önemli çalışmaları seçimler öncesinde mutlaka bütün parti gruplarının istişaresiyle tamamlamayı düşündüklerini ifade eden Yıldırım, yeni dönemde millete söz verdikleri her konuda gerekli adımları atacaklarını dile getirdi. Millete en iyi şekilde hizmet etmenin ve Türkiye'yi geleceğe taşımanın birinci derecede öncelikleri olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: "Türkiye'yi insan hak ve özgürlüklerinde sadakatle bağlı, insan onurunu korumayı esas alan en ileri demokrasiler seviyesine taşıyacağız. Halk oylaması sonrası buradan yaptığımız ilk grup toplantısında ilan ediyorum; istisnasız bütün vatandaşlarımızın hukukunu korumak, savunmak, siyasetimizin esası olmaya devam edecek. Evrensel değerlerin korunması, bütün vatandaşların, bütün canlıların, bütün inanç ve düşüncelerin hukukunun korunması en büyük meselemiz ve önceliğimiz olacak. Bir tek vatandaşımızın dahi kalbinin kırılmasına rıza göstermeyeceğiz. Allah'ın izniyle kibir nefislerimizi rehin almayacak. Kapalı kapılar ardında değil hep milletimizin içinde olacağız. Şeffaf ve berrak bir yönetim anlayışıyla vatandaşımıza hizmet etmeye devam edeceğiz." "VESAYET ARTIKLARINI MİLLETİN DEMOKRASİSİNİN BAŞINA BELA OLMAKTAN ÇIKARACAĞIZ" Yıldırım, ayrımcılığın her türlüsünü reddedeceklerini, eleştiriye her daim açık olacaklarını söyledi. Herkese düşen görevin aşkla, şevkle milletin emanetine sahip çıkmak olduğunun altını çizen Yıldırım, 'Bu dava, birliğin ve bütünlüğün davasıdır. Bu mesele sen, ben meselesi değil memleket meselesidir." dedi. Dünyanın gözünün Türkiye'nin üzerinde olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini belirten Yıldırım, sadece Türk vatandaşlarının değil, mahzun ve mağdur tüm insanlığın meselelerini kendilerine dert edindiklerini ifade etti. Bütün insanlık için adalet ve barış istediklerini ve bunun mücadelesini verdiklerinin altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu felsefeyi taşıyan partimiz, evrensel siyasetin markası haline gelmiştir. Bu evrensel markanın sadece vatandaşlarımız için değil bütün bölge ve insanlık için ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. İnsan ve vatandaş odaklı siyasetimizin aslı ve özeti insan onurunu yüceltmek, vatandaşlarımız hak ve hukukunu muhafaza etmektir. Siyasetimizin esası demokrasimizi güçlendirmek, hukuk düzenini daha muhkem hale getirmektir. 15 yılda sessiz devrimler yaptık, devlet ile vatandaş arasındaki ihtilaf alanlarını büyük ölçüde azalttık. Bütün bunlara rağmen 15 Temmuz ihanetine maruz kaldık ve milli iradeyi hakim kılmak için böyle bir karar almak mecburiyetindeydik. Devletin içindeki vesayet odaklarının vatandaş adına tamamen tasfiye edilmesi ve gelecek için tedbir alınması bir mecburiyet haline gelmişti. 16 Nisan'da milletle birlikte bu tedbiri aldık, almaya da devam edeceğiz. Vesayet artıklarını milletin demokrasisinin başına bela olmaktan çıkaracağız." Başbakan Binali Yıldırım, referandum sürecinde yoğun bir kampanya dönemi geçirdiklerini, o heyecanlı günlerde sözlerinin bazen maksadını aşmış olabileceğini belirtti. "KIRGINLIKLARI BİR KENARA BIRAKMA ZAMANI..." ‘Evet'i savunanların da 'Hayır' diyenlerin de zaman zaman birbirlerini incitmiş olabileceğini ifade eden Yıldırım, şimdi incinmeleri, kırgınlıkları bir kenara bırakma, millet için el ele verme ve geleceği inşa etme zamanı olduğunu söyledi. Baştan beri söyledikleri 50 artı birin, meşruiyet, milli iradenin tecellisi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Sonunda da milletimiz fikrini söylemiş ve tercihini yüzde 51,4 oran ile 'evet'den yana kullanmıştır. Seçmen son sözünü söylemiştir. Şimdi her zamankinden fazla kardeşlik günüdür. Unutmayalım biz biriz, beraberiz, kardeşiz, birlikte Türkiye'yiz. Bütün farklılıklarımızla birlikte bir bütününüz. Türkiye, tarihin, coğrafyanın, ortak kültürün kardeş kılındığı büyük bir ailedir. Biz bu ailenin içine fitne sokmaya çalışanlara asla müsamaha göstermeyeceğiz. Allah birliğimizi, beraberliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin." diye konuştu. "BUNDAN SONRA EKONOMİMİZ DAHA DA GÜÇ KAZANACAK" Yıldırım, iktidar partisi olarak bu demokratik vakarı özenle koruyacaklarından tüm vatandaşların emin olmasını istedi. Bu noktada muhalefet partileri ve bütün muhalif kesime bir çağrıda bulunan Yıldırım, "Tartışmalar, sert söylemler, seçim kampanyalarının belki bir nebze tuzu biberi oldu ama millet kararını verdi, oylama yapıldı ve sonuç belli oldu. Bundan sonra hepimize düşen görev, enerjimizi ülkemizin daha güzel, daha güçlü, daha istikrarlı olması için çalışmaktır. Bundan sonra ekonomimiz daha da güç kazanacak, refah toplumu bütün fertlerimiz tarafından hissedilecektir. Türkiye'yi dünyanın en güçlü ekonomileri arasına taşımak için gerekli çalışmaları kararlılıkla sürdüreceğiz." dedi. Yıldırım, sanayicinin, ihracatçının işçinin, memurun, emeklinin, esnafın gözü kulağı olacaklarını, onların hakkını ve hukukunu gözeteceklerini dile getirdi. Türkiye'de istikrarın referandum oylamasıyla bir kez daha teyit edildiğini ifade eden Yıldırım, yerli ve yabancı yatırımcı için Türkiye'nin bundan böyle daha cazip hale geldiğini kaydetti. "BİR ELİN NESİ VAR, İKİ ELİN SESİ VAR DİYECEĞİZ" Yıldırım, AK Parti'nin, hakkaniyetin, aklıselimin ve milletin sesi olmaya devam edeceğini belirterek, "Sorumluluğumuz, yükümüz daha da artmıştır. Ama bu yükü taşımak bizim için en büyük onurdur." diye konuştu. Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyaseti dürüstlükle, samimiyetle, mutlaka hakkaniyetle sürdürmek bizim millete olan sözümüzdür. Millet olarak geleceğe alnı ak, başı dik olarak yürüyeceğiz. Ülkemizin yararına en küçük bir fikri olan, bir sözü olana mutlaka kulak vereceğiz. Eskisinden daha çok 'Bir elin nesi var, iki elin sesi var' diyeceğiz. Meclis çatısı altında, dışarıdaki sivil siyaset kurumlarıyla da her zaman iletişime açık olacağız. Allah yar ve yardımcımız olsun, bizi milletimize mahcup etmesin. Allah'a emanet olun. Sağolun, varolun." HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ

Bakmadan Geçme