Yıldırım: 'Türkiye'nin kapılarını siz açacaksınız'
Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Başbakan Yıldırım '16 Nisan'da büyük Türkiye'nin kapılarını siz açacaksınız' dedi.
Yıldırım, Erzincanlı hemşehrilerini, "Ana ocağım, baba ocağım Erzincan. Seninle gurur duyuyorum, seni her daim yüreğimde taşıyorum. Şen olasın, var olasın, bahtiyar olasın Erzincan." diyerek selamladı.
Erzincan'ın, yakın tarihe kadar büyük acılar yaşadığını, Birinci Dünya Savaşı'nda şehrin yakılıp yıkıldığını hatırlatan Yıldırım, 1939'daki büyük depremde Erzincan'ın yerle bir olduğunu, 1992 depreminde büyük hasar gördüğünü belirtti.
Bu toprakların acıyla yoğrulduğunu, gözyaşıyla sulandığını dile getiren Yıldırım, "Erzincan'da umut yıkılmaz, Erzincan'da insan yıkılmaz. Erzincan'ın havası, iklimi serttir ama insanı mert oğlu mertti, yirmi dört ayardır." diye konuştu.
Yıldırım, Erzincan'da yıkılanın yeniden yapıldığını, Erzincan'ın direndiğini, hep hayatta kaldığını ve her zaman küllerinden doğduğunu söyledi.
"BU GURUR BENİM DEĞİL ERZİNCAN'IN GURURUDUR"
Erzincan'ın, Türkiye Cumhuriyeti'ne bugüne kadar üç başbakan yetiştirdiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Merhum Şemsettin Günaltay, o da bir Erzincanlıydı. Yıldırım Akbulut, o da hemşehrimizdi, o da Erzincanlıydı ve geçen yıl 22 Mayıs'ta AK Partimizin kongresinde, delegeler büyük çoğunlukla bir hemşehrinizi, kardeşinizi, Erzincanlıyı, şahsımı, genel başkan seçti ardından Cumhurbaşkanımız, şahsıma 65. Hükümeti kurma görevini verdi. Bu gurur benim değil Erzincan'ın gururudur, sizin gururunuzdur. Bu, Erzincan'ın başarısıdır.
Bizi Erzincan yetiştirdi, biz Erzincan'ın ekmeğiyle havasıyla suyuyla yetiştik. Sizin evladınız olarak yıllarca Ulaştırma Bakanlığını alnımızın akıyla yaptık. Şimdi de Erzincanlı kardeşiniz, başbakan olarak hem Erzincan'ın hem de ülkemizin yüzünü güldürmek için gece gündüz çalışıyoruz. Rabbim beni Erzincan'a mahcup etme. Rabbim Erzincan'ı mahcup etme. Aşkınız, sevdanız, ahde vefanız için herbirinize çok teşekkür ediyorum canlarım, Erzincanlılarım. Allah hepinizden razı olsun."
Şehitlere, gazilere, depremlerde kaybedilen canlara Allah'tan rahmet dileyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Erzincan şimdi diyor ki 'Yıllar sonra bir başbakan çıkardık, anayasa değişiyor, Başbakanlık kaldırılıyor.' Vatana hizmet, makamla mevkiyle olmaz, eğer içinizde memleket aşkı varsa toprağı sürerek de hizmet edersiniz, ticaret yaparak da hizmet edersiniz. İşinizi en iyi şekilde yaparak da bu ülkeye, bu cennet vatana hizmet edersiniz. Gerektiğinde canını ortaya koyarak da ülkeye, vatana hizmet edersiniz. Biz Türkiye sevdalısıyız. Dün Ulaştırma Bakanı olarak ülkeme hizmet ettim, bugün başbakan olarak aynı şekilde ülkemize hizmet ediyoruz. Yarın da ne vazife verirseniz, siz ne derseniz, biz onu yaparız. Bizim ilkemiz belli, bizde durmak yok, yola devam."
Bu sırada alandaki vatandaşların, yöresel ağızla, "Hökümet seninle gurur duyuyor." şeklinde slogan atmaları üzerine Yıldırım da "Biz hökümetle gurur duyuyoruz, Refahiye ile gurur duyuyoruz." karşılığını verdi.
Bu hafta gerçekleştirdiği il ziyaretlerini hatırlatan Yıldırım, "Çarşamba günü ülkenin en doğusunda, Ardahan'daydık. Perşembe günü Orta Anadolu'da Çankırı'da, Karabük'teydi. Cuma günü yeniden doğuya Gümüşhane'ye, Bayburt'a geldik. Dün en batıya, destan yazdığımız, ecdadımızın destanlaştırdığı Çanakkale'deydik. Biz de doğu yok, batı yok. Kuzey güney yok, yakın uzak yok. Bizde 780 bin kilometrekare vatan toprağı, tek Türkiye var. 80 milyonla her an her yerde birlikteyiz." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, son bir yılda temeli atılan ve açılışı yapılan büyük yatırımları anlatarak, büyük ve küresel projeleri tek tek açarken, yeni büyük projelerin de temellerinin atıldığını söyledi.
AK Parti'nin konuşmadığını, millet için hizmet ürettiğini vurgulayan Yıldırım, "Biz konuşmuyoruz, eserler konuşuyor. Onlar konuşur, AK Parti yapar. Onlar Gezi Olaylarıyla ülkeyi karıştırmaya çalıştılar, biz eser ürettik. Onlar 17-25 Aralık'la yargı darbesi yapmaya çalıştılar, biz iş ürettik. Onlar terör üretir; askere, polise, bebeklere, çocuklara, yaşlılara kurşun sıkar, biz hem onlarla mücadele eder hem de ülkeyi büyütürüz, ekonomiyi büyütürüz. Onlar 15 Temmuz'da asker kılığına girerek ülkeyi işgale çalışırlar, biz hem onları püskürtür hem de ülkemize hizmet ederiz." diye konuştu.
15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişiminde Erzincanlıların da yiğitçe mücadele ettiğini belirten Yıldırım, hemşehrilerine teşekkür ederek, "Allah sizden razı olsun, sağ olun, var olun" dedi.
Yatırımlara, yapılacak işlere sürekli "hayır" diyenlerin bulunduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"İktidara yürürken '15 bin kilometre bölünmüş yol yapacağız' dedik. Ne dediler? 'Hayır, yapamazsınız.' Biz de 'yaparız' dedik. 15 bini de yaptık, 19 bin 500 kilometre yeni bölünmüş yol yaptık. Biz, 'paradan 6 sıfır atacağız' dedik. 'Hayır, yapamazsınız. Yapın, çıkıp Taksim'de anıracağız' dediler ama biz yaptık. 'Ankara-İstanbul arasına yüksek hızlı tren yapacağız' dedik, 'Hayır yapamazsınız' dediler, biz yaptık. Sadece İstanbul-Ankara arasına değil, aynı zamanda Ankara-Konya arasına da yaptık, hizmete açtık. Sırada Bursa var, Sivas var, can Erzincan var. Daha sonra Adana, Mersin ve diğer şehirler... Yüksek hızlı treni buraya da getiriyoruz.
Biz '500 bin konut yapacağız' dedik, 'Hayır, yapamazsınız' dediler. Biz, 'evet yaparız' dedik, 500 bini de aştık, hamdolsun 750 bin konut yaptık. Marmaray, 'asırlık rüya gerçeğe dönüşecek' dedik, 'Hayır, yapamazsınız' dediler, yaptık. Osman Gazi Köprüsü'ne yine 'hayır' dediler, 'evet, yaparız' dedik, yaptık hizmete açtık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Avrasya Tüneli'ne 'hayır' dediler ama bitince en önce onlar geçti. İşte bunlar böyle, 'hayır' derler, bitince de kimseye sırayı vermezler. Şimdi dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz, seneye bu vakitlerde açacağız onlara rağmen. Çanakkale Köprüsü'ne de 'hayır' diyorlar, biz de 'evet' diyoruz. İnşallah Cumhuriyet'in 100'üncü yılında bu muhteşem köprüyü de bitireceğiz. Onların işi hep 'hayır' demek engellemek, bizim işimiz de 'evet' demek, yapmak, bitirmek, milletin hizmetine sunmak."
“TÜRKİYE'Yİ ÜÇE KATLADIK”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle hem kazanımların kalıcı hale getirileceğini hem de daha hızlı büyümenin ve daha fazla kalkınmanın önünün açılacağını belirten Yıldırım, "Bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptık, Türkiye'yi üçe katladık. İhracatı 5 kat artırdık, yatırımı, üretimi, eserleri büyüttük ama bütün bunları 'hayır' diyenlere, engel çıkartanlara, takoz koyanlara, taş koyanlara rağmen yaptık." diye konuştu.
Vatandaşlara, halk oylamasının yapılacağı 16 Nisan'da tüm engelleri ortadan kaldırmaya hazır olup olmadıklarını soran Yıldırım, şöyle devam etti:
"16 Nisan'da bütün bu takozları, engelleri yoldan sizler çekeceksiniz. 16 Nisan'da yükselişin, dirilişin, büyük Türkiye'nin kapılarını siz açacaksınız. Hatırlayın, merhum Menderes'i millet seçti ve iş başına getirdi. Merhum Menderes ve arkadaşları, bu ülke için çok eserler ortaya koydu. CHP, o zaman da böyleydi. 'Hayır, yapamazsınız. İktidarı bizimle paylaşmanız gerekir.' dedi. Merhum Menderes, boyun eğmediği için darbe yaptırdılar ve hayatına kastettiler. 80'de Meclis cumhurbaşkanını seçemedi diye bunu bahane edip, 12 Eylül darbesini yaptılar.
Merhum Özal, bu ülke için çok hizmetler yaptı, çok işler yaptı. Onu da engellemek için çok uğraştılar. Merhum Erbakan, milletin oyuyla iş başına geldi. Yine merhum Erbakan'ı da çalıştırmadılar. Tanklarla demokrasiye balans ayarı vermeye kalktılar. Bütün bu devlet adamlarına Allah'tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun. Bugüne kadar milletin seçtiği hiçbir hükümeti rahat bırakmadılar. Millet iktidarını, gücünü hep paylaşmaya çalıştılar."
“DÜŞÜN ARTIK MİLLETİN YAKASINDAN”
CHP'nin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle "tek adam" anlayışının ortaya konacağı yönündeki açıklamalarını değerlendiren Yıldırım, "Derdi ne? Derdi, millet iktidar olmasın. Allah aşkına, bu millet iktidarını sizinle paylaşmak zorunda mı? Bu millet iktidarını, vesayet odaklarıyla paylaşmak zorunda mı? Halkın seçtiğinden niye rahatsız oluyorsunuz? Çekilin artık, düşün milletin yakasından, çekilin artık milli iradenin önünden. 16 Nisan millet iktidarının güçleneceği andır, 16 Nisan milli iradenin şaha kalktığı gün olacaktır." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun 'Tek adam ülkeyi yönetecek.' değini hatırlatarak, şu görüşlere yer verdi:
"Sen istiyorsun diye, iki tane mi cumhurbaşkanı seçeceğiz, iki tane mi muhtar seçeceğiz, iki tane mi belediye başkanı seçeceğiz? Bunlar, bugünlerde HDP ile sıkı fıkılar, eş başkanlığa kafayı takmışlar. Evet, 'tek adam' olacak, patronu da millet olacak, siz olacaksınız. Patronun millet olduğu yerde diktatörlük olmaz. Meclis, daha da güçlenecek, yargı hem bağımsız hem tarafsız olacak. Millet, cumhurbaşkanlarını, hükümetleri denetleyecek, hesap soracak.
Bu ülkede eğer 'tek adam' yönetiminden bahsediliyorsa CHP yönetimi kendine baksın, 7 seçim kaybetti hala tek adam. Tek adam yönetimi arıyorlarsa, Sayın Kılıçdaroğlu aynaya baksın."
"MİLLİ İRADENİN DAHA GÜÇLÜ TEMSİLİ İÇİN MİLLETVEKİLİ SAYISI ARTIRILACAK"
Yapılacak anayasa değişikliğiyle milletvekili sayısının 600'a çıkarılmasına yönelik eleştirilere ilişkin olarak da Yıldırım, "Bir de çıkmış diyor ki '600 milletvekiline ne lüzum var? Çok'. Niye? Maaş alacaklarmış. Kendi milletvekillerinin 2 trilyonluk faturasını unuttular galiba. Bir yılda 2 milyonluk fatura ne demek biliyor musunuz? 135 milletvekilinin bir yıllık maaşı demek. Söylediği lafa bak, önce kendi adamlarına bak da ondan sonra millete laf et." dedi.
Başbakan Yıldırım, nüfustaki artış ve milli iradenin daha güçlü temsili için milletvekili sayısının 600'e çıkarılacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Geçmişte nasıldı? 1923'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde her 20 bin nüfus için bir milletvekili, 1934'te yine her 40 bin nüfus için bir milletvekili seçilmiş. İnönü döneminde 40 bin nüfus için bir milletvekili seçilmiş, 1982 darbe anayasasından sonra bu iş 400 milletvekiliyle sabitlenmiş. 1987'de merhum Özal, o dönemde halk oylaması yapmış ve halk oylamasıyla beraber millet milletvekili sayısını 450'ye çıkarmış.
Şimdi, sıkı durun. Kılıçdaroğlu ne söylediğinin farkında değil. Şimdi milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasını tenkit ediyor ama bakın ne yapmışlar farkında değil. 1995, DYP-ANAP-CHP, anayasa teklifi hazırlıyorlar ve 'milletvekili sayısı 600 olsun' diyorlar. Ne zaman diyorlar? 1995. Kaç yıl önce? 22 yıl önce kendileri '600'e çıksın' demişler ve altına da imza atmışlar. Sonra, Meclis'e gelince demişler ki 'Bu 600 çok, bunu 550 yapalım'. O zaman Türkiye'nin nüfusu ne biliyor musunuz? 59 milyon. Şimdi ne kadar? 80 milyon. Seçmen sayısı ne? O zaman 29 milyon, şimdi 59 milyon. Kendileri 450'den 550'ye çıkarırken ses yok. Gerekçesi ne? Nüfus artmış. Şimdi, nüfus artmadı mı, 59 milyondan 80 milyona çıkmadı mı? Seçmen sayısı 29 milyondan 59 milyona çıkmadı mı? Bunlar, neresinden tutarsan dökülüyor."
Yıldırım, cumhuriyetin ilk yıllarında 40 bin kişiye bir milletvekili düşerken şu anda 145 bin kişiye bir milletvekili düştüğünü, bu oranın Avrupa ülkelerinde 50-60 bin olduğunu dile getirdi. Başbakan Yıldırım, "600'den niye rahatsız oluyorsun ey CHP, ey Kılıçdaroğlu?" diye sordu.
Anayasa değişikliğiyle Türkiye'de güçlü hükümet dönemini başlatacaklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Artık 'seçim oldu, hükümet kuruldu, kurulmadı' diye bir şey yok. Seçim bitince hükümet belli oluyor, milletten güven oyu alıyor ve ondan sonra 5 yıl boyunca kesintisiz hizmet. 5 yıl sonra eğer beğenirseniz bir daha seçiyorsunuz, beğenmezseniz değiştiriyorsunuz. Menderes dönemi güçlü hükümet vardı, memleket hizmet gördü. Özal dönemi güçlü hükümet vardı, memleket eserler gördü. AK Parti dönemi, kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan vardı, Türkiye hizmet gördü. Artık diyoruz ki her seçimden güçlü iktidar çıksın, istikrar çıksın, 5 yıl boyunca ülkede seçim kaygısı olmasın. Millet karar versin, ülkeyi kim yönetecekse görevi alsın, bir dahaki seçime kadar o görevi sürdürsün. Büyük projeler gecikmesin, milletin hayalleri ertelenmesin, sorunlar torunlara kalmasın. Milletin iktidarına, milletin hükümetine artık hiç kimse laf edemesin, el uzatamasın. Güç sizde, mühür sizde. Cumhuriyet hükümetlerini göreve siz getireceksiniz, görevden alınacaksa siz alacaksınız. Darbelere artık geçit yok. Tuzaklara, tezgahlara geçit yok."
Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'de ekonomiyi istikrar içinde daha da büyüteceğini, yatırımların, üretimin artacağını, iş imkanlarının doğacağını bildirdi.
Sistemin, dış politikada, terörle mücadelede Türkiye'nin elini daha da güçlendireceğine dikkati çeken Yıldırım, bu değişikliğe terör örgütlerinin karşı çıktığına değindi.
Yıldırım, "Feto örgütü var gücüyle 'hayır' için çalışıyor. PKK 'hayır' diyor. Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre, alayı 'hayır' diyor." dedi.
Almanya ya da Hollanda'da "evet" kampanyası yapılmak istenirse kapıların kapatıldığını, "hayır" kampanyası yapanlara ise sonuna kadar kapıların açıldığını dile getiren Yıldırım, bölücü terör örgütünün Frankfurt'ta meydanlarda miting yaptığını, terör örgütü ele başının fotoğraflarının taşındığını, PYD'li terörist başının da Suriye'den gidip Frankfurt'ta "hayır" mitingine katıldığını belirtti. HABER-FOTO: BAŞBAKANLIK BASIN MERKEZİ