Anlamlarını Öğrenince Şok Şaşıracaksınız – Osmanlı'nın Zarafeti!
İncelik ve bilgelikle dolu Osmanlı'nın günlük yaşamlarındaki zariflik mezar taşlarına da yansımış. Taşlardaki semboller ve işaretlerle bize bilgiler veren bu taşlar, bakın hangi incelikleri barındırıyor. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Günümüzde sadece görünüşü açısından tercih ettiğimiz ve kalitesi açısından değerlendirdiğimiz mezar taşları, Osmanlı’da adeta sanatla bütünleşmiş şekilde yapılıyordu.
Osmanlı zamanındaki mezar taşları ölen kişilerin mesleği, cinsiyeti, medeni durumu hatta ulemalık derecesi hakkında bile bilgi verebilecek kadar inceliklerle semboller, şekiller ve motifler aracılığıyla işlenmiş durumda.
Örneğin bir kadına ait mezar taşında, kadının inceliğini ve letafetini, naifliğini yansıtacak çiçekler, buketler, bahar dalları, gerdanlık, küpe ve broş desenleriyle süslüyorlardı.
Ve yine bu mezarların ayak taşına da koparılmış bir goncasın anlamına gelen kırılmış bir gül goncası işliyorlardı.
Bazı mezarlıklarda gördüğümüz burma sarıklı başlık ise genellikle paşa, defterdar gibi üst düzey devlet adamları için kullanılıyordu. Bu sarık türünü daha çok 16. Yüzyıl’da, Sokullu Mehmet Paşa türbesi civarındaki mezar taşında görmek mümkün.
Kavuklar ve Çeşitleri
Örfi destarlı kavuğu takanların büyük bölümü küçük dereceli ulema, küçük ve orta kademeden kadılar, müftüler, imamlar, vakıflarda çalışanlar, dervişler ve şeyhlerdir.
Daha iri dilimlere ait örfi destarlı kavuk, üst dereceden ulemalara aitti. Bu tür kavukları, şeyhülislamlar, kazaskerler, üst dereceden kadılar, Mekke ve Medine'de hizmette bulunan hocalar takardı.
Kallavi kavuk Osmanlı yönetiminde sadrazam, kubbealtı vezirleri ve kaptan-ı deryalar için kullanılırdı. Bu kavukların özelliği ise yalnızca orduyla birlikte sefere çıkıldığında veya arefe günlerinde takılmasıdır.
Kâtibi kavuk ise İstanbul mezarlıklarında en sık rastlanan başlıklardandır. Baş kapı kethüdaları, kapıkulu görevlileri ve üst düzey yeniçeriler tarafından kullanılmıştır.
Denk geldiyseniz bir de fesli mezar taşları vardır. Fesli başlıklar genellikle kişinin mesleği hakkında tam bir bilgi vermezler. Bu başlıktan sadece kişilerin hangi dönemde yaşadıkları anlaşılabilir. Bu mezar taşlarının en büyük ve görkemlileri II. Mahmud döneminde kullanılan feslerdir.
Kendine has bir kokusu olan ve yaz-kış yeşil kalan servi ağacı desenleriyle süslenmiş mezar taşları, vahdeti yani Allah'ı ve Allah’ın birliğini sembolize etmek amacıyla kullanılmıştı.
Servi içinde servi motifi, doğumda ölen kadını ve doğurduğu kız çocuğunu temsil etmektedir. Servi ağacı ve bu ağaca sarılmış üzüm motifi, elif gibi dimdik durmayı simgeliyordu.
Ucu eğik servi ağacı ise Allah'a olan saygıyı ifade ederdi.
Mezar taşları üzerinde sıkça gördüğümüz eşkenar dörtgen, altıgen, kare ve daire gibi geometrik desenler ise sonsuzluğun, kâinatın sembolleridir.
Milli kültürümüzün önemli unsurları arasında yer alan, her biri zamanlarının birer şahidi ve temsilcisi olan mezar taşları görüldüğü üzere günümüzden çok faklı olarak Osmanlı’da adeta dönemin gizli sesleri olmuş.