Atak: 'Maneviyat psikolojisi pazılın eksik kısmını dolduracak'

Yayın hayatına giren 'Maneviyat Psikolojisi' eserinin editörü Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Öğretim Görevlisi ve Erciyes Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi sorumlusu Mustafa Atak esere konu olan 'maneviyat psikolojisi' hakkında bilgiler verdi.

Atak: 'Maneviyat psikolojisi pazılın eksik kısmını dolduracak'

Paylaştığı bilgilerde Batı’nın bilime ve insana bakış açısının bu varlıkları anlama noktasında aciz kalacak bir yere geldiğini ifade eden ve ‘maneviyat psikolojisi’nin pazılın eksik kalan kısmını dolduracağını belirten ERÜ Öğretim Görevlisi Atak, sürdürdüğü konuşmalarında şunlara yer verdi; “Aydınlanma hareketinin ortaya çıkmasıyla birlikte Batı’da bilime bakış açısında büyük değişiklikler meydana gelmiş,  pozitivizm, ampirizm, rasyonalizm vb. fikirlerle bilim adamları kendilerine yeni bir rota belirlemişlerdir. Aydınlanma hareketini bir süre sonra medeniyete dönüştüren bilim adamları dini, hayatın dışında kabul etmiş, her şeyi laboratuar ortamında kanıtlamaya çalışmış ve insanı anlama noktasında aciz kalmışlardır. Manevi alanda oluşan boşluğu psikoloji bilimi ile doldurma çabaları yıllarca sürmüştür. Fehner, Freud gibi psikoloji biliminin öncüleri, insanı karanlık dehlizlerde bulunan varlık olarak algılamışlardır. İnsanı kaotik olarak tanımlamışlar ve çok yönlü sapık olarak ifade etmişlerdir. Bu anlayışa göre kadın eksik olarak yaratılmış ve eksikliğini gidermek için kapasitesini zorlayarak çalışmak zorundadır. İnsanın temel yapısını anlamak için içsel dünyaya doğru seyahat eden ilk psikolog Carl Gustave Jung’dur. Nefs psikolojisinin de temellerini atan Jung, yaptığı içsel seyahatlerle insanın ne olduğunu anlamaya çalışmış, kollektif bilinçdışı ve arketip tanımlarıyla insanı derinlemesine analiz etmiş ancak bu çabaları sonunda ‘Kırmızı Kitapta’ belirttiği gibi şeytan Abraxas’a teslim olmuştur. Psikosentez akımının kurucusu Assiogali, çeşitli maneviyat geleneklerinden esinlenerek bilinç dışıyla ilgili meşhur yumurta şemasını oluşturmuştur. William James, insanın bilinç ötesi alanının büyüklüğünü fark etmiş ve farklı bilinç halleriyle ilgili çalışmalarını sürdürmüştür. Daha sonraki dönemlerde Charles Tart ve Ken Wilber’in farklı bilinç durumlarıyla ilgili çalışmaları önemli bir aşamaya gelinmesine yol açmıştır.  Hümanistik psikoloji ekolünün ortaya çıkmasıyla birlikte insana bakış açısı değişmiş ve insan merkezli yaklaşımlar önem kazanmıştır.  Abraham Maslow’un maneviyat psikolojisiyle ilgili önemli çalışmaları olmuş, Maslow, ‘Dinler, Değerler ve Doruk Deneyimler’ kitabı ile modern psikolojiyi hallerle tanıştırmıştır.  Son dönemde ABD’ de Robert Frager, William Cttick vb. isimler yaptıkları çalışmalarla İslam Maneviyatı Psikolojisi’nin teorik temellerini oluşturmuşlardır. Türkiye’de Dr. Mustafa Merter, Mevlana ve Muhiddin İbn-i Arabi’den esinlenerek tasavvuf ve nefs psikolojisi çalışmalarıyla İslam Maneviyatı Psikolojisi’nin teorik temelinin oluşmasına katkıda bulunmuş, her insanın ‘hz. insan’ potansiyeli taşıdığını, en karanlık durumlarda bile mehtabın, aydınlığın ortaya çıkabileceğini belirtmiştir. Merter, süper vizyon eğitimleriyle de pratik çalışmalarını sürdürmüştür.”
 
“MANEVİYAT PSİKOLOJİSİ SEMPOZYUMLARI’NA OLAN İLGİ BEKLENENİN ÜZERİNDE”
 
Verdiği bilgilerde Maneviyat Psikolojisi Sempozyumları’na olan ilginin beklenenin üzerinde olduğunu kaydeden Atak; “Maneviyat psikolojisi, kısaca ifade ettiğimiz gibi değerli bilim insanlarımızın katkılarıyla bu günlere gelmiştir. ERÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi’nin öncülüğünde ilkini 2014 yılında düzenlediğimiz, Maneviyat Psikolojisi Sempozyumları’yla psikolojinin dördüncü ekolü olan ‘transpersonel psikoloji’ bilim dünyasına sunulmuştur. Maneviyat Psikolojisi Sempozyumları’na olan ilgi beklenenin çok fevkinde olmuş ve her geçen gün bu ilginin daha da arttığı görülmektedir. İnsanlığın maddi refah düzeyinin arttığı, fakat fakirliğin şiddetinin de azaldığı bir dönemi yaşıyoruz. Buna bağlı olarak bireylerin daha mutlu olması beklenirken, aksine bireylerin daha az mutlu daha çok huzursuz olduklarını görüyoruz. Depresyon oranları dünya genelinde yüzde 25’e yaklaşırken ABD’de bu oranlar yüzde 50’lere dayanmaktadır. Sadece depresyon mu? Anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, bipolar bozukluk gibi psikiyatrik kökenli rahatsızlıklar ve bunun yanında kişilik bozukluklarında da büyük artışlar meydana gelmektedir. İnsanlık, psikolojik ve ruhsal anlamda bunalım yaşamaktadır. Ve bu bunalımı aşma adına psikiyatristlere, psikologlara gitmekte ancak psikiyatrist ve psikologlarımızın tüm çabalarına rağmen yeterince çözüm sağlanamamaktadır. Yani işin özü psikoloji bilimi birtakım yerlerde tıkanmakta ve sıkışma, bunalma yaşamaktadır. İşte bu tıkanmayı aşma ve Psikoloji bilimine yeni bir ses, yeni bir soluk getirme adına Türkiye’de ilk kez düzenlenen  I.Ulusal Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu’yla bir ilk gerçekleştirilmiş, Maneviyat Psikolojisi bilim dünyasındaki yerini almaya başlamıştır. II’nci ve III’üncüsü de düzenlenerek geleneksel hale gelen ‘maneviyat psikolojisi’ önümüzdeki yıllarda epeyce tartışılacaktır ve pazılın eksik kısmını tamamlayacaktır” dedi. ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ