Bahçeli'den haçlı zihniyetine vurgu

Kayseri'de yapılan MYK toplantısına katılan MHP Lideri Bahçeli, Batı dünyasında İslam ile terörü aynı çerçeve içinde gösterme girişimlerinin arttığını belirterek, 'Hala haçlı zihniyetinin iş başında olduğunu görüyoruz' dedi.

Bahçeli'den haçlı zihniyetine vurgu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kayseri'de yapılan MYK toplantısı sonrası kameraların karşısına geçerek, 7 Haziran seçimleri, AK Parti Hükümeti ve Fransa'da yapılan saldırıyla ilgili açıklamalar yaptı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye ve Dünyanın 2015 yılına belirsizlik ve tehlikeler altında girdiğini belirterek "İnsanlık umut ile korku arasında güvenli liman arayışını bu gün de sürdürecektir. Karanlık ilişkiler, huzursuzluğa yatırım yapan güçler 2015 yılını erkenden sıkıntıya sokmuştur. Küresel düzen bıçak sırtındadır. Haricimizde yaşanan olumsuzlukların artması dikkatle takip edilmeli ve ders çıkarılmalı. Parti olarak vahim boyutlu gelişmelerden oldukça kaygı duyuyoruz" diye konuştu.
Böylesine ağırlaşan bir gündem içinde MYK toplantısını gerçekleştirdiklerini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Bu kapsamda yapılan ilk toplantıda 7 Haziran'da yapılacak genel seçimlerin hazırlık çalışmaları ele alındı. Devam eden il ve ilçe kongreleri değerlendirildi. Bunun yanında iç ve dış politikalar da değerlendirilmiştir. 2015 seçim yılıdır. Milli irade bir kez daha seçimini yapacak. Ülkemiz 7 Haziran da en kritik seçime sahne olacak. Milletimiz geleceğini oylayacak doğru ve yanlış arasında bir seçim yapacaktır. AKP ya kızağa alınacak ya Türkiye kaybedecek. Aziz milletimiz huzur istiyorsa AKP'yi göndermelidir. Önümüzdeki seçimin telafisi yoktur. Önümüzdeki seçimin hafife alınacak bir yönü de olmayacaktır. MHP, 7 Hazirandaki demokrasi imtihanına var gücüyle hazırlanmaktadır. İnanıyorum ki bu seçimden yüzümüzün akı ile çıkacağız, Türkiye'yi kaos akıntısından kurtaracağız. MYK üyemizin her üyesi bu konuda hemfikirdir."

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: " Kim ne derse desin, anketler ne derse desin Türk milleti MHP'ye iktidar görevini verecektir. AKP, HDP ve PKK ile aynı yolu yürüyüp pazarlıklarını temellendirirken, biz yalnızca Türk Milleti ile yol alacağız. Biz Türklüğün sancaktarı olduğumuzu unutmadan koşacağız. Bizim ittifakımız milletimiz iledir. Bizim tek güvencemiz Türk milletinin tertemiz vicdanıdır. Kirli ve yalan dolu propagandalarla vakit kaybedemeyiz. Başkalarının gündemlerine alet olamayız. Türk milletinin yerel ve küresel sorunun dişlileri arasına sıkıştıranlardan seçimden sonra hesap soracağız. Biz bunlara ertelenmiş hesabımızı seçimden sonra soracağız. Çirkeflik yapan kim varsa ya hukuk önünde veya mahşeri huzur önünde görüşeceğiz. Siyasetimizin ana omurgası milliyetçiliktir."
İlke ve inançların zamana ve şartlara göre değişebilen kavramlar olmadığını anlatan Bahçeli, eski bakanların Yüce Divan’a gönderilmemesini de sert sözlerle eleştirdi. 

Bahçeli, şunları söyledi: "1999 yılında kullandığımız müziği çalmış ve hırsız olmuştur. Bundan sonra kopan ve kopacak olan Davutoğlu'nun itibarıdır. Kesilecek olan kol ve bacak değil, Davutoğlu'nun inandırıcılık damarıdır. Kiziroğlu parçasıyla Başbakan, Kızarmış Davutoğlu olarak anılacaktır.”
Hükümetin dış politikasının çoktan iskelete dönüştüğünü anlatan Bahçeli, "Fransa'da yaşananlar bunun en bariz göstergesidir. İki ayrı rehine vakası ile teröristler yine kan dökmüş ve Fransa'yı sarsmıştır. Fransa'daki saldırıları kınıyor ve başsağlığı diliyoruz." dedi. 
İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğunu anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Caniliğin hoş görülmesi düşünülemeyecektir. İslam alimleri, İslam adına vahşet işleyenleri lanetlemelidir. Küresel barışın temin edilmesi adına herkes ve her ülke nerede durduğunu gözden geçirmelidir. Bu gün mizah dergisini basan katiller yarın da öldürmeye devam edecektir. Dünyanın bir bölgesindeki terörist faaliyetleri hoşgörü ile izlemek ateşle oynamanın diğer tanımıdır."

Yeni yüzyılın en ciddi problemi olan terörizmin kısa sürede hedef değiştiren bir yapı içinde olduğunu anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "ABD'de, 11 Eylül'de binlerce insanın çalıştığı dünya ticaret merkezine yapılan saldırı, hiçbir ülkenin güven içinde olmadığını göstermektedir. Kurulan işbirliği ve temas zeminleri samimi bir şekilde olgunlaştırılmalıdır. Milletler ve devletlerarasında sağduyulu işbirliği ağı oluşturulmadığı takdirde bu gibi saldırılar kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizdeki saldırıları teşvik edenler iyi bilmelidir ki, bu konuda gösterilecek kayıtsızlığın gün gelip o ülkelere de sirayet edeceğini görmek gerekir. Fransa'da olan da bu dur. Batı dünyasında önyargılı odaklar İslam dini ile terörizm ile aynı çerçeve içinde resmetmek için özel gayret göstermektedir. Bu büyük haksızlık ve hatadır. İslam’ın özünü hoşgörü ve merhamet oluşturmaktadır. Bu caniliklerin dinimizle hiçbir ilgisi yoktur. Müslüman’ın teröristi olmadığı gibi Müslüman'a da terörist denilmez. Müslüman’ı terörist ile yan yana getirmek, İslamiyet’i zan altında bırakmak kimsenin haddi değildir. İslam dinini suç icat eden bir içeriğe sokmak öncelikle hala haçlı zihniyetinin iş başında olduğunu göstermektedir. Ölümler, toplu cinayetler, dünyanın her yerinde oluyor. ABD’de okullar basılmakta, çocuklar öldürülmektedir. Suçun, suçlunun, katilin dini ve milliyeti yoktur. Her ülküde teröristlere rastlandığı unutulmamalıdır. Bu dinin ve inanç grubunun itham edilmesini gerektirmez."