Bilgisayar icat oldu, kitap ve kütüphaneler öksüz kaldı
Türkiye 'nin önde gelen arşivcilerinden biri olan Melikgazi Basın Yayın Müdürü Faruk Yaman, kitap ve kütüphanelerin teknolojiye yenik düştüğünü söyledi.
Söyleşimizde bu haftanın konuğu Türkiye’de kitap arşivi yapan ilk üç kişiden biri olan Kamu Yönetim Uzmanı, Tarih Araştırmacısı ve Yazar Faruk Yaman oldu.
Paylaştığı bilgilerde, bu zamana kadar 60 binin üzerinde bir kitap birikimi yaptığını ve Kayseri’deki şehir hafızasını elinde bulundurduğunu dile getiren Yaman, kitap ve okumanın önemine dair açıklamalarda bulunarak: “Bilgisayar icat oldu, kitap ve kütüphaneler öksüz kaldı” dedi.
FARUK BEY, SİZİ BİRAZ TANIYABİLİR MİYİZ?
Eskişehir ili, 1964 yılı doğumluyum. İlk Öğretimi Diyarbakır, Orta Öğrenimi Kayseri ve lise tahsilini ise Mersin ilinde tamamladım. Aslen Kayseri ili, Kıranardı Kasabası nüfusuna kayıtlıydım. Babasının memur olması nedeni ile birçok vilayette bulunarak tahsil hayatımı tamamladım. 1987 yılında Kamu Yönetimi Bölümü’nü 4 yılda bitirdim. Üniversitede okurken birçok araştırmada bulundum. 1989 yılında 205. Dönem Tank Asteğmen olarak Diyarbakır’da vatani görevini yaptım. Askerlik sonrası Kayseri Melikgazi Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak göreve başladım. 1991-1994 yılları arasında Melikgazi Belediyesi Konservatuar Müdürlüğü’ne de vekaleten baktım.
SİZİN BÜYÜK VE KAPSAMLI BİR KİTAP ARŞİVİNİZ OLDUĞU BİLİNİYOR. NERDEN GELİYOR BU MERAK VE KİTAP SİZCE NEDİR?
Okuma alışkanlığım bir aile geleneği geleneğidir. Babam İsmail Yaman okumaya meraklıdır. Zaten babamdan 7 bin civarında bir kitap devir aldım. Yani Faruk Yaman kütüphanesinin temelini babamın kitapları oluşturmaktadır. Babamın memur olması nedeni ile birçok ili gezme imkânım oldu ancak her yaz tatilinde Kayseri’ye gelirdik. Kıranardı benim çok hoşuma giderdi. Kayseri’ye ve köyümü çok seviyorum. Yaz tatili dönüşü çok ağır olurdu. Belki de bu neden ile nerede bir Kayseri hakkında kitap, broşür, fotoğraf veya bayram kartpostalı bulsam alırdım. Belki de bir nebze de olsa köyümün hasretini giderirdim. Bu ufak ufak alınan kitaplar, fotoğraflar, kartpostallar ve belgeler zaman içerisinde Faruk Yaman Kütüphanesi’ni yıllar itibari ile dev bir kitaplığa dönüştü. Bunun içinde ayrı bir yer kaplayan Kayseri Kitapları ise ayrı bir özelliği ile adeta Kayseri’nin hafıza merkezi oldu. Kayseri hakkında özellikle eski Kayseri şehrin yerleşim, mimari, toplumsal, kültürel ve yönetim ile yönetimsel her türlü eski bilgi ve belgeler Faruk Yaman Kütüphanesi’nde yer almaktadır. Kayseri şehrinin ‘Kent Hafızası, Kent Bilgi Bankası, Şehir Kitaplığı’ gibi adına ne derseniz deyin Kayseri’nin tarihi bu kütüphanede yer almaktadır. Bir çok belge ve basılı eser tek nüshadır.
ŞU AN NE KADAR KİTABINIZ BULUNMAKTA, NE KADARINI OKUDUNUZ VE NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ BU KİTAPLARI?
2016 yılı Kasım ayı itibari ile kendime ait 65 bin kitaptan oluşan her türlü kaynak eserin yer aldığı Kütüphanem mevcut olup, 2 bin 200 adet Osmanlıca yazılmış kitap koleksiyonu, Osmanlı Pul ve Madeni ile Kağıt para ve efemera koleksiyonum vardır. 15 bin civarında Osmanlı belgesi bulunmaktadır. Konu tasnifi yapılamayan bu eserler ayrı bir yerde muhafaza edilmektedir. Bu kütüphanede fotoğraflar, bayram kartları, plaklar, kaset çalarlar, video kasetler, cd, vcd ve dvd arşivleri bulunmaktadır. Faruk Yaman Kütüphanesi’nde;
-1898 ile 1950 yıllarını ait 415 eski kayseri fotoğrafları (foto kartları),
-1950 ile 2000 yıllarını kapsayan 345 adet eski kayseri fotoğrafı
-635 adet ( 1965- 2016 yılları arasına ait ) Kayseri bayram kartpostalları
-142 adet Kayseri türkülerin yer aldığı Kayseri Plakları koleksiyonu
- 17 adet Osmanlıca Kayseri harita koleksiyonu
-368 adet Osmanlı belgelerinde Kayseri belge koleksiyonu
-267 adet Kayseri mutfak eşya koleksiyonu
-6420 adet 1885 yılından itibaren günümüze değin basılı Kayseri kitapları koleksiyonum da mevcuttur. Kayseri kitapları koleksiyonunda İngilizce (18), Fransızca(6), Almanca(5), Osmanlıca (22 matbaa, 3 el yazması) İtalyanca(1), Arapça(2) ve Ermenice (3) ve Türkçe 6360 olmak üzere eser yer almaktadır. Bu eserler arasında kitap, kitapçık, özel sayı dergi gibi basılı eserlerdir. Konuların tamamı Kayseri ile ilgilidir. Özellikle seyyah kitapları özel bir özellik ve anlam taşımaktadır.
BU ARŞİV KAÇ YILLIK BİR BİRİKİMİN ÜRÜNÜDÜR, BİZE BU ENVANTERİ OLUŞTURMA SERÜVENİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
2005 yılı içerisinde ilk kez kültür çalışmalarında yer alarak Kayseri kamuoyuna kendimi koleksiyon ürünlerim ile tanıttım. Çünkü 2005 yılına kadar 25 bin kitap, 600 Osmanlıca eser, 6 bin civarında Osmanlıca belge ile dolu dolu bir arşiv ve koleksiyon ürünleri mevcuttu. Bu saklı bilgi ve belge hazinesinin kamuoyuna tanıtılması, bilgilendirilmesi ve paylaşılmasın zamanı geldiğini düşündüm ve bir seri sergi etkinliğinde bulundum.
Açmış olduğum Kişisel Sergiler;
- 11 Şubat 2005 ‘ de Kayseri Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu’nda 6 ana başlıkta toplandığı ve 127 eserin, belgenin sergilendiği “Osmanlı Belgeleri” sergisi
-29 Mart 2005’ de Melikgazi Belediyesi Sergi Salonu’nda 1354 eserin yer aldığı “Kayseri Kitapları” sergisi
- 15 Nisan 2005 ‘de Kayseri Valiliğince düzenlenen, Kayseri Kültür Haftası etkinlerinde Kültür müdürlüğü Sergi Salonu’nda “Kayseri Bayram Kartpostalları” sergisi
- 07 Aralık 2005’de Erciyes Üniversitesi, Sabancı Kültür Sitesi Sergi Salonu’nda 92 eserin yer aldığı “Kayseri Bayram Kartpostalları” sergisi
- 22 Aralık 2006 ‘da Kayseri Park Alış Veriş Merkezi’nde “Eski Kayseri Fotoğrafları” sergisi
- Bu Sergi 12 – 22 Ocak 2007 Tarihleri arasında Kayseri Sanayi Odası sergisi olarak tekrarlandı
- 7 Şubat 2007 ‘ de Erciyes Üniversitesi, İ.İ.B.F Sergi Salonunda “Kayseri Kitapları Sergisi ile Eski Kayseri Fotoğrafları” sergisi
- 2 Mayıs 2008 ‘ de Kayseri Büyükşehir belediyesi Sergisi Salonunda 95 adet Kayseri belgesinin yer aldığı “Osmanlı Belgelerinde Kayseri” sergisi
- 29 Ekim 2010 ‘da Kayseri İpek Saray AVM ‘ de Eğitimci ve Yazar Burhanettin Akbaş ile “Eski Kayseri Fotoğrafları” karma fotoğraf sergisidir. Kayseri Enstitüsü olarak 25 eserin basılmasını sağladım. Bu eserler ilgililere ve araştırmacılara ücretsiz dağılmaktadır. Kayseri Enstitüsü 2006 yılında kurulmuş olup 10 yıl içerisinde Kayseri yayın hayatına 25 eser kazandırmıştır. Bu bir şehir için büyük bir çalışmadır. Faruk Yaman Kütüphanesi bir yaşam tarzının sonucudur. Yani 50 yıllık bir birikimin sonucudur. Yaman ailesi olarak kütüphane bizim bir paçamız olup, aileden biri gibidir. Zaman içerisinde Faruk Yaman Kütüphanesi’nde artık bir ihtisaslaşmaya karar verdim. Bu karardan sonra özellikle Kayseri eserleri ve Kayseri ile ilgili basılı eser ve belge toplama başladım. 1990 yıllarda başlayan bu çalışma sonucu özellikle İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de bütün eski kitap satıcıları yani sahaflarla tanıştım. Müzayede satışı yapan firmalar ile tanıştım. Şu anda Kayseri ile ilgili belge ve yazılı evrak olsun önce beni aramaktadır. Her yıl birçok müzayede katılırım. Müzayedelerden kataloglar gelmektedir. İyi bir alıcıyımdır. Kayseri hakkında özellikle 1950’den önce kaçırdığım veya bende olmayan bir basılı eser yok gibidir. Bundan dolayı iddia ediyorum ki Kayseri şehir tarihi, Kayseri’nin tapusu veya bilgi hazinesi veya hafızası benim oluşturduğum arşiv ve koleksiyonumdadır. Bu açıdan özelikle akademisyenlerin ve araştırmacıların ilgi odağı durumundayım.
ARŞİVİNİZDE NE TÜRDEN KİTAPLAR BULUNUYOR VE KİTAPSEVERLERE HANGİ TÜRDEN KİTAPLARI OKUMALARINI ÖNERİYORSUNUZ?
Faruk Yaman Kütüphanesi’nde her türlü eser bulunmaktadır. Ancak benim genelde satın aldığım ve topladığım eserler tarih ve şehir üzerine eserlerdir. Ancak roman, hikaye, dinler tarihi, sağlık, hukuk, çevre, tarım, ekonomi gibi her ayrı konuda çok sayıda eser bulunmaktadır. Tabi ki bu kütüphanede tahsil yaptığım bölüm ile ilgili olmak üzere kamu yönetimi ağırlıklı birçok kitap bulunmaktadır. Hukuk, idari bilimler, anayasa, çevre, yönetim bilimleri gibi branş eserlere ait geniş bir bölüm bulunmaktadır. Her geçen büyüyen ve gelişen Faruk Yaman Kütüphanesi’nde özellikle son yıllarda beni tanıyanlar ve evrenin özelikle basının etkisi ile birçok kitap getirilmektedir. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu, deyişinin bugünkü versiyonu bilgisayar icat oldu, kitap ve kütüphaneler öksüz kaldı olurdu herhalde. Çünkü eş, dost ve arkadaşlarımız evlerinde kitapları yer yokluğundan bana vermekteler çünkü sanal alemde doğru yanlış her şey bulunmaktadır. Okumak yerine ekrandan takip etmek işi kolaylaştırıyor. Ancak kitap kurtları, kitap severler yine de toplumda ayrı bir yer oluşturmaktadır.
SON OLARAK BU KİTAP ENVANTERİNİ ARTTIRMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ VE BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE BU HAZİNEYİ NASIL DEĞERLENDİRMEYİ PLANLIYORSUNUZ?
Faruk Yaman Kütüphanesi artık benim kontrolümden çıkmış durumdadır. Bu eserlerin büyük bir kısmını genel kütüphanede değerlendirirken önemli ve nadir eserleri güvenlik açısından Organize Sanayi Bölgesi’nde bir büroda bulundurmaktayım. Hal böyle olunca istenen bir belge ve eseri ilgiye vermek için epey bir zaman harcamaktayım. Çünkü Kayseri kitapları koleksiyonun belli bir tasnifi ve sıralaması yapılamamıştır. Kitapların isim ve konu belirlenmesini 2016 yılında belirledik. Ancak bir kütüphaneci işi ile bunları belirli bir düzen ve sıralamasını yapamadık. Hem zaman hem de mekan olarak yetersiz kalmaktayız. Özellikle Kayseri kitapları koleksiyonu bir şehir için büyük bir hazinedir. Bu açıdan özel ve şahıs kütüphaneleri içerisinde kitap varlığı ve nadirliği açısından ilk üç kişiden biriyim. İleri ki yıllarda bu koleksiyon şehir açısından daha kullanışlı ve düzen içende yapılacaktır. Çünkü şu anda ben sadece akademisyen ile şehir tarihçilerine yardımcı olabilmekteyim. Eserlerin belli bir sıralaması olmadığından aradan veya istenen eseri kütüphanede bulmakta zorluk çekiyorum. Ama bizim gibi kent hafızası, kent kitapları veya ismi ne olursa olsun bizim gibi koleksiyoncuların dış ülkelerdeki örnekleri gibi zaman içerisinde kurumlaşacaktır. Dolayısı ile ileriki yıllarda internet üzerenden eserlere ulaşabilecektir. Bu bir hobidir. Zevkli ama yorucu bir çalışmadır. Bu merakın, sevdanın, bu çalışmanın ve bu yaşam biçiminin sonu yoktur. Nesilden nesile devam edecek bir çalışma olup, yurt dışı örneklerinde olduğu gibi zaman içerisinde herhalde müze olarak değerlendirilecektir. Çünkü bunun örnekleri ülkemizdeki vakıf gibi bir yapılanma ile devlet himayesinde şehir kütüphaneleri olarak hizmet vermektedir. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ