Bilim Kurulu üyesi Çelik 'ten 'hasta bina sendromu' uyarısı
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, doğal havalandırması olmayan ve hava girmeyen alanların 'hasta bina sendromu'na neden olduğunu bildirdi.
Çelik, yaptığı açıklamada, insanların yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle temizliğine dikkat etmesi gerektiğini söyledi. "Günlerce banyo yapmayan, ellerini yıkamayan kişiler var." diyen Çelik, bu konuda da ölçülü olunmasını önerdi. Ölçüsüz davranıldığında sürekli el yıkama isteği oluşacağını aktaran Çelik, "Bu nedenle insanlar birçok şeye dokunmadan, tiksinme duygusuyla hareket edecekler. Bunlar zamanla obsesif kompulsif bozukluk yani takıntı hastalığına neden olacak." diye konuştu.
Salgın tedbirleri kapsamında evlerinde kalanlarda "hasta bina sendromu" görülebileceğini de vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Doğal havalandırmanın ne kadar önemli olduğunu ve kapalı alanlarda çok fazla kalmamamız gerektiğini anladık. Hasta bina sendromu var. Sürekli kapalı olan, doğal havalandırması olmayan ve hava girmeyen yerlerde hasta bina sendromu denen tablo ve onun özelliklerini görürsünüz. Burada gerek klimalarla gelen iklimlendirmenin yanlışlığı gerekse oradaki radyasyona maruz kalma bunlar insan sağlığı için son derece zararlı unsurlar."
Çelik, açık alandaki temiz havanın da önemine vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan sonra tüm insanlık için söylüyorum, belki bu tür kapalı mekanları yapmaktan çok uzak kalınması gerektiği düşüncesini oluşturmak gerekli. Bina sendromu da bu sayede ortadan kalkacak. Biz hep kapalı mekanlara gidip oralarda günlerimizi saatlerimizi geçiriyoruz. Bu son derece yanlış bir şey, en güzeli doğada olmak. Doğanın o temizliğini ve güzelliğini almak gerekiyor. Bence koronavirüsün en güzel yanı da bunu ortaya çıkartması."
- Havalandırma yetersizliği ve kullanılan yapı malzemeleri önemli
Çelik, hasta bina sendromu hastalığın belirtileri arasında öksürük, nefes darlığı, göğüste sıkışma, boğazda burunda tıkanıklık ve kuruluk, bazen ateş, hışıltılı solunum, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, kırgınlık, konsantrasyon güçlüğü, bulantı, sinirlilik, ağrılar ve güçsüzlüğün sayılabildiğini dile getirdi.
Dünya Sağlık Örgütünün, her 100 binadan 10 ile 30 'u arasındaki yapının iç hava kirliliği sorunu taşıdığını açıkladığını aktaran Çelik, hastalığın birincil nedenin de iç hava kirliliği olarak gösterildiğini, havalandırma yetersizliği, yapı malzemelerinden sızan maddeler, iç ortamlardaki kimyasalların hava kirliliğinin sebepleri arasında yer aldığını sözlerine ekledi.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, yaptığı açıklamada, insanların koronavirüs nedeniyle korktuğunu söyledi. Çelik, " 'Koronavirüs korku sendromu oluşmaya başladı ' diye söylemiştim. Gerçekten de bu öngörü doğru çıkıyor gibi. Kendi yakınımız olan hastalar da oldu. Hastanede çalışan kişiler de oldu. Psikolojik olarak bir düşüklük oluyor. İnsanlar, hasta olmaktan asla kurtulamayacağı düşüncesi ile bize geliyorlar" diye konuştu.
Hastalıkla mücadelede dikkat edilmesi gereken konulara değinen Çelik, "Hastanede çalışan bir arkadaşımız vardı. O da bu hastalıktan kurtulamayacak gibi bir his içine girmiş. Moral anlamında destek olmaya çalışıyoruz. Psikolog arkadaşlar yardımcı oluyorlar. Bağışıklık sistemini asıl baskılayan şey bu korkudur. Cesur olmamız lazım. Tedbirli ve temkinli olalım ama cesur davranalım. Korktuğunuz zaman bağışıklık sisteminiz çok daha kötü şekilde baskılanacak ve çok daha kötü bir şekilde virüs ve bakterilerden harap olmuş olacak" dedi.
'İNSANLARIN HAYATINI KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ '
Hastanelerinde iyileşen hasta sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Prof. Dr. Çelik, yeni doğum yapmış annenin 25 günlük bebeği ile kendilerine geldiğini söyledi. Çelik, "Anne ve bebek pozitifti. Bu aşamada elimizden gelen desteği verdik. Çocuk bir kere yoğun bakıma gitmek zorunda kaldı. 2 gün sonra annesinin yanına aldık ve iyileştiler. Bunlar gurur verici hikayeler. Bunlarla mutlu oluyoruz. Özellikle bu genç ve yeni doğmuş insanların hayata tutunmasını sağlamak bizi mutlu ediyor. Diğer vatandaşlarımız için de elimizden geleni yapıyoruz. Şunu söylemem de fayda var. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. İnsanların hayatını kurtarmaya çalışıyoruz. Bize gurur veren şey, toplumu da mutlu ediyor" diye konuştu.