Bu haftanın Cuma Hutbesi konusu 'Ramazan'a veda ederken' (28 Mart Cuma)
Diyanet İşler Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bugün Cuma Namazında irat edilecek hutbenin konusu belli oldu. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Diyanet İşler Başkanlığı tarafından yayınlanan bu haftaki hutbede Ramazan ayı sona ererken, Müslümanlar bu mübarek dönemi son teravih namazı ve oruçla uğurlamak için hazırlık yaptığına temas ediliyor. Ramazan’ın sadece bir ay süren bir ibadet dönemi değil, aynı zamanda sabır, iyilik ve Allah’a yakınlık gibi değerleri kazandığımız bir eğitim sürecidir. Bu ay boyunca, Kur'an-ı Kerim’i okuduk, anlamaya çalıştık ve ibadetlerle manevi gücümüzü artırdık. Ancak Ramazan'ın kazandırdığı bu güzel alışkanlıkların sadece bir ayla sınırlı kalmaması gerektiğini unutmamalıyız. Oruç tutarak sabrı öğrendik ve bu sabrı hayatımızın her anına taşımalıyız denilmekte.
Ramazan ayında yapılan yardımlar, sadaka ve zekât ile ihtiyaç sahiplerine destek olduğu vurgulanırken, alışkanlıkları, sadece Ramazan’da değil, yıl boyunca da sürdürmeliyiz. Bayram, sevinç ve mutluluğun paylaşıldığı, güven içinde yaşanması gereken bir zaman dilimidir. Bu yüzden bayramda trafikte dikkatli, sabırlı ve saygılı olmalıyız ifadeleri yer almakta.
Ramazan, sabır ve iyilik alışkanlıkları kazandırarak, bir ömür boyu sürecek bir ibadet yolculuğunun başlangıcıdır. Bayramda, Gazze’deki mazlum kardeşlerimiz gibi zulme uğrayanları unutmayarak dualar etmeliyiz. Sevdiklerimizle birlikte olmanın keyfini çıkarırken, kalbimizi iyilikle beslemeli ve hayatımızda kazandığımız değerleri her zaman hatırlamalıyız mesajı verildi.
Muhterem Müslümanlar!
Ömrümüzden bir Ramazan-ı şerif daha geçmek üzere. Bu akşam kılacağımız son teravih namazımız ve yarın tutacağımız son orucumuzla bu kutlu mevsimi uğurlayacağız inşallah. Cenâb-ı Hak, bizleri; Kur’an’la hayat bulan, namazla kötülüklerden korunan, oruçla takvaya eren, zekât, sadaka ve fitrelerle malını ve nefsini temizleyen bahtiyar kullarından eylesin.
Aziz Müminler!
Ramazan, Allah’ın razı olduğu bir hayatın nasıl olması gerektiğini öğretmek için bizleri her yıl eğitime alan bir mekteptir. Bu güzide mektepte bir ay boyunca, iyi bir insan, samimi bir Müslüman olmayı öğrenmeye çalıştık. Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i okuduk. Onun mesajlarını anlamaya ve yaşamaya gayret ettik. Ramazan’dan sonra da her alanda Kur’an-ı Kerim ile kurduğumuz bu güçlü bağı koruyalım. Hayatımıza onun bereketini taşımaya devam edelim.
Ramazan, bizleri bir ay boyunca camilerimizde ailece bir araya getirdi. Beş vakit namazımızın yanında eda ettiğimiz teravihlerde huşû içinde omuz omuza Rabbimizin divanına durduk. Dualarla, salavatlarla kalplerimizi sükûnete erdirdik. Ancak kulluğumuz, sadece bir güne ya da bir aya mahsus değildir. Yüce Rabbimiz, ‘Ölüm sana ulaşıncaya kadar Rabbine ibadet et.’ buyurarak, bizleri ömür boyu kulluğa davet etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise, ‘Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.’ buyurarak, ibadetlerimizi hayatın her anına aktarmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. O halde, Ramazan’da kazandığımız ibadet alışkanlıklarımızı yıl boyunca da devam ettirelim. Çocuklarımıza cami adabını da öğreterek ailece camilere ve cemaatle namazlara devam edelim.
Kıymetli Müslümanlar!
Ramazan mektebinde, tuttuğumuz oruçlarla iradelerimizi güçlendirdik, sabırlı olmayı öğrendik. Rabbimiz, ‘Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.’ buyurarak bizleri sabırlı olmaya, namazla ve sabırla Allah’tan yardım istemeye davet etmektedir. Öyleyse Ramazan ayında kuşandığımız sabrı; evimize, okul ve iş hayatımıza, çarşı, pazar ve trafiğe de yansıtmaya özen gösterelim. Kin ve nefretle değil, sağduyu ve aklıselimle hareket edelim. Kalp kırmayalım, gönül incitmeyelim.
Değerli Müminler!
İyilik ayı olan Ramazan’da, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ٌ ‘Her iyilik bir sadakadır.’ düsturuyla hareket ettik elhamdülillah. Anne babamıza, eşimize ve çocuklarımıza sevgi ve muhabbetimizi göstermek, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmek, yetim ve öksüzlerin gönüllerine dokunmak suretiyle iyilik yolunun yolcusu olmaya çalıştık. Cenâb-ı Hakk’ın rızasını gözeterek zekât ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle buluşturduk. Bunlarla birlikte maddi ve manevi imkânlarımızla başta siyonist işgalcilerin bombardımanlarına maruz kalan Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere yeryüzündeki mazlumların gönüllerinde bir umut, yüzlerinde tebessüm olmaya gayret gösterdik. Onları zalimlerin insafına terk etmeyeceğimizi bir kez daha yineledik. O halde, Ramazan ayında elde ettiğimiz bu güzel hasletleri hayatımızın her anına ve her alanına aktaralım. İyi bir insan olmaya, yeryüzünde iyiliği yaymaya, her daim zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya devam edelim. İyiliğin dönüştürücü bir gücünün olduğunu, dünyanın ancak iyilerle ve iyilikle dönüşeceğini asla unutmayalım.
Aziz Müslümanlar!
Hutbemi bitirirken önemli bir hususu hatırlatmak istiyorum. Bugünden itibaren birçoğumuz, başta anne ve babamız, akraba ve dostlarımız olmak üzere sevdiklerimizle birlikte Ramazan Bayramı’nı idrak etmek için yola çıkacağız. Araç sürücülerini ve özellikle son yıllarda hızla artan motosiklet kullanıcısı kardeşlerimizi; sevinç günlerine hüzün gölgesi düşürmemek için trafikte sabırlı, anlayışlı ve dikkatli olmaya; birbirimizin hak ve hukukuna saygı göstermeye davet ediyorum.
Bu vesileyle önümüzdeki Pazar günü idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Başta Gazze olmak üzere zalimlerin zulmü altında inleyen bütün din kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşmalarını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.