- Haberler
- Röportaj
- Çobanoğlu: 'Dolar tahakkümünden kurtulmak için ülkeler Dolar kullanımına son vermelidir'
Çobanoğlu: 'Dolar tahakkümünden kurtulmak için ülkeler Dolar kullanımına son vermelidir'
Bu hafta söyleşimizde, Ekonomist Şevki Çobanoğlu ile dünyayı tahakküm altına alan para birimi 'Dolar' konusunu konuştuk.
Verdiği bilgilerde, Amerikan Merkez Bankası (FED)’in aldığı kararlarla dünya ekonomisinde sürekli olarak dalgalanmalar ve bunalımlar yaşanmakta olduğunu kaydeden Çobanoğlu, “Dünya ekonomisini Dolar tahakkümünden kurtarmak için ülkeler, Dolar kullanımına son vermelidirler. ABD Doları tahakkümünden ve ekonomik bunalımlardan kurtulmak için yeniden altına dayalı (kambiyo) para sistemine geçilmelidir” dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNİN DOLAR’IN TAHAKKÜMÜNDE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. BUNUN SEBEBİ NEDİR? BU TAHAKKÜMDEN KURTULMAK İÇİN NE YAPILMALIDIR?
II. Dünya Savaşı’ndan sonra 1944’de, ABD’nin öncülüğünde 44 ülkenin katılımıyla Bretton Woods Konferansı toplanmıştır. ABD’nin tatil beldesi Bretton Woods şehrinde yapılan Konferansta ABD Doları rezerv para olarak kabul edilmiştir. Yani yeni bir para sistemine geçilmiştir. Sistemin işlemesi için IMF ve Dünya Bankası kurulmuştur. Yeni bir sabit kur sistemi getiren ABD Hazine Bakanlığı altını Dolar’a sabitlediğini ve Dolar’ın altın kadar değerli olduğunu açıklamıştır. Bundan sonra tüm değerli madenler ve petrolün satışı ABD Doları ile yapılmaya başlanmıştır. Bugün çatışmaların ana gündem maddeleri: Petrol ve rezerv para olabilmek savaşıdır. Bretton Woods toplantısında alınan kararlardan biri de, ABD Dolar’ının altına sabitlendiği (35 Dolar = 1 ons/31 gram altın) ve her 1 ABD Dolar’ının altın karşılığı basılacağı açıklaması idi. Yani bir ülkenin elinde kaç Dolar varsa, bunun karşılığı altın ABD’de olacaktı, kişi ABD’ye dolar verip karşılığında altın alabilecekti. Yani Dolar sabit kur sistemine geçecekti. Alınan kararla Amerikan Doları rezerv para, dünya parası haline gelmiştir. Bundan sonra Merkez bankalarınca altın yerine Amerikan Doları depolanmaya başlanmıştır. Dolar rezerv para olmuştur. Artık ülke vatandaşları da, kendi millî paralarının yanında Dolar kullanmaya başlamışlardır. ABD Doları bastıkça dünya bu parayı almaya başlamıştır. ABD, üretmeden ‘para kazanmanın’, güçlenmenin yolunu bulmuştur. ABD ekonomisi güçlenirken, küresel bankerler de paralarına para katar olmuşlardır. ABD matbaadan Dolar basarak, hiçbir emek harcamadan karşılığı olmayan Dolarlarla, dünyada üretilen malları satın alır olmuştur. ABD Dolar basımını hızlandırarak dünya merkez bankalarının istedikleri Doları vermiştir. Ancak yabancı ülkelerdeki Dolar’ın ABD’deki altın rezervlerini aşması üzerine sistem çökmüştür. Nihayet 16 Ağustos 1971’de Dolar’ın dış ödemelerde altına bağlı kararı kaldırılmıştır. 1971’den bu yana ABD Doları karşılığı olmayan bir para olarak dış ödemelerde kullanılmaktadır. Dünyada dolaşan Dolar’ın, altın karşılı olmadığı için Amerikan Merkez Bankası (FED)’in aldığı kararlarla dünya ekonomisinde sürekli olarak dalgalanmalar ve bunalımlar yaşanmaktadır. ABD, 5 Cent maliyet ile 100 Dolar basıyor. Basılan bu paraları, IMF ve Dünya Bankası aracılığı ile dünya ülkelerine borç olarak yüksek faizler karşılığında vermektedir. ABD karşılığı olmayan Dolarları basarak dünya ekonomisini tahakküm altına almıştır. Dünya ekonomisini Dolar tahakkümünden kurtarmak için ülkeler Dolar kullanımına son vermelidirler. ABD Doları tahakkümünden ve ekonomik bunalımlardan kurtulmak için yeniden altına dayalı (kambiyo) para sistemine geçilmelidir. Ülkeler, Merkez bankalarında Dolar depolamaktan vazgeçmelidirler. Güçlü ekonomiye sahip olan ülkeler, Merkez bankalarında altın bulundururlar. Millî paralarını da altın karşılığı olarak basarlar.
DOLAR’IN YERİNE NE İKAME EDİLEBİLİR?
Dünyada daha önce altına bağlı bir para sistemi vardı. Altına dayalı para sistemi, ‘elde ne kadar altın varsa o kadar para basılabilir’ esasına dayanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, 1944 yılında aldığı kararla tedavüldeki Dolar’ını altına bağlı olarak bastığını, Dolar’ın altın karşılığı basıldığını tek yanlı bir biçimde dünyaya ilân etmesi ile ekonomik ilişkileri olan dünyadaki bütün ülkelere de millî paralarını artık altına göre değil, ABD Dolar’ını bloke ederek ayarlamalarını önerdi. ABD bu kararının ardından karşılıksız olarak Dolar basmaya başladı. ABD ile ekonomik ilişki içinde olan çoğu ülkeler, ABD Doları depo ederek para basma yoluna gittiler. Böylece dünyada altına dayalı para sistemi terk edilerek, ABD Dolar’ına bağımlı hale geldi. Bu durum ABD’ye bağımlı bütün ülkelerin ekonomik yapılarını bozdu. Dünyada rezerv para haline gelen Dolar’ı basan ABD, petrole para vermeden, petrol faturasını diğer ülkelere ödetir oldu. Bunun için Dolar’ın yerine ikame edilecek olan yeniden altına dayalı para sitemine geçilmelidir. Ülkeler, millî paralarını Dolar karşılığında değil, altın karşılığında basmalıdırlar.
AMERİKA’NIN BAZI ÜLKELERİN EKONOMİSİNE DOLAR POMPALAYARAK VE DAHA SONRA DA ONLARI GERİ ÇEKEREK ÜLKENİN EKONOMİK OLARAK SARSILMASINA SEBEP OLDUĞU SÖYLENİYOR. BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Amerika Merkez Bankası (FED) önce dünyaya Dolar’ı pompalıyor. Sonra da belirli usullerle bu Dolarları çekiyor. Dolar depolayan ve millî parasını Dolar’a sabitleyen ülkeler bu durumdan çok zarar görüyorlar. Amerika Merkez Bankası (FED)’in aldığı faiz kararları dünya ekonomisinde sürekli buhran, bunalım ve krizler meydana getiriyor. FED’in aldığı kararlarla dünyada bazen Dolar yükseliyor, bazen da düşüyor. Bunun için Dolar’a bağımlı ülkeler büyük zararlar görüyor. Ülkeler, ekonomik krizlerden kurtulmak için Dolar’ın etkisinden kurtulmalıdırlar. Ülkelerin Merkez Bankaları, faiz indirimi, enflasyon ve döviz kurları için Amerikan Merkez Bankası (FED)’in kararlarına bağlı olarak kararlar alıyorlar. Küresel sömürü düzeni, ekonomiyi, para politikası ve faiz politikası olarak görmektedir. Küresel sömürü düzeni işliyor. Sömürenler keyiflerine keyif katıyorlar. Sömürülen ülkeler ise ezildikçe eziliyor. Ancak ABD Doları mutlaka bir gün gücünü kaybedecektir. Ülkeler, küresel sömürü düzenine ve Dolar tahakkümüne son vermek için harekete geçmelidirler.
SON ZAMANLARDA BİR YANDAN SAVUNMA VE SALDIRI HARCAMASI YAPAN RUSYA’NIN, DİĞER TARAFTAN EKONOMİK BUNALIMDA OLDUĞU İFADE EDİLİYOR. SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Rusya ekonomisi büyük bir bunalım ve kriz içindedir. Ukrayna ve Türkiye ile ilişkileri de bozulunca Rusya’nın ekonomik krizi daha da derinleşmiştir. Rusya’nın savunma ve savaş harcamaları ekonomik dengelerini iyice bozmuştur. Rusya, yeni kaynaklar elde etmek için saldırıya geçmiştir. Bu amaçla Suriye’deki Beşar Esat rejimine destek vererek, Ortadoğu’da söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Rusya’nın, Türkiye’den yaptığı sebze ve meyve ithalatından vazgeçmesi kendi iç piyasasında fiyatların büyük oranda artmasına sebep olmuştur. Rusya’nın Türkiye’ye karşı aldığı bu olumsuz kararı, Rus halkı tarafından büyük bir tepki ile karşılanmıştır. Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, Türkiye’ye karşı aldığı bu olumsuz kararla zor günler yaşamaktadır. Rusya ekonomisi, petrol fiyatlarında meydana gelen düşüş, rublenin değer yitirmesi, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra ticaret yaptığı Türkiye’yi de kaybetmesi ile iyice sıkıntılı günler yaşamaktadır. Özellikle petrol fiyatlarının 1 yılda yüzde 65 değer kaybetmesi ülke ekonomisinin dibe vurmasına sebep olmuştur. Rusya gelirlerinin yüzde 50’den fazlasını petrol ve doğalgazdan elde etmektedir. Petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Rusya’nın döviz gelirleri azalmış durumdadır. Rusya’da petrol çıkarma maliyetleri dünyadaki emsallerine göre çok daha yüksek durumdadır. Eskimiş olan Sovyet teknolojisi ve petrol endüstrisi, Rusya’yı her varil petrol için 18-20 Dolarlık bir maliyete mecbur bırakıyor. Bugün Suudi Arabistan’da petrol çıkarma maliyetleri 6 Dolar civarındadır. Rusya para birimi ruble, 2014 başından bu yana yüzde 40 değer kaybetmiş durumdadır. Ruble’deki değer kaybı ve Türkiye’ye uygulanan ambargo ülkedeki enflasyonu oldukça yüksek seviye getirmiştir. Bugün Rusya’da enflasyon yüzde 12’ye yükselmiştir.
SON OLARAK, TÜRKİYE, DÜNYADAKİ DOLAR TAHAKKÜMÜ KONUSUNDA NASIL BİR SİYASET İZLEMELİDİR? PARA POLİTİKALARI NE YÖNDE OLMALIDIR?
Türk Lirası, Cumhuriyeti döneminde önce altına dayalı olarak basılmıştır. Daha sonra ABD Doları’na bağlanmıştır. Türk Lirası’nın Dolar’a bağımlı olması ekonomide büyük bunalımlar getirmiştir. Türkiye para politikasını değiştirmeli ve yeniden altına dayalı para sistemine geçilmelidir. Türkiye Merkez Bankası, Dolar depolamaktan vazgeçerek, altın rezervlerini artırmalıdır. Türk Lirası, Merkez Bankası tarafından altına dayalı olarak basılmalı ve ‘konvertible’ bir para haline getirilmelidir. Bir ülke parasının sağlam para olup olmadığı, Merkez bankasında bulundurduğu altın rezervlerine göre ölçülür. Merkez bankasında zengin altın rezervleri olan ülkelerin parası sağlam paradır. Altın karşılığı para basan ülkelerin paralarının bir karşılığı vardır. Dolar karşılığı para basan ülkelerin paralarının bir karşılığı yoktur. Yarın Amerikan ekonomisi iflas ettiği zaman, Dolar depolayan, Dolar karşılığı para basan ülkelerin ekonomileri de iflas edecektir. Zaten bugün Amerikan ekonomisi çöküş sinyalleri vermektedir. Bu nedenle Türkiye, Dolar tahakkümünden bir an önce kurtulmalıdır. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ