Cuma Hutbesinin bu haftaki konusu 'Her zorluktan sonra kolaylık vardır' (13 Aralık)

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Cuma Hutbesi yayımlandı. İşte bu haftanın Cuma Hutbesi. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…

Cuma Hutbesinin bu haftaki konusu 'Her zorluktan sonra kolaylık vardır' (13 Aralık)
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bu haftaki Cuma hutbesinde, Mekke'nin fethinin tarihi ve manevi önemine vurgu yapılmaktadır. Hutbe de, Mekke'nin fethinin İslam'ın zaferini, adaletin zulme galip gelmesini, ve sabırla beklemenin sonunda müjdeyi elde etmeyi simgeleyen bir olay olduğunu anlatılmaktadır. Aynı zamanda, fethin sadece toprağın kazanılması değil, gönüllerin fethedilmesinin de önemini vurgulanmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in Mekke'ye girerken gösterdiği affedicilik ve şefkat, düşmanlarına bile merhametle yaklaşması örnek alınması gereken bir davranış olarak sunulmaktadır.

Hutbede, zor zamanlarda sabır ve umutla beklemenin ve Allah'a güvenmenin gerekliliği de anlatılmaktadır. Her zorluğun ardından kolaylık geleceği ve zalimlerin tarihte hep yenildiği hatırlatılmakta, mazlumların yanında durmanın önemine dikkat çekilmektedir. Ayrıca, zulme karşı durmanın ve adaletin tesis edilmesinin, İslam'ın temel değerlerinden olduğu vurgulanmaktadır.

Son olarak, hutbede, geçmişteki mazlumların yanında durarak onların duasını almak ve zulme karşı durmak, İslam toplumunun bir sorumluluğu olarak sunulmakta ve Müslümanların birbirine kenetlenerek, fitneye karşı uyanık olmaları gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, zalimlere karşı verilen hak ve hakikat mücadelesinin önemine değinilerek, bu çabaların sonunda İslam'ın yücelmesi ve tüm insanlara adaletin ulaşması için dua edilmektedir. Hutbe, Nasr Suresi ile sonlandırılarak, Allah'ın yardımının ve zaferin nihayetinde olacağı mesajı verilmiştir.

İşte bu haftaki Cuma Hutbesi tamamı:

Allah Resûlü (s.a.s) ve güzide ashabının Mekke’nin fethi için hazırlıklara başladığı günlerdeyiz. Geliniz bu haftaki Cuma hutbemizde içinde nice ibretler ve hikmetler barındıran Mekke’nin fethini yeniden hatırlayalım. O gün yaşananları bir kez daha tefekkür edelim. Hayatımıza olumlu katkılar sunacak gerekli dersleri çıkaralım.

Aziz Müminler!

Hicretin sekizinci yılıydı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve sahâbe-i kirâm, hüzünle ayrılmak zorunda kaldıkları vatanlarına kavuşmak ve Kâbe’yi putlardan arındırmak amacıyla Mekke’ye doğru sefere çıktılar. Fetih hazırlıklarının ardından İslam ordusu Mekke’ye girdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), büyük bir tevazu içinde Rabbine hamdederek Kâbe’ye yöneldi; Beytullah’ı tavaf etti, iki rekât namaz kıldı. Sonra da Kâbe’nin merdivenlerine çıkarak, ‘Hamd Mekke’nin fethine dair vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.’  dedi. Mekke halkı ise Kâbe’nin etrafında toplanmış, endişe ve korkuyla Allah Resûlü (s.a.s)’in kendileri için vereceği kararı beklemekteydi. Rahmet Elçisi (s.a.s), kendisini bekleyen kalabalığa doğru şefkat ve merhametle şöyle seslendi: ‘Tıpkı Hz. Yûsuf gibi ben de sizlere,     bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir.’ diyorum. Gidebilirsiniz, hepiniz serbestsiniz.’ 

Kıymetli Müslümanlar!

Mekke’nin fethi; her zorluktan sonra bir kolaylığın, her sıkıntının ardından bir ferahlığın, her hüznün peşinden bir sevincin olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz İnşirâh sûresinde ‘Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.’  buyurmaktadır. Mekke’nin fethi; hakkın batıla, adaletin zulme, iyiliğin kötülüğe mutlaka galip geleceğini haber vermektedir. Toprakları fethetmeden önce gönülleri fethetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Kaybederken Allah’ın yardımından ümidimizi kesmemeyi; kazanırken de adaleti, merhameti ve hakkaniyeti esas almamız gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır.

Cuma Hutbesinin bu haftaki konusu 'Her zorluktan sonra kolaylık vardır' (13 Aralık)

Değerli Müminler!

Tarih bize göstermektedir ki zulüm asla pâyidar olamamıştır, olamayacaktır. Tarih boyunca zalimler hain emellerine asla ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır. Yüce Rabbimizin, ‘Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.’  vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Zulümle âbâd olmaya çalışanın sonu berbat olmuştur, berbat olacaktır. Zulme yardımcı olanlar, zalime kol kanat gerenler ise tıpkı zalimler gibi Allah’ın gazabından asla kurtulamayacaktır. Mazlumların âhı hiçbir zaman yerde kalmamıştır, kalmayacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı gayet açıktır:‘Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü onunla Allah arasında hiçbir perde yoktur.’ 

Aziz Müslümanlar!

Dünyanın neresinde olursa olsun; dinine, ırkına ve rengine bakmadan mazlumların yanında yer almaya devam edelim. Mekke’nin fethinde olduğu gibi Kur’an ve sünnetin rehberliğinde birbirimize kenetlenelim. Kardeşlik hukukunu ve ahlakını gözeterek geleceğe dair umutlarımızı diri tutalım. Aramıza fitne ve fesat tohumu ekmek isteyenlere karşı uyanık olalım. 

Kıymetli Müminler!

Ecdadımıza, Endülüs’ten Balkanlar’a, Kırım’dan Kafkaslar’a, Asya’dan Afrika’ya kadar mazlumlara kol kanat germeyi nasip ettiği gibi torunları olarak bizlere de aynı yolu benimseyip mazlumların duasını almayı lütfeden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamdüsenalar olsun. Zalimlere karşı hak ve hakikat mücadelesi veren, iyiliğin yeryüzünde hâkim olması için gayret gösteren, bütün insanların onurlu, güvenli ve özgürce yaşamaları için çabalayan kardeşlerimizi muvaffak kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hutbemi Nasr sûresinin mealiyle bitiriyorum: ‘Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde; insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamdederek O’nu tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.’