Demokrat Parti döneminde 10 Kasım 'lar

14 Mayıs 1950 seçimlerinde büyük bir oy çoğunluğu sağlayan Demokrat Parti, 22 Mayıs 1950'de Adnan Menderes başbakanlığında ilk hükümeti kurmuştur. Bu dönemde bazı inkılaplarda geriye dönüş yaşanmış, halkın bir kısmı eskiye dönüş özlemini dile getirmişse de 10 Kasım anma törenlerinde bunlara dair izlenimlere rastlanmamıştır.

Demokrat Parti döneminde 10 Kasım 'lar

Demokrat Parti’nin ilk yılında, 10 Kasım anma töreni saat 09.05’te Etnografya Müzesi’nde başlamıştır. Törende cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar kurulu üyeleri, genelkurmay başkanı hazır bulunmuş, siren sesiyle beraber saygı duruşuna geçilmiştir. Saygı duruşunun ardından sırayla kordiplomatik, siyasi parti temsilcileri, Türk Dil ve Tarih kurumu üyeleri, fakülteler, okullar ve halk ziyarette bulunmuşlardır. İstanbul’da halkevlerinde ve üniversitede törenler yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi’ndeki törene vekiller, vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, rektör, askeri ve mülki erkân katılmıştır. Törende Hukuk Fakültesi dekanı konuşma yapmıştır. Eminönü Halkevi’ndeki anma töreninden sonra Sarayburnu’ndaki Atatürk heykeline çelenk konulmuştur. Törenlerde Behçet Kemal Çağlar, Mim Kemal Öke konuşma yapmışlardır. Milli Türk Talebe Birliği saat 15.00’da Atlas Sineması’nda anma töreni düzenlemiş, törene vekiller, vali ve polis müdürü de katılmıştır. Toplantıda Cumhurbaşkanı Celal Bayar, İsmet İnönü ve Hikmet Bayur’un beyannameleri okunmuştur.


Celal Bayarı’ın Anadolu Ajansı vasıtasıyla verdiği beyannamesi;

Birkaç defa tekrarladım. Sevgili Atatürk için benden hatıra istenildiği zaman adeta mütefekkiremin durduğunu hisseder, bu azametli varlık karşısında ne söylemek lazım geleceğini tayin etmekte büyük müşkilata uğrarım. Düşünürüm:
Bu dahi askerin zaferlerinden misal mi vereyim?
Bu büyük devlet adamının, yeni bir devlet kurmaktaki kudretini mi izah edeyim?
Bu emsalsiz diplomatın siyasi kaide haline gelen vecizelerinden, Milli Misak 'ından mı bahsedeyim?
Asil muhitinde bulunan mesai arkadaşlarının her dem çalışma heyecanını, azmini artıran telkinlerini mi anlatayım?
Memleket meselelerini ele alış tarzını ve bu yoldaki örnek fedakarlıklarını mı nakledeyim?

Atatürk’ün 2 senelik hicranı, her gün artan hürmet duygularımızla beraber kalbimizde yaşamaktadır. Emanetlerini mukaddes vedia halinde muhafaza etmeği, eserlerini çok sevdiği milletinin iradesiyle tekamül ettirmeği vazife biliyoruz.
Tanrı rahmet eylesin.

Milli yas sebebiyle bütün eğlence yerleri, tiyatrolar kapalı kalmış, bazı sinemalarda Atatürk’ün hayatıyla ilgili filmler gösterilmiştir. Akşam 19.00’da, İstanbul ve Ankara radyoları Atatürk’ün plağa alınmış sesinden nutkunu yayınlamışlardır. Yabancı radyolarda da Atatürk için yayınlar yapılmıştır. Gazetelerde, Atatürk ile ilgili birçok makale yer almıştır. Ya hayatı anlatılmış ya da onunla ilgili bir anıya yer vermişlerdir. Ayrıca Anıtkabir’in yapımıyla ilgili bilgiler verilmiş ve inşaattan fotoğraflar da gazetede yer almıştır.

Anıtkabir yapılıncaya kadar anma törenleri yukarıda anlatılana benzer şekilde ilerlemiştir. Ankara’daki resmi tören genellikle Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde yapılmış mülki yetkililer bu törene katılmışlardır. Yurdun her yerinde okullarda anma törenleri yapılmıştır. Halkevlerindeki törenler genellikle CHP’lilerce düzenlenmiştir. İstanbul’daki resmi tören ise Fen Fakültesinde yapılmıştır. Ayrıca gençlik teşekkülleri, dernekler de anma programları düzenlemişlerdir. Bu törenlerde şairler, yazarlar, Atatürk’ün yakınında bulunanlar konuşmalar yapmış anılarını anlatmışlardır. Törenlerden sonra Atatürk büstünün ve ya anıtının olduğu yerlere çelenk konulmuştur. Gazetelerde de Atatürk ve hayatıyla ilgili yazılar ve fotoğraflar yer almıştır.
1951 senesinde, Atatürk’ün geçici kabrinin ziyaret usulleriyle ilgili bir yönetmelik yayınlanmıştır. İlgili yönetmelikte ziyaret saatleri, müzenin açık olacağı günler, izinlerin nasıl ve nereden alınacağı belirtilmiştir.


Başbakan Adnan Menderes, Atatürk’ün gerçekleştirdiği inkılapların takip edilmesi gerektiği yönünde bir demeç vermiştir;


Milli mücadelenin başkumandanı, Yeni Türk devletinin kurucusu Atatürk’ü ölüm yıl dönümünde büyük bir acı ile anmaktayız. Esasen O’nu anmadan geçen günümüz de yoktur.


Büyük acımızın büyük tesellisi, Atatürk’ün bıraktığı zamanla bugün arasında Türk milletinin ileriye doğru mühim merhaleler katetmiş olmasıdır. Atatürk’ün bütün gayretlerinin hedefi memleketimizi garplı manasında ileri bir cemiyet seviyesine ulaştırmaktı.

Atatürk’ün eserlerinin o günkü şekil ve hüviyetleriyle muhafazası değil, kuruluşlarındaki hedef ve manaya göre o eserleri tekemmül ettirmektir. Türk Milleti, böyle bir ilerlemenin heyecanını yaşamaktadır. Binaenalyh Atatürk, ruhu şad olarak müsterih uyuyabilir.

Zaman geçtikçe Anıtkabir’in tamamlanamayışı eleştirilmiştir. Atatürk’ün 14. Ölüm yıldönümünde Ankara Üniversitesi gençleri üç gün boyunca Anıtkabir inşaatında çalışmaya kadar vermişler, 300’den fazla genç inşaatta çalışmıştır. Türk Fotoğraf Ajansı Atatürk’ün şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış yüzden fazla fotoğraflarından oluşan sergiyi Anafartalar Caddesinde açmıştır.

ANITKABİR’İN YAPIMI VE ATATÜRK’ÜN NAAŞININ ANITKABİR’E NAKLİ


Atatürk kendisi için bir mezar yaptırmamış veya bu konuda bir vasiyet bırakmamıştır. Recep Peker Atatürk’ün Türkiye topraklarında yatması fikrini belirtmiş, Atatürk de bu fikri beğenmiştir. Anıtmezar yapılmasına karar verilerek, yer tespiti için komisyon kurulmuştur. Komisyondan Anıtkabir için; Çankaya, Etnografya Müzesi, Büyük Millet Meclisinin arkasındaki tepe (Kabatepe), Ankara Kalesi, Bakanlıklar (milli eğitim bakanlığı için ayrılan arsa), eski Ziraat Okulu, Gençlik Parkı, Altındağ (Hıdırlıktepe) ve Gazi Orman Çiftliği öne çıkmıştır. Bu yerler olumlu olumsuz yanlarıyla ele alınmıştır. Süreyya Örgeevren Rasattepe’yi önermiş, buranın bir ucu Dikmen’de bir ucu Etlik’te olan yarım ayın tam ortasında yıldız gibi olduğunu, Anıtkabir’in burada yapılması durumunda Ankara şehrinin kucağını açmış Atatürk’ü kucaklamış olacağını söylemiştir. Rasattepe fikri oy çoğunluğuyla kabul edilmiştir. İnşaatın Rasattepe’de yapılması Haziran 1939’da kararlaştırılmıştır. Temmuz ayında bölgede gerekli tadilatların yapılması için karar alınmıştır. Anıtın mimarisi için 20 Aralık 1939’da başbakanlıkça yarışma kararı alınmış, geniş jüri üyesi kadrosu yapılmıştır. Yarışmaya yerli yabancı birçok kişi katılmıştır. 3 proje ödüle layık görülmüştür. Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda’ya ait proje birinci seçilmiş. Proje, 18 Kasım 1943’te bakanlar kurulunca kabul edilmiştir. 10 Ocak 1944’te temel atma töreni yapılmıştır. Anıtkabir’in bir an önce tamamlanması ve Atatürk’ün naaşının ebedi istirahatgahına taşınması halk için önemli bir konu olmuştur. Zaman zaman gazetelerde inşaattan fotoğraflar yer almıştır. Projenin bitmesinin uzun sürmesi, harcanan para mecliste de tartışılmıştır. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra bu konuya önem vermiştir. Bayındırlık Bakanlığının isteğiyle Anıtkabir’in düzenlenmesi 29 Kasım 1950’de bakanlar kurulu kararıyla onaylamıştır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, TBMM’nin dokuzuncu dönem ikinci toplantı yılı açılış konuşmasında Anıtkabir’in mimari değerine zarar vermeyecek şekilde değişiklikler yapılarak hem inşaatın iki yıl erken bitmesinin sağlanacağını hem de 6 milyon lira civarında tasarruf edileceğini belirtmiş ve kabrin, Atatürk’ün 14. ölüm yılına rastlayan 1952 senesi sonlarında tamamlanacağını belirtmiştir. Çalışmalar hızla yürütülerek Anıtkabir 1953 sonlarına yetiştirilmiştir. Nakil töreninin Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 1953’te yapılmasına karar verilmiştir. Anıtkabir parkına dikilmek için dünya milletleri hükümetlerinden fidan istenmiş ve bu fidanların gümrük vergisinden muaf tutulacağı söylenmiştir. Bu fidanlarla Barış Parkı oluşturulmuştur. Atatür’ün mezarına koymak için; Selanik’te doğduğu evden, İzmir 'deki annesinin mezarından, İstanbul 'daki İnkılap Müzesi’nden, Çanakkale Zafertepe’den, Kıbrıs’tan ve tüm yurttan topraklar getirtilmiştir.
Etnografya Müzesindeki geçici kabir başında üniversiteli gençler 5 Kasım saat 11.50’den itibaren nöbet tutmuşlar, ertesi gün saat 10.00’da nöbeti subaylara devretmişlerdir. 9 Kasım’da saat 09.05’te nöbeti generaller devralmış ve 10 Kasım 09.05’e kadar nöbetleri devam etmiştir. 9 Kasım sabahı saat 10.30’da Atatürk’ün kabri açılmıştır. Gül ağacından yapılan tabut kapağının altına konulmuş olan kurşun tabakası kaldırılmış ve Atatürk’ün vücudunda hiçbir bozulma olmadığı görülmüştür. Atatürk’ün naaşının hiç bozulmadığını ve cevizden yapılan yeni tabuta yerleştirildiğini anlatan rapor yazılmış, meclis reisince imzalanmıştır. Naaşın nakledileceği saatten iki saat önce yollar insanlarla dolmuştur. Kortejin geçeceği güzergahtaki evlerin balkonları kiralanmıştır. Kortejin geçeceği yollar sabah saat 7’den itibaren araç trafiğine kapatılmıştır. Merasime katılacak olan topluluklar, askeri mülki erkan en geç 08.30’da hazır olmuşlardır. Tüm Ankara saygı duruşuna geçmiştir. Katafalktaki tabut saygı duruşunun ardından 12 er tarafından omuzlanarak top arabasına konulmuş bu esnada şehrin üç merkezine yerleştirilen toplar ateşlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı bandosunun çaldığı matem havasıyla yürüyüş başlamıştır. Ulus Gazetesi töreni ayrıntılı olarak anlatmış, ayrıca tören radyodan canlı yayınlanmıştır. Naaşın nakil töreni bittikten sona, Anıtkabir halka açılmıştır. Yaklaşık 70 bin kişi Anıtkabir’i ziyaret etmiştir. Anıtkabir’deki tören sırasında DP Erzurum Milletvekili Sabri Erduman yüksek sesle gülmüş ve yanındakilerle konuşmuş, üniversiteli gençler kendisini uyarmışsa da aldırış etmediği gazetede ayrıca belirtilmiştir. Törene İstanbul Üniversitesinden 150 öğrenci katılmıştır. Anıtkabir açılış hatırası olarak biri 15 diğeri 20 TL değerinde pul bastırılmıştır. Ertesi gün 11 Kasım’da saat 10.00’da başlayan Atatürk’e Sevgi Gösterisi yapılmış, törenin Lozan Meydanı’ndaki kısmına Celal Bayar da katılmış ve gençliğe hitap etmiştir. Yabancı basın naaşın Anıtkabir’e taşınmasına ilgi göstermiştir. Atatürk’ün ebedi istirahatgahına taşınması gazetelerde memnuniyetle karşılanmış ve törenle ilgili fotoğraflara yer verilmiştir.


Bundan sonraki törenler 09.05’te Anıtkabir’de gerçekleştirilmiştir. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, kordiplomatik törene katılıp ardından mozoleye çelenk koymuşlardır. Yine Ankara ve İstanbul’daki fakültelerde resmi anma törenleri yapılmış, tüm yurtta okullarda törenler yapılmıştır. Ayrıca dernekler, halkevleri, öğrenci teşekkülleri ayrı törenler gösteriler düzenlemişlerdir. Genellikle camiilerde ya Makbule Atadan ya da dernek ve ya öğrenci birliklerince mevlüt okutulmuştur. Yazının devamında her sene birbirine benzer şekilde gerçekleşen anma törenlerini tekrarlamak yerine farklı yapılan etkinliklere değineceğim.


10 Kasım 1954’te saat 09.05’de Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evde de tören yapılmıştır. Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesinden Anıtkabir’e taşınması renkli filme alınmış, o film bu sene gösterilmiş, tüm geliri de fakirlere dağıtılmak üzere Kızılay İstanbul temsil heyet başkanına verilmiştir. Atatürk’ün vefatının 16.yılı sebebiyle saat tam 16.00’da Beyazıt Kütüphanesi çocuk bölümünde “Atatürk Kitapları” sergisi açılmıştır. Atatürk hakkında yazılmış 500’den fazla yerli ve yabancı kitap teşhir edilmiş, bunların 15’i eski harfli, 300’ü latin alfabesiyle, 150’si ise yabancı dillerdeki eserler şeklinde sergilenmiştir. Atatürk’ün cumhurbaşkanlığından vefatına değin geçen önemli olayların yer aldığı 50 ciltlik gazete ve 50 ciltlik dergi koleksiyonları da sergide bulunmuştur.


Atatürk’ün ebediyete intikalinin 17. yılı bugün bütün yurtta anılmıştır. Yıldız Parkında şehir nebatat bahçesi açılmış, açılışı yapan Vali ve Belediye Başkanı Kerim Gökay bahçeyi, çiçekleri çok seven Atatürk’e ithaf ettiğini söylemiştir. Mustafa Kemal Derneği ve Halk Eğitim Derneği Müdürlüğü Eminönü lokalinde ortak anma töreni yapmışlardır. Amerika’da da Atatürk’ün ölüm yıldönümü sebebiyle Plaza Otelinde New York’taki Türklerin ve Amerikalı Türk dostlarının katılmasıyla anma töreni yapılmıştır. Atatürk’ün hastalığının başlangıcından vefatına kadar hastalığının bütün seyrini, tedavisini, gıda rejimini, bu devredeki kabullerini tüm ayrıntısıyla anlatan iki nöbet defteri, Türkiye İş Bankası tarafından “Son Nöbet Defteri” adıyla yayınlanmıştır. Radyodan plaktan Atatürk’ün sesi ilk defa halka dinletilmiştir. Şişli’deki İnkılap Müzesinde de tören yapılmıştır. Başbakan Adnan Menderes bu sene İstanbul’daki törene katılmıştır. Beyazıt Kütüphanesi ve Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsünde Atatürk’ün hayatına dair yazılmış eserlerden oluşan sergi açılmıştır. CHP il teşkilatının yapmak istediği törene valilikçe izin verilmemiş, bunun üzerine CHP il idare kurulu olağanüstü toplantı yapmış, toplantı sonunda beyanname yayınlayarak bu durumu protesto etmişlerdir.


1957 yılında törenler önceki senelerdeki gibi olmuştur. Hasta olan İsmet İnönü ve İstanbul’da rektör anma törenine katılmamışlardır. CHP Gençlik Kolları İstanbul şubesince düzenlenecek olan Atatürk’ü Anma Gününe valilikçe izin verilmemiştir. Yüksek Tahsil Gençliği Marmara Sinemasındaki anma töreninden sonra Sarayburnu’ndaki Atatürk heykeline çelenk koymaya sessiz bir yürüyüşle gitmişlerdir.


Atatürk’ün 20. Ölüm yıldönümü töreninde İsmet İnönü mozoleye gitmek için sırasını beklerken kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlarınca selamlanmıştır. Atatürk’ün manevi huzurunda bulunanlar arasında olan Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş Özel Deftere “sana döndük bize yol göster, bugün sana dünden daha muhtacız” şeklinde yazı yazmıştır.
1959 yılındaki törende, Anıtkabir meydanı ve çevresinde hava, deniz, kara kuvvetlerine mensup muhafız kıtası nöbet tutmuştur. TMTF tarafından DTC Fakültesinde tören yapılmış ardından izcilerin taşıdığı iki buçuk metre yüksekliğindeki Atatürk portresiyle öğrenci temsilcileri sessiz yürüyüşle Anıtkabir’e gitmişlerdir. İstanbul’da vapur ve fabrikalar düdüklerini çalarak halkı saygı duruşuna çağırmıştır. Saat 09.05’te bayraklar yarıya indirilip vapurlar düdüklerini çalarken Yunan denizyollarına ait Belgion adlı şilep bu ikisini de yapmamış, rıhtımda toplanan kalabalık ve şilep çalışanları arasında münakaşa olmuş, araya gümrük memurlarının girmesiyle şilepin bayrağı yarıya indirilmiştir. CHP okullara gönderilen anma programında Atatürk’ün gençliğe hitabesinin olmayışını eleştirmiştir. Buna karşılık olarak Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Osman Faruk Verimer okullarda gençliğe hitabenin okunmamasına dair hiçbir tamimin olmadığını söylemiştir. Yalova’da Kaymakam Nizamettin Erkmen yarıya indirilmiş bayrakları tamamen indirtmiştir. Saat 09.05’te Yalova Belediyesinin bayrağının yarıya indirilmemiş olduğu görülmüştür.


Vefatı yurtta ve dünyada büyük bir üzüntüyle karşılanan Atatürk, ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen ilk günkü keder ve heyecanla anılmıştır her sene. Resmi törenler başta Anıtkabir ve DTC Fakültesi ve İstanbul Fen Fakültesi’nde düzenlenmiştir. Her sene gazeteler sayfalarını O’na ayırmış, cumhuriyeti emanet ettiği gençler O’nu anmayı ve anlamayı sürdürmüşlerdir. Ölümü dünya ülkelerini birleştirirken ölüm yıldönümleri de halkını birleştirmiştir.
Atatürk’ün “Beni görmek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir” sözünde olduğu gibi ebediyete intikalinin 82. Yılında anmakla birlikte anlamaya geçeceğimiz günlere…

*Bu çalışma, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Cumhuriyet Tarihi Bilim Dalında doktora öğrencisi olan Yağmur Hodan’ın, "Demokrat Parti Döneminde 10 Kasımlar" başlıklı yüksek lisans tezinin ilgili bölümlerinden türetilmiştir. Çalışma, gazete makalesine dönüştürüldüğü için kaynakçalara yer verilmemiştir.